Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, “Yaşadığımız dünya, gittikçe bencilleşen, tüketmeyi bir alışkanlık haline getiren insan kalabalıklarıyla dolu maalesef. Sanayi devrimi dediğimiz şey, tabiata olduğu kadar insanın manevi tabiatına da büyük zararlar verdi. Teknolojik ilerlemeyle eş zamanlı olarak manevi ilerleme sağlayamıyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Vakıf Haftası kapsamında ’Merhametin Kuş Dili’ temasıyla düzenlenen Vakıf İnsan Ödülleri programına katıldı.
“İşte bu medeniyet karnesi, dünyanın son gününe kadar, tüm insanlığın açıp okuması gereken bir kitaptır”
Türkiye’nin geçmişten gelen bir anlayışla ihtiyaç sahibi coğrafyalarda yaşananlara kayıtsız kalmadığını belirten Emine Erdoğan, “Biz bugüne, ecdadımızın açtığı, uzun bir medeniyet yolunu yürüyerek geldik. Nice hayırlı işten arda kalan ayak izlerini takip ettik. Başkasının derdini, kalbinin heybesinde taşımak bu milleti yormuyor. Bunu, dünyanın tüm sorunlarına el uzatarak bugün de gösteriyoruz. Göçmenlere, Afrika’ya, sel felaketlerine hep bu saikle el uzatıyoruz. Çünkü bize miras kalan, dünyayı her gün, sevgiyle yeniden imar etmenin sanatkarlığıdır. İşte bu medeniyet karnesi, dünyanın son gününe kadar, tüm insanlığın açıp okuması gereken bir kitaptır. Ecdadımız, hayata ve varlığa bambaşka bir tasavvurunun penceresinden baktı” dedi.
“Hayırlarda yarışın ayeti, yaşam kültürünün ana prensibidir”
Emine Erdoğan, tarihte tüm canlıları kapsayan iyilik örneklerine rastlamanın mümkün olduğunu belirterek, “Karşılıksız iyilik ifadesini, bir temenniden çıkarıp gerçek kılan, işte bu prensiptir. Dayanışmak; yaşlıyı, yetimi, yolcuyu, hastayı, darda olanı, hülasa, insan kardeşini emanet saymak Anadolu’nun ruhudur. İnsanımız, iyiliği adeta tohum gibi her yere serpmiştir. Tabii, bu iyilik sadece insanlar arasında sınırlı kalmamış. Doğa ve hayvanlar için de büyük bir özveriyle hayırlı işler yapılmıştır. İşte, bunun adı, insanın bürünebileceği en güzel hâl olan merhamettir. Merhamet, bir yanıyla da insanın kendini bulma yolculuğudur” diye konuştu.
“Teknolojik ilerlemeyle eş zamanlı olarak manevi ilerleme sağlayamıyoruz”
Erdoğan, “Yaşadığımız dünya, gittikçe bencilleşen, tüketmeyi bir alışkanlık haline getiren insan kalabalıklarıyla dolu maalesef. Sanayi devrimi dediğimiz şey, tabiata olduğu kadar insanın manevi tabiatına da büyük zararlar verdi. Teknolojik ilerlemeyle eş zamanlı olarak manevi ilerleme sağlayamıyoruz. İçinden geçtiğimiz bu salgın döneminde, vakıfları meydana getiren vicdana ve anlayışa ne kadar çok ihtiyacımız olduğunu daha iyi anlıyoruz. Neyse ki topraklarımızda, yardımlaşma ve dayanışma duygusu hala dipdiri.Denizlerimiz hâlâ, yapılıp atılmış iyiliklerle dolu” ifadelerini kullandı. Vakıfların üstlendiği önemli görevler olduğuna dikkat çeken Emine Erdoğan, “Tarihimizdeki vakıfları saymakla bitiremeyecek olmamız, ne büyük bir gurur. İnce fikrin, yüce gönüllüğün ve merhamet lisanının vardığı mertebelere insan hayret ediyor, değil mi? Şimdi bize düşen bu vicdanı yeniden ayağa kaldırmaktır. Şunu unutmayalım ki nasıl toprak erozyona uğruyorsa, değerlerimizde zamanın erozyonuna uğruyor. Bugün infak etmenin, ancak zengin olana mahsus bir şey olduğunu düşünüyoruz. Halbuki vakıf anlayışına göre paylaşmanın, bölüşmenin, biri bin yapan bereketi vardır. Bildiğiniz gibi dünyanın olağanüstü sayılan yapıtları, dünyanın harikaları olarak anılıyor. Bunların arasında, görkemiyle insanı şaşırtan, heykeller, tapınaklar, anıtlar var. Oysa dünyanın gelmiş geçmiş en muhteşem yapıtı, sadaka taşlarıdır. Onlar karşılıksız iyiliğin var olabileceğinin en somut örnekleridir. Bu ispattan daha harika ne olabilir? Merhamet duygusunun yerleşmediği kalp, ilelebet kan pompalayan bir organ olmaktan ileri gidemez” dedi.
