Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Gündem

Mustafa Sarıgül gençlere seslendi: “Ülkemizin önünü ve sizin önünüzü Türkiye Değişim Partisi açacak”

 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nda Samsun’a gelen ve gençlere seslenen Türkiye Değişim Partisi Genel Başkanı Mustafa Sarıgül, “Ülkemizin önünü ve sizin önünüzü Türkiye Değişim Partisi açacak” dedi.

Türkiye Değişim Partisi (TDP) Genel Başkanı Mustafa Sarıgül, 19 Mayıs’ta Samsun’a gelerek Bandırma Vapuru önünde partililerle buluştu. Yoğun ilgiyle karşılaşan Genel Başkan Sarıgül, burada açıklamalarda bulundu. İktidara gelmeleri halinde gençler için ücretsiz internet sağlayacaklarını ifade eden Sarıgül, Kredi ve Yurtlar Kurumu’nun ismini de Öğrenci Ağırlama Merkezi olarak değiştireceklerini belirtti. Mustafa Sarıgül, gençlerin teknolojik imkanlardan daha fazla yararlanması ve genç işsizliğine çözüm olmak için çalışacaklarını, Türkiye Değişim Partisi’nin ülkenin ve gençlerin önünü açacaklarını belirtti.
Günün önemine ilişkin konuşan Mustafa Sarıgül, “102 yıl önce bugün Mustafa Kemal Atatürk, Ulusal Kurtuluş Mücadelesi’ni başlatmak için Samsun’a geldi. Samsun Cumhuriyet tarihinde Türkiye için en önemli illerimizin başında gelmektedir. O gün büyük sıkıntı vardı. Büyük sorun vardı. Ülkemizin dört bir yanı düşmanlar tarafından sarılmıştı. Mustafa Kemal Atatürk büyük bir inançla büyük bir gururla büyük bir heyecanla Ulusal Kurtuluş Savaşı mücadelesini bu noktadan başlattı” diye konuştu.

“Kredi ve Yurtlar Kurumu, ‘Öğrenci Ağırlama Merkezi’ olacak”
Türkiye Değişim Partisi’nin gençlere büyük önem verdiğini söyleyen Genel Başkan Sarıgül, iktidara gelmeleri halinde gençler için yapacaklarını şöyle anlattı:
“Gençler bizi eleştirmekten asla ve asla çekinmeyin. Gençler bu ülkenin geleceği sizin. Gençler değişimi sizin sağlayacağınıza inanıyorum. Ama bugün gençlere baktığım zaman üzülüyorum. Gençlerin çoğu iş bulamıyor. Gençlerin çoğu ne yazık ki mağdur. Üniversiteye giden gençlerimiz ne yazık ki teknolojiden yeteri kadar yararlanamıyorlar. İnternet bağlantısı kuramayan, ekonomik nedenlerle gençlerimiz var. TDP iktidarında gençlerimize söz veriyorum. Üniversiteyi bitirene kadar bütün teknolojik araçlardan ücretsiz olarak yararlanacaksınız. Wi-fi olsun, internet olsun, bunların tamamı size mutlaka ve mutlaka ücretsiz olacak. Çünkü üniversite gençliği bizim geleceğimiz olacak. Bir başka olayımız şu; bakıyorsunuz genç Kredi ve Yurtlar Kurumu’na gidiyor. Orada yazıyor ‘Kredi ve Yurtlar Kurumu’ diye. Asla orada ‘Kredi ve Yurtlar Kurumu’ diye yazmayacak, ‘Öğrenci Ağırlama Merkezi’ yazacak. Gençlerimiz üniversiteyi bitirene kadar, o gençlere ‘paran var mı’, ‘pulun var mı’ diye sormayacağız. O gençlere bir tek soru soracağız. Evlatlar Allah’ım size zihin açıklığı versin. Çalışın ve bu ülkenin gelişmesine güçlenmesine katkıda bulunun. İşçi gençlerimiz var, köylü gençlerimiz var, bir de işsiz gençlerimiz var. Ki o işsiz gençlerimiz benim yüreğimi yakıyor. Bu devirde bir annenin babanın çocuğu, torunu işsizse o eve mutluluk olması mümkün değildir. Gençler söz veriyorum. Hepiniz işe girene kadar. Asla ve asla Türkiye Değişim Partisi’nde uyumak yok. Çok çalışacağız gençler. Azimli ve gayretli olacağız. Değişimi sağlayacağız. Ülkemizin önünü ve sizin önünüzü Türkiye Değişim Partisi açacak.”
Mustafa Sarıgül, açıklamalarının ardından küçük bir çocukla gülümseten anlar yaşadı. Sarıgül çocuğa liderlik sözü verdirdi, ardından il parti binası açılışı için oradan ayrıldı.

