Genel

VAY HALİMİZE BÖLE Mİ OLACAKTIK. 

Yok biribirimizden farkımız biz Osmanlı bankasıyız diye bir söz vardı bir zamanlar. Birileri sanatçı kimliği ile dinle alay eder, birileri kıçı açık abaza genç öğrencilerin karşısında ders verir, kimilerde tesettürle çalgı çalar. Kuralsız bir dünya. Bu dünyanın içinde olanlar böyle bir şey. Hesap sorsan bir türlü, sormasan bir türlü. Fuhuş almış başını gidiyor. Nefsi için yaşayanlar aşk yaşadığını sanıyor. Kafeler, otobüsler, kıyı köşe sokak farketmiyor herkesin içinde resmen sevişiyorlar. Kıyafet dersen göbek bacak şov. Tepki versen sen suçlusun. Peki geleceğimizi emanet ettiğimiz bu insanlara, gelecek nesile değerlerimizi nasıl anlatacağız. Bu pavyon kıyafetli hocalarla vatanı nasıl kime teslim edeceğiz.Bu sanatçı geçinen kadın, Camiye bu kıyafetle ayakkabılarıyla girerken neden, niçin, nasıl, kimin için yapıyor. Hadi ceza verilmesin ama bir sorgudan bari geçsin. Derdi neymiş bizde öğrenelim. Bu sanatçı bozmasını Kültür bakanlığına, Bakanlığıda tepeye havale ediyorum. Eskiden diz üstü etekler vardı, şimdilerde bacak üstü oldu. Bundan sonra nasıl olacak bilmiyoruz ama iyi olmayacağı kesin. Öğretmen olmak, örnek olmak, idol olmaktır. Terbiye etmek öğrenci yetirşrmektir. Geldiğimiz noktaya bakınca; tam tersi terbiyesizce kıyafetle ahlak bozma halini almış. Milli eğitim Bakanlığına, bu kadın öğretmeni buradan şikayet ederken, Milli Eğitimi de en tepeye havale etmiş oluyorum. Derin âlim, şeyh-ul-islam Ahmed ibni Kemal efendinin Kırk Hadisinin tercümesinde, 39. hadis-i şerifte, (Mizmarları kırmak için ve hınzırları öldürmek için gönderildim) buyuruluyor. Mizmar, düdük ve bütün çalgı aletleridir. Bu hadis-i şerifin manası, her çeşit çalgıyı ve domuz eti yemeği yasak etmek için emrolundum demektir.Hal böyleyken, kimler bu kadınları organize ediyor anlamış değilim. Tesettürü bu şekilde müzik aletleriyle bir arada olmasından rahatsız olmayan din adamları işleri başkanlığına , onlarıda tepeye şikayet ediyorum. Anlaşılan tek şey var, bu başıboşluğa bir kural koyanın olmayışıdır. Yazık yazık yazık. Bir gün başımıza ya taş yağacak ya da, başımıza Gülabi gelecek. Anlayana sivri sinek saz, anlamayana dam üstünde saksağan, düşünene manda yuva yapmış söğüt dalına. (ONUR ERCAN’IN YAZISI)

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Trendler