Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Genel

Cumhurbaşkanı Erdoğan gençlere seslendi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gençlere seslenerek, “Bu tablo bize Türkiye’nin gençlerinin çoğu zaman onlar adına ahkam kesenlerden çok daha doğru çok daha sağduyulu şekilde ülkesini, dünyasını okuduğuna işaret ediyor. Sizlerden sadece hedeflerinize odaklanmanızı, ülkeniz milletiniz kendiniz için hayal kurmaya devam etmenizi istiyorum. Lütfen ne kendine, ne milletine faydası olan muhterislerin hayallerinizi çalmasına, cesaretinizi kırmasına, enerjinizi heba etmesine lütfen izin vermeyin” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Gençlik Zirvesi programına katıldı. Zirvede konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bu toplantılar vesilesiyle bir kez daha görüyoruz ki, millet olarak ufku ve vizyonu açık pırıl pırıl gençlere sahibiz. Ne diyorlar;’ ne olacak bu gençlerin hali’, diyerek sürekli şikayet edenlere inat bizim gençlerimiz okuyor, araştırıyor, Türkiye ve dünyayı takip ediyor. Gençlerimiz büyüyen ve güçlenen bir ülkenin vatandaşı olduklarının bilinciyle geleceğe kendilerini en güzel şekilde hazırlıyorlar. Her açıdan daha donanımlı, özgüven, ahlak sahibi, Üstadın ifadesiyle ‘dava taşını gediğine koyacak bir gençlik’ geliyor. Kendilerine güvendiğimiz gençlerin başarı grafiği her alanda giderek yükseliyor. Uluslararası spor müsabakalarında genç sporcularımız, daha önce sınırlı varlık gösterdiğimiz branşlarda bile zirveyi artık kimseye kaptırmıyor” dedi.


Haziran ayında sporcuların uluslararası müsabakalarda elde ettikleri madalya sayısının 54’ü geçtiğini hatırlatan Erdoğan, “Ülkemizi başarıyla temsil eden sporcularımız arasında devletin koruması ve bakımı altında olan 14 evladımız da bulunuyor. Devletimizin sahip çıktığı bu ençlerimiz sporun yanı sıra sanat ve bilimde de kendilerinden söz ettiriyor. Türkiye’nin gençleri 2020 araştırması 34 ilden 8 bin 200 genci kapsaması ve sonuçları itibari ile ufuk açıcı bir çalışmadır. Bu rapor bizim ve gençlerle ilgili faaliyet yürüten gönüllü kuruluşlarımız için de yol gösterici mahiyettedir. Gençlerimizin aileye, ailevi değerlere sahip çıkmaları, gelecekle ilgilim ümit var olmaları bu topraklara ve bağrından çıktıkları millete aidiyetlerinin güçlü olması son derece önemlidir. Bu tablo bize Türkiye’nin gençlerinin çoğu zaman onlar adına ahkam kesenlerden çok daha doğru çok daha sağduyulu şekilde ülkesini, dünyasını okuduğuna işaret ediyor. Sizler evelallah ülkemizin geleceğini hem inşa hem ihya edeceksiniz” ifadelerini kullandı.