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Genel

“İsrail katliamını destekleyen Habermas’ın bütün kitaplarını yaktım”

Sosyolog Adem Palabıyık, Filistin-İsrail savaşında dünya entelektüellerinin de taraf olduğunu belirterek, “Soykırımdan kaçan ve başka bir mekanda hayatlarını devam ettiren bazı isimler, geçmişlerini neredeyse unuttu. Mesela Habermas, geçmişini unutan düşünürlerin başında geliyor. Bütün kitaplarını yaktım” dedi.

Vahit Olcay
BİTLİS-
İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine İsrail’in katliamına destek veren sosyal bilimci Jurgen Habermas hakkında açıklama yapan Palabıyık, “Şöyle bir dönüp, sosyoloji derslerinde anlattığım veya belki de bugünleri anlayabilmem adına okuduğum kitaplar ve kütüphanem, bana artık hiçbir şey ifade etmiyor. Ubeyde’nin ortaya koyduğu ahlaki tavır, Kant’tan Bergson’a kadar bütün düşünürleri etkileyebilecek tarzda bir eylem biçimiydi ama bazı nasipsizlere etki etmedi. Mesela İsrail katliamını meşru gören Habermas bu nasipsizlerden biriydi ve Ebu Ubeyde’yi anladıktan sonra Habermas’ın bütün kitaplarını yaktım. Katliamdan kaçan sosyal bilimcinin katliamı tasvip etmesi en güçlü iletişimsiz eylem kuramıdır. Sadece bu değil, Ubeyde, Habermas’a ders verecek felsefi derinliğe de sahiptir. Mesela, ‘savaşı ekranlardan izleyen İslam ülkeleri liderlerine savaşın kalbinden sesleniyorum. Gazze’deki İslam çocuklarını müdafaa için harekete geçmenizi beklemiyoruz. Kutsal mescitlerimiz için de gelmenizi beklemiyoruz. Bunları müdafaanızı da beklemiyoruz. Hepsini kendimiz üstlendik. İşgali bir avuç yetimle biz süpüreceğiz. Dinimizin ve toprağımızın onuru için savaşıyoruz. Sadece şunu soruyoruz, sınır kapısında bekleyen yardımları hareket ettiremeyecek kadar mı acizsiniz’ sözleri aslında İslam tarihindeki kadınların savaş anında neler yaptığına dair yüzyıllık özeti içeriyor ve korkak tavırlılara, ‘kadınlar kadar cesaretli olamadınız’ diyor. Savaş erkeklerin işi olsa da, Hazreti Muhammed ( s.a.v.) döneminde, kadınların savaşlarda görev aldığını biliyoruz, bu konuda önemli makaleler var ama Ubeyde’nin bu tavrı, meşhur Habermas’ı tabiri caizse ezip geçmektedir, çünkü Habermas kadını kamusal alanda dahi görmemektedir, çünkü Habermas burjuvacıdır. Yine yetimlik kavramına yaptığı vurgu Ubeyde’yi bir adım ileriye taşımaktadır, çünkü Duha süresinde Allah, yetimlerin koruyup, gözetilmesi için emriler vermiştir. Hazreti Muhammed de (s.a.v.) yetim kalan ve küçüklüğünden beri himaye edilen bir peygamberdir. Aynı realite Habermas’ın savunduğu modernitenin sürekliliğinde yoktur, çünkü modernite Habermas açısından ahlaklı insanın modern toplumun değerlerini benimsemesi gerektiği tezini neredeyse ispatlar. Hâlbuki günümüzde Filistin meselesinde batı hakları, Habermas’ın tezlerini alt üst etmiştir ve moderni temsil eden İsrail’i katliamın merkezine konumlandırmıştır. Dolayısıyla Habermas’ın vicdandan eksik kalan modernleşme tezleri, bizzat savunduğu sosyolojik düzlem içerisinde halkın pratikleri ile çürütülmüştür” diye konuştu.

Okumaya devam et

Dünya

Erdoğan: Netanyahu yönetimi, siyasi ömrünü uzatmak uğruna tüm bölgemizin güvenliğini, geleceğini tehlikeye atıyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Netanyahu yönetimi, siyasi ömrünü uzatmak uğruna tüm bölgemizin güvenliğini, geleceğini tehlikeye atıyor. Çoğunluğu çocuk ve kadın 17 bin Filistinli masumun hayatını kaybetmesi insanlık suçudur, savaş suçudur. İsrail’in işlediği bu suçlar yanına kar kalmamalıdır” dedi.

