Mersin’de 54 yaşındaki kadın, kızının eski kocası tarafından üzerine benzin dökülerek feci şekilde yakıldı. Olayda bütün vücudu yanarak ağır yaralanan kadın, hastanede yaşam mücadelesi verirken, olaydan sonra yakalanan şüpheli tutuklandı.
Akıl almaz olay, Mersin’in merkez Yenişehir ilçesi Eğriçam Mahallesinde iki gün önce yaşandı. İddiaya göre, yaklaşık 2.5 yıl önce Özgür E. ile evlenen bir çocuk annesi Berna D., eşinden sürekli şiddet görmeye başlayınca bir süre sonra boşandı. Ancak Özgür E.’nin karısını ikna etmesiyle çift tekrar birlikte aynı evde yaşamaya başladı. Tüm bu süreçte biri 1.5 yaşında, diğeri 6 aylık iki çocukları olan çiftin kavgaları devam etti. Torunlarına bakmak için kızı Berna’nın evine giden 3 çocuk annesi Yasemin D., olay günü yine kızının evindeydi. Bu sırada eşiyle telefonda tartışan Özgür E., elinde bir bidon benzinle eve geldi. Kapıyı açan kayınvalidesine halini hatırını sorduktan sonra halının üzerine benzin dökerek ateşe veren Özgür E., kayınvalidesinin alevler arasında yanmasını izledi. Zanlı, evde bulunan eski eşi Berna D.’ye de ‘Seni de yakacağım’ diye tehdit ederek şiddet uyguladı. Kayınvalide Yasemin D., alevler içinde kendini söndürmeye çalışırken, kızının da ayakları yandı. Olayın ardından Mersin Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yanık Merkezi Yoğun Bakın Bakım Servisinde tedavi altına alınan Yasemin D.’nin bütün vücudunda 3’üncü derece yanıklar oluşurken, sağlık durumunun ciddiyetini koruğu öğrenildi. Öte yandan, olaydan sonra yakalanan zanlı Özgür E ise çıkarıldığı nöbetçi mahkemece tutuklandı.
“Birden her tarafım tutuştu”
Yasemin D., yaşadığı dehşeti hasta yatağında cep telefonu videosuyla İHA muhabirine anlattı. Çok acı çektiğini belirten Yasemin D., “Çok canım yanıyor. Çektiğim acının tarifi imkansız. Bu acıları o çocuklar da çekebilirdi. Hiçbir şey anlamadım, ne oldu, nasıl oldu. Kapıyı çaldı, açtım, gayet soğukkanlıydı, sakindi. ‘Ne yapıyorsun anne?’ dedi. ‘Evi topluyorum’ dedim. Koridorda beraber iki adım yürüdük. Baktım yere bir benzin döküyor. ‘Ne yapıyorsun?’ demeden kibriti çaktı, attı halının üstüne. Birdenbire her tarafım tutuştu, alev aldı, her yanım yanmaya başladı. Ben öyle yanarken kendisi hiçbir şey yapmadı, beni söndürmeye çalışmadı. Ben kendi kendime sönmeye çalıştım, yerde yuvarlandım. Mutfaktaki halıyı masanın altından çekip alevlerin üstüne atmaya çalıştım. Çocuklara sıçrayacak diye çok korktum. Berna ‘Annem yanıyor’ diye bağırmaya başladı. ‘Seni de yakacağım’ diye bağırıyordu” dedi.
