Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Yaşar Karaduman’ın yöneticiliğini yaptığı proje kapsamında değerlendirilen bisküvilik buğday çeşit adayı tescil edildi.
Tarım ve Orman Bakanlığı Tescil Komitesi, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) tarafından desteklenen “Bisküvilik Kalitesi Yüksek Buğday Genotiplerinin ve Yerel Popülasyonların Bisküvilik Kalitesi Bakımından Taranması” Projesi kapsamında üretilen bisküvilik buğday çeşidini Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü adına TTSM-3543 tescil kodu ile tescil etti. Kışlık üretime, sulu koşullara ve yağışı 500.0 milimetrenin üzerinde olan bölgelerde yetiştirilmeye çok uygun, orta boylu ve başaklanma süresinde sarı pasa ve yatmaya dayanıklı bir çeşit olan bu buğday çeşidi; iyi dane verimli, düşük su absorpsiyonu ve özellikle çok zayıf gluten ve hamur reolojik özelliklerine sahip olması ile öne çıkıyor. Tescilli kışlık buğday çeşidi yüksek dane verimi, uygun bisküvilik kalitesi ve geniş adaptasyon kabiliyeti ile Orta Anadolu ve Geçit Bölgeleri’nde sulu ve taban alanlarına ekilebilecek.
“Sektörün ulusal ve uluslararası alanda rekabet gücünü arttıracak”
Konuyla ilgili açıklamada bulunan Dr. Öğretim Üyesi Karaduman, “Çeşidin geliştirilme sürecinde projede ilimizin en önemli tahıla dayalı sanayi kuruluşlarından olan ETİ-Gıda A.Ş. ile de ortak çalışılmış olup ürün-yapım denemeleri iki yıl süre ile ilgili kuruluşa ait ARGE Merkezi tarafından yürütülmüştür. Değerlendirmelerde katkı maddeleri ile modifikasyona ihtiyaç duyulmadan doğrudan doğruya bebe bisküvisi gibi gluten gelişiminin çok sınırlı tutulmasına ihtiyaç duyulan ekstrude yumuşak buğday ürünleri yapımında kullanılabileceği belirlenmiştir. Bu özellikleri ile çeşide ait unlar insan sağlığı üzerinde olumlu etkileri yanı sıra, üretimde girdi ekonomisi, süreç kontrolü ve kolaylığı sağlayarak sektörün ulusal ve uluslararası alanda rekabet gücünü arttıracaktır. Çeşide ait tohumluk üretimi Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü tarafından geniş alanlarda yapılmakta olup kısa sürede üretime kazandırılması hedeflenmektedir” dedi.(Mısra Ezginur Göçer)
Prof. Dr. Eyidoğan: Marmara’daki olası depremden 11 il etkilenecek
Jeofizik Mühendisi ve Deprem Bilimci Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde meydana gelebilecek olası depremin sadece İstanbul’u değil, bölgedeki 11 ili de etkileyeceğini söyledi. Söz konusu hattın 7 ve üzeri deprem oluşturma riski olduğunu söyleyen Prof. Dr. Eyidoğan, “İstanbul’a özgü bir deprem gibi algılıyoruz ama bu bir Marmara depremi olarak ele alınmalı” dedi.
Olgay GÜLER-Umut IŞIK EDİRNE-Jeofizik Mühendisi ve Deprem Bilimci Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, Edirne’de Trakya Üniversitesi Balkan Kongre Merkezi’nde düzenlenen ‘Edirne Afetlere Hazırlık Çalıştayı’na katıldı. Olası Marmara depremine ilişkin açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Eyidoğan, Marmara Denizi’nde meydana gelebilecek 7 ve üzeri depremde 11 ilin etkileneceğini belirterek, “Marmara Denizi içerisinde Kuzey Anadolu Fayı üzerinde bir deprem olma durumunda bundan yalnız İstanbul değil, Marmara’daki 11 il etkilenecek. İstanbul ne kadar etkilenecekse Tekirdağ, Kocaeli, Yalova, Bursa, Balıkesir ve Çanakkale de etkilenecek. Marmara Denizi’ne kıyıları olan şehirler etkilenecek. Marmara Bölgesi 30 milyona yakın nüfusu barındırıyor, bunun büyük çoğunluğu İstanbul’da. Dolayısıyla 30 milyonun yaşadığı bir coğrafyada bir bölgesel deprem çok ciddi sorunlara yol açabilir. Çünkü Marmara Bölgesi’nin gayrisafi milli hasıladaki payı yüzde 50 civarındadır. Bu aynı zamanda ülke ekonomisi için de büyük sorun teşkil eder, bir beka sorunu haline gelebilir” diye konuştu.