DOHA-
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, temaslarda bulunduğu Katar’ın başkenti Doha’da 44. Körfez İşbirliği Konseyi Zirvesi’ne katıldı. Konuşmasına teşekkür ederek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Körfez ülkeleriyle ilişkilerimiz her geçen gün gelişiyor. Bugün burada sizlerle olmam da münasebetlerimizi daha da ileri taşıma irademizin bir tezahürüdür. İnşallah el birliği, gönül birliği içerisinde hareket ederek münasebetlerimizi güçlendireceğimize inanıyorum. Körfez ülkeleriyle ticaret hacmimiz son 20 yılda 13 kat artarak geçen sene itibarıyla 23 milyar dolara ulaştı. Türkiye-Körfez İşbirliği Konseyi Serbest Ticaret Anlaşması müzakerelerine yeniden başlanması ve anlaşmanın kısa sürede yürürlüğe girmesi, ticaretimizi daha da artıracaktır. Körfez ülkelerindeki kardeşlerimizin turistik seyahatlerinde en çok tercih ettiği ülkelerin başında Türkiye’nin gelmesi bizler için ayrı bir mutluluk kaynağıdır. Konseyle ilişkilerimizin temel unsuru olan Stratejik Diyalog Bakanlar mekanizması bugüne kadar 5 toplantı yaptı. Dışişleri Bakanlarımızın iştikakıyla düzenlenen toplantıların 6’ncısına inşallah 2024 yılının ilk çeyreğinde ev sahipliği yapacağız” ifadelerini kullandı.

“Savunma sanayii alanında Türkiye, Körfez’deki kardeşlerimizle çok farklı bir ivme yakaladık”
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

“Körfez bölgesini, ülkemiz üzerinden kara yoluyla Avrupa’ya bağlayan ulaştırma projelerine büyük önem atfediyoruz. Bu projelerin enerji iş birlikleriyle taçlandırılması gerektiğine inanıyoruz. Türkiye, uluslararası yatırımcılar için güvenli liman olma vasfını koruyor. Türk ekonomisine güvenene kardeşlerimize gereken her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu ifade etmek isterim. Savunma sanayii alanında Körfez’deki kardeşlerimizle hamdolsun çok farklı bir ivme yakaladık. Son hadiseler, bu alandaki iş birliğimizin ne kadar önemli ve stratejik olduğunu ortaya koydu. Ortak üretim ve finansman dahil, savunma sanayiindeki iş birliğimizi çeşitlendirmemizde fayda görüyorum”.

“Bu fasılanın kalıcı bir ateşkese dönüşmesini temenni ediyorduk ancak bu gerçekleşmedi”

Riyad’da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı-Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirvesi’yle Filistin halkıyla dayanışmanın açık ve net gösterildiğini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gazze krizindeki bu ortak tavrımız, bölge ülkeleri olarak sorunlarımızı sahiplenme noktasında da bir örnek oldu. Zirvede alınan kararların takibini yapmamız önemlidir. Dışişleri Bakanları Temas Grubu, çeşitli ülkelerde görüşmeler yürüttü, bu temaslara devam edecekler. Gazze’de kısa süreli geçici insani aranın sağlanması ve esir takası konusunda Katar’ın çabalarını takdirle karşılıyoruz. Tabii bu fasılanın kalıcı bir ateşkese dönüşmesini temenni ediyorduk ancak bu gerçekleşmedi. Netanyahu yönetimi, siyasi ömrünü uzatmak uğruna tüm bölgemizin güvenliğini, geleceğini tehlikeye atıyor. Çoğunluğu çocuk ve kadın 17 bin Filistinli masumun hayatını kaybetmesi insanlık suçudur, savaş suçudur. İsrail’in işlediği bu suçlar yanına kar kalmamalıdır. Türkiye olarak bölgeye yönelik insani yardımlarımızı artırarak sürdürüyoruz. Bugüne kadar 12 uçak ve 2 sivil gemi dolusu yardım malzemesini El Ariş’e sevk ettik. Kanser hastaları ve çocuklar başta olmak üzere yaralıların Türkiye’ye intikalini sağladık. Önceliğimiz derhal kalıcı ateşkesin ilan edilmesi ve kesintisiz bir şekilde insani yardım akışının teminidir. Son gelişmelerle birlikte 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen bir Filistin devletinin kurulmasının ehemmiyeti bir kez daha görüldü. Bu maksatla garantörlük dahil, bölge ülkeleriyle birlikte sorumluluk almaya hazır olduğumuzu açıkladık” dedi.

