Bomba İmha Uzmanı Astsubay Esma Çevik’i 2019 yılında Şırnak’ın İdil ilçesinde şehit eden teröristlerden olan ve ‘Gri’ kategoride aranan Rızgar Koçer kod adlı Serhat Ericek’in etkisiz hale getirilmesi haberini alan şehit babası Hüseyin Akgül, “Kızımın ve diğer şehitlerimizin kanları yerde kalmadı. O hainlerin elbette ki yapmış oldukları eylemler ve katliamlar sonunda cevapsız kalmıyor. Dediğim gibi üzüntülü olduğum için bir yandan da sevinçliyim. Öncelikle bu terör örgütünde olanların daha da leşlerini temizlesinler. Kokuları ta İstanbul’ a kadar geldi” dedi.
İçişleri Bakanlığı tarafından Mardin’in Nusaybin kırsalında yapılan operasyon sonucunda silahları ile birlikte etkisiz hale getirilen 7 Bölücü Terör Örgütü (BTÖ) mensubundan biri olan sözde Mardin Eyaleti Bogok alanında sorumlu seviyede faaliyet yürüten ve terörden arananlar listesinde 500 bin lira ödülle “Gri” kategoride aranan Rızgar Koçer kod adlı Serhat Ericek isimli terörist etkisiz hale getirildi. 8 Mayıs 2021 tarihinde gerçekleştirilen operasyon sonucu etkisiz hale getirilen teröristlerin, 9 Aralık 2019 tarihinde Şırnak İdil ilçesi Sarıköy kırsalında tuzaklanan EYP’nin imhası sırasında meydana gelen patlamayı gerçekleştirdiği ve 2 jandarma personeli Astsubay Esma Çevik ve Uzman Çavuş Kemal Sayar’ın şehit olduğu hain eylemin failleri arasında olduğu tespit edildi. Kızını şehit eden teröristlerin etkisiz hale getirildiğini öğrenen şehit babası Hüseyin Akgül, duygularını ifade etti.
Hüseyin Akgül İHA muhabirine yaptığı açıklamada, “Vallahi bu benim için bir bayram oldu. Kızımın ve diğer şehitlerimizin kanları yerde kalmadı. O hainlerin elbette ki yapmış oldukları eylemler ve katliamlar sonunda cevapsız kalmıyor. Askerimiz ve polisimiz tarafından bunların her biri karşılıksız bırakılmıyor. Dediğim gibi üzüntülü olduğum için bir yandan da sevinçliyim. Hiçbir askerimizin, polisimizin kanı yerde kalmıyor. Devletimizden Allah razı olsun. Son raddeye kadar terörle mücadeleyi sürdürüyor. Polisimizden olsun, jandarmamızdan, özel harekatımızdan da Allah razı olsun. Öncelikle bu terör örgütünde olanların daha da leşlerini temizlesinler. Kokuları ta İstanbul’ a kadar geldi. Pis kokuları. Biz her zaman vatansever insanız. Vatan için her zaman ölmeye de öldürmeye de hazırız. İçişleri Bakanlığımızın dediği gibi sonuna kadar gideceğiz diyor ve bizde İçişleri Bakanlığımızın ve Cumhurbaşkanlığımızın arkasındayız şehit ailesi olarak. Dediğim gibi evlat acısı başkadır. Sonuç itibariyle bizler için, vatanın huzuru ve bölünmemesi için mücadele eden askerimiz ve polisimiz de olsun bunlar gereken cevabı veriyorlar. Şuan da öyle bir şeydeyim ki üzüntümün bir kısmı gitmiş gibi. Neden dolayı? Kızımın katilleri ve diğer şehitlerimizin, gazilerimizin katillerinin dağlarda bu şekilde etkisiz hale getirilmesinden büyük mutluluk duyuyorum bir baba olarak. Bir de şunu söyleyeceğim. Cumhurbaşkanımızın bir sözü vardı, bayrağa kalkan eller kırılacak” dedi.
