Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Siyaset

Fuat Oktay, “Bu zulüm son bulacak”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, “1947’den beri devam eden bir zulümden bahsediyoruz. 1948’de kurulan İsrail devleti tamamen bir terör devletine dönmüş durumda. Tamamen devlet terörü uygulayacak 74 yıldır zulüm altında yaşayan kaç tane nesil. İnşallah bu zulüm son bulacaktır” dedi.

Millet Cami’nde kılınan bayram namazı sonrasında gazetecilerin sorularına cevap veren Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, İsrail’in Filistinlilere karşı uyguladığı zulmün son bulması gerektiğini belirterek, İslam ülkelerinin net bir duruş sergilemesi gerektiğini söyledi.

“İnşallah tünelin sonunu da görebiliyoruz”

Bayramların birlik ve dayanışma günü olduğunu, özellikle salgın döneminde bu dayanışmanın artmasına vesile olacağını belirten Fuat Oktay, “Türkiye tek yürek çarpıyor. Fiziken birbirinin yanında olamasa bile kalben herkes birbirinin yanında. Bu bayramda tedbirlere uyalım. Ama iletişim boyutunda da telefonla da olsa mutlaka bayramlaşmamızı yerine getirelim. Geçen ramazan bayramında namazı bile kılamamıştık, salgına bütün şiddeti ile girdiğimiz bir dönemdi. Hamdolsun bu sene en azından bayram namazımızı da kıldık. İnşallah tünelin sonunu da görebiliyoruz geçen yıl ile kıyasladığımız zaman. En azından hızlı bir şekilde aşılamaya devam ederek, kendi aşılarımızı da geliştirerek bu süreci hızlı bir şekilde geride bırakacağız. Son bir yıla baktığımızda da tamamen salgın ile geçirdiğimiz bir yıldı. Hamdolsun sanayinin çarklarını döndürmeye devam ettik, belki bu yıl, inşallah Türkiye tarihinin belki de en güçlü ihracatının da gerçekleştirileceği, sanayinin, üretimin en çok arttığı yıllardan birisini yaşayacağız. Arzu ediyoruz aldığımız tedbirlerle, hızlı aşılama ile birlikte hizmet sektöründeki sıkıntıları biliyoruz. Burada da esnaflarımız, turizm sektörü başta olmak üzere onların da rahatlayacağı bir sezona girelim diye arzu ediyoruz. Tüm gayretimiz bununla ilgili” diye konuştu.

“Uluslararası koruma da dahil bir barış gücü orada yerini alsın”

Azerbaycan’da Karabağ topraklarının bu yıl tamamen özgür bir şekilde bayramı kutladığını belirten Oktay, “Gelecek yıllarda da bugün zulüm altında olan topraklardaki kardeşlerimizin özgürlüklerine kavuştuğu günleri yaşıyor oluruz” ifadelerini kullandı.

