Genç Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) Samsun Şubesi, Samsun Gençlik ve Spor İl Müdürü İsmail Hakkı Kasapoğlu’nu ziyaret etti.
Genç MÜSİAD Samsun Şube Başkanı Ahmet Korkmaz ve yönetim kurulu üyeleri, Samsun Gençlik ve Spor İl Müdürü İsmail Hakkı Kasapoğlu ile bir araya gelerek, müdürlüğünün gençlik alanında yaptığı çalışmalar hakkında bilgiler aldı.
Ziyarette konuşan Genç MÜSİAD Samsun Şube Başkanı Ahmet Korkmaz, “Samsun Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nün çalışmalarını yakinen takip ediyoruz. Özellikle hem Sportif başarıları hem de Samsuna’a yapılan spor tesisleri konusunda hem de Gençlere yönelik projeler ve etkinlikler konusunda bir çok başarıya imza attılar. Bu anlamda müdürümüzü 19 Mayısın hemen öncesinde anlamlı bir günde ziyaret ederek, yapılan çalışmalar hakkında bilgiler aldık. Bundan önceki yıllarda yapılan ortak çalışmalar gibi, bundan sonraki süreçte de Samsun Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ile ortak çalışmalarda bulunmak istiyoruz Özellikle Gençlik faaliyetlerini yakından takip ediyor ve yapılan tüm etkinliklere katkıda bulunmak istiyoruz. İl Müdürümüz İsmail Hakkı Kasapoğlu’na da bizlere yapılacak ortak çalışmalarda verdiği destekten dolayı teşekkür ediyorum’ dedi.
Samsun Gençlik ve Spor İl Müdürü İsmail Hakkı Kasapoğlu ise, ziyaretlerinden dolayı Genç MÜSİAD yönetim kuruluna teşekkür ederek, ortak çalışma yapmaktan memnunuz, tüm sivil toplum kuruluşlarına özellikle gençlik faaliyetlerinde yapılacak tüm etkinliklerde herkese kapımız açıktır. Yapacağımız projelerde Tüm STK ları projelerimize katkıda bulunmaları için de elimizden gelen her şeyi yapacağız’’ dedi.
MSB: Suriye ve Irak’ın kuzeyinde 13 terörist etkisiz hale getirildi
Milli Savunma Bakanlığı (MSB), Suriye’nin kuzeyinde 10 PKK/YPG’li terörist ile Irak’ın kuzeyinde 3 PKK’lı teröristin etkisiz hale getirildiğini açıkladı.
ANKARA-Bakanlığın sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, “Nefesimiz enselerinde. Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, Suriye’nin kuzeyindeki Fırat Kalkanı bölgesinde belirlediği 10 PKK/YPG’li terörist ile Irak’ın kuzeyindeki Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde tespit ettiği 3 PKK’lı teröristi etkisiz hale getirdi. Bölgede mücadelemiz, her türlü hava ve arazi şartlarında kesintisiz devam edecek” ifadelerine yer verildi.(DHA)
Mİilli Savunma Bakanlığı (MSB) tarafından savunma alanında görev yapan muhabirlere yönelik 5 hafta sürecek eğitimin ikincisi başladı.
Ruken KADIOĞLU ANKARA-MSB Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği tarafından düzenlenen savunma muhabirliği eğitiminde MSB teşkilat yapısı ve faaliyetlerinin anlatılması, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetlerinin askeri terminolojisi, hudut güvenliği ile ilgili alınan tedbirler ve yapılan faaliyetlere ilişkin bilgi aktarılacak. Terörü kaynağında yok etme anlayışı kapsamında gerçekleştirilen harekatlara ilişkin bilgilerin yanı sıra hudut hattında ve operasyon bölgelerinde basın mensuplarının dikkat etmesi gereken konular anlatılacak. TSK ile ikili askeri iş birliği ve uluslararası görevler kapsamında bulunulan ülkelerle yapılan faaliyetlerin yanında NATO kavram ve terminolojisinin tanıtılması ve dezenformasyonun önüne geçilmesi de hedefleniyor.