Benim kızımın şehit olduğu gün jandarma tarafından binama asılan büyük Türk bayrağını kadının biri gelip iplerine asılarak kopartarak şehit kızıma hakarette bulunduğunu aktaran Akgül, “Bu kadın daha sonra mahalledekilere de küfür ediyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı basın sorumlusu buna dava açıyor. Açılan dava sonucu kadının tutuksuz yargılanmasına karar veriliyor. Bugün nasıl bir adalettir ki şehit ailesini memnun edeceğine şehit ailesinin acısına acı katıyor. Bunun üzerine de Adalet Bakanlığımızın davaya müdahil olmasını istiyorum. Davayla ilgilenilmesini istiyorum. Bir şehit babası olarak ve bütün şehitler adına. Bayrağımız için şehit olmuş herkes adına. Bu kadını bir an önce tutuklu yargılanmasını ve gereken cezayı almasını istiyorum. Benim kızıma kimsenin hakaret etmesine müsaade etmem. Kendisi şehittir ve ayrıca 8 Mart 2019 da şehit olmadan önce 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nden halat ile aşağı inerek bota inmiştir. Kadının gücünü, kadının yapamayacağı hiçbir şey olmadığını göstermek için. Ve bunu yapanda bir kadın, bayrağa hakaret eden de. Bu nasıl bir vicdandır? Buna tutuksuz yargılama veren savcı ve nöbetçi hakim de neye dayanarak bunu veriyor” açıklamasında bulundu.
“Haberi aramanızla öğrendim”
Olayı İHA Muhabirinden öğrendiğini kaydeden Bu olayı ilk sizden öğrendim. Televizyon seyrediyordum. Siz aradınız. Telefonu kapattığımda haberlerde de çıktı. Öyle bir mutlu oldum ki. Kızımın katilleri etkisiz hale getirildiği için. Dediğim gibi evlat acısı bir başkadır. Allah hiçbir anaya babaya evlat acısı vermesin. Tabii ki şehitlik büyük bir mertebedir. Peygamberlerimiz bile keşke bizler de şehit olabilsek diye gıpta ediyorlarmış. Bir yanda o yüzden mutluyum. Bir yandan da içimde burukluk var. Belli etmesem de insanın içinde evlat bir başkadır” şeklinde konuştu.(Selim Bayraktar/iha)
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, oyun platformu Roblox‘un yeniden erişime açılması taleplerine ilişkin, “Hem Discord, hem de Roblox’la görüşmeler devam ediyor. Belli içeriklerin çıkarılıp da düzenlenmesi noktasında bir adım atıldı ama nihayete varmadı. Nihayete erdiğinde inşallah tekrar aynı hukuki süreçle onların açılması söz konusu olacak” dedi.
GİZEM CENGİL ANKARA-Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Araştırmaları Merkezi’nin düzenlediği ‘Ulaşan ve Erişen Türkiye 2053 Üniversiteler Arası Ar-Ge Fikir Yarışması’nın ödül törenine katıldı. Bakan Uraloğlu, konuşmasında, yarışmaya 62 farklı üniversiteden geliştirdikleri 115 projeyle katılan 205 kişiyi tebrik ederek, “Ödül alsın almasın emek veren her bir öğrencimizi canıgönülden tebrik ediyorum. Hiç şüphesiz her bir öğrencimizin emeği, geleceğe atılmış bir tohumdur. Sizler, yalnızca bir yarışmanın değil, Türkiye’nin geleceğine ışık tutan fikirlerin, Türkiye Yüzyılı’nın mimarlarısınız. Son 23 yılda Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde; kendi otomobilimizi, haberleşme ve gözlem uydularımızı, savaş uçaklarımızı, helikopterlerimizi, gemilerimizi ve milli elektrikli trenlerimizi üreterek küresel bir ihracat ülkesi olduk. Yüzde 80’in üzerinde yerlilik oranıyla ürettiğimiz ilk yerli ve milli haberleşme uydumuz TÜRKSAT 6A’yı da, ‘Yapamazsınız’ diyenlere inat, sarsılmaz azmimiz ve öz güvenimizle kalıcı yörüngesine ulaştırıp, test yayınlarına başlayarak bir tarih yazdık. Çok yakında Sayın Cumhurbaşkanımızın da teşrifleriyle hizmete alacağımız TÜRKSAT 6A ile uydularımızın ulaştığı nüfus 3,5 milyardan 5 milyara çıkacak. Bu projeler, ‘Yapamazsınız’ diyenlere inat, ölümsüz miraslardır” dedi.
Bakan Uraloğlu, yarışmanın ilk dönemini, 19 üniversiteden öğrencilerin katılımıyla başlatıp; kara yolları, denizcilik, hava yolları, demir yolları olmak üzere 4 kategoride, 12 farklı mansiyon alanında toplam 1 milyon 800 bin 300 liralık ödülle taçlandırdıkları belirterek, “Bugün ise 2’nci dönemde, 62 üniversiteden 205 gencimizin 115 projesiyle çok daha büyük bir coşkuyu yaşıyoruz. Kara yolu, denizcilik, demir yolu, havacılık-uzay ve haberleşme sektörlerinde yarışan projeler, bakanlığımızın uzman ekipleri tarafından titizlikle değerlendirildi ve 42 proje ile 84 öğrencimiz ödüle layık görüldü. Bu yıl mansiyon ödülleri ve proje teşvik ödülleriyle toplamda 3 milyon 565 bin lira ödül veriyoruz. Ödül kazanan her bir öğrencimizi yürekten tebrik ediyorum. Bu yarışma, yalnızca bir ödül için rekabet edilen bir platform değil; Türkiye’nin geleceğine dair bir vizyonun, genç beyinlerle buluştuğu bir hareketin adıdır” ifadelerini kullandı.
‘GÖRÜŞMELER DEVAM EDİYOR’
Bakan Uraloğlu, erişimi engellenen oyun platformu Roblox‘un yeniden açılması yönündeki taleplere ilişkin basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Bakan Uraloğlu, “Son zamanlarda bizim de gençlerle temasımızda bu konu gündeme geliyor. Bayramda da gündeme geldi. Şimdi de Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin bir vekilimizin çocuğuyla ziyaretinde gündeme geldi. Durum şu; doğrudan bakanlık olarak, DTK olarak kendi yetkimizde olan bir konu değildi. Hukuki bir süreç sonucunda böyle bir erişime engel getirmiştik. Şimdi artık onunla ilgili o platformlar hem Discord, hem de Roblox’la görüşmeler devam ediyor. Belli içeriklerin çıkarılıp da düzenlenmesi noktasında bir adım atıldı ama nihayete varmadı. Nihayete erdiğinde inşallah tekrar aynı hukuki süreçle onların açılması söz konusu olacak. Biz de süreci takip ediyoruz. Kamuoyundan bu anlamda gelen talepleri biz de takip ediyoruz. Umuyorum kısa zamanda o içerikleri çıkarırlar. Biz de gereken işlerini yaparız diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı. (DHA)
Fındıkta çifte tehdit; 200 bin ton kayıp beklentisi
Karadeniz’de fındık bahçelerinde yapraklarını yiyip, suyunu emdiği bitkilerin kökünü kurutan ‘kahverengi kokarca’ adlı böcek türüyle mücadele sürerken, üreticiler kokarcanın yanı sıra hava sıcaklığının düşmesine bağlı oluşan zirai don nedeniyle tedirgin. Ulusal Fındık Konseyi (UFK) Yönetim Kurulu üyesi Sebahattin Arslantürk, “Yaklaşık yüzde 10 don hasarı, yüzde 20 civarında da kokarca hasarını öngörüyoruz. 200 bin ton civarında bir hasar söz konusu” dedi.
Selçuk BAŞAR-Efnan DEMİREREN TRABZON-Türkiye’nin dünya ticaretinde lider olduğu fındıkta verim ve kalite kaybına yol açan, fındık başta olmak üzere bahçelerde yapraklarını yiyip, suyunu emdiği bitkilerin kökünü kurutan ‘kahverengi kokarca’ adlı böceğe karşı başlatılan kimyasal ve biyolojik mücadeleler sürüyor. Kahverengi kokarca dadandığı fındık bahçelerinde yayılarak tehdidini sürdürürken, hava sıcaklıklarının düşmesi, nisan karı ve zirai don da üreticiyi tedirgin etti.
YÜZDE 10 CİVARINDA ZARAR
UFK Yönetim Kurulu Üyesi Sebahattin Arslantürk, son günlerde yaşanan zirai don olaylarının fındık tarımını olumsuz etkilediğini ifade ederek, “Bu sene de şubat ve mart aylarında soğuk hava dalgalanması oldu. Bunun neticesinde de fındık belli bir oranda olumsuz etkilendi. Yaptığımız ön çalışmalara göre yüzde 10 civarında bir zarar olacağını öngörüyoruz” dedi.
