Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Genel

Kılıçdaroğlu, Mersin’de ‘Teksin’in tanıtım programına katıldı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Mersin’de Büyükşehir Belediyesinin hayata geçirdiği mobil uygulama olan yeni çağrı merkezi sistemi ‘Teksin’in tanıtım programına katıldı.

Bir dizi ziyaret kapsamında dün akşam Mersin’e gelen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, bugün son programında Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından hayata geçirilen ‘Teksin’ mobil uygulamasının tanıtım programına katıldı. Yenişehir Fuar Merkezinde, Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’in ev sahipliğinde gerçekleştirilen tanıtım toplantısına, Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, milletvekilleri, ilçe belediye başkanları ve davetliler katıldı.
La Noche Dans Grubunun gösterisinin de yer aldığı programda, Mersinlilerin her türlü şikayet, talep ve sorunlarını; cep telefonlarına indirecekleri ‘Teksin’ mobil uygulama üzerinden iletebilecekleri yeni çağrı merkezinin tanıtımı yapıldı. İletilen her türlü sorun ve talebin ayın anda Büyükşehir Belediye Başkanı Seçer’e de ulaştığı mobil uygulamada ayrıca kentin tanıtımına yönelik her türlü bilgiye ulaşmanın yanında otobüs hat ve saatlerinden taksi duraklarına, kütüphaneden sanal tura kadar birçok hizmet sunuluyor.

“Belediye başkanlarının kendi beldelerini dünyaya tanıtmak gibi farklı bir görevleri daha var”
Kılıçdaroğlu, tanıtımın ardından yaptığı konuşmada, 2019 yılındaki yerel seçimler öncesinde belediye başkan adaylarına 7 maddelik ilkeleri saydığını ve bu ilkelere bütün belediye başkanlarının uymasını istediğini hatırlattı. Bunlardan birinin de “Bulunduğunuz beldede, yönettiğiniz belediyede eğer bir çocuğun karnı doymadıysa o çocuğun karnı doyduktan sonra siz akşam uyuyacaksınız, çünkü belde halkından siz sorumlusunuz” dediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, “Belediye başkanlarının farklı bir görevi daha var; kendi beldelerini dünyaya tanıtmak gibi bir görevleri var. Mersin’e baktığınızda bir turizm, bir tarım, bir sanayi, bir ulaşım, bir deniz kenti. Her şey var burada. Dolayısıyla 21. yüzyılın dünyasında belediye başkanları yarışma içine girerler. O yarışta kim ipi göğüslerse hem belde halkına hizmet etmiş olacak hem kentini dünyaya tanıtmış olacak. Şimdi bu olanağı sağlayan dijital ortam var. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanımız da bu olanaktan yararlandı. Belediye ile ilgili sorunun mu var, süratle iletebilirsin. Şikayetin mi var, süratle iletebilirsin. İhtiyacın mı var, süratle iletebilirsin. Doğrudan belediye başkanı ve ekibi sorunu en kısa sürede öğrenecek ve çözümü de en kısa sürede yerine getirmeye çalışacak” ifadelerini kullandı.

“Bu iletişim, belediye başkanı ile vatandaşlar arasındaki güvenin sağlanmasına da yol açacak”
Bu şekilde sadece ihtiyacı hissetme değil, kenti de dünyaya tanıtmış olacağını vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Dolayısıyla 21. yüzyılın dünyasında metropoller arasında, ‘en iyi kent biziz’, ‘en çok turisti biz çekeceğiz’ diye yarış var. Kendi ürettiğimiz ürünü dünyanın her tarafına ihraç etme yarışı var ve bunu belediye başkanı arkadaşlar büyük ölçüde yerine getirecekler. Bu, aynı zamanda belediye başkanı ile halk arasında sağlıklı bir güven iletişiminin doğmasına da yol açacak. Evet, sorunu aktardım çözümü anında geldi, evet şaka yaptım, bana gayet güzel esprili bir yanıt geldi. Bu iletişim, belediye başkanı ve belediye çalışanlarıyla vatandaşlar arasındaki güvenin sağlanmasına da yol açacak” diye konuştu.
Hizmet yaparken, orada yaşayanların kimliği, inancı, yaşam tarzının önemli olmadığını, önemli olanın onun kimliğine ve yaşam tarzına saygı duymak olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, “Sen, onun başka bir sorunu varsa o sorunla ilgileneceksin. Eğitim sorunu varsa onunla ilgileneceksin. Bugün sabah Başkan Seçer ile yaş sebze ve meyve satılan hale gittik.

