Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Çevre

Bu da bilim tarlası, çiftçinin yüzünü güldürecek

Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi, Tarım Bilimleri ve Teknoloji Fakültesi tarafından oluşturulan Tarımsal Ar-Ge Merkezinde birçok bitkinin ıslah çalışmaları yürütülüyor.

Sivas’ta 2018 yılında kurulan Bilim ve Teknoloji Üniversitesi geliştirdiği projeler ile adından söz ettiriyor. Üniversitenin Tarım Bilimleri ve Teknoloji Fakültesinde akademisyenler ve alanında uzman hocalar çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor. Laboratuvar ortamında yapılan çalışmaların yanı sıra üniversite bünyesinde oluşturulan tarımsal AR-GE merkezi uygulama tarlasında da birçok bitkinin ıslah çalışmaları yapılıyor.

250 dekarlık alanda ayçiçeğinden buğdaya şeker pancarına, börülce bitkisinden soya bitkisine birçok bitki üzerinde çalışmalar gerçekleştiriliyor. Bilim tarlasında ıslah edilen ve çalışmaları tamamlanan bitkiler çiftçilerin yüzünü güldürecek.

“Islah çalışmalarının çoğu projelendirilmiş durumda”

Tarım Bilimleri ve Teknoloji Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tolga Karaköy konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Tarım Fakültesi olarak 250 dekarlık bir tarımsal AR-GE merkezimiz var. Tarımsal AR-GE merkezimizde, ıslah çalışmaları, adaptasyon çalışmaları ve yeni tarım tekniklerinin uygulandığı yöntemleri çiftçimizin hizmetine çiftçimizin yararına sunmak adına çalışmalarımızı yürütüyoruz. Bu kapsamda özellikle tahıllardan arpa; buğday, yulafla ilgili ıslah çalışmalarımız var onların hasadını yaptık.

Endüstri bitkileri ile ilgili çalışmalarımız var. Şeker pancarı soya ve benzeri bitkiler üzerinde çalışıyoruz. Baklagillerden özellikle fasulye; nohut, börülce gibi bitkiler üzerinde ıslah çalışmalarımız var. Bu ıslah çalışmalarımızın birçoğu çeşitli kurumlar tarafından projelendirilmiş durumda’’ dedi.

“Kışlık sebze üretiminde dışa bağımlıyız’’

Prof. Dr. Karaköy, kışlık sebze üretiminde yüzde 60-70 oranında dışa bağımlı olunduğunu belirterek, “Avrupa birliği projelerimiz var. Yem bitkileri üzerinde çalışmalar yapıyoruz. Özellikle sorgum sudan otu melezleri üzerine çalışmalarımız var. Erkenci olan sorgum sudan otu ve erkenci olan sıcak iklim tahıllarından mısır üzerinde çalışmalarımız var. Bunlarla ilgili melezleme ve markıra dayalı seleksiyon ıslah çalışmalarını sürdürmekteyiz. Bu kapsamda özellikle ilimiz açısından erkenci olan soya çeşitlerinin adaptasyonunu değerlendiriyoruz.

Bunun yanında mısır bitkisinde şeker mısırı ve erkenci silajlık mısırların yöremize uygunluk gösterebilecek olanları üzerine ıslah çalışmalarına devam ediyoruz. Bu arada özelikle kışlık sebzeler üretiminde yaklaşık yüzde 60-70 oranında yurt dışına bağımlıyız. Yurt dışına bağımlı olduğumuz için bunlarla ilgili özel sektörle birlikte yürüttüğümüz ıslah çalışmalarımız mevcut. Bu yıl AR-GE merkezinde çalışmalarımızın ilk yılını tamamlamak üzereyiz. Buradaki hedefimiz yöremizde kısıtlı olan yetiştirme süresine uygun olabilecek erkenci ve çiftçimiz için alternatif olabilecek ancak verimli kaliteli ürünlerin çiftçimizin hizmetine sunulabilmesi için yoğun bir şekilde akademik personelimiz ile birlikte çalışmaktayız. Hedefimiz çiftçiye daha çok ekonomik getirisi olacak alternatif ürünler sunabilmektir” şeklinde konuştu.

“Kendi milli çeşitlerimizi kullanacağız’’

Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Tarım Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesinde Araştırma Görevlisi olan İlker Yüce ise, “Burada moleküler genetik çalışmaların yanı sıra doku kültürüyle çeşitli farklı besi ortamlarında bitkilerin geliştirilmesi üzerine çalışmalar yapıyoruz. Burada kullandığımız bitkiler buğday; arpa, yulaf bunun yanında fasulye, nohut, mercimek, mısır, şeker pancarı ve çeşitli süs bitkileri üzerinde çalışıyoruz. Şu an mevcut çeşitlerin iklimsel değişiklikler göz önünde bulundurulduğunda verim ve kalite açısından yetersiz kalmasından dolayı burada hem çiftçilerimizin yüzünü güldürecek hem de ulusal açıdan daha çok gelir getirecek çeşitler geliştirmeyi amaçlıyoruz. Ülkemiz açısından düşünecek olursak dışardan tohum ithaline karşı kendi milli çeşitlerimizi kullanacağız’’ dedi.

Onur Erden – Demet Karakuş

Çevre

Bursa Valiliği’nden toz taşınım uyarısı

Bursa Valiliği tarafından vatandaşlara toz taşınımı uyarısı yapıldı.