‘GÜVENİLİR BİLGİYE ULAŞMAK EHEMMİYETLİ HALE GELMİŞTİR’
Bakanlıkta gerçekleştirilen eğitimin ilk gününde MSB Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Tuğamiral Zeki Aktürk açıklama yaparak, “İletişim ve etkileşimin baş döndürücü bir hızla arttığı, büyük bir güce dönüştüğü ve dezenformasyon ile mücadelenin kritik öneme sahip olduğu günümüzde; hakiki ve güvenilir bilgiye ulaşmak her zamankinden daha ehemmiyetli hale gelmiştir. Hepinizin bildiği gibi basın faaliyetlerinin temel değerleri gerçeklik, doğruluk, dürüstlük, tarafsızlık, kamu yararı gözetilmesi, gizlilik ve hesap verilebilirliktir. Ve bu temel değerler üzerine inşa edilen basın faaliyetleri; sağlıklı bir kamuoyunun oluşması, halkımızın doğru bilgiye ulaşması, dezenformasyon ile mücadele edilmesi noktasında son derece kritik bir işleve, etik, ahlaki, mesleki değerler ve esaslar çerçevesinde özveri üzerine kurulu müstesna bir yere sahiptir” dedi.
‘MEDYA, HASSAS OLMAK DURUMUNDADIR’
Bilgiye çok çabuk ulaşılan bu günde en büyük sorunun haber ve bilginin sorgulanmadan doğru kabul edilmesi olduğunu söyleyen Tuğamiral Aktürk, “Medya, toplumsal vicdanı zedeleyen olaylara karşı daha hassas olmak durumundadır. Sansasyon yaratma ve reyting kaygısıyla teyit edilmemiş bilgilerin hızla, alelacele servis edilmesi, bunların da popülerlik kazanmış sosyal medya hesaplarından paylaşılması toplumda infial yaratabilmektedir. Son olarak TUSAŞ’a yönelik menfur terör saldırısı sonrasında görüldüğü gibi sorumsuzca, bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde yapılan yayın, haber ve paylaşımlar vatandaşlarımızın, devletimizin ve kurumlarımızın güvenliğine zarar verecek ciddi sonuçlar doğurabilmektedir. Diğer yandan, soruşturma/yargılama süreçlerinde, medyanın etik kurallarına aykırı şekilde çeşitli saiklerle üretilen, soruşturmanın gizliliğine aykırı haberler de bilgi kirliliğine ve kamuoyunun yanlış bilgilendirilmesine yol açabilmektedir. Yasal mevzuatı göz ardı ederek kamu kurum ve kuruluşlarının görev ve yetki alanlarına ilişkin karmaşa ve akıl karışıklığı oluşturma, görev, yetki ve sorumluluk alanına girmeyen bir konuda kamu kurum ve kuruluşunu hedef ve muhatap gösterme gibi durumlar iletişimde kaçınılmaz ve geriye alınamaz sorunlar ortaya çıkararak maalesef yanıltıcı, karalayıcı bir durum ve iletişim ortamı yaratmaktadır” ifadelerini kullandı.
