Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Genel

Cumhurbaşkanı Erdoğan Ahlat’ta konuştu: “Bu şehir doğu ve batı medeniyetleri arasında köprü olmuştur”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Malazgirt Zaferi’nin 950’nci yılı etkinlikleri kapsamında Bitlis’in Ahlat ilçesine geldi. Selçuklu Meydan Mezarlığı’nı ziyaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra Çarho mevkisine giderek buradaki etkinliklere katıldı.

Muş’tan helikopterle Bitlis’in Ahlat ilçesine gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ilçe merkezine yaklaşık 10 kilometre uzaklıkta bulunan etkinlik alanına geçmeden önce eşi Emine Erdoğan, MHP Lideri Devlet Bahçeli, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş ve Okçular Vakfı Genel Başkanı Haydar Ali Yıldız ile birlikte bölgenin en büyük Türk ve İslam mezarlığı olan Ahlat Selçuklu Meydan Mezarlığı’nı ziyaret etti.


Mezarlık ziyaretinin ardından Türkiye’nin en büyük ikinci Millet Bahçesi olan Çarho alanına geçen Erdoğan burada halka hitap etti. “Bu şehir doğu ve batı medeniyetleri arasında köprü olmuştur” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Malazgirt Zaferi’nin 950’nci seneyi devriyesinin hayırlı olmasını diliyorum. Demiri demirle dövenlerin Anadolu’yu aşkla milletimize yurt yapan, Anadolu’nun kapılarını açan büyük zaferin 950’nci yılında bu toprakların vatanımız olarak kalmasında emeği geçen şehitlerimizi, kahramanlarımızı rahmet, şükran ve minnetle anıyorum. Anadolu’nun Fatihi kutlu komutan Alparslan’dan bugüne kadar eser vermiş tüm büyüklerimizi tazimle anıyorum. Ahlat’ın hikayesi kendine özgüdür. Bu şehir doğu ve batı medeniyetleri arasında köprü olmuştur. Orta Asya’dan Batı’ya Müslüman göçerlerin toplanma ve dağılma merkezi olmuştur. Bu şehir, alimleri, seyyahları, dervişleri, zanaatkarları misafir eden bu kadim şehir ataşehir olarak anarlar. Kale, kümbet, hamam, zaviye, mezarlık gibi eserleri ile günümüzde de tarihe şahitlik ediyor. Ahlat, taşların konuştuğu şehirdir. Tarihi İslam mezarlıklarının en büyüğü olan Büyük Selçuklu Meydan Mezarlığı bin yıllık varlığımızın hafıza kayıtlarıdır. Anadolu’nun Orhun abideleridir.

Milletimize ait tapu senedi hükmündedir. Bu toprakları ecdadımıza çok görüp başka medeniyetlere yamama faaliyetlerine şahit olmuyor değiliz. Buranın neresi olduğunu ne anlama geldiğini gayet iyi biliyoruz. Malazgirt Zaferi’nin de, bu şehrin önemi bellidir. Bu şehir, düşmanın öncü kuvvetlerinin Selçuklu güçleri tarafından yok edilmesi ile Malazgirt zaferinin kazanılmasında önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Bu topraklarda hoşgörü ve sevgi iklimini tesis etmiştir. Ecdad bu topraklarda harap bitap bir şehir görmüştür. Ahlat önemli bir ilim ve sanat merkezi olmuştur” diye konuştu.

“FETÖ ve PKK ile mücadelede gençlerimizi teknolojik kabiliyetlerle donatılabilmesinin önünde hiçbir engel kalmamıştır”

FETÖ ve PKK ile mücadeleye de değinen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Salgın döneminde daha da zenginleştiğini görmek bizlerim memnun ediyor. Bu yıl yurt dışından gelenleri görmek de ayrı bir duygu. Vakfı ile birlikte, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığının emekleri de büyük. Geçtiğimiz yıl Ahlat Gençlik kampının açılışını yapmıştık. Bu yıl da millet bahçesinin açılışını yapıyoruz. Resmi otogar açılışı ülkemize hayırlı olsun. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılan maziden atiye köprü eseri olan bu eserin kazandırılmasında emeği geçenleri tebrik ediyorum. Gören göz, işiten kulak, hakikatleri konuşacak dil ve gerçeklere iştirak edecek yürek lazım.