‘BUNA İSTANBUL DEPREMİ GİBİ BAKMAMAK LAZIM’
Marmara’nın kayıtlı 2 bin yıllık deprem tarihi olduğunu belirten Prof. Dr. Eyidoğan, “Son yaşadığımız 6 Şubat 2023 depremi bölge depremiydi ve 7.8 ve 7.5 büyüklüğünde deprem oluşturdu. Marmara için de 7 ve daha büyük bir deprem beklentisi yıllardır konuşuluyor. Bu konuyla ilgili biz bilim insanları çalışmalar yapıyoruz. Böyle bir beklentimiz var. Tabii bunun tam olarak zamanı, tarihi, yeri kesin belli değil ama böyle bir yüksek tehlike var. Dolayısıyla Marmara Denizi içerisinde, Kuzey Anadolu Fayı üzerinde bir deprem olma durumunda bundan yalnız İstanbul değil tüm Marmara’daki 11 il etkilenecek. Konuya böyle bakmak lazım. Yani biz genellikle konuşmalarda İstanbul’a özgü bir deprem gibi algılıyoruz ama topluma şunu aksettirmek isterim; bu bir Marmara depremi olarak ele alınmalı. İstanbul ne kadar etkilenecekse Tekirdağ da etkilenecek, Kocaeli de etkilenecek, Bursa da etkilenecek, Yalova, Çanakkale, Balıkesir bütün Marmara Denizi’nde kıyıları olan şehirler etkilenecek. Yani şu anda Marmara Bölgesi 30 milyona yakın nüfusu barındırıyor. Bunun büyük kısmı İstanbul’da. Dolayısıyla bina sayısını bilmiyorum ama 30 milyonun yaşadığı bir coğrafyada bir bölgesel deprem çok ciddi sorunlara yol açacak” dedi.
‘EĞİTİMİN HER KATMANINDA FARKINDALIK TESİS EDİLMELİ’
Olası depremle ilgili bütün belediyelerin ve kamu kurumlarının, riski azaltmak için ortak çalışmalar yapması gerektiğinin altını çizen Eyidoğan, “O nedenle tüm bu saydığım illerin belediyeleri ve mülki amirleri, Marmara Belediyeler Birliği gibi kurum ve kuruluşların da üniversitelerle beraber ortaya çıkabilecek bir afet durumunun risklerini en aza indirme konusunda ortak çalışmalar yapması lazım. Afet risklerini azaltma sürecinde farkındalık çok önemli. Toplumun her kesiminin, her katmanının bu farkındalığı canlı tutması lazım. Tabii günlük yaşam sürecinde insanlar bazı şeyleri unutabiliyor ama gerek yerel yönetimler, gerek mülki amirlikler, gerekse üniversiteler, akademisyenler bulundukları bölgelerin afetle ilgili, yalnız deprem değil sel, taşkın, tsunami, iklim değişikliği gibi tehlikelerin afete dönüşmemesi konusunda halka hazırlık, önlem konusunda, farkındalık yaratmak konusunda bilgi vermesi, çeşitli düzenlemeler yapılması, farkındalığın canlı tutulması çok önemli. Bu eğitimin çeşitli dallarında da bunlar örneğin; ilkokuldan başlamak üzere her eğitim katmanında bu farkındalığın sürekli tesis edilmesi gerekiyor. Çünkü afet risklerinin azaltılması konusunda toplumun katılımı, toplum temelli bir afet riski çalışması yapıldığı zaman daha iyi sonuçlar alınır” ifadelerini kullandı. (DHA)
Gizem ÇORLU-Samet ÖKSÜZ ANKARA–Meteoroloji Genel Müdürlüğü Hava Tahmin Uzmanı Cengiz Çelik, soğuk ve yağışlı havanın hemen hemen Türkiye’yi terk ettiğini belirterek, “Sadece Doğu Anadolu’nun doğusu ve Doğu Karadeniz’de biraz daha yağış bıraktıktan sonra cuma günü itibarıyla tamamen yurdumuzu terk etmiş olacak. Sıcaklıklar mevsim normallerinin oldukça altına inmişti. Önümüzdeki günlerde hafta sonu dahil olmak üzere kademeli bir artış var. Sıcaklıklar birkaç derece artacak; ancak hala hafta sonunda bile sıcaklıklar ülke genelinde mevsim normallerinin 1-2 derece altında seyretmeye devam edecek” dedi.
