İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Çukurca’da 3 sivili katleden turuncu listedeki terörist öldürüldü” dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Güllüce Mahallesi’nde bulunan Polis Özel Harekat Merkezini ziyaret ederek özel harekat polislerini ziyaret etti. Yüksekova’ya gelen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy, Jandarma Orgeneral Arif Çetin eşlik etti. Soylu, Yüksekova Selahaddin Eyyübi Havalimanında Vali ve Belediye Başkan Vekili İdris Akbıyık, Yüksekova Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Osman Doğramacı, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Ahmet Kavukçu, İl Emniyet Müdürü Salavat Mete Pınar, AK Parti İl Başkanı Abdulmuttalip Özbek ve İlçe Başkanı Fatih Aslan, Esendere ve Büyükçiftlik Belde Belediye başkanları tarafından karşılandı.
Yüksekova Özel Harekat Yaşam Merkezinde konuşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Sizi bugün daha çok güçlü, kudretli ve azametli gördüm. İnanıyorum ki Ramazan’dan sonra çok daha güçlü, kudretli ve azametli adımlara ihtiyacımız var. Özellikle son günlerde Hakkari dahil olmak üzere terör örgütüne adım attırmayacak bir noktada olduğumuzu sizlere söylemek istiyorum. Nerelerden nerelere geldiğimizi, bunun kıymetini iyi bildiğimizi burada bir kez daha sizlere ifade etmek istiyorum. Bir taraftan en son bu hafta 12 teröristti, 6+3+3 etkisiz hale getirdik, bunlardan 3’ü Hakkari’de. Bu teröristler kafalarını çıkarır çıkarmaz kış üstlenmesinden çıkar çıkmaz, gereğini arkadaşlarımız yerine getirdiler” dedi.
“Sivil şehitlerin kanları yerde kalmadı”
Terörle mücadelenin hem yurt içinde hem de yurt dışında başarılı bir şekilde devam ettiğini dile getiren Bakan Soylu, “Bu yılı terör örgütünün Türkiye faaliyetlerinin inşallah sona erdirildiği yıl olarak hep beraber görmek istiyoruz. Şimdi Avaşin Basyan’da sınırın bu tarafında özel harekat polisimiz, jandarmamız, komandolarımız, sınırın öteki tarafında kahraman Mehmetçiğimiz hep birlikte temizliyoruz. Bu coğrafyaya ödettiklerini, bedellerin maliyetini bir bir soruyoruz. Geçen yıl çok üzülmüştük. 3 sivilimiz Çukurca’da katledilmişti. Kazan Vadisi’nde infaz etmişlerdi. Kardeşleri sahipsiz kalmıştı, evlatları sahipsiz kalmıştı. Gittik ziyaret ettik. Bir millet sahip çıktı. ‘Siz merak etmeyin bunun hesabını soracağız’ dedik. Hesabını sorduk. 8 Mayıs’ta etkisiz hale getirilen 3 teröristten turuncu listede aranan ‘Bahoz’ kod adlı Ferhat Taşdemir, Hakkari’de sivil vatandaşlar Orhan Adıyaman, Onur Bozkurt ve Arif Sevinç’i şehit eden terörist. O çocuklarımızın kanı yerde kalmadı. Bu kadar net” diye konuştu.
“Bu milletin kuvvetine güveniyoruz, bu milletin kudretine güveniyoruz”
Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve milletiyle oyun oynamaya kalkanlardan bunun hesabını sorduklarını kaydeden Bakan Soylu, “Kendimize güveniyoruz, size güveniyoruz. Bu milletin asaletine güveniyoruz. Bu milletin kuvvetine güveniyoruz. Bu milletin kudretine güveniyoruz. Allah bizimle beraberdir. Size bakıyor ve imreniyorum. Sizin için diyecekler ki ‘Bu ülkenin başına musallat olmuş, 40 yıllık terörü bunlar bitirdi.’ Torunlarınız, sizden sonra gelecek nesilleriniz sizlerle onur duyacaklar. Şehit ve gazilerimizle nasıl onur duyuyorsak, sizlerle de onur duyacaklar. ‘Bunlar bizim dedelerimiz, terörü bitirdiler’ diyecekler” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bayram tebriklerini ileten Bakan Soylu, “Bu vesileyle Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, bizim başkomutanımızın, devlet başkanımızın sizlere bayram dileklerini, selamlarını muhabbetlerini ve sevgilerini getirdim, bayramınız mübarek olsun. Hem sizlerin bayramını tebrik ediyorum hem tüm kahraman güvenlik güçlerimizin bayramını tebrik ediyorum. Türkiye’nin her noktasında görev yapan özel harekatımızın polislerimizin bayramını tebrik ediyorum” şeklinde sözlerini tamamladı.
