İran’da ilk seçim münazarasında 7 Cumhurbaşkanı adayı ülkedeki ekonomik krize ilişkin çözüm yollarını ve programlarını tartıştı. Adaylardan Abdunnasır Himmeti, “Ülkenin Venezuela ve Kuzey Kore’ye dönüşmesini engelledim” ifadesini kullanırken, İbrahim Reisi ise medya ve internete özgürlük vereceğini söyledi.
İran’da adaylıkları kabul edilen 7 Cumhurbaşkanı adayı, 18 Haziran tarihinde yapılacak 13. dönem Cumhurbaşkanlığı seçimleri için ilk münazaralarını dün gerçekleştirdi. İran devlet televizyonu binasında gerçekleşen ilk seçim münazarasında, adaylar ülkedeki ekonomik krize ilişkin çözüm yollarını ve programlarını tartıştılar. İran Yüksek Seçim Kurulu tarafından hazırlanan 21 soru Cumhurbaşkanı adaylarına soruldu. Her adaya soruları cevaplandırmaları için dörder dakika süre verildi. Ülkedeki ekonomik krizin tartışıldığı münazarada adaylar bütçe planlaması, vergiler ve vergi kaçaklığı, enflasyon, yolsuzluklar, yasadışı ticaret ruhsatları, madenler, arazi gaspı, ekonomik ve endüstriyel gelişmeler, petrolsüz ekonomi, kişi başına düşen milli gelir ve hayat standartlarındaki düşüş gibi konuları ele aldı.
Eski Merkez Bankası Başkanı muhafazakarların hedefindeydi 2018-2021 döneminde İran Merkez Bankası’nın başında bulunan Abdunnasır Himmeti, münazaraya katılan diğer 5 muhafazakar adayın ortak hedefinde yer aldı. ABD yaptırımlarının artması ve yükselen dolar kuru nedeniyle muhafazakar adayların hedefinde olan reformist aday Himmeti, yolsuzluk ve ABD yaptırımları ile işbirliği yapmakla suçlandı. Muhafazakar aday Muhsin Rızai, Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve ekibini suçlayarak, “Cumhurbaşkanı seçilmem halinde Hasan Ruhani ve ekibinin yargılanması için onlara ülkeden çıkış yasağı getireceğim. Onlar, ABD’nin yaptırımları ile işbirliği yaptılar” dedi. Himmeti ise, diğer adayların ekonomiden anlamadıklarını ve kendisinin bir ekonomist olduğunu belirterek, “Ben bir ekonomistim. Ülkenin Venezuela ve Kuzey Kore’ye dönüşmesini engelledim” ifadesini kullandı.
Münazarada konuşmasına seçimi boykot etmek isteyenlere çağrıda bulunarak başlayan Himmeti, Azerice yaptığı konuşmada, İran Türklerinden ve seçimlerde oy kullanmak istemeyenlerden oy istedi. Himmeti, “Ben mevcut düzene itirazı olanlardan sandıklara giderek bana oy vermelerini istiyorum. Adaylıkları kabul edilmeyen isimleri de temsil ediyorum. Seçimleri boykot etmek isteyenler bana oy versinler” dedi. Diğer bir reformist aday ve İran Türkü olan Muhsin Mihralizade ise konuşmasında Muhammed Hatemi dönemine (1997-2005) işaret ederek, “Ben o dönemde görev aldım. İran ekonomisinin en parlak olduğu dönemdi. Şimdi tekrar aynı parlak dönemi yaşatmaya hazırım” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanlığına aday olan bir diğer muhafazakar aday olan Yargı Erki Başkanı İbrahim Reisi’yi hedef alan Mihralizade, Reisi’nin ekonomiden anlamadığını belirterek, “Kendisinde ‘kararsız mevki sendromu’ var. Sabit bir yerde duramıyor ve şimdi Cumhurbaşkanlığına aday oldu. Kendisi ekonomiden anlamıyor ve ülkeyi yönetmekte yetersiz” dedi.
Medyaya özgürlük vaadi İran Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin en güçlü adayı olarak kabul edilen Yargı Erki Başkanı İbrahim Reisi ise, ülkedeki ekonomik krize karşı direniş ekonomisini ön plana çıkartarak, ekonomiden anladığını ve ülkedeki iç üretimi arttırarak üretici için gerekli kolaylıkları sağlayacağını söyledi. Medya ve internete özgürlük vereceğini belirten Reisi, sosyal medya uygulaması Twitter’da 2 milyon takipçisi olduğunu söyleyerek, ülkedeki internet altyapısını geliştireceğini açıkladı. Muhafazakarların bir diğer önemli adayı ve ABD ile imzalanan nükleer anlaşmanın baş müzakerecisi olan Said Celili ise, Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde İran ekonomisini dünyaya açacak reformlar vadetti. İran’da 13. dönem Cumhurbaşkanlığı seçimleri 18 Haziran tarihinde gerçekleşecek. Seçimler Anayasayı Koruyucular Konseyi tarafından adaylıkları kabul edilen 7 isim arasında olacak. Cumhurbaşkanı adayları arasında sosyal ve kültürel konularda ikinci münazara 8 Haziran Salı günü gerçekleşecek. (İha)
TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan: Türk Lirasına geçiş başlamıştır
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan, “Türk Lirasına geçiş başladı. Türk lirası tasarruf araçlarına ve özellikle vadeli mevduata olan talep artmıştır. 17 Kasım itibarıyla, 12 hafta içerisinde, Türk lirası mevduat 1,7 trilyon Türk lirası artarken, kur korumalı mevduat 601 milyar Türk lirası ve döviz cinsi mevduat da yaklaşık 3 milyar ABD doları gerilemiştir” dedi.