“2021 yılı için ise bu ödenek 160 milyon liraya çıkarılmıştır”
Vakıflar Genel Müdürlüğünün Osmanlı coğrafyasındaki 60 bin mazbut vakfın temsilcisi olduğunu belirten Bakan Ersoy, ”Eğitim, hasta tedavileri, gıda yardımları gibi insani ihtiyaç ve zaruretlerin giderilmesi yolunda gerek kendi vatandaşlarımıza gerek sınırlarımızın ötesinde muhtaç durumda olan insanlara merhamet elimizi uzatmaktayız. Vakıflar Genel Müdürlüğümüzce bu kapsamdaki hayır hizmetlerinde 2020 yılında 137 milyon lira bütçe ödeneği harcanmıştır. 2021 yılı için ise bu ödenek 160 milyon liraya çıkarılmıştır” dedi.
“Bir yandan vakıf akarlarının etkin ve doğru kullanımını sağlarken bir yandan da binlerce vakıf eserini koruma ve yaşatma sorumluluğunu taşıyoruz” diyen Bakan Ersoy, ”Bu eserler vakıf fikrinin vücut bulmuş halleri; medeniyetimizin şefkat ve merhamet anlayışının, canlıya ve varlığa yaklaşımının şahitleridir. 2015 yılından başlayarak yurt içi ve yurt dışında 725 vakıf kültür varlığı restorasyon kapsamına alınmış, bu çalışmaların 597 tanesi tamamlanmıştır” diye konuştu. İnsanın, vakıf anlayışının temel başlığını oluşturduğunu ifade eden Bakan Ersoy, “Şefkat ve merhamet duygusu tüm varlığı kuşatıp kol kanat germez ise insan varlığının bir anlamı olmayacağı gibi o varlığı sürdürmek de mümkün olmaz. Elbette sokağında, bahçesinde, parkında yaşayan hayvanlara şefkat ve merhamet elini uzatmayanların görmediği, bilmediği, varlığından haberdar olmadığı canlılar için endişelenmesini beklemiyoruz. Ancak kültürümüz ve inancımız gereği biz biliyoruz ki her yaşam kutsaldır, korunmalı ve özen gösterilmelidir. Bu yıl Vakıf Haftası temasının “Merhametin Kuş Dili” olması bu farkındalığın daha da yaygınlaşması ve kabul görmesi için atılmış değerli bir adımdır” açıklamasında bulundu. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün çalışmalarını büyük bir özveriyle sürdürdüğünü ifade eden Vakıflar Genel Müdürü Burhan Ersoy ise ”Tüm gayretimiz, çalışmamız kadim kurumumuzun menfaatini gözetmek ve vakıflar Genel Müdürlüğümüzü türlü mesnetsiz ithamlarla karşı karşıya bırakma çabalarını boşa çıkarmaktır. İnsanın aklı kadar edebi, Edebi kadar da ederi vardır” dedi.