Aynı mücadeleleri sürdürdüğümüz için ülkemizi ileriye götürdük. Büyük Türkiye’nin ilerleyişine ne terör olayları ne ekonomik yaptırımlar engel olamayacaktır. Küresel ve ekonomik düzenin yapılanma sürecinde bu gücü çok daha iyi görüyoruz. Kendi sınırları içinde aciz olan bir ülkeden kendi bölgesinde güçlü olan bir ülkeye dönüştük. Adalet, refah, ahlakın sembolü olan ülkeye az kaldı. Ülkemize yönelik saldırıların biçim değiştirmesinin arkasındaki sebep işte budur. Kimi zaman sağcı solcu, Alevi Sünni, Kürt, Türk diyerek birbirine düşürmek istedikleri gençler bu kez oyuna gelmemiştir. Cumhur İttifakı olarak bizleri karşısında görecektir. FETÖ ve PKK ile mücadelede gençlerimizi teknolojik kabiliyetlerle donatılabilmesinin önünde hiçbir engel kalmamıştır. İlhamını kendi medeniyetinden alan iyi doğru güzel ve hakka hakikate uygun ne varsa daha çok çalışacağız. Milletinin felaketinden medet uman eserleri tüm imkanları harekete geçiriyoruz. Doğu Karadeniz’de, Bartın, Sinop, Kastamonu’da yapılanları gördünüz. Anında adımlarımız attık. Kaybedecek tek bir gün saat ve anımızın olmadığı bilinci ile mücadele bayrağını taşıyarak yolumuza devam edeceğiz. Anadolu’nun kapılarının İslam’a açıldığı Malazgirt Zaferi’nin 950’nci yılını kutluyorum. Bizlerle birlikte olan herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından han otağına geçti. Geceyi Ahlat’ta geçirecek olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ahlat Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde akşam yemeğinde yabancı ülkelerin büyükelçileri ile bir araya gelerek bölge illerinin valilileri ile bir istişare toplantısı gerçekleştirecek.

Vahit Olcay – Özkan Olcay

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Genel

Yargıtay yeni başkanı Ömer Kerkez oldu

Yargıtay yeni başkanı 37’nci tur oylamada, 3’üncü Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Kerkez oldu.



Okumaya devam et

Çevre

DAUM Müdürü Doç. Dr. Sümer, İzmir Fayı’na dikkat çekti

İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Deprem Araştırma ve Uygulama Merkez (DAUM) Müdürü Doç. Dr. Ökmen Sümer, İzmir’de 6’nın üzerinde deprem üretebilecek 25’e yakın fayın olduğunu belirtti. İzmir’in son büyük depremini 1688 yılında yaşadığını ifade eden Doç. Dr. Sümer, “Depremin hangi fayda olduğunu bilmiyoruz. Eğer İzmir Fayı’nın Balçova segmentinde ya da Pınarbaşı segmentiyle beraber meydana geldiyse, o zaman İzmir Fayı özelinde rahatız demektir. Eğer 1688 depremi, Uzunada Fayı’nda olduysa, İzmir Fayı’nın zamanı gelmiş demektir. Çünkü bu fayda tespit edilen son deprem, 1510 yıl önce, 178 yılında. Dolayısıyla İzmir Fayı’na dikkat edilmesi gerekiyor” dedi.

KADİR ÖZEN
İZMİR-Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkez (DAUM) Müdürü Doç. Dr. Ökmen Sümer, İzmir‘i etkileme olasılığı bulunan karada ve denizdeki fayların etkisiyle ilgili bilgi verdi. Son 20 yıllık sürece değinen Doç. Dr. Ökmen Sümer, “Sadece İzmir özelinde değil, Ege yani Türkiye’nin batı kıyılarında 2002 ve 2004’te başlayan bir süreç var. Gökova Körfezi’nde bir deprem fırtınasıyla başlayarak, 2017’de Bodrum’da sürüp 2020’de bildiğiniz gibi İzmir depremi ve 2022’de Buca depremleriyle kuzeye taşınan bir hareketlilik söz konusu. Bu da özellikle kuzeyde deprem beklediğimiz faylar üzerindeki stresin de artmasına neden oluyor. Bu durumdan her fay, eşit miktarda etkilenecek anlamına gelmiyor” diye konuştu.

‘İZMİR’DE 6’NIN ÜZERİNDE DEPREM ÜRETEBİLECEK 25’E YAKIN FAY VAR’

Dokuz Eylül Üniversitesi olarak, hangi fayların nasıl etkilendiğini yaptıkları çalışmalarla az çok ortaya çıkardıklarını vurgulayan Doç. Dr. Sümer, “Şimdi hangi faylar tehlikeli? Öncellikle ilk önce tehlikesiz olanlardan bahsedelim. İzmir’de 6’nın üzerinde deprem üretebilecek 25’e yakın fay var. Gülbahçe Fayı, Yağcılar Fayı, Tuzla Fayı’nın güney segmenti gibi faylar deprem üretmişler, tarihsel dönemlerde. Yani 1389, 1040 gibi, MS 47 gibi. En son 1992’de Doğan Bey’de yaşadığımız deprem gibi. 2005’te özellikle Gülbahçe’nin güneyinde yaşadığımız 5.9’luk depremler gibi. Bu faylarda deprem tekrarlama periyoduna baktığımızda rahat faylar olarak değerlendirebiliriz. Çünkü Ege’nin tamamına baktığımızda, buradaki fayların 1500 ila 2 bin yılda bir, 7’ye yakın bir deprem ürettiğini gösteriyor. Gülbahçe Fayı, Yağcılar Fayı, Tuzla Fayının güney segmentinde deprem olmuş, o nedenle orada çok büyük deprem riski beklemiyoruz” ifadelerini kullandı.