Okumaya devam et

Genel

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Batı’da yaşayan Müslümanlara yönelik saldırılar artıyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Batı’da yaşayan Müslümanlara yönelik saldırı ve tehditlerde artış yaşandığı belirterek, “İslam düşmanlığı Batı toplumlarında veba gibi yayılırken, hükümetler tarafından maalesef bir tedbir alınmıyor. Burada asıl amaç Müslümanları kışkırtarak tıpkı 85 sene önce olduğu gibi bir Müslüman sorunu oluşturmaktır. Allah’ın izni ile biz buna fırsat vermeyeceğiz. Bizi ve kardeşlerimizi çekmek istedikleri tuzağa düşmeyeceğiz” dedi.

İSTANBUL-
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi’nin (İSEDAK) 39. Bakanlar Toplantısı’nda katılımcılara hitap etti. Batı ülkelerinde yaşayan Müslümanlara yönelik saldırılarda artış yaşandığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Müslümanlar olarak tehdit boyutu artan sorunlarımızdan birisi de İslam düşmanlığıdır. Avrupa’nın birçok ülkesinde göçmen nüfusun kahir ekseriyetini oluşturan Müslümanlar, her gün bir başka yabancı düşmanı, ırkçı, ayrımcı ve İslam karşıtı muameleye maruz kalmaktadır. Son yıllarda Batı Avrupa ülkelerinde yaşayan vatandaşlarımıza, mülklerine ve camilerine yönelik saldırı ve tehditlerde artış yaşanıyor. Ocak 2023’ten bu yana Kur’an-ı Kerim’in yakıldığı 500’e yakın İslam karşıtı saldırı gerçekleştirildi. Geçen hafta Filistin kefiyesi takan 3 genç, ABD’de sokak ortasında silahlı saldırıya uğradı. İslam düşmanlığı Batı toplumlarında veba gibi yayılırken, hükümetler tarafından maalesef bir tedbir alınmıyor. Kur’an-ı Kerim’e yönelik alçakla eylemler ifade özgürlüğü kisvesi altında meşru gösteriliyor. Bu saldırılara göz yumanların mesele Filistin ve Gazze’deki masumların haklarını savunmak olduğunda birden nasıl yasakçı davrandıklarını hep birlikte görüyoruz. Fikir ve toplanma hürriyeti diyenlerin aslında böyle bir hassasiyetlerinin bulunmadığını çok iyi biliyoruz. Burada asıl amaç Müslümanları kışkırtarak tıpkı 85 sene önce olduğu gibi bir Müslüman sorunu oluşturmaktır. Allah’ın izni ile biz buna fırsat vermeyeceğiz. Bizi ve kardeşlerimizi çekmek istedikleri tuzağa düşmeyeceğiz. İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkeler olarak bu nefret suçlarına karşı ortak hareket etmemizin ehemmiyetini tekrar vurgulamakta fayda görüyorum. Gerek ikili düzeyde, gerek uluslararası platformları kullanarak nefret suçları ile mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz” dedi.

Erdoğan’dan İslam ülkelerine çağrı

İslam ülkeleri arasında tercihli ticaret sisteminin geçen yıl yürürlüğe girmiş olmasından dolayı büyük bir memnuniyet duyduklarını belirten Erdoğan, “Sisteme dahil olan ülkelerin gerekli tedbirleri alarak anlaşmayı bihakkın uygulamalarına büyük önem veriyoruz. Sisteme henüz taraf olmamış ülkeleri de bir an evvel katılmaya davet ediyoruz. Birlikte geliştireceğimiz ekonomik fırsatlar, refahı, bereketi ve ekonomik istikrarı beraberinde getirecektir. Ülkelerimiz arasındaki ticareti ve yatırımları teşvik edecek bir diğer husus ise uyuşmazlıkların çözümü meselesidir. Özellikle faaliyetlerini İstanbul’da sürdüren İslam İşbirliği Teşkilatı Tahkim merkezinin, yatırım ve ticari uyuşmazlıkların çözümü noktasında önemli bir adres olması için sizlerin de desteğini kıymetli buluyoruz. İSEDAK Kobi programının teşkilat üyesi ülkelerde faaliyet gösteren Kobilerin güçlendirilmesine katkı sağlayacağına inanıyoruz” ifadelerini kullandı.

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.