Türkiye Gençlik Sivil Toplum Kuruluşları Platformunu tebrik eden Erdoğan, “Fikir dünyamızın öncülerinden merhum Nureddin Topçu, ‘Gençlik geleceğin tohumudur. Bu tohumun özüne bakarak yarınımızın keşfetmek müşkül olmayacaktır’ diyor. Üstadın ifade ettiği gibi ‘gençlik bir ülke be milletin aydınlık yarınlarının teminatıdır’ Gençlerine sahip çıkan, gençlerine değer veren ve yatırım yapan toplumlar geleceklerine de güvene bakar. Gençlerini ihmal eden, daha kötüsü gençlerine sırtını dönen milletlerin ise bugünü de istikbali de karanlıktır” dedi.
Birçok alanda gençler için pek çok adım atıldığını ifade eden Erdoğan, “Bizler son 19 yıldır halkımızın tamamıyla birlikte gençlerimiz içinde çalıştık, çabaladık. Eğitim altyapısını güçlendirmekten burslara, barınmadan, teknoloji ve spora istihdamdan destek ve teşvik paketlerine kadar sizler için pek çok adım attık” diye konuştu.
Gençlere yönelik çalışmalardan örnekler veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Spor tesisi sayımızı bin 575’den aldık 2 kattan fazla artırarak 3 bin 915’e çıkardık. Mahallelerimize toplam 2 bin 754 adet futbol ve voleybol sahaları kurduk. Yüksek öğrenim yurt yatak kapasitemizi 700 bine taşıdık. Üniversite sayımızı 76’dan 207’ye yükselttik. Burs ve
Yüksek öğrenim burs tutarını lisans öğrencileri için 45 liradan 650 liraya yüksek lisans öğrencileri için aylık 90 liradan bin 300 liraya doktora öğrencilerinin burslarını ise 135 liradan bin 950 liraya biz çıkardık” dedi.
Bürokrasiden siyasete, karar alma mekanizmalarında gençlerin önünün açıldığını söyleyen Erdoğan, seçilme yaşının önce 30’dan 25’e ardından da 18 yaşına düşürüldüğünü hatırlatarak, “18 yaşında İstanbullun fethini gerçekleştiren Fatih torununa 18 yaşında oy kullanma hakkını getirdik. Gençlerin enerjisini siyasette daha da fazlasıyla yükselttik. Bugün, hem partimiz de hem meclisimizde hem kabinemizde, hem de yakın çalışma arkadaşlarımız arasında gençlerimiz büyük bir sorumluluk üstleniyor. Onun için gençler, durmak yok yola devam” ifadelerini kullandı.

“Tek bir gencimizin dahi heba olmasına terörün vahşi dişleri arasında yitip gitmesine gönlümüz razı değildir”

Erdoğan, Türkiye’nin siyasi ekonomik ticari ve kültürel hayatında gençlerin varlığının giderek daha da hissedildiğini kaydederek şunları söyledi:
“Gelecekte daha büyük başarılara imza atacak daha iyi bir konumda olacağız. Son 35 yıldır binlerce evladını bölücü teröre kurban vermiş, en parlak çocuklarını FETÖ‘ye kaptırmış, ideolojik kavgalarda gencecik evlatlarını kaybetmiş toplumuz. Tek bir gencimizin dahi heba olmasına terörün vahşi dişleri arasında yitip gitmesine gönlümüz razı değildir. Hangi sebeple olursa olsun ulaşamadığımız, elinden tutamadığımız her bir gencimizin mesuliyetini üzerimizde taşıyoruz.”
“Gençlerin kanı üzerinden kendilerine ikbal devşirmeye çalışanlara 19 yıldır fırsat vermedik, bundan sonra da fırsat vermeyeceğiz” diyen Erdoğan, “Bugün bu salonda oluşan kardeşlik iklimini en batıdan en doğuya ülke satında tesis etmek için tüm gücümüzle çalışmayı sürdüreceğiz” dedi.
Gençlere seslenen Erdoğan, “Sizlerden sadece hedeflerinize odaklanmanızı, ülkeniz milletiniz kendiniz için hayal kurmaya devam etmenizi istiyorum. Lütfen ne kendine ne milletine faydası olan muhterislerin hayallerinizi çalmasına, cesaretinizi kırmasına, enerjinizi heba etmesine lütfen izin vermeyin. Bilimde, sanatta, sporda, inovasyonda, teknolojide çığır açacak projelere inşallah sizler imza atacaksınız. Bizden devir alacağınız emaneti sizler daha yukarıya taşıyacaksınız. Sizlerden sabırla yılmadan, inandığınız değerler uğrunda mücadele etmenizi bekliyorum. Aklınızla inancınızla, ahlakınızla, birikiminizle, vicdanınızla, kabiliyetinizle çalışkanlığınızla mücadeleye devam ettiğiniz sürece üstesinden gelemeyeceğiniz hiçbir sonunun, aşamayacağınız hiçbir engelin olmadığına ben inanıyorum. Bu gençlik hem umudumuz hem gurur kaynağımızdır” dedi.