Vakıf’ın yer yüzündeki her canlıya merhamet ve şefkat olduğunu belirten Ersoy, ”Bitkiler, hayvanlar, cansız maddeler dünyaya rahmet indirir. Biz 59 bin mazbut vakfın eşine, çocuğuna, torununa bırakmadığı malın emanetçisi olduğumuzun idraki içindeyiz. Bezmialem ve Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitelerimiz ile, Ortaöğretim ve yükseköğretim Öğrenci burslarımız, imaretlerimizle hayır hizmetlerimize devam ediyoruz. Sosyal devlet kavramında imaretlerin katkısının büyük olduğuna inanıyoruz. Bu emanetin duası ile bedduası ile muhatabının da biz olduğumuzu, Başında bulunduğumuz kurumun sorumluluğunun ve vebalinin ağır olduğunun şuurundayız. Vakıf kuran ecdadımızın öldükten sonra da amel defterlerinin kapanmamasına özen gösteriyor dünyayı merhamet ve şefkatle kuşatmak için var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz” ifadelerini kullandı. Programda yaptığı çalışmalarla Vakıf İnsan Ödülü’ne layık görülen isimlere ödülleri verildi. Programda çalışmalarıyla ödül alan Ünlü Sanatçı Haluk Levent de ödülünü Emine Erdoğan ve Bakan Mehmet Nuri Ersoy’dan aldı. Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşen Programa Emine Erdoğan’ın yanı sıra Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan, Vakıflar Genel Müdürü Burhan Ersoy ve davetliler katıldı.
Geleneksel Türk Günü Yürüyüşü’nde Mehter Marşıyla Manhattan Coştu
MUSTAFA YUNUS GONCA HABER MERKEZİ – 42. Geleneksel Türk Günü Yürüyüşü, ABD’nin New York şehrinde büyük bir katılımla kutlandı. Türk bayraklarıyla donatılan Manhattan sokakları, Mehter Takımı’nın marşlarıyla adeta inledi.
Etkinlik coşkuyla başladı
Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu’nun öncülüğünde gerçekleşen yürüyüş, İstiklal Marşı ile başladı. Katılımcılar Türk bayraklarıyla yürüyüşe eşlik etti, alanda kurulan stantlar yoğun ilgi gördü.
Sanat ve kültür sahnede buluştu
Festivalde Burak Kut, Çelik, Yavuz Bingöl ve Selma Geçer sahne alırken, Anadolu Ateşi, Mehter Takımı ve Kafkas dansçıları gösterileriyle beğeni topladı.
Protokolden güçlü katılım
Etkinliğe Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Sedat Önal, New York Başkonsolosu Muhittin Ahmet Yazal, KKTC Temsilcisi Mehmet Dana ve BM Daimi Temsilcisi Ahmet Yıldız gibi isimler katıldı.
“Bu gün hepimizin” mesajı verildi
New York Başkonsolosu Yazal, Türk Günü’nün toplumun birlik ve kültürünü yansıttığını vurgulayarak, “Gün hiçbirimizin değil, hepimizin” dedi.
Yavuz Bingöl’den Filistin kampanyası
İlk kez etkinliğe katılan Yavuz Bingöl, bu yılki temanın “Engelsiz Bir Dünya” olduğunu belirtti. Filistinli çocukların yazdığı mektupların dünya genelinde posta kutularına ulaştırılması için kampanya başlattığını açıkladı.
Türk polislerinden birlik vurgusu
New York Polis Teşkilatı’nda görevli Türk kökenli dedektifler de yürüyüşe katıldı. Dedektif Uğur Bek, Türk Amerikan Polis Derneği’nin kurulduğunu duyurdu.
“Bayrağımızı gururla taşıyoruz”
Dedektif Egemen Aydın ise Türk gençlerine polislik ve vatandaşlık süreçlerinde destek vermeye hazır olduklarını belirterek, “Bayrağımızı New York’ta gururla dalgalandırıyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan 19 Mayıs mesajı: Gençliğin enerjisi Türkiye Yüzyılı’na yön verecek
EDİTÖR: RÜMEYSA BULUT ANKARA – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajda gençliğe verdiği önemi bir kez daha vurguladı. Erdoğan, Türk gençliğinin azim, inanç ve hayalleriyle “Türkiye Yüzyılı” vizyonuna yön vereceğini belirtti.