Orada kadınlar da çalışıyor ama o kadınların küçük çocukları var. O kadınların çocukları için kreş açmış. Halde çalışan ama küçük çocuğu olan ve o çocuğunu güveni için çalışabileceğe mekana çok yakın bir yerde kreşe teslim eden, arkasına dönüp ‘çocuğun karnı doydu mu doymadı mı, altı temizlendi mi temizlenmedi?’, buna bakmayan ve bu konuda güven içinde işine dönen, akşam işinden döndükten sonra çocuğunu alıp mutlu bir şekilde evine dönen. Belediye başkanı dediğimiz budur. Hepinizin huzurunda Büyükşehir Belediye Başkanımıza teşekkür ederim” şeklinde konuştu.

“Yeni bir siyaset anlayışını, halka hesap veren bir siyaset anlayışını Türkiye’ye getirmek istiyoruz”
Bu toplantının başka bir öneminin daha olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu toplantının öznesi de hizmet yapan bir belediye başkanının halkına hesap vermesi demektir, ‘ben şunları yaptım’ demektir, ‘verdiğim sözlerin bir bölümünü yerine getirdim’ demektir. Halka hesap vermek ne demektir? Halkla arasına sağlıklı bir güven köprüsü inşa etmek demektir. Yine belediye başkanı arkadaşlarıma söyledim; ‘Harcadığınız her kuruş sizin paranız değil halkın parası. Dolayısıyla harcadığınız her kuruşun hesabını millete vereceksiniz.’ Yeni bir siyaset anlayışını, olgun bir siyaset anlayışını, halka hesap veren bir siyaset anlayışını Türkiye’ye getirmek istiyoruz. Yerel yönetimlerden başladık ve biz bunu büyüteceğiz.”

“Beraber güzel bir Türkiye’yi inşa edeceğiz”

Konuşmasında, bugün Mardin Kızıltepe’den bir şehit haberinin geldiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Şehitler bizim için baş tacıdır. Bir şehit olduğunda hepimizin yüreğine bir sızı düşer. Terörün bittiği bir Türkiye’yi, aydınlık bir Türkiye’yi, 84 milyonun huzur içinde yaşadığı bir Türkiye’yi özlüyoruz ve bu Türkiye’yi inşa etmek için mücadele ediyoruz. Ben ve arkadaşlarımın hiçbir bireysel tercihi ya da hiçbir bireysel beklentisi yoktur. Tek beklentimiz, bu ülkede herkesin huzur içinde yaşamasıdır. Her annenin, her babanın, her çocuğun huzur içinde yaşamasıdır. En büyük arzumuz budur. Ve biz bunu yapmaya hazırı ve talibiz. Beraber güzel Türkiye’yi inşa edeceğiz, birlikte inşa edeceğiz. Hep beraber güzel bir Türkiye’de mutluluk içinde yaşayacağız” dedi.

“‘Teksin’ benim yol arkadaşım”

“Teksin benim yol arkadaşım. Teksin benim baş danışmanım. Teksin benim belediye çalışmaları içerisinde en güvendiğim çalışma arkadaşım” diyen Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ise “Bana ölçümleri yapan, sokakta vatandaşla konuşan, onların derdini bana aktaran, onları raporlayan, onları rakamlara döken anketör. Teksin, başkanın vatandaşla arasındaki köprüyü oluşturan bir yapı. Vatandaşlarımızın da sığınacağı liman. Vatandaşlarımızın dert babasıdır Teksin. Vatandaşlar arasında şöyle bir algı var, ‘Devlet dairelerinde bir dayın olacak, belediyelerde bir dayın olacak’, ‘Belediyede kimseye ulaşamıyoruz, işimizi yaptıracağız kimseyi bulamıyoruz, bir tanıdığımız yok’. Artık bu şikayetler geride kaldı, çünkü Teksin var” ifadelerini kullandı.