BURSA-
Bu gece 23:59’a kadar sürmesi beklenen meteorolojik olayla ilgili şu ifadelere yer verildi: “Yapılan son değerlendirmelere göre; Çarşamba günü bölge genelinde (Eskişehir, Bursa, Kütahya, Bilecik) toz taşınımı beklenmektedir. Toz taşınımı nedeni ile görüş mesafesinde düşme, hava kalitesinde azalma ve ulaşımda aksamalar gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunmalıdır.”

Okumaya devam et

Çevre

Tokat’ta 191 konut zarar gördü, 2 bin yıllık köprüde çatlak bile yok

Tokat’ın Sulusaray ilçesinde meydana gelen depremde üç ilçede toplam 191 konutta hasar oluşurken, 2 bin yıllık tarihi köprüde çatlak dahi oluşmadı.

Yasin Kıras – Yunus Çiftci
TOKAT-
Tokat, aynı gün içinde üst üste gelen depremlerle sarsıldı. Önceki gün meydana gelen 4.7, 4.1 ve 5.6 büyüklüğündeki depremlerin ardından Sulusaray, Yeşilyurt ve Artova ilçelerinde ve 30 köyde 191 konutta hasar tespit edildi. Deprem sonucunda ahır duvarları yıkıldı, cami minareleri hasar gördü ve birçok evde çatlaklar oluştu. Ancak ilçe merkezinde bulunan ve halen çevre köylere ulaşımı sağlayan Roma döneminden kalma tarihi Sulusaray Köprüsü depremde zarar görmedi. 2 bin yıllık tarihi yapı, köylere olan karayolu ulaşımını güvence altına almaya devam ediyor.
Öte yandan, depremin etkileri gün ağarırken dronla havadan görüntülendi.

Okumaya devam et

Çevre

Deprem uzmanından uyarı: Tokat’ın üzerinde bulunduğu fay hattında beklenen büyük şiddetli deprem hala olmadı

Gazi Üniversitesi DEMAR (Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi) Müdürü Prof. Dr. Abdussamet Arslan, Tokat’ın da üzerinde bulunduğu Kuzey Anadolu Fay Hattı’nda beklenen büyük şiddetli depremin hala olmadığını kaydetti.

Muhammed Musab Gümüşer – Tolga Başer
ANKARA-
Prof. Dr. Abdussamet Arslan, Tokat’ta meydana gelen ve Samsun, Yozgat, Çankırı ve Çorum gibi çevre illerde de hissedilen 5.6 büyüklüğündeki depreme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Arslan, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, Bingöl çevresinde birleşen Doğu Anadolu Fay Hattı ve Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın birbirleri üzerinde sürekli hareket halinde olduğunu kaydederek, “Son 1 ayda özellikle Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın her iki ucunda hareketlenmeler mevcut. 4’ün üzerinde çok fazla sayıda deprem oldu. Hem Doğu bölgesinde özellikle Adıyaman’ın biraz daha ilerisinde depremler oldu hem de hattın batı ucunda yani Yunanistan’da 4’ün üzerinde depremler oldu. Dolayısıyla bu fay hattının üzerinde bir hareketlenmenin olduğu çok net bir şekilde ortaya çıkıyor” ifadelerini kullandı.

Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası Doğu Anadolu Fay Hattı’nın, Kuzey Anadolu Fay Hattı’na doğru 9 metre kaydığını kaydeden Arslan, yukarıya doğru meydana gelen hareket sonucu Kuzey Anadolu Fay Hattı’nda kırılmalar meydana geldiğini ve Tokat’ın da bu hat üzerinde olduğunu kaydetti.

Arslan, iki hattın birleştiği noktalarda bulunan Bingöl, Erzincan, Bitlis ve Muş çevresinde stres birikimi yaşandığını kaydetti. Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde ortaya çıkan jeolojik verilere değinen Arslan, 10 yıl içerisinde bu hat üzerinde 7.0 ila 7.5 büyüklüğünde bir deprem olma ihtimalinin yüzde 90 olduğuna dikkati çekti.

“Deprem olan bir bölgede bir kırılmanın tekrar yaşanma ihtimalinin neredeyse sıfır”

Deprem olan bir bölgede bir kırılmanın tekrar yaşanma ihtimalinin neredeyse sıfır olduğunu belirten Arslan, sözlerine şöyle devam etti:
“Ne zamana kadar? Periyodu doluncaya kadar. Kahramanmaraş depreminin periyodu 450 ila 500 yıl civarındadır. Dolayısıyla da Pazarcık bölgesinde fayın tekrar kırılması için 450 yıla daha ihtiyacımız var ancak buradaki kırık meydana geldiğinde hem Elazığ ve Bingöl’e doğru olan bir bölgede hem de Hatay’ın daha güneyinde olan bölgelerde gerilme birikmesi meydana geldi. 9 metreye ileriye doğru giden hareket, Malatya civarında durdu. Sonra bu hareket bir türlü devam edecek, kırılmayı tamamlayacak.”

“Önümüzdeki 10 yılda Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde 7.0 ila 7.5 civarında deprem beklemek yanlış olmaz”

Bingöl civarında büyük şiddetli depremin hala olmadığını ifade eden Arslan, “İki fay hattının buluştuğu kavşak nokta olan Bingöl’de henüz beklediğimiz deprem olmadı. Bu depremi de hakikaten bekliyoruz. Kuzey Anadolu Fay Hattı boyunca 7.0 ila 7.5 büyüklüğündeki depremi beklememek çok hata değil ama zamanlamasını söyleyebilmek çok zor. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde kesinlikle 7.0 ila 7.5 civarında deprem beklemek yanlış olmaz” değerlendirmesinde bulundu.

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.