Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Serdar Pop, anne adaylarının günde en az 3 litre su içmesi gerektiğini belirterek, uyarılarda bulundu.
Büyük Anadolu Hastaneleri Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Serdar Pop, anne adaylarının bebeklerini kucaklarını aldıktan sonraki süreçte yapmaları gerekenler konusunda tavsiyelerde bulundu. Anne adayının bebeğini kucağını aldıktan sonra ihtiyaçlarının giderilmesi konusunda doğal bir süreç işlediğini ifade eden Uzm. Dr. Serdar Pop, “Bebeğinize kavuştuğunuz bu saatlerde, sizlerin yanında olmaktan mutluluk duyuyoruz. Şimdi çok daha güzel bir süreç sizleri bekliyor. Aynı zamanda tatlı bir telaş kapınızı çalmış durumda. Bu tatlı telaşlı günlerinizde de sizin yanınızda olacağız.
Günde 3 litre su içmeyi unutmayın. Günlük 3 öğün yemek yiyin. Bebeğiniz 6 aylık oluncaya kadar diyet yapmayın. Bebeğinizi en fazla 3 saatte bir emzirmeye çalışın. Bu konuda emzirme danışmanlarımız size her fırsatta yardımcı olacaktır. Sütünüzün artmasında ve oksitosin yani süt hormonun salgılanmasında en önemli durumlardan biri annenin bebeğini emzirmesidir. Bebeğinizle ten tene teması arttırmak da sütünüzün artmasını sağlar” dedi.
Dr. Serdar Pop, ayrıca şu uyarılarda bulundu:
“Sütünüz az gelebilir ve il günlerde hiç gelmeyebilir. Bu durumlarda eğer mama verilecekse biberonla verilmesini önermiyoruz. Mamayı bebeğinize şırınga, çay kaşığı veya beslenme sondası yardımıyla verebilirsiniz. Bebeğinizin günlük 5 veya 6 kez idrarlı bezinin olması doyduğunun işaretidir. Bu sayıdan daha az idrar yapıyor veya bezinde kırmızı turuncu renk görüyorsanız bir çocuk hekimi muayenesine götürmeniz gerekmektedir.
Her emzirme sonrası bebeğinizin gazını çıkarmayı unutmayın. Bebeğiniz ilk günlerde sararabilir. Sarardığını anlamak için turuncu sarı ve fıstık yeşili renkler giydirilmemeli ve sarı bez örtülmemelidir. Sarılık önce gözlerden başlar ve en son gözlerden kaybolur. Bu sebeple gözlerinde sarılık olması sizi korkutmasın. Bebeğinize doğduğu günden itibaren d vitamini kullanmaya başlayabilirsiniz. Bebeğiniz doğduktan 24-48 saat sonra ilk banyosunu yaptırabilirsiniz. İşitme testi hastaneden çıkmadan yapılmadıysa testin yapılması beklenmelidir. Banyo yaptırdıktan sonra göbek kordonunu kuru tutmaya devam edin. Göbek kordonunu kuru tutmanız bakım için yeterlidir. Hastaneden çıkmadan önce mümkünse işitme testi yapılacaktır. Eğer işitme testi yapılmayacaksa ilk muayene günü doktorunuz işitme testini yaptıracaktır. Hastaneden çıktıktan 3 gün sonra çocuk hekiminize muayene için başvurun. İlk muayenenize göre çocuk hekiminiz muayene gününüzü belirleyecektir. Bunun dışında 15. gün 1. 2. 3. 4. 5. 6. 8. 10 aylarda ve 1 yaşında çocuğunuzu rutin sağlıklı çocuk muayenesine getirmeyi unutmayın. Bebeğinizin ilk 3 ayında bir kez göz hekimi tarafından muayene edilmesi gerekir.
Bebeğinize birinci ve ikinci ay civarı bir kez kalça ultrasonu yapılması gerekir. Dördüncü ayından itibaren bebeğinize kan/demir ilacı başlanacaktır. Rotavirus aşısı ve menenjit asisini doktor kontrolleriniz sırasında hekiminiz size hatırlatacaktır. Rotavirus aşısının ilk dozunun bebeğiniz 105 günlük olmadan yapılması gerekmektedir. Bebeğinizin banyosunu yaptırırken bebeğinize uygun bir cilt ve saç şampuanı kullanmanız önemlidir. Bebeğinizin cildi hassas olduğu için banyo sonrası nemlendirici veya bitkisel yağlardan badem veya Hindistan cevizi yağını kullanabilirsiniz. Hazır bebek yağları ter bezlerini kapadığından çok önermiyoruz.”