“Annemin ilk söylediği cümle, ‘Beni yanarken izledi’”
Hastanede annesine refakat eden 37 yaşındaki Selin D. ise “Annem, kız kardeşimin eşi tarafından katledildi” diyerek, olayın vahametini gözler önüne serdi. Kız kardeşi Berna D.’nin eşiyle sürekli kavgalı olduğunu dile getiren Selin D., “Annem onların çocuklarına bakmak için orada kalıyordu. Aralarında ne olduysa telefonda konuşmuşlar, annem de onların kavgalarına şahit olmamak için bebekleri alıp tam evden çıkacakken eşi geliyor. Annemin bana söylediği, eşi direk içeriye giriyor ‘Nasılsın anne? Ne yapıyorsun’ diyor. Annem bunun elindeki bidonu görmüyor, ‘İyiyim’ diyor. Eve benzini dökmeye başlıyor. O sırada annem ‘Ne yapıyorsun sen’ diyerek elini tutuyor, kibritin üstüne koyuyor çakmasın diye. O sırada bütün evi yakıyor. Annem o sırada alev almış. Kız kardeşim bağırıyor ‘Annemi yaktın’ diye. O da ‘Seni de yakacağım’ demiş. Annem sönmek için uzun süre kendi kendine mücadele etmiş ve ilk söylediği cümle, ‘Beni karşımda yanarken izledi’. Benim annem çatır çatır orada yandı, şu anda 3’üncü derece bütün vücudu yanık. O kadar kötü durumda ki, ben onu o şekilde gördükçe kahroluyorum. Benim annem ölseydi bundan daha iyiydi. Çok aşırı acı çekiyor” diye konuştu.
“Yarım bıraktığı işi bitirmeye çalışacak”
Bu adamın dışarıya çıkmaması gerektiğini, çıkarsa kız kardeşi ve çocuklarını da öldüreceğini öne süren Selin D., “Bu adamın çıkmaması gerekiyor. Benim annem yandı; bir-iki ay sonra hiçbir şey olmamış, annem o acıları hiç çekmemiş gibi çıkalım gidelim evimize. Sonra bu adam elini kolunu sallaya sallaya çıkacak. Bu adam yarım bıraktığı işi bitirmeye çalışacak. O çocuklar ne olacak? İki bebek var. Kendi öz evladının canına kast eden, öz evladını çatır çatır yakmaya çalışan bir canavar, başkasına neler yapmaz? Bu adam eğer çıkarsa kız kardeşim de çocukları elden gidecek. Devlet büyüklerine sesleniyorum; eğer caydırıcı bir yasa çıkmazsa ortada ne kadın kalacak ne de çocuk kalacak” ifadelerini kullandı.
“Çıkarsa kız kardeşimi de aynı şekilde yakacak ve o çocukları da öldürecek”
Annesinin durumunun anlatılamayacak kadar çok kötü olduğunu vurgulayan Selin D., kız kardeşinin de bacaklarının yandığını ve iki bebekle perişan olduğunu söyledi. Kardeşinin şu anda başka bir evde kaldığını ve tedavisine orada devam edildiğini anlatan Selin D., şunları söyledi: “Gerçekten çok zor. Allah kimseye yaşatmasın, kimsenin annesini o halde göstermesin. Kim bilir benim annem ne zaman iyileşecek. İyileşecek mi acaba, biz buradan çıkabilecek miyiz? Kız kardeşimin bundan sonraki hayatı nasıl olacak? Adam yarın bir gün çıkıp, bu sefer onu çatır çatır yakar.”
Bir ay önce de eve benzin dökmüş
Zanlının kız kardeşini sürekli tehdit ettiğini, evden ayrılırsa öldüreceğini söylediğini belirten Selin D., “Sürekli ‘seni yakacağım’ diyormuş. Bir ay önce de kız kardeşim bana, ‘Kavga ettik, eve geldi komple benzin döktü. Onu teskin ettim. Senden ayrılmayacağım dedim, alttan aldım’ dedi. Bir ay sonra da bunu gerçekleştirdi. Kesinlikle ‘Ben cinnet geçirdim’ demesin. Bu bir anlık cinnet değil. Bunun tatbikatını bir ay önce uygulamış zaten. Bu planlı bir olay” dedi.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın yaptığı açıklamaya göre; ülke genelinde göçmen kaçakçılığı organizatörleri ve düzensiz göçe yönelik düzenlenen denetimlerde 2’si yabancı uyruklu olmak üzere 446 düzensiz göçmen yakalandı.
AYHAN GONCA SAMSUN – İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya 15 göçmen kaçakçılığı organizatörü ve 412 bin 887 kişinin kimlik kontrolünün yapıldığı denetimlerde 446 düzensiz göçmen yakalandığını bildirdi.