Murat Ergin – Muhammed Fırat Aksoy İSTANBUL-Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Dr. Hafize Gaye Erkan, İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meslek Komiteleri Ortak Toplantısı’na katıldı. Erkan, program kapsamında ekonomi ve finans alanındaki güncel gelişmelerin yanı sıra enflasyonla mücadelede izlenen politikalar ve sonuçları, Türk Lirasını güçlendirmeye yönelik atılan adımlar, bireysel ve ticari kredi konularındaki gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulundu.
Enflasyonla mücadele konusunda uygulanan politikalar ve bu politikaların sonuçlarını anlatarak konuşmasına başlayan TCMB Başkanı Hafize Gaye Erkan, ‘‘Enflasyon ile mücadelede önkoşul tüm paydaşlarda ve karar alıcılarda aynı algının oluşması ve mücadeleye dair olan kararlılıktır. Enflasyonla mücadelenin ikinci olmazsa olmaz koşulu, doğru dezenflasyon politikalarının devreye sokulması halinde öngörülebilir enflasyon politikasının toplum geneli ve özellikle fiyat koyucular tarafından kabul ve itibar görmesidir’’ dedi.
Erkan, ‘’Biz üzerimize düşeni yaptığımız ve yaptıklarımız üzerinden bizi değerlendirip bu patikaya olan inancınızı pekiştirirseniz, enflasyonu bu patika üzerinde oturtup dezenflasyonu minimum maliyetle gerçekleştirmemiz mümkün olabilecektir. Biz üzerimize düşeni yaparken şu ya da bu sebeple “algı, kabul, itibar” üçlüsü devreye girmiyorsa, enflasyonu daha yüksek bir maliyetle de olsa bu patikaya oturtmaya azimli ve kararlıyız’’ diye konuştu.
‘Politika kararlarımızın etkileri devreye girdi, iyileşme işaretleri belirmeye başladı’’ Uygulanan politikaların sonuç vermeye başladığına dikkat çeken Erkan, ‘‘Enflasyondaki yükselişten sonra, politika kararlarımızın etkilerinin devreye girmeye başlamasıyla birlikte beklentilerde ve beklenti dağılımında iyileşme işaretleri belirmeye başlamıştır. Otomobil, beyaz eşya ve mobilya gibi, para politikasından daha çok etkilenen ürün gruplarında fiyat artış hızı azalmakla kalmadı, uzun bir süreden sonra ilk kez indirimler görülmeye başladı. Kasım ayı öncü göstergeleri de aylık enflasyondaki gerilemenin devam edeceğine işaret etmektedir’’ şeklinde konuştu.
‘’Enflasyondaki düşüş süreci birçok kanalla kendini gösterecek’’ Enflasyon Raporu’nda da belirttiğimiz gibi yıllık enflasyon mayıs ayındaki baz etkisiyle tepe noktasına ulaştıktan sonra 2024’ün ikinci yarısında gerileyecek. Baz etkilerinin ötesinde, enflasyondaki düşüş süreci birçok kanalla kendini gösterecek. Yapısı gereği yılda bir kere fiyatın güncellendiği kira ve eğitim gibi kalemlerde de manşet enflasyon geriledikçe daha kademeli bir yavaşlama göreceğiz. Bu tür kalemlerde dezenflasyon 2024 yılı sonu ve 2025 yılında daha hissedilir hale gelecek. Özellikle büyükşehirlerde, kiralık ev ilanlarındaki fiyat artışlarında belirgin yavaşlama sinyalleri alıyoruz. Parasal aktarım sürdükçe bu gözlemler daha da yaygınlık gösterecektir’’ dedi.