Bingöl’de işçileri taşıyan minibüs, şarampole devrildi; 9 yaralı
Bingöl‘ün Genç ilçesinde işçileri taşıyan minibüsün şarampole devrildiği kazada 2’si ağır 9 kişi yaralandı.
Aziz ÖNAL-Özcan ARGİN BİNGÖL-Kaza, sabah saatlerinde Genç ilçesi Diyarbakır kara yolu Şehitköy mevkisinde meydana geldi. Özel bir firmada çalışan işçileri taşıyan ve sürücüsünün ismi öğrenilmeyen minibüs, kontrolden çıkarak şarampole devrildi. Kazada araçtaki 9 kişi yaralandı. İhbarla olay yerine sağlık, itfaiye ve jandarma ekipleri sevk edildi. Yaralılar, ilk müdahalenin ardından Genç Devlet Hastanesi ve Bingöl Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Yaralılardan 2’sinin durumunun ağır olduğu belirtilirken, kazayla ilgili soruşturma başlatıldı. (DHA)
Dişi çekildikten sonra kanaması durdurulamayan Toprak, öldü
Diyarbakır’da, dişi çekildikten sonra götürüldüğü hastanelerde kanaması durdurulamayan Toprak Önkol (10), hayatını kaybetti. Babası Adem Önkol, uyarısına rağmen doktorun röntgen çekmeden dişi çektiğini ifade ederek, sorumlular hakkında şikayetçi oldu. İl Sağlık Müdürlüğü de konu ile ilgili idari soruşturma başlattı.
Özcan ARGİN-Gıyasettin TETİK DİYARBAKIR-Evde dişi kanayan Toprak Önkol, ailesinin ihbarı üzerine gelen ambulansla Dağkapı’daki Çocuk Hastalıkları Hastanesi’ne kaldırıldı. Burada kanaması durdurulan Önkol, doktorun yönlendirmesi ve mutlaka röntgen çekilerek müdahale edilmesi gerektiği uyarısının ardından Ağız ve Diş Hastalıkları Hastanesi Bağlar Semt Polikliniği’ne götürüldü.
İddiaya göre, çocuk diş hekimi H.A., baba Adem Önkol’un uyarısına rağmen diş röntgeni çekmeden Toprak Önkol’un dişini çekti. Önkol’un yeniden başlayan kanaması durdurulamayınca, ambulansla önce özel bir hastaneye, buradan da Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’ne sevk edildi. Toprak Önkol burada doktorların tüm çabasına karşın hayatını kaybetti. Toprak Önkol’un cenazesi, Adli Tıp Kurumu’ndaki otopsi işlemlerinin ardından Bingöl’ün Genç ilçesine bağlı Yayla köyünde toprağa verildi.
‘KIZIMIN VEFATINDA KUSURLU BULUNAN HERKESTEN DAVACI VE ŞİKAYETÇİYİM’
Baba Adem Önkol, ifadesinde kızının hayatını kaybetmesinde kusurlu bulunan herkesten şikayetçi olduğunu belirterek, “19 Mart günü sabah 05.00 sıralarında kızım Toprak Önkol’un dişinde bir kanama meydana geldi. Kanama durmayınca ambulans çağırıp, 05.30 sıralarında Dağkapı’da bulunan hastaneye götürdük. Orada kızıma serum verildi ve kanama durdu. Buradaki doktor, bana konunun kendi alanı dışı olduğunu, çocuk diş doktorunun görmesi gerektiğini söyledi. Özellikle çocuğun diş röntgeninin çekilmeden müdahale edilmemesi gerektiğini vurguladı.
Ben de kızımı alarak, Turgut Özal Bulvarı’ndaki Bağlar Semt Polikliniği’ne gittim. İsmini olay sebebiyle öğrendiğim çocuk diş doktoru H.A.’nın yanına gittim ve önceki doktorun diş röntgeni çekilmeden müdahale edilmemesi gerektiği bilgisini 3 kere üst üste söyledim. Doktor bana ‘Bana mesleğimi mi öğretiyorsun’ diyerek hiçbir işlem yapmadan, kızımın dişini çekti. Dişi çeker çekmez kızımın ağzından kan fışkırmaya başladı.