Göç İdaresi Başkanlığı’nın koordinasyonunda; Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı’nca düzensiz göç ve göçmen kaçakçılarıyla yapılan mücadele çalışmaları kapsamında metruk yerler, umuma açık eğlence mekânları, tır garajları, terminaller, limanlar, toplu taşıma durak ve istasyonlarında 412 bin 887 kişinin kimlik kontrolü yapıldı.
Denetimlerde 28 bin 874 personel, 9 bin 155 ekip ile 5 bin 772 noktada; 4 bin 127 metruk bina, 7 bin 192 umuma açık yer, 477 terminal ve 2 bin 878 diğer yerler olmak üzere toplam 14 bin 674 yer kontrol edildi. Tespit edilen düzensiz göçmenlerin ülkelerine geri gönderilme işlemleri başlatıldı.
Bakan Yerlikaya, yapılan çalışmalardan dolayı valileri, kaymakamları ve denetimleri gerçekleştiren personeli tebrik ederken, “Türkiye; göç yönetiminde, insan hak ve hürriyetlerine saygılı, hukuk ve medeniyet değerlerine bağlı, kamu düzeni ve güvenliğinden asla taviz vermeden tüm dünyaya örnek bir model sunmaktadır. Göç konusunu; düzenli-düzensiz göç, uluslararası koruma, gönüllü, güvenli ve onurlu geri dönüş, göçmen kaçakçılığıyla mücadele ve sınır yönetimi gibi tüm boyutlarıyla ele alıyoruz.” dedi.
İsrail’in İran’a saldırısı Ankara’da en üst düzeyde değerlendirildi. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak ve MİT Başkanı İbrahim Kalın konuyla ilgili toplandı
AYHAN GONCA HABER MERKEZİ – İsrail’in İran’a saldırısı Türkiye tarafından kınandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail’in uluslararası hukuku hiçe sayan apaçık bir provokasyona daha imza attığını belirtti. Erdoğan X hesabından yaptığı açıklamada, “Netanyahu yönetimi pervasız, saldırgan ve hukuk tanımaz eylemleriyle bölgemizi ve tüm dünyayı felakete sürükleme gayretinde” dedi. Erdoğan, uluslararası topluma da, küresel ve bölgesel istikrarı hedef alan “İsrail haydutluğu”na artık bir dur denilmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak ve MİT Başkanı İbrahim Kalın ile biraraya gelen Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye’yi ilgilendiren tüm senaryolara karşı önlemlerin alındığına dikkat çekti. Hakan Fidan, dün akşam saatlerinde, “İsrail’in, bölgeyi istikrarsızlaştırmaya yönelik stratejisinden bir an evvel vazgeçmesi gerekmektedir.” dedi. İran’a yapılan saldırı ile dikkatlerin Gazze’den kaçırılmak istendiğine değinen Fidan, buna izin verilmemesi gerektiğinin önemini vurguladı. Fidan, ABD ve İran arasındaki nükleer görüşmelere de destek verirken, şöyle konuştu: “Ülkemizi ilgilendiren olası senaryolara göre gerekli tüm tedbirler alınmaktadır. İran, Irak, Ürdün ve ABD gibi pek çok ülkeyle temas halindeyiz.”
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise, İsrail saldırısı için “Türkiye’ye verilmiş sinsi bir mesaj” yorumunu yaparken, Türkiye’nin, İsrail’in hedefinde olduğuna dikkat çekti. Bahçeli, “Kriz ve kaos sarmalının nihai hedefi Türkiye’dir. İsrail’in terörist yönetimi ülkemizin görüş menzilini kapatmak, terörsüz Türkiye hedefini baltalamak, bölgemizi karanlığa mahkum etmek için her fırsattan istifade etmek peşindedir. Washington yönetimi, insanlığın yanında konumlanmalıdır” dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel de Manisa’da İsrail saldırısını kınadı. Gelen davet üzerine 15 Haziran Pazar günü İstanbul’da Saadet Partisi’nin düzenleyeceği Filistin ile Dayanışma Mitingi’ne katılacağını söyleyen Özgür Özel, hükümetten de İsrail’e sert tepki vermesini istedi.