Çanakkale Zaferi’nden 15 Temmuz destanına kadar her yerde gençlerin olduğunu söyleyen Erdoğan,” İnşallah bundan sonraki tüm destanları söz yazacaksınız. Malazgirt’ten Söğüt’e İstanbul’un fethinden Cumhuriyetin kuruluşuna tarihimizin tüm dönüm noktalarında siz vardınız, inşallah bundan sonraki tüm zaferlerimizin altında sizin imzanız olacaktır, hiç şüpheniz olmasın. Dün kılıçla yol açan sizlerdiniz, dün kalemle medeniyet inşa eden sizlerdiniz. Yarın bilgisayarla geleceğin kodlarını yazanlar da inşallah sizler olacaksınız. Sizler bu medeniyetin çocuklarısınız. Sizler bu milletin evlatlarısınız. Sizler hem bizim hem ailenizin istikbal umudusunuz” dedi.
Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen programa Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, İletişim Başkanı Fahrettin Altun, TGSP Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Faruk Terzi ve davetliler katıldı.
Program sonun da sosyal girişimcilik ödülleri sahiplerine Erdoğan çifti tarafından ödülleri verildi.

Asayiş

Savcı, kaçırmak istediği Hilal’i öldüren direksiyon eğitmeni için ağırlaştırılmış müebbet istedi

Manisa’da, kaçırmaya çalıştığı üniversite öğrencisi Hilal Sultan Kırgöz’ü (21) sırtından tabancayla vurarak öldüren direksiyon eğitmeni Önder Lafçı’nın (45) yargılandığı davada mütalaasını veren savcı, sanık için ağırlaştırılmış müebbet hapis talep etti. Duruşmanın ardından gözyaşları içinde açıklama yapan Kırgöz’ün annesi Zeynep Kırgöz, “Kızım vurulduğu gün ‘Anne başaramadık’ demişti. Ben de mezara giderken ‘Annem başardık’ diyeceğim” dedi.

Ersan ERDOĞAN
MANİSA-Manisa’da bir sürücü kursunda eğitmenlik yapan Önder Lafçı, 6 Eylül 2022’de daha önce direksiyon eğitimi verdiği Hilal Sultan Kırgöz’ün, Şehzadeler ilçesindeki evinin önüne geldi. Lafçı, iddiaya göre, bu sırada evden çıkan Hilal Sultan Kırgöz’ü, zorla hafif ticari aracına bindirmek istedi. Lafçı, direnen Kırgöz’ün başına tabanca dayadı. Çevredekilerin müdahalesiyle arbede çıktı. Lafçı, arbededen faydalanıp kaçarken, Kırgöz’ü de tabancayla sırtından vurdu. Hilal Sultan Kırgöz yere yığılırken, Önder Lafçı ise yoldan geçen kamyonetin kasasına binip kaçtı. Yunusemre ilçesindeki Merkezefendi Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Hilal Sultan Kırgöz, buradaki ilk müdahalenin ardından Manisa Celal Bayar Üniversitesi Hastanesi’ne sevk edildi.

TABURCU EDİLDİKTEN SONRA EVİNDE FENALAŞTI

Kırgöz, burada bir hafta yoğun bakımda tedavi gördükten sonra taburcu edildi. Hilal Sultan Kırgöz’ün sırtındaki kurşun ise Şehzadeler ilçesindeki bir özel hastanede yapılan ameliyatla çıkartıldı. İkinci kez taburcu edildikten sonra evde fenalaşan Kırgöz’ün tedavisine Merkezefendi Devlet Hastanesi’nde devam edildi. Kırgöz, olaydan 48 gün sonra, 23 Ekim’de yaşamını yitirdi.

