Sağlık Bakanı Fahrettin Koca başta olmak üzere TBMM’deki siyasi partilerin ve TV’lerin tamamına yakınının millete Covid 19 corona virüsünü bahane ederek maske, HES kodu ve aşı baskısı yapması milleti çileden çıkardı.

Çok sayıda AK Partili üye corona dayatması sebebiyle partisinde istifa etti. Doktorlar bilimsel olmayan verilere, avukatlar hukuksuz dayatmalara, gazeteciler tutarsız yaklaşımlara isyan etti. Kamunun millete yaptığı baskı insanları canından bezdirdi.

AYHAN GONCA / SAMSUN-Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Aşı zorunlu tutulamaz, isteyen olur isteyen olmaz” demesinin ardından Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın okullarda aşı yaptırmayan öğretmenlere PCR testi dayatması öğretmenleri ve halkı çileden çıkardı.

Aşı olanlarda da Covid-19 olma ihtimali yüksek olmasına rağmen deneysel aşamayı geçmemiş ve kimsenin sorumluluk kabul etmediği aşıların vurulması için Fahrettin Koca’nın inatla çabalamasına anlam verilemedi.

Dedikodu kültürüyle oluşturulan baskılarla millete zorla aşı yaptırılırken HES kodu saçmalığı ve insanların korkutularak halâ sağlığa zararlı olduğu bilinen maskeleri takmasının da hastalıklara davetiye çıkardığı kaydedildi.

Covid-19’dan öldüğü ileri sürülenlerin tamamına yakınının kronik hastalıklarla yıllardır mücadele ettiği de bilinirken, bu hastaların hastanelerde kalp krizi geçirerek ölmesi de manidar bulundu. Dünya TV’lerinde 8-10 görüntüyle milletin bilinçaltına korku salan siyasi yönetimler, insanları strese sokarak psikolojilerini alt-üst etti. Birçok ülkede siyasetçilere dava açıldığı da bilinirken siyasilerin kendi oluşturdukları ekipler dışında gerçekleri haykıran bilim adamlarını görmezden gelmesi de iktidarlara tepkiyi arttırdı.

Yaşanan gelişmeler, iktidarların puan kaybetmesi adına muhalefetin işine geldiği için muhalefet partileri de Corona safsatası kaynaklı zulümlere gıkını çıkarmıyor.

“İki tarafı keskin kılıç” daha doğrusu “iki ucu pis değnek” olan corona konusunda küreselcilerin devletlere baskı yaptığı vurgulanan konular arasında…

“Dünyanın en az öldürücü virüsü” olarak açıklanan Corona virüsleri burundan PCR testleriyle belirlemekte ayrı bir safsata olarak dile getiriliyor. Zira bu testi bulan profesörün, “Bu testle Corona virüsler tespit edilemez” dediğini de dünyada bilmeyen kalmadı.

1-1.5 yılda kullanıma sunulan aşılar hakkında ise ne üretici firmalar ne sağlık bakanı ne cumhurbaşkanı ne de herhangi bir kurum, herhangi bir olumsuzluk karşısında sorumluluk alıyor. Yani sorumluluk alan yok. Firmalar aşı olanlara imzalattırılan kağıtta, “Yan etkileri bilinmiyor” derken, sağlık bakanının yan etkileri bilinmeyen aşıyı üstüne basa basa dayatması, akabinde her konuşmasının ve icraatının ardından İçişleri Bakanlığı’nı milletin üzerine salması Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da tepkilerin artmasına sebep oluyor.

Bu arada ABD Gıda ve İlaç İdaresi (FDA), Pfizer/BioNTech ve Moderna aşılarında görülen yan etkileri kabul etti. Bu aşılarla ilgili kalp iltihabı vakalarına da dikkat çekildi.

Aşı, maske ve teste karşı olanlar ise sosyal medyadan şu mesajları veriyor:

Dr. Sherri Tenpenny: Kanarak aşıyı yaptırmış olanlar. Bir daha asla geriye dönüş yok.

Gazeteci Sevda Türküsev : Bilim Kurulu Üyesi antikor testi yaptırıp aşı olmuyorsa, Vatandaşın neden antikoruna bakılmadan aşıya zorlanıyor. Bu haksızlık.