Ramazan bayramının buruk kutlandığını belirten ve İsrail’in zulmü altında inleyen Filistinlilerin olduğunu söyleyen Oktay, “Şehitlerimiz var, bunlardan 17 tanesi çocuk olan şehitlerimiz, hiçbir günahı olmayan. Savunmasız insanların gidip evlerini işgal edeceksiniz, başlarına yıkacaksınız, tüm İslam aleminin kıblegahı olan, aslında üç semavi dinin için de kutsal olan bir bölgenin hem de en kutsal günlerde, ramazan ayında, kadir gecesi arifesinde işgal girişiminde bulunacaksınız, savunmasız insanlara bombalar yağdıracaksınız, sonra da geri çekilip ‘bu insanlar kendisini savunuyor’ diye de utanma duygusu olmadan ithamda bulunacaksınız. Ne yazık ki, bu ithamları dünyadan da duymaya başladık. Bu insanlığın utancıdır. 1947’den beri devam eden bir zulümden bahsediyoruz. 1948’de kurulan İsrail devleti tamamen bir terör devletine dönmüş durumda. Tamamen devlet terörü uygulayacak 74 yıldır zulüm altında yaşayan kaç tane nesil. İnşallah bu zulüm son bulacaktır. Kim ne yaparsa yapsın Filistin toprağı, Mescid-i Aksa Müslümanların, Filistinlilerindir, Kudüs Filistinlilerindir. Filistin bağımsız bir devlet olarak gelecekte haklı yerini alacaktır. Buna bütün dünya saygı duymak durumunda. Ama sadece saygı duymak veya olayları lanetlemek değil, bunu İslam dünyası için söylüyorum özellikle, gereğini yapmakla da sorumluyuz. İslam dünyasındaki birlik ve beraberliğin arzu edilen seviyede olmaması bunu fırsata dönüştüren, devlet terörü uygulayan bazı mihrakları da harekete geçiriyor. Ramazan bayramı yeniden uyanışımıza, dirilişimize, kendi içimizdeki birlik ve beraberliğe vesile olur. Türkiye olarak biz elimizden gelen her şeyi sonuna kadar yapıyoruz. Cumhurbaşkanımızın gecesi gündüzü bu konuyla ilgili. Bütün dünya, Filistinli kardeşlerimiz de buna şahittir. BM, İİT, Arap Ligi ile olan yoğun istişareler, devlet başkanları ile görüşmeler sonuna kadar sürdürülüyor, harekete geçirilmeye çalışılıyor. Arzu ettiğimiz olay da fiili tedbirlerin alınmasıdır. Sadece kınamaların bir şey ifade etmediğini görüyoruz. BM’de defalarca alınan kararlar var, kınamalar var maalesef bir sonuç alınamıyor. Çünkü net bir duruş sergilenmiyor. Müslümanlara karşı olduğu zaman bu duruşlar sergileniyor. Aynı duruş İsrail’e sergilenmek zorunda. Bu zulüm devam edemez. Mescid-i Aksa bizim ilk kıblemizdir, ilk kıblemiz olarak ta kalacaktır. Kudüs Filistin’in başkentidir, başkenti olarak kalacaktır. Kudüs’ü İsrail’in başkenti yapmaya çalışanlar, Kudüs’ün zorla İsrail’in başkenti olmaya çalışan ülkelerde bu zulmü ortaktır, bu duruş karşısında net duruş sergilemeyen herkes buna ortaktır. Uluslararası koruma da dahil bir barış gücü orada yerini alsın” ifadelerini kullandı.

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Siyaset

Arapça tabelalar kalktı, İngilizce tabelalar duruyor: O zaman İngilizce tabelalar da kaldırılsın

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) yönetimindeki belediyelerin başlatmış olduğu Arapça tabelaların kaldırılmasını Bolulu vatandaşlar destekleyerek, İngilizce tabelaların da kaldırılması gerektiğini savundu.

Enes Özkan
BOLU-
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) yönetimindeki belediyeler Arapça yazılı tabelalara yönelik harekete geçti. Bursa, Kilis, İzmir ve Uşak’taki Arapça tabelalar zabıta ekipleri tarafından kaldırıldı. Sığınmacılara yönelik sert söylemleri ve yaptırımları bulunan Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan da geçtiğimiz aylarda Bolu Afganistan Gençleri Sosyal Kültürel ve Yardımlaşma Derneği binasının önüne giderek çağırdığı zabıta ekiplerine tabelayı söktürmüştü. Bolu genelinde göreve geldiği günden bu yana Arapça tabelaya izin vermeyen Başkan Özcan, kentteki İngilizce tabelalara ise dokunmadı. Küresel markaların tabelaları ve bayraklarının dalgalandığı Bolu’da vatandaşlar CHP’li belediyelerinin kararları hakkında konuştu.

Tabelaların kaldırılmasında adaletli olunmadığını ifade eden Mahmut Alan, “Türkiye genelinde, CHP’li belediyelerde görüyoruz bunu daha çok. Esasında bana göre kararlar doğru. Çünkü Türkiye’de yaşıyoruz, Türkçe tabelalar olabilir. Ben bu uygulamayı adaletli bulmuyorum. Türkçe harici tabelalar kaldırılıyorsa o zaman İngilizce tabelalar da kaldırılsın. Madem bir uygulama yapılacak, hepsine uygulanmalı” dedi.

Arapça tabelaların yerine küresel markaların tabelalarının sökülmesi gerektiğini ifade eden Yadigar Keleş, “Öncelikle küresel markaların tabelaları indirilsin. Türklerin kanını sömüren markalar var. Onlar kaldırılmalı” diye konuştu. Sadece Türkçe tabelaların kalması gerektiğini savunan Recep Eren, “Arapça bilmiyoruz, tercümanla dolaşmamız lazım. İngilizceden de anlamayız. Türkçe olacak. Özümüz sözümüz Türk” ifadelerini kullandı.