Olayın ardından aynı gün İzmir’in Buca ilçesinde saklandığı bağ evinde yakalanan Önder Lafçı ile kendisine yardım eden arkadaşı Muhammed Çatak ve Cumali C., gözaltına alındı. Lafçı ve Çatak tutuklandı, Cumali C. ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

İDDİANAME, KABUL EDİLDİ

Soruşturmanın ardından Önder Lafçı, kendisine yardım eden arkadaşları Muhammed Çatak ve Cumali C. hakkında iddianame hazırlandı. İddianamede Lafçı’nın ‘kadına karşı kasten öldürme’, ‘cebir, tehdit ve hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ ve ‘ruhsatsız ateşli silahlarla, mermileri satın alma, taşıma veya bulundurma’ suçlarından müebbet hapis ve 17 yıla kadar hapsi istendi. Diğer sanıklardan Muhammed Çatak’ın ‘kadına karşı kasten öldürmeye yardım’ suçundan 15 yıla kadar, Cumali C.’nin ise ‘suçluyu kayırma’ suçundan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. İddianame, Manisa 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.(DHA)

Okumaya devam et

Genel

Ayhan Bora Kaplan: Bu nasıl devlet, biz kime güveneceğiz?

Ankara’da ‘Ayhan Bora Kaplan‘ suç örgütüne ilişkin 20’si tutuklu, 61 sanığın yargılandığı davada, örgüt lideri Ayhan Bora Kaplan, müştekilerden Erkan Doğan’ın ifadesini kağıttan okumasını eleştirerek, “Polisler yazmış, o da okudu. Devletin memurlarının bir vatandaşa kumpas kurmaması gerekir. Bana da ‘Bakanlarla, bürokratlarla ilgili ifade ver’ dediler, vermedim. Bu nasıl bir devlet, biz kime güveneceğiz?” dedi.

EDA KOÇ
ANKARA-Ayhan Bora Kaplan‘ suç örgütüne yönelik soruşturma kapsamında, haklarında dava açılan 20’si tutuklu 61 sanığın yargılanmasına Ankara 32’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Sincan Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü’ndeki salonda görülen duruşmaya 61 sanığın tamamı katıldı. Mahkeme heyetinden söz isteyen tutuklu örgüt lideri Ayhan Bora Kaplan, gizli tanıkların ifadelerini hatırlatarak, “Ü5’in ifadesini okudum, ilk ifadesinden sonra 19 tane başka şey ilave etmiş. M7’ye ulaşamadıkları için Ü5’e ezberlettirip okuttular. Dün Erkan Doğan buraya geldi, bir insan başına gelenleri neden kağıttan okur? Polisler yazmış o da okudu. Devletin memurlarının bir vatandaşa kumpas kurmaması gerekir. Bana da ‘Bakanlarla, bürokratlarla ilgili ifade ver’ dediler, vermedim. Normalde bir polisin bunları yapmaması lazım, bizim sorunumuz kanunun uygulanmaması. Savcıya istediklerini yaptırdılar. Bu nasıl bir devlet, biz kime güveneceğiz? Siz makam sahibisiniz, suç duyurusunda bulunmanızı istiyorum. Bize işkence yapan insanları teşhis etmek istiyoruz. Bir sürü adam toplamışlar, bir örgüt kurmuşlar. Bu bir kumpastır. Bunlar mazlumların ahını aldılar. Allah’tan korkmuyorlar, kuldan utanmıyorlar” ifadelerini kullandı.

TUTUKLU POLİSLERİN DİNLENMESİ TALEPLERİ REDDEDİLDİ

Sanık avukatları da gizli tanık beyanlarının dosya kapsamı dışına alınmasını ve gizli tanık ‘Ü5W1G8K6L3’ün mahkeme salonuna getirilerek dinlenilmesini talep etti. Mahkeme başkanı, taleplere ilişkin ara karar kurmak üzere duruşmaya ara verdi. Daha sonra mütalaasını açıklayan Cumhuriyet savcısı, gizli tanık Ü5 ve M7’nin beyanlarının dosyadan çıkarılması şeklindeki talepler ile bir kısım kolluk görevlilerinin dinlenilmesi taleplerinin reddini istedi. Ara kararı açıklayan mahkeme başkanı, gizli tanık M7’nin ifadelerinin dosyadan çıkarılması yönündeki talep ile gizli tanık Ü5’in yeniden dinlenilmesi yönündeki talepleri reddetti. Haklarında soruşturma yürütülen Ankara Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde görevli polislerin, tanık olarak dinlenilmesi şeklindeki talep ile Ayhan Bora Kaplan davasının soruşturma aşamasında operasyon yapan kolluk görevlilerinin tanık olarak dinlenilmesi şeklindeki talepler de yargılamanın esasına herhangi bir katkı sağlamayacağı gerekçesiyle reddedildi.