Yağış beklenmediğini belirten Çelik, “Hafta sonu da olmak üzere önümüzdeki 4 gün çoğunlukla yağışsız. Parçalı, bir hava var; ancak cumartesi ve pazar günleri kıyı Ege’de yine yağmur bekliyoruz. Bu yağışlara da Avrupa’nın güneyindeki alçak basınç merkezi sebep olacak. Ancak ülkemizi hafta sonunda sadece kıyı Ege’de yağmur şeklinde etkileyecek. Yeni haftada ise batı bölgelerimizde yeniden yağışlar göreceğiz” dedi.
SICAKLIKLAR NORMALİN 1 DERECE ÜZERİNDE
Çelik, bu sene kasıma kadar sıcaklıkların çoğunlukla mevsim normallerinin üzerinde olduğunu hatırlatarak, “Hatta birkaç ay mevsim normallerinin 3-4 derece üzerinde sıcaklıkları yaşadık. Kasım ayının başında da aslında sıcaklar mevsim normallerinin üzerinde seyrediyordu. Ancak bu gelen soğuk ve yağışlı sistemle birlikte sıcaklar mevsim normallerinin altına indi. Geçtiğimiz sene aralık-ocak ayında gördüğümüz kar yağışlarını bu sene kasım ayının sonunda gördük. Önümüzdeki günlerde de yağışlar mevsim normalleri civarında seyredecek gibi görünüyor. Aralık ve ocak ayında yine mevsim normallerinin 1 derece üzerinde sıcaklıklar var. Geçtiğimiz yıla göre biraz daha serin. Ancak ortalamaların hala 1 derece üzerinde görülüyor. Aralık ve ocak ayı içerisinde ortalama sıcaklıklar. Şubat ayında ise mevsim normallerinin 1-2 derece üzerinde yani ortalamanın daha üzerinde sıcaklar yaşayacağız gibi görünüyor. Kış ayları itibarıyla yine mevsim normallerinin üzerinde sıcaklıklar yaşayacağız gibi; ancak geçtiğimiz birkaç yıla göre biraz daha serin bir kış geçireceğiz gibi görünüyor” ifadelerini kullandı.
3 BÜYÜK İLDE DURUM
Üç büyük ildeki sıcaklık tahminlerini aktaran Çelik, “Hafta sonu da dahil olmak üzere önümüzdeki 4 güne bakarsak Ankara’da yağış beklemiyoruz. Ancak gece ve sabah saatlerinde buzlanma ve don olayıyla birlikte sis görebiliriz Ankara’da. Onun dışında bir yağış beklentimiz yok. En düşük sıcaklıklar Ankara’da; 4 dereceden hafta sonunda 6,7 derecelere kadar yükselecek. En düşük sıcaklıklar ise sıfırın altında 2,3 derece civarında seyrediyor Ankara’da. İstanbul’da yine yağış beklemiyoruz; ancak sadece bugün (perşembe) günü için kuzey ilçelerinde hafif yağmur geçişleri var. Onun dışında İstanbul’da da 4 gün boyunca yağış beklentimiz yok. En yüksek sıcaklıklar İstanbul’da da 11-12 derece civarında seyredecek. İzmir’de yine cuma günü için yağış beklentimiz yok. Cumartesi günü için batı ilçelerinde, pazar günü ise İzmir il genelinde yağmur beklentimiz var. İzmir’deki en yüksek sıcaklıklar da 15-17 derece civarında seyredecek” diye konuştu.(DHA)
Kahramanmaraş‘ın Göksun ilçesinde Richter ölçeğine göre 4.1 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Depremde ilk belirlemelere göre herhangi bir olumsuzluk yaşanmadı.
KAHRAMANMARAŞ-Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın (AFAD) merkez üssünü Göksun ilçesi olarak saptadığı deprem, saat 10.12’de oldu. Yerin 7,1 kilometre derinliğinde kaydedilen, çevre il ve ilçelerde de hissedilen depremde ilk belirlemelere göre herhangi bir olumsuzluk yaşanmadı.(DHA)