Kanı durdurmak için uğraştılar ancak durmadı. Daha sonra kızımı ambulans ile özel bir hastaneye götürdük. Ambulansta doktor H.A. da vardı. Özel hastanede kızıma müdahale ettiler ancak kan durmadı. Sonra tekrar ambulans ile Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi’ne geldi. Doktor H.A. buraya da geldi, kızıma müdahale ettiler. Kızımın burada bilincini kaybettiğini öğrendim. Sonra ameliyathanede olan kızımın saat 18.00 sıralarında vefat etmiş olduğunu öğrendim. Doktor H.A. başta olmak üzere kızımın vefatında kusurlu bulunan herkesten davacı ve şikayetçiyim” dedi. (DHA)
2 kişiyi öldürüp, 3 kişiyi yaralayan sanıktan ‘Yapay zekayla aklımı okuyorlardı’ savunması
Tekirdağ’da platonik aşk beslediği Fatma Özdemir (27) ile birlikte çay içtiği arkadaşı Barkın Perçin’i (34) tabancıyla vurarak öldürüp, 1’i polis 3 kişiyi de yaralayan Eren Uzuner (35), “Yapay zekayla aklımı okuduklarını öğrendim. İçime attığım sözleri şarkıcılara sattıklarını öğrendim. Ben de artık psikolojik baskılara dayanamayarak bu olayı gerçekleştirdim” dedi.
Abdullah YALÇIN TEKİRDAĞ-Tekirdağ’da ev eşyaları satış mağazasında şoför olarak çalışan Eren Uzuner, 4 Ekim 2024 günü Süleymanpaşa ilçesi Hükümet Caddesi üzerinde aynı mağazadaki platonik aşk beslediği Fatma Özdemir’i, iş yeri yakınlarındaki çay ocağının önünde arkadaşı Barkın Perçin ile otururken gördü. Eren Uzuner, taburede oturan Özdemir ve Perçin’in yanlarına gidip, üzerinde taşıdığı tabancayla ateş etti. Özdemir ile Perçin, vücutlarına isabet eden kurşunlarla yaralandı. Uzuner, elindeki silahla geri döndüğü mağazada bu kez iş arkadaşları N.Ç.K. adlı kadın ile S.D.’yi vurup yaraladı. Eren Uzuner, daha sonra mağazaya ait sevkiyat aracına binip kaçtı. Uzuner, kaçarken aracını durduran polislerden birini yaraladı. Hastaneye kaldırılan yaralılar, Fatma Özdemir ile Barkın Perçin hayatlarını kaybetti.
Tutuklanan Eren Uzuner hakkında, ‘Kasten öldürme’ suçundan 2 kez ağırlaştırılmış müebbet ve ‘Kasten öldürmeye teşebbüs’ suçlarından dava açıldı.
Uzuner’in yargılanması bugün Tekirdağ 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Duruşmaya tutuklu sanık Eren Uzuner, SEGBİS ile bağlanırken, duruşmada ölenlerin aileleri ile taraf avukatları hazır bulundu. Duruşmada savunmasını yapan Uzuner, yapay zekayla aklının okunduğunu ve düşüncelerini önceden bilindiğini öne sürdü. Fatma Özdemir’e karşı bir şeyler hissettiğini söyleyen Eren Uzuner, “Daha sonra ona açıldım. Fatma’ya açıldıktan sonra onu çay ocağında görmeye başladım. Sonra sürekli benimle dalga geçmeye başladılar ve bunu neden yaptıklarını sorguladım. Yapay zekayla aklımı okuduklarını öğrendim. İçime attığım sözleri şarkıcılara sattıklarını öğrendim. Ben de artık psikolojik baskılara dayanamayarak bu olayı gerçekleştirdim” dedi.
Sanık Uzuner, kaçarken yaralanan polise kasıtlı olarak ateş etmediği, kaçarken kaza yaptığı sırada silahın ateş aldığını iddia etti. Duruşmada tanık olarak dinlenen polis memuru Ö.K., sanığın kendini doğrudan hedef alarak ateş ettiğini ve yüzünden yaralandığını anlattı. Eren Uzuner’in tabanca ile mağazada yaraladığı S.D. iye N.Ç.K. de sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını talep etti.
Fatma Özdemir’in kardeşi Selen Özdemir, Uzuner’in kardeşini daha önce tehdit ettiğini belirterek, en ağır cezayı almasını istediğini söyledi.
Ölen Barkın Perçin’in babası Mustafa Perçin de sanığın beyanlarını kabul etmediğini, ömür boyu ceza alması gerektiğini söyledi. Duruşma ertelendi.
Ailelerin avukatı Kamil Can Yavaş, duruşmanın ardından yaptığı açıklamada, sanığın olayı tasarlayarak gerçekleştirdiğini söyledi. Yavaş, “Herhangi bir pişmanlık duymadığını beyan etti. Bu sebeple biz avukatlar kadına karşı gerçekleştirilmiş bir cinayette sanığının en ağır şekilde cezalandırılması için gerekli tüm hukuki mücadelemizi vereceğiz. Umarım böyle bir olay bir daha yaşanmaz, bir kadın veya herhangi bir kişi bu şekilde öldürülmez” dedi. Avukat Fırat Eren Canpolat da sanığın olaydan pişmanlık duymadığını ve gerekli cezayı alması için sürecin takipçisi olacaklarını belirtti. (DHA)