CHP’ye tepki gösteren Mustafa Bayındır ise “CHP önce kendini kaldırsın. O 6 ok milletin ciğerine batıyor. Kendine bir şey mi zannediyor? Görelim bakalım PKK ile ortaklık nasıl oluyormuş görelim. Ne tabelası, milletin kimliğini kaldıracaklar. Adana ve Mersin’e kadar bölecekler PKK ile birlikte” şeklinde düşüncelerini ifade etti.

Okumaya devam et

Siyaset

TBMM Başkanı Kurtulmuş: Dünya barışının kalbi Ortadoğu’dur

Mardin’de sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya gelen Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş, “Dünya barışının kalbi Ortadoğu’dur. Bu kilidi açan anahtar ise Filistin‘dir. Filistin’de barış ve huzur gerçekten sağlanmışsa dünya çapında barış olmuştur demektir” dedi.

Sadiye Alav
MARDİN-
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Mardin’de sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi. Kurtulmuş, yaptığı konuşmada, “Hemen yanıbaşımızda bölgede hem ülkeler arasındaki gerilim ve çatışma, hem de bu bölgede faaliyet gösteren terör grupları üzerinden ortaya çıkarılan bazı çatışmalar ve gerilimler bu bölgeye fevkalade hassas hale getirmiştir. Her şeyden evvel 6 ayı aşkın bir süredir İsrail’de hükümetin saldırgan tutumları Gazze halkına karşı yapılan insanlık suçları hepimizi derinden etkiliyor ve hepimizin kalbini buruk bir hale getiriyor. İşte biz Türkiye olarak başından itibaren başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere bütün kurum ve kuruluşlarımızla birlikte Gazze’nin masum ve mazlum halkının yanında yer aldık. Acilen ateşkesin sağlanması ve Gazze’ye insani yardımların götürülmesi için üzerimize düşen bütün sorumlulukları yerine getirmeye çalışıyoruz. Yine bu bölgede sorunun devam etmesi bölgede yeni sorunların da başlangıcı olabileceği ilk günden itibaren uluslararası bütün platformlarda bir uyarı olarak ortaya koyduk. Dünya barışın kapısı Ortadoğu‘dur. Bu kilidi açan anahtar ise Filistin‘dir. Filistin’de barış ve huzur gerçekten sağlanmışsa dünya çapında barış olmuştur demektir. Türkiye olarak diyoruz ki ateş daha fazla büyütmeden bu bölgedeki ateşi söndürmek ve Filistinlerin haklı davasında iki devlet bir çözüm esasıyla özgür ve bağımsız bir Filistin devletinin kuruluşunun yolunu açmaktır” dedi.

TBMM Başkanı Kurtulmuş, “Gücünden çekinilen bir Türkiye olmak mecburiyetindeyiz yoksa diğer bazı başka ülkelerin karşılaştığı gibi oradan oraya savrulma ihtimali çeşit çeşit yeni tehditlerle muhatap olma ihtimali mevcuttur. Bunun için diyoruz ki hep beraber Türkiye’de 85 milyon olarak ortak hedeflerimize yönelik Türkiye’yi her alanda güçlü ve büyük Türkiye yapabilmek için el ele verelim. Aramızdaki farklılıklarımızı ülkemizin güçlülüğü olarak kabul edip Türkiye’yi dünyada layık olduğu yere süratle ulaştıralım. Bunun için başta bölgede var olan halkın ve bölge halklarının düşmanları olan terör örgütlerine, milletimize birbirimize esenliğimize kasteden yerli ve yabancı kimseye fırsat vermeyelim. Bunun yolu birlikten ve beraberlikten kardeşlikten geçiyor. İşte Mardin bunun en güzel örneğidir. Ekonomisi güçlü, toplumsal yapısı güçlü, barışı ve kardeşliği güçlü, üniversitesi, sanayisi, yatırımcısı gençlerin eğitim alanındaki varlığı ve kabiliyetleri güçlü velhasıl hangi alana el atarsanız atın Türkiye’nin bütün diğer devletlerle yarışabilecek bir ülkedir. Mardin’in de bütün diğer şehirlerle yarışabileceği bir güce ulaşması temel hedefimiz olmalıdır. Bunun yolu tek tek 81 ilimizin kendi öncelikleri adımları atmasıdır. Mardin’in büyük potansiyelleri olan bir il olduğunu siz daha iyi biliyorsunuz. Mardin’in heba edeceği vakti yoktur, ihmal edeceği bir tek günü yoktur. Bunun için hepsini bir araya getirerek bu anlamda bu güzel şehri yeniden Türkiye’nin gözbebeği bir şehri haline getirmemiz gerekiyor. Üniversitesinden havaalanına ve bu anlamda yatırım yapan arkadaşlar buradalar. Mardin’i bir başkası gelip ayağa kaldıracak değil. Devlet olarak bizim size yapacağımız ve sizin yapmak istediğiniz alanların önünü açıp size omuz vermek, güç vermek ve hep beraber hedeflerimize yürümektir” dedi.