“Teksin uygulaması ile vatandaş belediye başkanına direk ulaşmış olacak”

Vatandaşların ‘Teksin’ uygulamasıyla parmaklarının ucunda dijital olarak şikayetlerini bildirmesinin, aslında bir anlamda belediye başkanına direk ulaşması anlamına geldiğini belirten Seçer, “Görev süremizin bitmesine yaklaşık 3 yıl var, o süre de çok çabuk geçer. Bizim 7/24 çalışmaya ihtiyacımız var ve çalışıyoruz. Teksin de 7/24 çalışıyor. Teksin 24 saat çalışıyor, başkanı da çalışıyor, çalışma arkadaşları da çalışmak zorunda. Bizler, genel başkanımıza söz verdik, partimizin gururu olacağız, umudu olacağız ve ülkemize hizmet edeceğiz. Bu yolda çalışmalarımıza devam ediyoruz” diye konuştu.


Asayiş

Savcı, kaçırmak istediği Hilal’i öldüren direksiyon eğitmeni için ağırlaştırılmış müebbet istedi

Manisa’da, kaçırmaya çalıştığı üniversite öğrencisi Hilal Sultan Kırgöz’ü (21) sırtından tabancayla vurarak öldüren direksiyon eğitmeni Önder Lafçı’nın (45) yargılandığı davada mütalaasını veren savcı, sanık için ağırlaştırılmış müebbet hapis talep etti. Duruşmanın ardından gözyaşları içinde açıklama yapan Kırgöz’ün annesi Zeynep Kırgöz, “Kızım vurulduğu gün ‘Anne başaramadık’ demişti. Ben de mezara giderken ‘Annem başardık’ diyeceğim” dedi.

Ersan ERDOĞAN
MANİSA-Manisa’da bir sürücü kursunda eğitmenlik yapan Önder Lafçı, 6 Eylül 2022’de daha önce direksiyon eğitimi verdiği Hilal Sultan Kırgöz’ün, Şehzadeler ilçesindeki evinin önüne geldi. Lafçı, iddiaya göre, bu sırada evden çıkan Hilal Sultan Kırgöz’ü, zorla hafif ticari aracına bindirmek istedi. Lafçı, direnen Kırgöz’ün başına tabanca dayadı. Çevredekilerin müdahalesiyle arbede çıktı. Lafçı, arbededen faydalanıp kaçarken, Kırgöz’ü de tabancayla sırtından vurdu. Hilal Sultan Kırgöz yere yığılırken, Önder Lafçı ise yoldan geçen kamyonetin kasasına binip kaçtı. Yunusemre ilçesindeki Merkezefendi Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Hilal Sultan Kırgöz, buradaki ilk müdahalenin ardından Manisa Celal Bayar Üniversitesi Hastanesi’ne sevk edildi.

TABURCU EDİLDİKTEN SONRA EVİNDE FENALAŞTI

Kırgöz, burada bir hafta yoğun bakımda tedavi gördükten sonra taburcu edildi. Hilal Sultan Kırgöz’ün sırtındaki kurşun ise Şehzadeler ilçesindeki bir özel hastanede yapılan ameliyatla çıkartıldı. İkinci kez taburcu edildikten sonra evde fenalaşan Kırgöz’ün tedavisine Merkezefendi Devlet Hastanesi’nde devam edildi. Kırgöz, olaydan 48 gün sonra, 23 Ekim’de yaşamını yitirdi.