Sağlık hizmetlerinden usulsüz yararlananlara 988 milyon TL ceza
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) sağlık hizmetinden usulsüz yararlananlara yönelik denetimler sonucunda 988 milyon liradan fazla cezai işlem uyguladıklarını duyurdu.
ANKARA-Bakan Işıkhan, sosyal medyadan yaptığı açıklamada, 2024 yılı ve 2025 yılı ocak-şubat ayları dahil toplamda 250 adet sağlık denetimi yapıldığını, 1231 sağlık hizmet sunucusunun incelemeye alındığını ifade etti. Işıkhan, denetim sonucunda; 88 hastane, 6 tıp merkezi, 1121 eczane ve 16 diğer sağlık tesisine toplamda 988 milyon 334 bin 791 TL tutarında ceza uyguladıklarını kaydetti. Işıkhan ayrıca 19 sağlık hizmet sunucusunun ödemesinin durdurulduğunu belirterek, 14 bin 968 kişinin hak etmediği halde sağlık hizmetlerinden usulsüz yararlandığının tespit edildiğini ifade etti. (DHA)
Bakan Işıkhan: 5 kanser ilacını daha geri ödeme listesine aldık
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, “Sosyal Güvenlik Kurumumuzun düzenlemesiyle 5 kanser ilacını daha geri ödeme listesine aldık” dedi.
Gizem ÇORLU ANKARA-Bakan Işıkhan, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Sosyal Güvenlik Kurumumuzun düzenlemesiyle 5 kanser ilacını daha geri ödeme listesine aldık. İlaçların hastalarımıza şifa olmasını temenni eder, vatandaşlarımıza sağlıklı bir ömür dilerim. İlaçların arasında, Multipl miyelom, Lenfoma, Kronik miyeloid lösemi, Akut lenfoblastik lösemi hastalıklarının tedavisinde kullanılan kanser ilaçları yer almaktadır. Kanserle mücadelede her adımda yanınızdayız” dedi. (DHA)
3 Mart Dünya Kulak ve İşitme Günü‘nde, ‘Hayat Duyunca Güzel’ sosyal farkındalık kampanyasıyla işitme sağlığına dikkat çeken uzmanlar ve sivil toplum kuruluşları, işitme kaybının sadece doğuştan veya ileri yaşta görülen bir tablo olmadığını, hayatın her döneminde ortaya çıkabildiği için şüpheli durumlarda vakit kaybetmeden işitme testi muayenesine gitmenin önemini vurguladı. Türkiye Odyologlar ve Konuşma Bozuklukları Uzmanları Derneği (TOKSUD) Başkanı Prof. Dr. Meral Didem Türkyılmaz ve Türk Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Derneği (Türk KBB-BBC) Genel Sekreteri Prof. Dr. Özgür Yiğit, işitme kaybının zihinsel fonksiyonlara olumsuz etkisiyle demans gibi hastalıklara da zemin hazırlayabildiğine dikkat çekti. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) verilerine göre şu an 1,5 milyar insan sağlıklı duymuyor. Her 5 kişiden 1’inde işitme kaybı var. Bu oran 2050’de 4’te 1’e yükselecek ve 2,5 milyar insan işitme kaybıyla karşı karşıya kalacak.
Özlem YURTÇU KARABULUT- Uğur GÜLBOY İSTANBUL-Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre dünyada her 5 kişiden 1’inde işitme kaybı var. Günümüzde 1,5 milyar insanın işitme kaybıyla yaşadığı ve 2050’de bu sayının 2,5 milyar insana ulaşacağı vurgulanıyor. Türkiye Odyologlar ve Konuşma Bozuklukları Uzmanları Derneği (TOKSUD) Başkanı Prof. Dr. Meral Didem Türkyılmaz ve Türk Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Derneği (Türk KBB-BBC) Genel Sekreteri Prof. Dr. Özgür Yiğit, 3 Mart Dünya Kulak ve İşitme Günü dolayısıyla önemli uyarılarda bulundu. İşitme kaybı konusunda toplum bilincinin artırılması ve vatandaşların işitme muayenesi testlerine başvurmasının sağlanması için ilgili sivil toplum kuruluşları tarafından İstanbul’da Taksim tramvay durağı ve tramvaylara uyarıcı ilanlar yerleştirildi, ‘Hayat Duyunca Güzel’ sloganı ile sosyal farkındalık sağlanması amaçlandı.