Okumaya devam et

Siyaset

Dışişleri Bakanı Fidan: Netanyahu’nun iktidarda kalabilmek için bölgemizi bir savaşa sürüklemeye çalıştığı aşikardır

 Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Mohammed bin Abdulrahman Al-Thani ile düzenlediği ortak basın toplantısında, “Netanyahu’nun iktidarda kalabilmek için bölgemizi bir savaşa sürüklemeye çalıştığı aşikardır” ifadelerini kullanarak, “Biz bölge ülkeleri olarak üçüncü tarafların kendi çatışmalarını bu coğrafyaya taşımasını istemiyoruz” dedi.

DOHA-
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Katar’ın başkenti Doha’da temaslarına devam ediyor. Bakan Fidan, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Mohammed bin Abdulrahman Al-Thani ile bir araya geldi. Görüşmenin ardından Fidan ve Al-Thani ortak basın toplantısı düzenledi. Bakan Fidan, Al-Thani ile iki ülke arasındaki ilişkiler ve bölgesel konular açısından çok yoğun ve nitelikli bir koordinasyonu olduğunu belirterek, “Sürekli bölge meselelerini bir koordinasyon ve danışma içerisinde beraber götürmekteyiz” dedi.

Katar ve Türkiye arasındaki ilişkilerin son on yılda müstesna bir düzeye ulaştığına dikkat çeken Bakan Fidan, “İşbirliğimizin temelinde Sayın Cumhurbaşkanımız ile Katar Emiri Şeyh Tamim’in ortaya koyduğu kuvvetli irade bulunmaktadır. Yüksek Stratejik Komite’nin dokuzuncu toplantısını liderlerimizin başkanlığında biliyorsunuz geçtiğimiz aylarda Doha’da gerçekleştirmiştik. Bir sonraki toplantıyı bu yıl içinde inşallah Türkiye’de düzenleyeceğiz” dedi.

“Görüşmelerimizde askeri ve savunma sanayi alanındaki işbirliğimizi de görüştük”

Bugünkü görüşmelerde Türkiye ve Katar arasındaki ekonomik ve ticari işbirliğinin kapsamlı bir şekilde ele alındığını aktaran Bakan Fidan, “Kısa ve orta vadedeki hedefimiz olan 5 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşabileceğimize inanıyoruz. Keza yatırımlar, turizm ve enerji gibi alanlardaki mevcut işbirliğimizi daha da derinleştirme imkanlarını ele aldık. Ticaret ve Ekonomik Ortaklık Anlaşması geçtiğimiz şubat ayında bildiğiniz gibi Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından onaylanmıştı. Bunun ekonomik ve ticari ilişkilerimizde hedeflerimize ulaşmada önemli bir ivme oluşturacağını düşünüyoruz. Körfez İşbirliği Konseyi ve ülkemiz arasındaki Serbest Ticaret Anlaşması müzakerelerinin yeniden başlatılması kararı Katar’la ticaretimize de katkı sağlayacaktır. Körfez İşbirliği Konseyi ile kurumsal ilişkilerimizi güçlendirmek için Katar ve diğer üye ülkelerle birlikte çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Görüşmelerimizde askeri ve savunma sanayi alanındaki işbirliğimizi de görüştük. Doha’da bulunan Türk Katar Birleşik Müşterek Kuvvet Komutanlığımızın faaliyetlerini değerlendirme imkanımız oldu” dedi.