‘AĞABEYİ BORA KAPLAN YAPTIRMIŞTIR’

Ardından kaçakçılık suçundan hükümlü C.K., duruşmaya Silivri Cezaevi’nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı ve tanık olarak dinlendi. C.K., Murat Yanar’ın vurulma olayı hakkında bilgi sahibi olduğunu söyleyerek, Yanar’ı Serdar Sertçelik’in vurduğunu, tüm konuşmalara şahit olduğunu söyledi. Ancak Sertçelik’in, Murat Yanar’ı tek başına vuramayacağını söyleyen tanık C.K., “Ağabeyi Bora Kaplan yaptırmıştır. Diğer olaylara hakim değilim sadece duyumlarım var. Muhammed Kaplan’ın da ‘Cevheri Güven’ isimli yurt dışında bulunan gazeteciyle mesajlaştığını gördüm. Ses kayıtları ve somut deliller var, kimseye güvenemediğim için veremedim” dedi.

‘KAYYUM ATANDI, TÜM PARANI ALACAKSIN’ DEDİLER, ‘BEN DE ANLATTIM’

Daha sonra Ayhan Bora Kaplan, C.K.’ya ifadesinde polislerin yönlendirip yönlendirmediğini sordu. C.K., “Gökhan Komiser, Murat Çelik’in selamı olduğunu söyledi. Evet, yönlendirdikleri noktalar oldu. Erkan Yıldırım’dan şikayetçi olmamı istediler. ‘Kazancım ne olacak?’ dedim; arabam, param, her şeyim alınmıştı. ‘Kayyum atandı, tüm paranı alacaksın’ dediler. Ben de anlattım” ifadelerini kullandı.

Tanık beyanlarının ardından yarın devam edilmek üzere duruşmaya ara verildi.

Okumaya devam et

Genel

Bakanlık, kurbanlık sevkine ilişkin kuralları belirledi

Tarım ve Orman Bakanlığı, kurbanlık hayvan sevklerinin, hayvan refahının gözetilip bulaşıcı hastalıklara karşı gerekli önlemler alınarak yapılması için uyulacak kuralları belirledi. Şap hastalığına karşı korunmuş bölge kabul edilen İstanbul’un Avrupa yakası dahil Trakya bölgesine sevklere özel kısıtlama getirilirken; kentin giriş noktasındaki köprüler ile feribot ve tekne gibi nakil araçlarına etkin kontrol sağlanacak.

ANKARA-Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre; bulaşıcı ve salgın hayvan hastalıklarının kontrol altına alınarak ortadan kaldırılması amacıyla çalışmalar yürütülüyor. Bu çerçevede Kurban Bayramı’nın yaklaşması nedeniyle ülke içinde hayvan hareketlerinde artış olması beklendiğinden bulaşıcı hastalıkların yayılmasının önlenmesi ve hastalıksız bölgelerin korunması amacıyla uyulması gereken kurallar, ilgili bakanlıklar, kurum ve kuruluşlara bildirildi. Aynı zamanda kaçak hayvan hareketlerinin engellenmesine yönelik, ilgili bakanlıklar, kurum ve kuruluşlar ile iş birliği halinde kurbanlık hayvan sevkinin yoğun olduğu yol güzergahlarında da kontrol ve denetimler artırıldı.

Bu çerçevede, Tarım ve Orman Bakanlığınca kurbanlık hayvanların sevki ve satışında uyulması gereken kurallar şu şekilde belirlendi:

Menşeilerinde salgın veya bulaşıcı hayvan hastalığı bulunan, kayıt altına alınmamış, kulak küpesiz, sığır cinsi hayvanlar için pasaport, koyun ve keçi türü hayvanlar için ise nakil belgesi bulunmayan hayvanların sevklerine, alınıp satılmalarına ve kesilmelerine hiçbir surette izin verilmeyecek.