Av. Maide Özşahin: Aşı ve PCR dayatması ile karşı karşıya kalanlar, işinize gidin, işinizi hakkıyla yapın, İşe alınmadığınız taktirde kolluk çağırarak 2 şahitle durumu tutanak altına alın.

YRP Adana İl Başkanı Selahattin Baysal : Mevcut iktidar yan etkileri belli dahi olmayan aşının tüm sorumluluğunu üzerinden atarak insanımızı sürekli PCR testi yaptırmak zorunda bırakıyor. Milletimiz dolaylı olarak aşı olmaya zorlanıyor. Bu Anayasamıza da insan haklarına da aykırıdır.

mRNA Mucidi Dr. Robert Malone: Hükümetler aşıda riskler konusunda şeffaf değil. Aşının faydaları risklerden daha ağır basmıyor. Aşılar deneysel. İnsanlar aşı yaptırıp yaptırmamaya karar verme hakkına sahiptir.

Gazeteci Fuat Uğur: Yanlış anlamayın. Aşı oldum. Hem de 3 kez. Ama aşılı olanlar da bulaştırıcı olduğuna göre onlara PCR testi uygulamayıp aşı olmayanlara zorunlu kılmanın mantığını anlayamadım.

Prof Dr. Canan Karatay : Bulunduğu koltuk, mevki ve makamı sorumsuzca ve menfaati doğrultusunda kullandığı halde herşeyi hak, devlet ve millet için yaptığını söyleyip bizi ikna edince ilahi adaletin tecelli etmeyeceğini zanneden, güneşi ceketinin astarı içinde kaybetmiş, marka müslümanı.. Sinovac aşısı fos çıktı! Bilim kurulu halkın yüzüne nasıl bakacak? Herkes yalan söylüyor, doğru söyleyenler ispatlamak zorunda kalıyor.

Av. Zafer Ege: Aşı olma zorunluluğu yoktur. Anayasaya göre, “Aşı olmayana ekmek satmam, işten çıkarırım vb.” demek suçtur.

Av. Emre Kaptanoğlu: Mesele ne sağlık ne hukuk sorunundan ibarettir. Bunlar küresel çetenin planında sadece birer araç.

Op. Dr. Bilgehan Bilge: Aşı konusunda mobing yaşayanlar hukuki yardım alın.

Av. Merve Talo: Çocuğu ya da kendi öğrenciliği sebebiyle “Aşı ol” baskısı yapılan, okula alınmamakla tehdit edilen kişiler bana okulun adını, ilini ve dayatma şeklini bildirsin.

Av. Yasin Girgin: Aşı kaydı soran işyerleri suç işliyor.

Prof. Dr. Serhat Fındık: Gerçekler… Adam PCR testini bulmuş, diyor ki; “Benim testlerim kimseye hastalık tanısı koyamaz. Hedef çocuklarımız. Ben çocuğuma biyolojik sıvı yaptırmam, okula da göndermem. Salgın denen şey yok ki. Bu hastalığın öldürme oranı gripten bile az.

Gazeteci Abdurrahman Dilipak: Maske, trajikomik bir yalan… Covid süreci partilerin zihniyet olarak uluslararası sistemin kontrolünde olduğunu gösterdi. Dünya 5’ten büyük ama Türkiye DSÖ’nün karşısında bile eziliyor. Özyurdumuzda parya olmayacağız.

Ünlü Mikrobiyolog Prof. Sucharit Bhakdi : Maske ile ilgili çocuklarda çalışmayı meslektaşlarımız bitirdi. Maske arkasındaki karbondioksit yoğunluğu ölçüldü. Bu kesinlikle dehşet verici. Maskeler karbondioksit yoğunluğunu arttırıyor. Çocuklar ve insanlar maske ile kendilerini zehirliyor.

Araştırmacı Gazeteci Mehmet Ali Önel: Bilim Kurulu içerisinde masonik bağlantısı olanlar var.

Ve daha nice doktor, araştırmacı, gazeteci, avukat, Türkiye’de ve dünyada aşı çalışmaları başladıktan sonra ölüm sayılarının 10 kat arttığına dikkat çekti.

Yargının, İçişleri Bakanlığının genelgelere tavrıyla ilgili bir savcını videosu da aşağıda… Savcı genelgelerin ve uygulamaların kanunsuz olduğunu vurguluyor: