Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Unutulmasın ki, zulüm 1453’de başladı diyenlerin soyu bozuk, sütü lekelidir” açıklamasında bulundu.
Sosyal medya hesabından açıklamada bulunan Bahçeli, “Roma İmparatorluğu’nun yıkılmasıyla başlayan uzun Ortaçağ karanlığı İstanbul’un fethi ile sonlanmış, müteakiben Yeniçağ’ın kapıları açılmıştı. Fetihle birlikte yeryüzünün çehresi değişmiş, Türklüğün muzaffer ruhu aklın, adaletin ve ahlakın cihanşümul çağrısı haline gelmişti. Fetih bir istila, bir işgal, bir imha hareketi veya tevarüs edilen bir medeniyet birikimini yağma ve talan harabeliği değildir. Fetih, iman dolu gövdesiyle mücadele eden bir milletin gönül seferi, vicdan seferberliğidir. Çürümeye karşı taptaze ümitlerin dâhiyane sedasıdır. İstanbul’un fethinin yankıları hala devam etmektedir. Görülüyor ki, fethimizin onuruna fetretin ve nefretin zehrini bulaştırmak isteyenler oldukça faaldir. Bizans’ın köhneliğini rehber ve pusula yapanlar 568 yıldır girdikleri şizofren nöbetinde kabuslarla kıvranmaktadır. Ortaçağ alışkanlıklarından kurtulamayan, ilkel dürtülerinden arınamayan, ilkesiz ve iradesiz eğilimlerinden uzaklaşamayan iç ve dış odakların İstanbul’un fethine karşı tahammülsüzlükleri hiç kuşkusuz tedavisi imkansız klinik bir vaka, hatta bir zillet hastalığıdır” ifadelerini kullandı.
“İstanbul, fethimizin düşmeyecek şehri, büyük Hakanımız Fatih’in dev emanetidir”
Bahçeli, “Dünyanın en büyük Türk kenti maalesef ehil ve emin olmayan, neye ve kimlere hizmet ettiği meçhul bulunan tehlikeli bir zihniyetin tasallutu altındadır. Kifayetsiz muhterisler İstanbul’un fetih mirasını ileriye taşımayacak kadar takatsiz, yükseltemeyecek kadar da taksirlidir. İstanbul, fethimizin düşmeyecek şehri, büyük Hakanımız Fatih’in dev emanetidir. Konstantinopolis sayfası şehit kanıyla mühürlenip kapatılalı 568 yıl olmuştur. Bu sayfayı tekrar açmaya heveslenmek tasfiye ve telini vatan evlatları için mecburi olan köksüz Bizans komplosudur. Bizans devleti tarihten silinmiş olsa da kokuşmuş hayaleti, zulmet hedefleri dolaşımdadır. İstanbul Türk-İslam medeniyetinin yüz akı, boğazın iki yanına tutunmuş incisi ve Türk milletinin iftiharıdır. İstanbul’suz Türkiye yetim, İstanbul’suz Türk-İslam alemi yalnız ve yuvasızdır” açıklamasını kaydetti.
“Unutulmasın ki, zulüm 1453’de başladı diyenlerin soyu bozuk, sütü lekelidir”
Genel Başkan Bahçeli, açıklamasına şu şekilde devam etti: “Efendimizin övgüsüne mazhar olmuş güzel komutanları, kutlu hünkarımız Fatih Sultan Mehmet Han’ı, manevi önderlerimizi, fethe memur edilmiş kahraman neferlerimizi rahmetle, minnetle, şükranla yad ediyorum. İstanbul Türk milletinin has bahçesi, coğrafyaların bayraktarıdır. Unutulmasın ki, zulüm 1453’de başladı diyenlerin soyu bozuk, sütü lekelidir. Çünkü 1453’de karadan yürütülen gemilerin, surları döven millet kudretinin eliyle İstanbul çekim alanı, cazibe merkezi olmuş, insaniyetin, merhametin, hakka ve hukuka hürmetin mührüyle sivrilmiştir. İstanbul sevdamızın sancağı, kabul edilmiş dualarımızın mükâfatı, zaferlerimizin kaynağı, umutlarımızın vahası, son yurdumuzun ebedi varlığıdır. Şairin dediği gibi; Bulanık akan sular durulacak yeniden, Gökyüzüne direkler vurulacak yeniden, Saâdet menziline varılacak yeniden, Çağlar üstü bir nizam kurulacak yeniden. “
“İstanbul’a bir millet eserinin daha kazandırılması, inancımızın itibarına muazzam bir katkı sağlanması milletimizi sevince boğmuştur”
Taksim Camii ve Çamlıca Kulesi hakkında da değerlendirmede bulunan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Taksim Meydanı, İstiklal Caddesi ve Tarlabaşı Bulvarı’nın kesişim noktasında inşa edilen ve 1,5 asırlık bir hayali hakikatle buluşturan Taksim Camii’nin dün itibariyle resmen açılmasından büyük bir bahtiyarlık duyduğumu özellikle paylaşıyorum. Sembolik temeli 2017 yılının Şubat ayında atılan Taksim Camii’nin açık ve kapalı alanında 4 bin kişinin ibadeti mümkündür. İstanbul’a bir millet eserinin daha kazandırılması, inancımızın itibarına muazzam bir katkı sağlanması milletimizi sevince boğmuştur. Ayrıca bugün yerden yüksekliği 369 metre olan Avrupa’nın en büyük kulesinin hizmete sunulması bir diğer memnuiyet verici gelişmedir. Artık İstanbul’daki tüm radyo vericileri tek elde toplanarak İstanbul’un güzelliğine güzellik eklenecektir. Bu vesileyle Çamlıca Kulesi’yle birlikte Taksim Camii’nin yapımında ve hizmete açılmasında emeği geçen başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere herkese teşekkür ediyor şükranlarımı sunuyorum. Fethimizin 568’inci yıl dönümü kutlu olsun diyorum” ifadelerini kullanarak açıklamasını sonlandırdı.
Menajer Ayşe Barım hakkında sosyal medyadaki iddialara yönelik yürütülen soruşturma kapsamında, oyuncu Serenay Sarıkaya tanık sıfatıyla ifade vermek için savcılığa çağırıldı.
İSTANBUL-İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Serenay Sarıkaya gibi bazı sanatçıların ve oyuncuların menajerliğini yapan Ayşe Barım hakkında sosyal medyadaki iddialar üzerine gerçeğin ortaya çıkartılması için re’sen soruşturma başlatılmıştı. Soruşturma kapsamında Barım hakkında yurt dışına çıkış yasağı şeklinde adli kontrol tedbiri de uygulanmıştı.
Serenay Sarıkaya ifade verecek
Soruşturma kapsamında oyuncu Serenay Sarıkaya tanık sıfatıyla ifade vermek üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na çağrıldı. (DHA)
MSB: Suriye’nin kuzeyinde 9 terörist etkisiz hale getirildi
Milli Savunma Bakanlığı (MSB), Suriye’nin kuzeyinde saldırı hazırlığı yapan 9 PKK/YPG’li teröristin etkisiz hale getirildiğini açıkladı.
ANKARA-Bakanlığın, sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, “Terörü kaynağında yok etmeye azimliyiz, kararlıyız. Kahraman Mehmetçiklerimiz, Suriye’nin kuzeyinde saldırı hazırlığı yapan 9 PKK/YPG’li teröristi etkisiz hale getirdi. Teröristler bu coğrafyadan yok olup gidinceye kadar mücadelemiz devam edecek” denildi. (DHA)
Yılbaşı öncesi ‘kozmetik alkol’ uyarısı; böbrek ve karaciğerde ciddi problemlere neden oluyor
Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Alkollü İçkiler Analiz Özel Gıda Kontrol Laboratuvarı Müdürü ve Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Turgut Cabaroğlu, yılbaşı öncesi sahte içki uyarısında bulunarak “Laboratuvarımıza gelen numunelerin içerik analizini yaptığımızda ağırlıklı olarak kozmetik sektöründe ve dezenfektan adı altında kullanılan alkollerin, alkollü içki üretiminde kullanıldığını görüyoruz” dedi.
Gülşah ÖZGEN-Eser PAZARBAŞI ADANA-Türkiye genelinde yılbaşı gecesi yaklaşırken sahte ve kaçak içkilere yönelik düzenlenen operasyonlarda yüklü miktarda ürün ele geçirildi. Adana bölgesinde ele geçirilen ürünlerin analize gönderildiği ÇÜ Alkollü İçkiler Analiz Özel Gıda Kontrol Laboratuvarı Müdürü Prof. Dr. Turgut Cabaroğlu son yıllarda alkollü içki fiyatlarının artmasıyla, merdiven altı üretimin de arttığına dikkati çekti.
Hijyenik olmayan koşullarda üretilen sahte içkilere özellikle dar gelirli kesimlerin, eğlence mekanlarının, otellerin ve bazı bayilerin ilgi gösterdiğinin altını çizen Prof. Dr. Turgut Cabaroğlu, bu durumun halk sağlığını ciddi şekilde tehdit ettiğini ve vergi kayıplarına yol açtığını belirtti. Cabaroğlu, yılbaşı öncesi sahte içki konusunda uyarılarda da bulundu.
ORİJİNAL ŞİŞELER TOPLANIP PİYASAYA SÜRÜLÜYOR
Kasım ayından bu yana ülke genelinde 73 kişinin sahte içki zehirlenmesi yaşadığını ve 37’sinin hayatını kaybettiğini kaydeden Prof. Dr. Cabaroğlu, “Sahte içki, aslına benzetilerek yapılan; şekil, bileşim ve nitelik bakımından benzer görünen içkilerdir. Son bir yılda adli makamlardan sahte şüphesiyle laboratuvarımıza gelen numunelerin yüzde 90’ından fazlasının distile alkollü içki kategorisinde olduğunu görüyoruz.
Rakı, viski ve votka gibi tüketimi yüksek distile içkilerde sahte üretimler sıkça karşımıza çıkmaktadır. Bu ürünler genellikle piyasada tüketilmiş orijinal şişelerin toplanıp yeniden doldurulmasıyla piyasaya sürülmektedir” diye konuştu.
Sahte içki analizlerinde özellikle kozmetik üretiminde kullanılan alkole rastladıklarını söyleyen Cabaroğlu, “Laboratuvarımıza gelen numunelerin içerik analizini yaptığımızda ağırlıklı olarak kozmetik sektöründe ve dezenfektan adı altında kullanılan alkollerin, sahte içki üretiminde kullanıldığını görüyoruz. Gıda alkolü kullanımında şu anda ciddi bir takip var ve numunelerde buna rastlamıyoruz.
Ancak kozmetik sektöründe kullanılmak üzere üretilmiş olan denatüre edilmiş alkoller bir şekilde dolanıp sahte içki üretiminde kullanılıyor. En sık, kozmetik alkol üretiminde kullanılan iki maddeden biri olan tersiyer bütil alkol ile karşılaşıyoruz. Çok nadir metil alkol ile karşılaşıyoruz. Yılda 2-3 kez karşımıza çıkıyor ama etil alkol yerine metil alkol kullanıldığında da onun da sonucu ölüm oluyor. Kozmetik alkollerdeyse ABD’deki tersiyer bütil alkol üzerine yapılan çalışmalarda uzun vadede böbrek ve karaciğerde ciddi problemlere neden olduğunu biliyoruz” ifadelerini kullandı. (DHA)