Kurbanlık hayvanların taşınmasında kullanılacak araçlar, nakil öncesi ve sonrasında il/ilçe tarım ve orman müdürlüklerince temizlenecek ve dezenfekte edilecek.

TAŞITLARA AŞIRI HAYVAN YÜKLENMEYECEK

Hayvan refahının sağlanması için, nakil vasıtalarına aşırı hayvan yüklenemeyecek, hayvanların nakliye sırasında yaralanma veya gereksiz yere acı ve ıstırap çekmelerine neden olabilecek nakil vasıtaları ile sevklerine izin verilmeyecek.

Kurbanlık olarak sevk edilecek hayvanların resmi veteriner hekimler tarafından muayene ve gerekli kontrolleri yapılacak. Sağlıklı olduğu tespit edilen hayvanlar için veteriner sağlık raporu düzenlenerek iller arası nakle izin verilecek. Veteriner sağlık raporu olmadan iller arası kurbanlık nakleden hayvan ve araç sahiplerine ilgili mevzuat uyarınca işlem uygulanacak.

Kurbanlıklar, özellikle hastalığın görüldüğü bölgelerde Kırım-Kongo kanamalı ateşi hastalığının taşıyıcısı keneler yönünden detaylı bir şekilde muayene edilip gerekli tedbirler alındıktan sonra sevk edilecek.

Hayvancılık işletmelerinden doğrudan yapılan satışlar hariç kurbanlık hayvanlar; hayvan pazarı ve canlı hayvan borsasının yanı sıra Kurban Hizmetleri Komisyonlarınca alınan kararlar doğrultusunda belirlenen kurbanlık hayvan satış yerlerinde ve özel kurbanlık kesimi yapılacak işletmelerde alınıp satılabilecek. Önceden belirlenen yerlerin dışında kurbanlık hayvan alım ve satımlarına müsaade edilmeyecek.

Trakya bölgesinin şap hastalığından arınmışlık statüsünün devamı açısından, İstanbul’un Avrupa yakasında belirlenmiş hayvan satış ve kesim yerleri hariç, bu bölgeye şap ve koyun-keçi vebası hastalığına duyarlı hayvan sevklerine bugüne kadar olduğu gibi Kurban Bayramı döneminde de izin verilmeyecek. Bu çerçevede İstanbul başta olmak üzere bölgeye giriş ve geçiş yolları üzerindeki köprüler, feribot ve diğer deniz nakil araçlarının faaliyet gösterdiği iskeleler ile balıkçı barınakları dahil tüm noktalarda deniz ve karadan denetimler artırıldı.

GEBE VEYA DAMIZLIK DİŞİ HAYVANLARIN KESİMİNE İZİN VERİLMEYECEK

Öte yandan; kurbanlık satın alınırken hayvanların sağlıklı ve hayvan kayıt sistemine kayıtlı olmasına dikkat edilmesi büyük önem taşıyor. Kulak küpesi, veteriner sağlık raporu/hayvan pasaportu/nakil belgesi bulunan, öncelikle erkek ve yaşını doldurmuş hayvanların kurbanlık olarak seçilmesi öneriliyor. Gebe veya damızlık niteliği taşıyan dişi hayvanların kurbanlık olarak seçilmemesi gerekiyor. Bu çerçevede, gebe veya damızlık niteliği taşıyan dişi hayvanların kurbanlık hayvan satış yerlerine girişlerine ve kurbanlık olarak kesimlerine izin verilmeyecek.

Ayrıca, kurbanlık hayvan satış yerlerinde bulaşıcı ve salgın hastalık ya da sebebi belli olmayan hayvan ölümleri görüldüğünde; ilgili ve yetkili kişiler tarafından bölgenin mülki idare amiri veya tarım ve orman il/ilçe müdürlüklerine bildirilmesi gerekiyor.(DHA)

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.