Olayın ardından aynı gün İzmir’in Buca ilçesinde saklandığı bağ evinde yakalanan Önder Lafçı ile kendisine yardım eden arkadaşı Muhammed Çatak ve Cumali C., gözaltına alındı. Lafçı ve Çatak tutuklandı, Cumali C. ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

İDDİANAME, KABUL EDİLDİ

Soruşturmanın ardından Önder Lafçı, kendisine yardım eden arkadaşları Muhammed Çatak ve Cumali C. hakkında iddianame hazırlandı. İddianamede Lafçı’nın ‘kadına karşı kasten öldürme’, ‘cebir, tehdit ve hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ ve ‘ruhsatsız ateşli silahlarla, mermileri satın alma, taşıma veya bulundurma’ suçlarından müebbet hapis ve 17 yıla kadar hapsi istendi. Diğer sanıklardan Muhammed Çatak’ın ‘kadına karşı kasten öldürmeye yardım’ suçundan 15 yıla kadar, Cumali C.’nin ise ‘suçluyu kayırma’ suçundan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. İddianame, Manisa 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.(DHA)

Okumaya devam et

Genel

Ayhan Bora Kaplan: Bu nasıl devlet, biz kime güveneceğiz?

Ankara’da ‘Ayhan Bora Kaplan‘ suç örgütüne ilişkin 20’si tutuklu, 61 sanığın yargılandığı davada, örgüt lideri Ayhan Bora Kaplan, müştekilerden Erkan Doğan’ın ifadesini kağıttan okumasını eleştirerek, “Polisler yazmış, o da okudu. Devletin memurlarının bir vatandaşa kumpas kurmaması gerekir. Bana da ‘Bakanlarla, bürokratlarla ilgili ifade ver’ dediler, vermedim. Bu nasıl bir devlet, biz kime güveneceğiz?” dedi.

EDA KOÇ
ANKARA-Ayhan Bora Kaplan‘ suç örgütüne yönelik soruşturma kapsamında, haklarında dava açılan 20’si tutuklu 61 sanığın yargılanmasına Ankara 32’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Sincan Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü’ndeki salonda görülen duruşmaya 61 sanığın tamamı katıldı. Mahkeme heyetinden söz isteyen tutuklu örgüt lideri Ayhan Bora Kaplan, gizli tanıkların ifadelerini hatırlatarak, “Ü5’in ifadesini okudum, ilk ifadesinden sonra 19 tane başka şey ilave etmiş. M7’ye ulaşamadıkları için Ü5’e ezberlettirip okuttular. Dün Erkan Doğan buraya geldi, bir insan başına gelenleri neden kağıttan okur? Polisler yazmış o da okudu. Devletin memurlarının bir vatandaşa kumpas kurmaması gerekir. Bana da ‘Bakanlarla, bürokratlarla ilgili ifade ver’ dediler, vermedim. Normalde bir polisin bunları yapmaması lazım, bizim sorunumuz kanunun uygulanmaması. Savcıya istediklerini yaptırdılar. Bu nasıl bir devlet, biz kime güveneceğiz? Siz makam sahibisiniz, suç duyurusunda bulunmanızı istiyorum. Bize işkence yapan insanları teşhis etmek istiyoruz. Bir sürü adam toplamışlar, bir örgüt kurmuşlar. Bu bir kumpastır. Bunlar mazlumların ahını aldılar. Allah’tan korkmuyorlar, kuldan utanmıyorlar” ifadelerini kullandı.

TUTUKLU POLİSLERİN DİNLENMESİ TALEPLERİ REDDEDİLDİ

Sanık avukatları da gizli tanık beyanlarının dosya kapsamı dışına alınmasını ve gizli tanık ‘Ü5W1G8K6L3’ün mahkeme salonuna getirilerek dinlenilmesini talep etti. Mahkeme başkanı, taleplere ilişkin ara karar kurmak üzere duruşmaya ara verdi. Daha sonra mütalaasını açıklayan Cumhuriyet savcısı, gizli tanık Ü5 ve M7’nin beyanlarının dosyadan çıkarılması şeklindeki talepler ile bir kısım kolluk görevlilerinin dinlenilmesi taleplerinin reddini istedi. Ara kararı açıklayan mahkeme başkanı, gizli tanık M7’nin ifadelerinin dosyadan çıkarılması yönündeki talep ile gizli tanık Ü5’in yeniden dinlenilmesi yönündeki talepleri reddetti. Haklarında soruşturma yürütülen Ankara Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde görevli polislerin, tanık olarak dinlenilmesi şeklindeki talep ile Ayhan Bora Kaplan davasının soruşturma aşamasında operasyon yapan kolluk görevlilerinin tanık olarak dinlenilmesi şeklindeki talepler de yargılamanın esasına herhangi bir katkı sağlamayacağı gerekçesiyle reddedildi.