‘MSB OLARAK HER TÜRLÜ ELEŞTİRİYE AÇIĞIZ’
Tuğamiral Aktürk, MSB olarak tüm faaliyetleri şeffaflık içerisinde gerçekleştirdiklerini belirterek, “Faaliyet alanlarımıza ve gelişmelere ilişkin hususlarda kamuoyunu sizlerin aracılığıyla ilk elden ve zamanında bilgilendirmeye yönelik çabalarımıza devam ediyoruz. MSB olarak her türlü eleştiriye açığız. Fakat siyasi saikler, kişisel hayal kırıklıkları, şahsi mülahazalar ile MSB/TSK aleyhine üretilen kasıtlı yalan haberler kuruma zarar vermekte, özellikle sosyal medya üzerinden yapılan örgütlü dezenformasyon bekamıza yönelik yeni bir tehdit türüne dönüşebilmektedir. Dezenformasyon konusunda İletişim Başkanlığımızla koordineli şekilde yürüttüğümüz mücadelemiz kararlılıkla devam edecektir. Bakanlığımızı ve Türk Silahlı Kuvvetlerimizi yıpratmaya yönelik her türlü çabayı bertaraf etmek üzere silahımız her zaman şeffaflık ve bilgi kanallarının açık tutulması olacaktır. Halkımız ve siz basın mensupları şundan her zaman emin olmalıdır ki; Anayasa, kanunlar ve yürürlükteki mevzuata uygun olarak görev yapan ve en temel görevi müesses disiplini tesis ve idame olan Türk Silahlı Kuvvetlerimizde, bunlara aykırı hareket eden kim olursa olsun gerekli işlemler tereddütsüz bir şekilde ve hassasiyetle yapılır” diye konuştu. Aktürk, ‘savunma muhabirliği’ eğitimi ile hedeflenenleri de anlatarak, “Ortak ve milli meselemiz olan savunma ve güvenliğimize yönelik faaliyetlerimizin takibi, milli tezlerimizin bilinmesi, iyi anlaşılması, iç ve dış kamuoyuna doğru anlatılması kapsamında sizlere katkı sağlamayı hedefliyoruz. Bu faaliyette esas amacımızın faaliyetlerimizin daha iyi anlaşılmasının yanında ortak dil ve anlayış birliğinin sağlanması olduğunu özellikle vurgulamak istiyorum” dedi.(DHA)
FETÖ’ye müzahir isimler tarafından her seferinde İslam dininin savunucusu olarak lanse edilen terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen’in cenazesinin Protestan adetlerine göre yapıldığı ortaya çıktı.
ANKARA-Pensilvanya yakınlarında İslami usullere göre defin hizmeti veren onlarca cenaze şirketinin bulunduğu öğrenilirken, ancak terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen için Protestan bir şirket tercih edildi. Terör örgütü üst yönetiminin, cenaze işlemlerinin gizlilikle yürütülmesi konusunda şirkete baskı yaptığı ortaya çıktı. Şirket, çalışma usullerinin aksine çalışma takviminde bir günü boş bıraktı. Takvimde 24 Ekim 2024 gününe cenazesi olan kişinin, yani Fetullah Gülen’in adı yazılmadı. Kendine inanan insanlara sözde mütevazi bir hayat sürdüğünü anlatan ancak ABD’de büyük bir malikanede hayat sürdüren Fetullah Gülen’in cenazesi için ABD’de fiyatları 2 bin ile 25 bin dolar arasında değişen tabutlardan en kaliteli ve pahalısı kullanıldı. Hristiyanlarda olduğu gibi lüks tabutuyla gömüldüğü daha önce ortaya çıkan Gülen’in neden böyle gömüldüğünü damadı Ahmet Kurucan, örgüte inananlara karşı savunmaya çalıştı. Örgüt içinde, cenazesi İslami adetlerin dışında yapılan Gülen’in tarihsel kökeninin Hristiyanlıktan dönme olup olmadığı tartışılmaya başlandı.
1938 TARİHLİ YENİ LEVHA
FETÖ elebaşı Gülen’in kimliğinde yazan doğum tarihi 1941. Ancak Gülen’in kendine manevi bir anlam yüklemek için her yerde Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucu Lideri Mustafa Kemal Atatürk’ün vefat ettiği 1938 yılında doğduğunu söylediği biliniyor. Cenazesinde ise gerçek bir kez daha ortaya çıktı. Örgüt üst yönetiminin cenaze işlemleri için anlaştığı Protestan şirketin mezara konması için hazırladığı levhada elebaşı Gülen’in gerçek doğum tarihi olan 1941 yazıldı. Gerçeğin ortaya çıkmasından rahatsız olan örgüt yöneticileri ise apar topar 1938 tarihli yeni bir levha yaptırmak zorunda kaldı.(DHA)