FINDIKTA KOKARCA ETKİSİ
Arslantürk, “Kahverengi kokarcanın zararı da son 2 yıldır hızlı bir şekilde arttı. Geçen yıl 60 bin ton, bir önceki yılda 30 bin ton, bu yıl da yüzde 20 civarında bir zarara uğratacağını bekliyoruz. Fındığın dışındaki diğer tarımsal ürünlerde de ciddi hasarlar bırakabiliyor. 300’ün üzerinde meyve ve sebzeyi olumsuz yönde etkiliyor. Yaklaşık yüzde 10 don hasarı, yüzde 20 civarında da kokarca hasarını öngörüyoruz. Baktığımızda toplamda yüzde 30 civarında ve ciddiye alınması gereken bir hasar oluşturuyor. 200 bin ton civarında bir hasar söz konusu” diye konuştu.
SICAKLIK UYARISI
Hava sıcaklıklarının artması ile kışlaklardan çıkan kahverengi kokarcaya erken müdahale edilmesi gerekildiğini öneren Sebahattin Arslantürk, “Dona karşı önlem almak kolay değil. Kokarcanın mayıs ayında kışlaktan çıkma aşamasında yok edilmesine yönelik önlemlerin alınması gerekiyor ki sahaya inmesin. Sahaya ne kadar az inerse, verebileceği zarar da o oranda az olur. (DHA)
Çiftçiler, zirai dona karşı traktörlerle sis bulutu oluşturup sabaha kadar nöbet tutuyor
Türkiye’nin farklı bölgelerinde etkili olan zirai don, Bursa’nın İznik ilçesindeki meyve bahçelerinde de ciddi hasara yol açtı. Don özellikle erik, kivi ve nektarin ağaçları ile üzüm bağlarında ürün kaybına yol açtı. Olası zararı en aza indirmek için sabaha kadar tarlalarında nöbet tutan çiftçiler, ateş yakarak ve traktörlerle sis bulutu oluşturarak ürünlerini korumaya çalışıyor.
Semih TÜRKER BURSA-Türkiye’de bahar ayının gelmesiyle birlikte yaşanan soğuk hava dalgası ve zirai don, tarım sektöründe büyük endişe yarattı. Özellikle meyve yetiştiriciliği yapılan bölgelerde sıcaklıkların sıfırın altına düşmesi, ağaçlarda çiçeklenme döneminde olan meyveleri olumsuz etkiledi. Bursa’nın İznik ilçesinde de zirai don, üreticilerin kabusu oldu.
Özellikle meyve ağaçlarının yoğun olduğu bölgelerde havanın kararmasıyla birlikte sıcaklıklar sıfırın altına düşünce, birçok bahçede ciddi hasar meydana geldi. Marmara Bölgesi’nin önemli tarım merkezlerinden biri olarak bilinen İznik Ovası’nda yaşanan zirai don, meyve ağaçlarının neredeyse yüzde 90’ını etkilerken, erik, nektarin, kivi, kiraz ve armut gibi birçok meyve ağacı, çiçekteyken dondan yandı. İlçedeki üzüm bağları da zirai dondan nasibini alırken, ilçedeki üreticilerin zararının 1 milyar liranın üzerinde olduğu değerlendiriliyor.
AĞAÇLARININ BAŞINDAN AYRILMADILAR
Olası zararı en aza indirmek için sabaha kadar tarlalarında nöbet tutan çiftçiler, ateş yakarak ve traktörlerle sis bulutu oluşturarak, kalan ürünlerini korumaya çalışıyor. Çiftçi Tolga Küçükçakır, “Gece burada olmamızın tek sebebi, aylarca verdiğimiz emeği bir gecede kaybetmemek.
Sabahın ilk ışıklarına kadar tarlada nöbet tuttuk. Ateş yaktık, traktörle sis dumanı yaptık. Elimizden ne geldiyse denedik. Çünkü don olursa, bütün sezon boşa gidecekti. Tüm çiftçi arkadaşlarıma geçmiş olsun” dedi. (DHA)