İsrail’in saldırılarının, İran’ın nükleer programıyla ilgili müzakerelerin yoğunlaştığı bir döneme getirildiğine işaret edilirken, Netanyahu hükümetinin herhangi bir meselenin diplomatik yollarla çözülmesini istemediği, bölgesel istikrarı ve küresel huzuru riske attığı vurgulandı. Edinilen bilgiye göre; 13 Haziran sabah saatlerinde İran’ın nükleer tesislerini ve üst düzey nükleer ve askeri yöneticilerini hedef alan saldırılarda, İran devlet medyası, ölü sayısının 70’in üzerinde olduğunu bildirdi. Saldırılarda İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri, Devrim Muhafızları Komutanı Hüseyin Selami ve ülkenin askeri operasyon kararlarının alındığı ve koordine edildiği Hatam el-Anbiya Karargahı’nın komutanı Gülam Ali Reşid öldürüldü. Devrim Muhafızları Hava Kuvvetleri Komutanı Tuğgeneral Amir Ali Hajizadeh’nin saldırılarda öldüğü doğrulandı.
İsrail’in saldırılarının ardından, İran’ın attığı balistik füzelerden biri Tel Aviv yakınlarındaki Rişon Lezion bölgesine isabet etti. İran; ABD, İngiltere ve Fransa’yı uyardı, İsrail’i savunmaya devam etmeleri halinde üslerini hedef alacaklarını kaydetti.
Artan trafik denetimleri sürücülere daha güvenli yollar sunuyor
KERİM KOÇ SAMSUN – Türkiye’deki trafik denetimlerinin sıklaşması, sürücüler için daha güvenli yolların oluşturulmasına katkı sağlıyor. Radarlar, drone destekli izlemeler ve sıklaştırılan hız kontrolleri, yollarda güvenliği artırmak için önemli bir rol oynuyor.
Son dönemde büyük şehirlerde yapılan trafik denetimlerinin sayısındaki artış, sürücüler için başta rahatsız edici gibi görünse de, uzmanlar bu uygulamaların trafik kazalarını ve can kayıplarını ciddi şekilde azalttığını belirtiyor. Özellikle dronelar ve yapay zekâ destekli radar sistemleri, hız limitlerini aşan sürücüleri anında tespit ederek güvenliğin sağlanmasında etkili oluyor.
Sosyal medya platformlarında yapılan paylaşımlar ve tepkiler, bazı sürücülerin bu denetimleri ceza odaklı bir yaklaşım olarak görmesine yol açsa da, emniyet yetkilileri yapılan kontrollerin kazaları önlemeyi hedeflediğini vurguluyor. Trafik kazalarının önüne geçmek, can güvenliğini sağlamak ve sürücülerin dikkatini yola vermek için yapılan bu denetimlerin, uzun vadede yollarda daha güvenli bir ortam oluşturduğu ifade ediliyor.
Radarların ve denetimlerin sıklığının artması, bazı sürücülerde stres oluşturabilirken, aynı zamanda bu uygulamalar, hız limitlerini aşan sürücülerin cezalandırılmasından öte, tüm yol kullanıcılarının güvenliğini gözeten bir denetim biçimi olarak öne çıkıyor. Ayrıca, hız limitlerindeki ani değişiklikler ve düşük hız uygulamaları, kazaların önlenmesi açısından hayati bir rol oynuyor. 90 km/saat olan hız limitinin 50 km/saat’e düşmesi gibi durumlar, sürücülerin dikkatini artırarak potansiyel kazaları engelliyor.
Emniyet yetkilileri, yapılan denetimlerin yalnızca cezai yaptırımları değil, aynı zamanda kazaların ve can kayıplarının önlenmesi amacı taşıdığını belirtiyor. Bu sayede sürücüler, daha dikkatli bir şekilde yola odaklanarak, hem kendi güvenliklerini hem de diğer yol kullanıcılarının güvenliğini sağlamış oluyor. Trafik denetimlerinin artırılması, sonunda daha güvenli, daha sorumlu bir trafik düzeninin oluşmasına katkı sağlıyor.