‘AĞABEYİ BORA KAPLAN YAPTIRMIŞTIR’

Ardından kaçakçılık suçundan hükümlü C.K., duruşmaya Silivri Cezaevi’nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı ve tanık olarak dinlendi. C.K., Murat Yanar’ın vurulma olayı hakkında bilgi sahibi olduğunu söyleyerek, Yanar’ı Serdar Sertçelik’in vurduğunu, tüm konuşmalara şahit olduğunu söyledi. Ancak Sertçelik’in, Murat Yanar’ı tek başına vuramayacağını söyleyen tanık C.K., “Ağabeyi Bora Kaplan yaptırmıştır. Diğer olaylara hakim değilim sadece duyumlarım var. Muhammed Kaplan’ın da ‘Cevheri Güven’ isimli yurt dışında bulunan gazeteciyle mesajlaştığını gördüm. Ses kayıtları ve somut deliller var, kimseye güvenemediğim için veremedim” dedi.

‘KAYYUM ATANDI, TÜM PARANI ALACAKSIN’ DEDİLER, ‘BEN DE ANLATTIM’

Daha sonra Ayhan Bora Kaplan, C.K.’ya ifadesinde polislerin yönlendirip yönlendirmediğini sordu. C.K., “Gökhan Komiser, Murat Çelik’in selamı olduğunu söyledi. Evet, yönlendirdikleri noktalar oldu. Erkan Yıldırım’dan şikayetçi olmamı istediler. ‘Kazancım ne olacak?’ dedim; arabam, param, her şeyim alınmıştı. ‘Kayyum atandı, tüm paranı alacaksın’ dediler. Ben de anlattım” ifadelerini kullandı.

Tanık beyanlarının ardından yarın devam edilmek üzere duruşmaya ara verildi.

Okumaya devam et

Genel

Bakanlık, kurbanlık sevkine ilişkin kuralları belirledi

Tarım ve Orman Bakanlığı, kurbanlık hayvan sevklerinin, hayvan refahının gözetilip bulaşıcı hastalıklara karşı gerekli önlemler alınarak yapılması için uyulacak kuralları belirledi. Şap hastalığına karşı korunmuş bölge kabul edilen İstanbul’un Avrupa yakası dahil Trakya bölgesine sevklere özel kısıtlama getirilirken; kentin giriş noktasındaki köprüler ile feribot ve tekne gibi nakil araçlarına etkin kontrol sağlanacak.

ANKARA-Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre; bulaşıcı ve salgın hayvan hastalıklarının kontrol altına alınarak ortadan kaldırılması amacıyla çalışmalar yürütülüyor. Bu çerçevede Kurban Bayramı’nın yaklaşması nedeniyle ülke içinde hayvan hareketlerinde artış olması beklendiğinden bulaşıcı hastalıkların yayılmasının önlenmesi ve hastalıksız bölgelerin korunması amacıyla uyulması gereken kurallar, ilgili bakanlıklar, kurum ve kuruluşlara bildirildi. Aynı zamanda kaçak hayvan hareketlerinin engellenmesine yönelik, ilgili bakanlıklar, kurum ve kuruluşlar ile iş birliği halinde kurbanlık hayvan sevkinin yoğun olduğu yol güzergahlarında da kontrol ve denetimler artırıldı.

Bu çerçevede, Tarım ve Orman Bakanlığınca kurbanlık hayvanların sevki ve satışında uyulması gereken kurallar şu şekilde belirlendi:

Menşeilerinde salgın veya bulaşıcı hayvan hastalığı bulunan, kayıt altına alınmamış, kulak küpesiz, sığır cinsi hayvanlar için pasaport, koyun ve keçi türü hayvanlar için ise nakil belgesi bulunmayan hayvanların sevklerine, alınıp satılmalarına ve kesilmelerine hiçbir surette izin verilmeyecek.