‘’Bireysel kredilerde israf ve enflasyona yol açan aşırılık giderildi’’ Kredilerde uygulanan politikalara ilişkin de açıklamalarda bulunan Erkan, ‘‘Aldığımız seçici kredi tedbirleri sonucunda, temmuz ayından itibaren bireysel kredilerde normalleşme başlamıştır. Bireysel kredilerde israf ve enflasyona yol açan aşırılık giderilirken, ticari krediler ise süreklilik göstererek üretim kapasitesine katkıda bulunmaktadır. 2023’ün ilk yarısında görülen hızlanmanın ardından, ticari kredi büyümesi mayıs ayı sonunda durma noktasına gelmişti. Gerek öncesindeki aşırılık gerekse sonrasındaki ani duruş hem firmalarımız hem de bankacılık sistemi için sağlıklı değildir. Bu değerlendirme ışığında hızla hareket geçerek piyasa mekanizmasının yeniden tesisini sağladık. Böylece, reel sektöre Türk lirası cinsinden kredi akışının toparlanmasıyla ticari kredi büyümesi dengeli ve sürekli bir yapıya kavuşmuştur’’ ifadelerini kullandı.
Sakarya’nın Adapazarı ilçesinde market alışverişi yapmak için BİM’e giren bir vatandaş, gördüğü manzara karşısında şok oldu. Reyonda fare gören vatandaş, o anları cep telefonu ile saniye saniye kaydetti.
Burak Can Tokyürek SAKARYA-Mide bulandıran olay, Adapazarı ilçesi Karaman Mahallesi’nde bulunan BİM’de meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, alışveriş yapmak için markete giren bir vatandaş, suların bulunduğu bölümde bir fare gördü. Gördüğü manzara karşısında şoke olan vatandaş, o anları cep telefonu kamerasıyla kaydetti. Su ve sodaların bulunduğu reyonda duran fareyi kaydeden vatandaş, “Burası Karaman BİM. Görüyorsunuz reyonda kocaman bir fare. BİM’i fare bastı. Sakarya Karaman BİM’de kocaman fare, şu anda su stantlarının orada” ifadelerini kullandı.
Emlak Uzmanı Mustafa Hakan Özelmacıklı, “TÜİK ücretli çalışan istatistikleri Eylül 2023 verilerine göre gayrimenkul sektöründe ücretli çalışan sayısı 122 bin 179’a ulaştı” dedi. İSTANBUL-TÜİK ücretli çalışan istatistikleri Eylül 2023 verilerine göre gayrimenkul sektöründe ücretli çalışan sayısı 122 bin 179’a ulaştı. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Altın Emlak Genel Müdürü Mustafa Hakan Özelmacıklı, “Gayrimenkul faaliyetleri kapsamında 2009 yılında yaklaşık 33 bin seviyesinde olan ücretli çalışan sayısı, 2023 yılında 120 bin seviyesini geçti. Eylül ayı itibarı ile de gayrimenkul sektöründe ücretli çalışan sayısı 122 bin 179’a ulaştı. Gayrimenkul sektörünün gayrisafi yurtiçi hasıla payı da yüzde 3.7 oranında gerçekleşti. Türkiye genelindeki yetki belgeli emlak işletmelerinin sayısı ise 55 bine yaklaştı” dedi.
“Bakış açısı değişiyor” Gayrimenkul sektörünün gün geçtikçe daha nitelikli bir iş olarak görüldüğünü de ifade eden Özelmacıklı, “Artık teknolojiyi pazarlama faaliyetlerinde yoğun olarak kullanabilen, gayrimenkul mevzuatına hakim, vergiden hukuka, değerlemeden iletişime birçok beceri ve yetkinlikleri barındıran, kendini geliştirmeye açık üniversite mezunu kişiler sektörümüzde çalışıyorlar” dedi.
“Yönetmelik değişikliği etkili oldu” Taşınmaz Ticareti Hakkında Yönetmelik çerçevesinde gayrimenkul sektöründe çalışanların kayıt altına alındıklarını ifade eden Özelmacıklı “Yönetmelik çerçevesinde emlak işletmelerinde çalışan danışmanlar ya sigortalı ya da kendi vergi levhaları ile faaliyet gösteren kişiler olabiliyorlar. Ayrıca özellikle 18-29 yaş aralığında olan genç girişimciler için de çeşitli destekler bulunuyor. Bu kapsamda vergi ve 4/B kapsamındaki Bağ-Kur primi ödemelerinde çeşitli muafiyet söz konusu oluyor” ifadelerini kullandı.
“TTBS bildirimi unutulmamalı” Emlak işletmelerinde çalışan gerek danışmanların gerekse de sözleşmeli işletmelerin mutlaka Taşınmaz Ticareti Bilgi Sistemi üzerinden girişlerinin yapılması gerektiğini de hatırlatan Özelmacıklı, “Yönetmeliği göre işletmeler yetki belgesi alınması sonrasında sözleşmeli işletmelerini ve danışmanlarını Taşınmaz Ticareti Bilgi Sistemi üzerinden il müdürlüklerine bildirmiş olmaları gerekiyor. İşletmeler sorumlu emlak danışmanları ve emlak danışmanları ile sözleşmeli işletmelerinin sorumlu emlak danışmanları ve emlak danışmanlarının işe başlama ve işi bırakma bilgilerini de bu durumların gerçekleştiği tarihten itibaren on gün içinde bilgi sistemine aktarmakla yükümlüler” diye konuştu.