‘ÖNCE HAVZADA ÇALIŞMA YAPMAK GEREKİYOR’

Nelere dikkat edilmesi gerektiğini de anlatan Doç. Dr. Ökmen Sümer, “İki şey çok önemli. Deprem ne zaman ve ne büyüklüğünde olacak? Bu sorular önemli. Ama öncelikle deprem olsun olmasın ilk yapmamız gereken şey, deprem bilincini geliştirmek. Bunu ilköğretim seviyesinden itibaren yapmak. Yani sosyal sorumluluk projeleriyle halkımızı deprem konusunda eğitmemiz gerekiyor. Depremde nasıl davranacaklarını bilmeliler ki bu ikincisi ve en önemlisi. Özellikle yerel yönetimlere çok büyük bir sorumluluk düşüyor. Mikro bölgeleme çalışmaları önemli. Büyük alanlarda yapılacak yer bilimsel çalışmalar olmadan mikro bölgelemeye gitmek bizi geriletebilir. Yapılması gereken, önce büyük alanlardaki yer bilimsel verileri toparlamak. Havzaya bakacağız. Bilimsel verilerini çıkartacağız. Sonra bizim yönelebileceğimiz yerlerde mikro bölgeleme çalışmaları yapacağız. Yeni yer bilimsel verilerini oluşturmalıyız. Dolayısıyla Konak gibi özellikle Kaşıyaka ve Mavişehir gibi alanlarda bizim Bornova Havzası’nda yaptığımız gibi büyük alanlardaki yer bilimsel verilerin mutlaka elde edilmesi gerekiyor” diye konuştu.


Okumaya devam et

Genel

Emekliliği iptal edilip, 9 aylık maaşı geri istendi

Antalya’da yaşayan aşçı Taner Baysal’ın (46), EYT düzenlemesiyle emekli olduktan 9 ay sonra emekliliği iptal edildi. 27 yıl öncesinden borcu olduğu söylenen Baysal, ödeme yapıp tekrar başvurarak emekli oldu. Baysal’dan 9 ay boyunca ödenen toplam 101 bin liranın da tahsil edileceği bildirildi.

Semih ERSÖZLER
ANTALYA-Kepez ilçesinde yaşayan 2 çocuk babası Taner Baysal, bir otelde aşçılık yaparken, çıkan EYT düzenlemesi nedeniyle emekli olmak için geçen yıl mart ayında başvuruda bulundu. Başvurusu kabul edilen Baysal, haziran ayından itibaren 7 bin 500 lira olan emekli maaşını almaya başladı. 9 ay boyunca emekli maaşı alan Baysal, mart ayında maaşı yatmayınca SGK’ya başvurdu. Maaşının neden kesildiğini anlamaya çalışan Baysal’a, 1997 yılında tarım sigortası girişi olduğu ve 2 bin 500 lira borcu olduğu için maaşının kesildiği, bu nedenle yeniden emekliliğe başvurması gerektiği belirtildi. Baysal, borcu ödeyip nisan ayında tekrar başvuru yaparak emekli oldu. Baysal’a, 9 ay boyunca ödenen toplam 101 bin liranın da her ay 2 bin 500 lira şeklinde emekli maaşından kesilerek tahsil edileceği söylendi.

‘EMEKLİ OLUP OLMADIĞIMI BİLMİYORUM’

Taner Baysal, kendi sorumluluğu dışında yaşanan olaylardan dolayı bir anda borçlu çıktığını belirterek, “2023 mart ayında EYT düzenlemesiyle başvuru yapıp emekli oldum. 9 ay emekli maaşı aldım. Birkaç ay önce emekli maaşım bir anda kesildi. SGK’ya başvurup sorduğumda borcum olduğu söylendi. O borcu ödedim ancak o an emekli olup olmadığımı bilmiyordum, kafam çok karıştı. Bu durumu maaşım yatmayınca fark ettim. Bunun üzerine gidip görüşünce emekliliğimin iptal edildiğini öğrendim” dedi.

Mecburen çalışmaya devam ettiğini söyleyen Baysal, “1997 yılında tarım sigortasına kayıt yaptırmışım ancak ödeme yapılmamış. Ancak 1 gün dahi sigortası gözükmüyor. Ben SSK’dan emekli oldum. Yine de onu ödedim ve ödediğimi bildirdim. Ancak yeniden emeklilik başvurusu yapmam gerektiği söylendi. Yaptım ve nisan ayından itibaren tekrar emekli olduğumu söylediler. Ancak bu kez 9 aydır aldığım maaşı, faiziyle 101 bin lira olarak geri istediler. Öncesinde 6 bin 150 günüm vardı, o zaman da emekliliği hak ediyordum” diye konuştu.

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.