Kurbanlık hayvanların taşınmasında kullanılacak araçlar, nakil öncesi ve sonrasında il/ilçe tarım ve orman müdürlüklerince temizlenecek ve dezenfekte edilecek.

TAŞITLARA AŞIRI HAYVAN YÜKLENMEYECEK

Hayvan refahının sağlanması için, nakil vasıtalarına aşırı hayvan yüklenemeyecek, hayvanların nakliye sırasında yaralanma veya gereksiz yere acı ve ıstırap çekmelerine neden olabilecek nakil vasıtaları ile sevklerine izin verilmeyecek.

Kurbanlık olarak sevk edilecek hayvanların resmi veteriner hekimler tarafından muayene ve gerekli kontrolleri yapılacak. Sağlıklı olduğu tespit edilen hayvanlar için veteriner sağlık raporu düzenlenerek iller arası nakle izin verilecek. Veteriner sağlık raporu olmadan iller arası kurbanlık nakleden hayvan ve araç sahiplerine ilgili mevzuat uyarınca işlem uygulanacak.

Kurbanlıklar, özellikle hastalığın görüldüğü bölgelerde Kırım-Kongo kanamalı ateşi hastalığının taşıyıcısı keneler yönünden detaylı bir şekilde muayene edilip gerekli tedbirler alındıktan sonra sevk edilecek.

Hayvancılık işletmelerinden doğrudan yapılan satışlar hariç kurbanlık hayvanlar; hayvan pazarı ve canlı hayvan borsasının yanı sıra Kurban Hizmetleri Komisyonlarınca alınan kararlar doğrultusunda belirlenen kurbanlık hayvan satış yerlerinde ve özel kurbanlık kesimi yapılacak işletmelerde alınıp satılabilecek. Önceden belirlenen yerlerin dışında kurbanlık hayvan alım ve satımlarına müsaade edilmeyecek.

Trakya bölgesinin şap hastalığından arınmışlık statüsünün devamı açısından, İstanbul’un Avrupa yakasında belirlenmiş hayvan satış ve kesim yerleri hariç, bu bölgeye şap ve koyun-keçi vebası hastalığına duyarlı hayvan sevklerine bugüne kadar olduğu gibi Kurban Bayramı döneminde de izin verilmeyecek. Bu çerçevede İstanbul başta olmak üzere bölgeye giriş ve geçiş yolları üzerindeki köprüler, feribot ve diğer deniz nakil araçlarının faaliyet gösterdiği iskeleler ile balıkçı barınakları dahil tüm noktalarda deniz ve karadan denetimler artırıldı.

GEBE VEYA DAMIZLIK DİŞİ HAYVANLARIN KESİMİNE İZİN VERİLMEYECEK

Öte yandan; kurbanlık satın alınırken hayvanların sağlıklı ve hayvan kayıt sistemine kayıtlı olmasına dikkat edilmesi büyük önem taşıyor. Kulak küpesi, veteriner sağlık raporu/hayvan pasaportu/nakil belgesi bulunan, öncelikle erkek ve yaşını doldurmuş hayvanların kurbanlık olarak seçilmesi öneriliyor. Gebe veya damızlık niteliği taşıyan dişi hayvanların kurbanlık olarak seçilmemesi gerekiyor. Bu çerçevede, gebe veya damızlık niteliği taşıyan dişi hayvanların kurbanlık hayvan satış yerlerine girişlerine ve kurbanlık olarak kesimlerine izin verilmeyecek.

Ayrıca, kurbanlık hayvan satış yerlerinde bulaşıcı ve salgın hastalık ya da sebebi belli olmayan hayvan ölümleri görüldüğünde; ilgili ve yetkili kişiler tarafından bölgenin mülki idare amiri veya tarım ve orman il/ilçe müdürlüklerine bildirilmesi gerekiyor.(DHA)

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.