Kemal Kılıçdaroğlu’ndan özeleştiri: Biz de sütten çıkmış ak kaşık değiliz

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Biz de sütten çıkmış ak kaşık değiliz. Hatamız oldu, yanlışımız oldu. Onları telafi etmeye çalışıyoruz. Şunu da rahatlıkla söyleyebilirim. Son 10 yılda en büyük değişimi yaşayan parti CHP’dir” dedi.Sertaç Özdemir – Emrecan BayramZONGULDAK-Cumhuriyet Halk Partisi, Zonguldak’ta kanaat önderleri, muhtarlar ve STK buluşmaları toplantısı gerçekleştirdi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da […]

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Biz de sütten çıkmış ak kaşık değiliz. Hatamız oldu, yanlışımız oldu. Onları telafi etmeye çalışıyoruz. Şunu da rahatlıkla söyleyebilirim. Son 10 yılda en büyük değişimi yaşayan parti CHP’dir” dedi.

Sertaç Özdemir – Emrecan Bayram
ZONGULDAK-
Cumhuriyet Halk Partisi, Zonguldak’ta kanaat önderleri, muhtarlar ve STK buluşmaları toplantısı gerçekleştirdi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da katıldığı toplantıda kentin sorunları paylaşılarak çözüm önerileri ele alındı. Toplantıda konuşan Kılıçdaroğlu, “Zonguldak’ı belki de dünyaya tanıtan isim rahmetli Bülent Ecevit idi. ‘Ne ezen ne de ezilen insanca hakça düzen’ bu topraklarda söylendi. Gerçekten de 84 milyon kenetlenmek isteniyorsa, evlerinde huzur içerisinde yaşansın düşünülüyorsa ezenin ve ezilenin olmadığı, barışın olduğu, huzurun olduğu, sevginin olduğu bir Türkiye’yi inşa etmeliyiz. Şimdi her birimizin oturup düşünme zamanı. Memleketin iyiye gitmediğini ben de siz de biliyorsunuz. İşsizliğin olduğunu ben de biliyorum siz de biliyorsunuz. Neden bu hale geldik siz de soruyorsunuz ben de soruyorum. Kim buradan Türkiye’yi çıkaracak? Siyaset kurumu. Siyaset kurumu dışında başka bir seçeneğimiz yok. Çünkü ülkeyi yöneten siyaset kurumudur. Belki düşünebilir saygılı kanaat önderlerimiz, muhtarlarımız düşünebilirler. Bizim siyasetle ilgimiz yok. Her birimizin doğuştan itibaren siyasetle ilgisi ortaya çıkıyor. Emzik fiyatına, mama fiyatına zam geldiyse bunu oluşturan siyaset kurumunun getirdiği politikalardır. Belediye otobüsüne binerken bilet fiyatını siyaset kurumu belirler. Dünyayı sorgularken bizi yönetenlerden başlamamız lazım. Aynı yanlışı tekerrür ettirmemek için bu mücadeleyi vermek zorundayız” diye konuştu.

“Zonguldak’ta çıkarılmayı bekleyen kömür var, yıllık 35 milyon ton ithal ediyoruz”

Zonguldak’ın yer altında çıkarılmayı bekleyen kömürü olduğunu söyleyen Kemal Kılıçdaroğlu, “Zonguldak’ın şöyle bir önemi var. Altında bir hazine var. Kömür diyoruz buna. 38 milyon ton kömür tüketiyoruz bir yılda ortalama. Bunun 35 milyon tonunu dışarıdan getiriyoruz. Zonguldak’ta haklı olarak şu soruyu sormalı. Burada kömür varken neden dışarıdan getiriyoruz. Bu soru sorulmazsa Zonguldak’ın sorunları çözülür mü çözülmez bir bu tartışmaların hiçbir anlamı yoktur. Doğru düşünceden hareket edeceksek 35 milyon ton kömür ithal ediyoruz. Niçin? Neden? 1,5 milyar ton kömür rezervi var sadece Zonguldak’ta. Niçin buradan kömür çıkarmıyoruz da dışarıdan getiriyoruz? Belki ilk sormamız gereken soru bu? Bunun kararını alan kim? O da siyaset kurumu. İçeriden çıkarmayalım, dışarıdan ithal edelim. Bu da siyasetçinin belirlediği bir karar. Yanlış mı doğru mu onu sizin takdirinize soruyorum” dedi.

“Dünyaya meydan okumak için üretim gerekiyor”

Kılıçdaroğlu, kömür üretimiyle ilgili sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu toplantının önemi, kanaat önderleriyle beraberiz. Muhtarlar, STK ve meslek odalarının yetkilileriyle beraberiz. Ülkenin sorunları sadece beni ilgilendirmiyor. Kadını erkeği, yaşlısı genci hepimizi ilgilendirmek zorunda. Kömür çıkarırsak ne olur? Zonguldak’ın kömürünü işlersek ne olur? Üç temel şey olur. İstihdam oluşturursunuz. İşçi çalıştıracaksınız. Eskiden burada 10 binlerce insan çalışırdı. Şimdi sayıları düştü. Niçin? Hangi gerekçe ile düştü? Zonguldak ve Türkiye’nin de sorgulaması lazım. Dışarıdan getiriyorsunuz, döviz ödüyorsunuz. Daha yüksek para ödüyorsunuz. Zonguldaklı, Türkiye kazanmıyor. Dışarıdakiler kazanıyor. Niçin? Döviz ödüyorsunuz, öyle bir noktaya geldik ki Merkez Bankası rezervleri eksi. O zaman bir tuşla üç kuş vurmak varken neden üç ayrı alanda negatif bir tabloyla karşı karşıya kalıyoruz. Neden ithal ediyoruz, istihdam oluşturmuyoruz. Bunu birlikte düşünmemiz lazım. Sorunun çözümü çok kolay. Siyasi otorite, yani devleti yöneten diyecek ki ‘dışarıdan kömür ithal edilebilir’. ‘Yeteri kadar çıkarılamazsa yeteri kadar istihdam olmazsa o zaman ithal edeceğim’. Kömür de var, işsiz de var, dolar ödemeyeceğiz işçiye Türk Lirası ödeyeceğiz zaten. Neden bir kazanmıyoruz da biz başkaları kazanıyor. Bu bir siyasi tercihtir. Doğru diyorsanız aynı şekilde oyunuzu gidin mevcut iktidara veriniz. Yanlıştır, Türkiye’nin felaketine yansıyor, Zonguldak işçi kentiyken emekli kenti oldu diyorsanız kendinizi, evlatlarınızı düşünmek zorundasınız. O zaman oyunuzun rengini değiştirmek zorundasınız. ‘Efendim biz Türkiye olarak dünyaya meydan okuyoruz’. İşsizle mi eksi rezervlerle mi? Dünyaya meydan okumak için üretim gerekiyor. İstihdamla büyür. Katma değeri yüksek ürün üretmeye başladı Türkiye. O zaman saygınlık artar. Bu iş alın teri ile olur. Bununla Türkiye büyür. Bakın demir-çelik sektörümüz kömürü dışarıdan getiriyor. Buradan yeteri kadar kömür gelmiyor. Uzun Mehmet’in topraklarındayız. Bu bereketi yeniden yaşamak zorundayız.”

Exit mobile version