“Biz İsrail’in Gazze’de işlediği suçların bölgesel bir çatışmaya dönüşme riski barındırdığını baştan itibaren ifade etmiştik”

Bölgedeki son gelişmeleri de ele aldıklarını aktaran Bakan Fidan, “Biz İsrail’in Gazze’de işlediği suçların bölgesel bir çatışmaya dönüşme riski barındırdığını baştan itibaren ifade etmiştik. Tırmanma ve yayılma ihtimaline karşı uyarılarımızı yapmıştık. Geçtiğimiz hafta sonu yaşananlar, bölge dışı ülkelerin de dahil olduğu bir savaş ihtimalinin çok uzak olmadığını hepimize bir kez daha gösterdi. Bu risk maalesef hala devam etmekte. Olaylar başlamadan önce gerilimin nispeten kontrollü şekilde aşılması için yoğun bir çaba harcadık. Bazı görüşmelerimiz oldu. Bu çalışmalarımızı halen sürdürmekte ve itidal mesajlarımızı tüm ilgili taraflara iletmekteyiz. Bölge dışı güçlerin de gelişmelere soğukkanlı yaklaşması gerekmektedir. Biz bölge ülkeleri olarak üçüncü tarafların kendi çatışmalarını bu coğrafyaya taşımasını istemiyoruz” dedi.

“Uluslararası hukuk herkes için bağlayıcıdır”

İran’ın İsrail’e 13 Nisan’da düzenlediği saldırıya değinen Bakan Fidan, “13 Nisan’da yaşananlar bizim için çok önemli dersler ortaya koymakta. Birinci olarak uluslararası hukuk herkes için bağlayıcıdır. Küresel düzeyde barışın ve istikrarın anahtarı uluslararası hukuka uyulmasıdır. İkinci olarak, Netanyahu’nun iktidarda kalabilmek için bölgemizi bir savaşa sürüklemeye çalıştığı aşikardır. Netanyahu’yu kayıtsız ve şartsız destekleyenler, tutumlarını acilen gözden geçirmek zorundadırlar. Üçüncüsü ve en önemlisi yaşanan olayların temelinde Gazze’de İsrail tarafından uygulanan şiddet ve zulüm yatmakta. Şu hususun altını çizmek istiyorum. Şu anda mağdur olan ne İsrail ne de İran’dır. Mağdur olan Gazze halkıdır. Hepimiz Gazze’de yaşanan felaketi sona erdirmek için daha fazla çaba harcamalıyız. İsrail’in Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2728 sayılı kararını ve Uluslararası Adalet Divanı’nın aldığı ihtiyati tedbirleri harfiyen uygulaması şarttır” dedi.

“ABD başta olmak üzere İsrail üzerinde etkisi olan ülkelerin ortak tutum sergilemeleri ve İsrail’e dur demeleri gerekmektedir”

Gazze Şeridi’nde bir an önce acil ve kalıcı ateşkes sağlanması gerektiğine vurgu yapan Bakan Fidan, “İnsani yardımlara izin verilmelidir. Sonrasında ise iki devletli çözümü hayata geçirmeye dönük adımları ivedilikle atmalıyız. Batılı ülkelerin İran karşısında tek bir ses olarak tepki vere bildiklerini gördük. Şimdi de aynı şekilde ABD başta olmak üzere İsrail üzerinde etkisi olan ülkelerin ortak tutum sergilemeleri ve İsrail’e dur demeleri gerekmektedir” dedi.

“Tüm bu yaşananlar Filistinliler arası birliğin tesisinin önemini bir kez daha ortaya koymuştur”

Türkiye’nin Katar’ın ateşkes için yürüttüğü çalışmaları desteklediğini belirten Bakan Fidan, “Kendilerine de canı gönülden teşekkür ediyoruz. Sürecin Filistin halkının vazgeçilmez haklarına ve istikbaline halel getirmemesi için çalışmayı sürdüreceğiz. Tüm bu yaşananlar Filistinliler arası birliğin tesisinin önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Bu amaca yönelik olarak tüm tarafların yapıcı tutum sergilemesin de büyük fayda görmekteyiz. Nihai amacımız adil ve kalıcı barışın tesisidir. 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin kurulmasını desteklemeye var gücümüzle devam edeceğiz. Bu ziyaretin Filistin halkı, Türkiye-Katar ilişkileri ve bölgemiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum” dedi.



Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.