İŞİTME SAĞLIĞI ZİHİNSEL FONKSİYONLARI DA ETKİLİYOR
İşitme kaybının sosyal izolasyona neden olup zihinsel fonksiyonlara olumsuz etkisiyle, demans gibi hastalıklara da zemin hazırlayabildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Özgür Yiğit, “Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre şu an 1,5 milyar insan sağlıklı duymuyor. Her 5 kişiden 1’inde işitme kaybı var. Bu oran 2050’de 4’te 1’e yükselecek ve 2,5 milyar insan, işitme kaybıyla karşı karşıya kalacak” dedi. Prof. Dr. Yiğit, “İşitme, iletişim için, sosyalleşme için en önemli fonksiyonlarımızdan birisi. Bir yeni doğan bebek eğer işitme kaybı ile dünyaya geliyorsa, konuşmayı öğrenmesi, dünyayı duyması mümkün olmuyor. Her 1000 doğumdan 2 ya da 3 bebek işitme kaybıyla dünyaya geliyor. Yani Türkiye’de yılda yaklaşık 1 milyon doğum olduğunu düşünürsek, yaklaşık 3 bine yakın bebek işitme kaybı ile dünyaya geliyor. Bunların erkenden tanısı, yeni doğan işitme taraması ile şu anda mümkün. Ancak işitme kaybı sonraki dönemlerde de ortaya çıkabilir. Okul çağındaki çocuklarda da işitme kaybı olabilir. Onların erken tanınması için okul çağı taramaları da çok önemli. Şu an tam istediğimiz gibi değil, okul öncesi tarama da yapmak lazım. Bunların da ileriki dönemlerde yeni doğan işitme taraması gibi yaygınlaşması gerekir” dedi.
75 YAŞ ÜZERİ HER İKİ KİŞİDEN BİRİNDE İŞİTME KAYBI
Sadece çocukluk çağı değil erişkin dönemdeki işitme kayıplarının özellikle zihinsel fonksiyonlar açısından çok önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Yiğit, şunları söyledi: “Aslında erişkin insan kendisi işitme kaybının farkına varabilir. Bu nedenle erişkinlik çağında tarama yapmak çok gerekli değil. Daha çok yaşlılar için belki tarama gerekebilir. Biz biliyoruz ki kulağımız, iç kulağımız da yaşlanıyor bizimle birlikte. Dolayısıyla yaşlılıkla beraber işitme kayıpları artıyor. 65 yaş ve üzerinde her 3 kişiden biri, 75 yaş sonrasında ise her 2 kişiden birinde işitme kaybı olabilir. Dünya Sağlık Örgütü diyor ki; şu anda 1,5 milyar kişide işitme kaybı var. Hem yaşlanmaya bağlı hem de kullandığımız cihazlara, bulunduğumuz ortamlara, yüksek sesle müzik dinlemeye bağlı olarak. Halkımızın farkında olması lazım. Tamam belli bir yaşa kadar çok iyi duyuyor olabiliriz ama belli bir yaştan işitme kaybı başlayabilir. Tedavisi çok önemli.”
TEDAVİ EDİLMEZSE DEMANS TETİKLENEBİLİR
Son yıllarda yapılan çalışmaların, işitme kaybı zamanında tedavi edilmediğinde kişide yalnızlaşma, sosyal izolasyon ve demansın daha fazla görüldüğünü gösterdiğine işaret eden Prof. Dr. Yiğit, sözlerini şöyle noktaladı: “Çağımızın hastalığı olan demans, bunama gibi birtakım hastalıkların geciktirilebilmesi açısından işitme sağlığı çok önemli. 2050 yılından itibaren her 4 kişiden 1’inde işitme kaybı bekleniyor, göstergeler bunu söylüyor. Belki 2050 yılında işitme kaybı yaşayan insan sayısı 2,5 milyarı bulacak. Dünyanın en önemli problemlerinden biri olacak. Ama biz farkında olursak, birtakım önleyici tedbirler alırsak erken teşhis ve tedavi gibi, bu korkunç gibi görünen problemin belki de önüne geçebileceğiz. Çünkü hayat duyunca güzel diyoruz.” (DHA)