106 yıl önce atılan ilk adım, bugün umut ve ilham kaynağı
Cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkarak Kurtuluş Mücadelesi’ni başlattığı 19 Mayıs 1919’un 106. yıl dönümünde yayımladığı mesajda Erdoğan, “19 Mayıs, ecdadımızın azimle, inançla ve kararlılıkla başlattığı bağımsızlık mücadelesinin ilk adımıdır. Bu tarihi emanetin bilinciyle vatanımıza ve Cumhuriyetimize sahip çıkıyor, Türkiye’yi her alanda daha da ileriye taşımak için var gücümüzle çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Gençliği yalnızca geleceğin mimarı değil, değişimin itici gücü olarak görüyoruz
Erdoğan, mesajında gençlerin yalnızca yarının liderleri olmadığını, aynı zamanda bugünün dönüşümünü şekillendiren birer aktör olduğuna dikkat çekerek, “Gençlerimizi yalnızca geleceğin mimarları olarak değil, değişimin itici gücü olarak da görüyoruz. Medeniyet mirasımızı yüreğinde taşıyan Türk gençliğinin enerjisi, azmi ve hayalleriyle yaşadığımız çağa Türkiye Yüzyılı damgasını vuracağına yürekten inanıyorum.” dedi.
Gençlere barış ve yüksek teknolojiyle donatılmış bir Türkiye bırakacağız
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerin geleceğe umutla bakabilmesi için kararlı adımlar attıklarını belirterek, “Ülkemizin kaynaklarını kısır tartışmalarla tüketmeyeceğiz. Gençlerimize barış ve huzur içinde, yüksek teknolojilerle donatılmış müreffeh bir Türkiye bırakmak için kararlılıkla ilerliyoruz.” dedi.
Her alanda gençlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz
Bilim, sanat, spor, tarım, diplomasi ve nükleer teknoloji gibi birçok alanda gençlerin potansiyellerini ortaya koyabilmeleri adına imkânlar sunduklarını dile getiren Erdoğan, büyük ve güçlü Türkiye idealinin gençlerle birlikte el ele yürütüleceğini ifade etti. “Düşlerini gerçekleştirmek için azimle çalışan, pes etmeyen, medeniyet mirasını yüceltmek isteyen her gencimizi desteklemeyi sürdüreceğiz.” diye konuştu.
Türkiye’nin her başarısında gençlerimizin payı var
Erdoğan, Türkiye’nin uluslararası düzeyde güç kazandıkça gençlerin katkısının daha da belirginleştiğini vurgulayarak, “Güçlendikçe merkez ülke konumuna gelen Türkiye’nin her başarısında gençlerimizin emeği vardır. Onların çabası bize daha fazla çalışma ve başarma azmi kazandırıyor.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, mesajının sonunda 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutlayarak, “Başta Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Kurtuluş Savaşımızın bütün kahramanlarını saygı ve rahmetle anıyorum.” ifadelerini kullandı.
Bağımsızlık meşalesi Türk gençliğine emanet edildi
Palandöken: 19 Mayıs, aynı zamanda umutla geleceğe bakan genç nesillere duyulan güvenin ve inancın da simgesidir.
AYHAN GONCA ANKARA– Milli mücadelenin simgesi 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla yazılı bir mesaj yayımlayan Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken mesajında şu ifadelere yer verdi:
“19 Mayıs 1919, milletimizin kaderini kendi ellerine alma iradesini gösterdiği, bağımsızlık ve özgürlük yolunda atılmış en güçlü adımlardan biridir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’da yaktığı bağımsızlık meşalesi, halkın kararlılığı ve inancıyla büyüyerek Türkiye Cumhuriyeti’ne hayat vermiştir. Bu tarih, aynı zamanda umutla geleceğe bakan genç nesillere duyulan güvenin ve inancın da simgesidir. Atatürk’ün 19 Mayıs’ı gençliğe armağan etmesi, gençlerimizin bu ülkenin en büyük güvencesi ve yarının teminatı olduğunun göstergesidir. Bugün bizlere düşen görev bu büyük mirası yaşatmak, Cumhuriyetimizin temel değerlerine sahip çıkarak ülkemizi daha aydınlık yarınlara taşımaktır. Bu duygu ve düşüncelerle, 19 Mayıs’ın 106. yıl dönümünde başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Milli Mücadelemizin tüm kahramanlarını rahmet, minnet ve saygıyla anıyor, Türk gençliğinin Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı yürekten kutluyorum.”