Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Genel

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Bu milleti millet yapan zaferleri yarıştırmak kimsenin haddi değil”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Malazgirt nasıl bizimse İstanbul’un fethi de bizimdir. Çanakkale nasıl bizimse 30 Ağustos’ta bizimdir. Kıbrıs Barış Harekatı nasıl bizimse 15 Temmuz da bizimdir. Suriye harekatları nasıl bizimse Libya ve Karabağ zaferleri de bizimdir. Tarihi şahsiyetlerimiz arasında ayrım yapmadığımız gibi zaferlerimiz arasında da ayrım yapmadık, yapmıyoruz. Bu milleti millet yapan zaferleri yarıştırmak kimsenin haddi değildir. Bilhassa da bu ülkenin ekmeğini yiyen, suyunu içen, havasını soluyan hiç kimsenin tarihimize çamur atma hakkı yoktur” dedi.

Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanlığı Subay ve Astsubay Öğrencileri Mezuniyet Töreni’ne katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, önemli açıklamalarda bulundu.

Akademideki eğitimlerini başarıyla tamamlayan 45’i kadın 462 subay ile 263’ü kadın 2 bin 751 astsubayı tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Zorlu seçim ve eğitim süreçlerini başarı ile neticelendirerek ailelerini ve bizleri gururlandıran kadın subay ve astsubaylarımızı özellikle tebrik ediyorum. Subay ve astsubaylarımızın her birine ülkemiz ve milletimiz adına üstlenecekleri tüm sorumluluklarda Rabbimden muvaffakiyetler diliyorum” diye konuştu.
Subay ve astsubayların ailelerine seslenen Erdoğan, “Siz ne güzel anneler babalarsınız ve sizler şurada bulunan evlatlarınızla ne kadar iftihar etseniz, ne kadar gururlansanız azdır. Bunun en güzel örneğini Doğu Karadeniz’de yaşadık, Batı Karadeniz’de yaşadık. Muğla, Antalya, buralarda yaşadık. İçişleri Bakanım da söyledi, helikopterle evlerin çatısındaki vatandaşlarımızı Sahil Güvenliğin helikopterleri ile Jandarma’nın, Kara Kuvvetleri’nin helikopterleri ile anneleri, babaları, çocukları sepetin içinden yavruları çıkartıp güvenli bölgeye götüren kardeşlerimizle iftihar ediyorum. Dünyada bunların örneği yok.

Korku nedir bilmiyorlar, korkuyu korkutuyorlar. Her türlü fedakarlığı yaparak hamdolsun Bartın’da, Sinop’ta, Kastamonu’da bu fedakarlıklarla netice aldık. Aynı şekilde Antalya’da, Muğla’da yangınların içinden ve bölgelerden vatandaşlarımızı kurtardılar. Doğu Karadeniz’de de bütün fedakarlıklarını ortaya koyarak Arhavi’den Rize merkeze kadar büyük başarılara imza attılar. Ne kadar iftihar etsek az. Sizler de ne kadar evlatlarınızla iftihar etseniz az” şeklinde konuştu.
Erdoğan, “Şimdi de kadrosuna yeni katılan 3 bin 200 yeni personelle Jandarma ve Sahil Güvenlik Teşkilatımız asayişten teröre, düzensiz göçle mücadeleden milletimizin huzur ve emniyetinin teminine kadar her alanda daha da güçlenmiştir. Bugün sizlerin mezuniyet törenine, sevince ortak olmanın yanında akademimize yapılan yeni hizmet binalarının da açılışını gerçekleştirdik. Sizlerin verdiklerinizle biz de bu yatırımları gerçekleştiriyoruz” ifadelerini kullandı.


Merkezde alınacak teorik ve pratik eğitim sayesinde kolluk kuvvetlerinin toplumsal olaylara müdahalede etkinliklerini ve yetkinliklerini artıracağını söyleyen Erdoğan, “Özellikle batılı ülkelerde çok sık şahit olduğumuz orantısız güç kullanımının da önüne geçilecektir” dedi.

“Bu milleti millet yapan zaferleri yarıştırmak kimsenin haddi değildir”

Ağustos ayının Türk tarihine zaferler ayı olarak geçtiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “950 sene önce Sultan Alparslan’a güç ve cesaret veren inanç halen dimdik ayaktadır. Malazgirt ruhu dün olduğu gibi bugün de gençlerimiz başta olmak üzere milletimizin yolunu aydınlatmaktadır. Nice yokluk ve imkansızlıklara rağmen 30Ağustos 1922 Dumlupınar’da kazanılan zafer de Malazgirt ruhunun o dönemde sürdüğünün işaretiydi. 15 Temmuz gecesi yazılan destan ise Malazgirt ruhunun bu topraklarda kök saldığının en son ve en güçlü ispatı olarak değerlendiriyoruz. Milletimiz 15 Temmuz gecesi ölüm kusan silahlara karşı verdiği mücadele ile hem kanlı ve kalleş darbe teşebbüsünü hem ülkemizin bağımsızlığını hedef alan işgal girişimini püskürtmüştür. Bu bakımdan milletimizin motivasyonu ve sonuçları itibariyle 15 Temmuz’u 30 Ağustos’tan, Çanakkale’yi Malazgirt Zaferi’nden ayrı görmüyoruz.

Milletimizin binlerce yıllık mazisi içinde kazandığı zaferlerin her birine diğerinin devamı olarak bakıyoruz. Malazgirt nasıl bizimse İstanbul’un fethi de bizimdir. Çanakkale nasıl bizimse 30 Ağustos’ta bizimdir. Kıbrıs Barış Harekatı nasıl bizimse 15 Temmuz da bizimdir. Suriye harekatları nasıl bizimse Libya ve Karabağ zaferleri de bizimdir. Sınırlarımız içinde ve dışında teröristlere nefes aldırmayan kahramanların elde ettiği başarılar da bizimdir. Tarihi şahsiyetlerimiz arasında ayrım yapmadığımız gibi zaferlerimiz arasında da ayrım yapmadık, yapmıyoruz. Cumhurbaşkanlığı forsumuzda temsil edilen devletlerin her birini şanlı tarihimizin altın halkaları olarak görüyoruz. Tarih, millet ve vatan şuuru olmayan kimi çevrelerin ortak zaferlerimiz üzerinden yapmaya çalıştığı provokasyonların gerisindeki sinsi niyetleri de gayet iyi biliyoruz. Bu milleti millet yapan zaferleri yarıştırmak kimsenin haddi değildir. Bilhassa da bu ülkenin ekmeğini yiyen, suyunu içen, havasını soluyan hiç kimsenin tarihimize çamur atma hakkı yoktur. Malazgirt zaferinden beri tam 950 yıldır cesaretleri ile kahramanlıkları ile mücadeleleri ile gerektiğinde kanları ve canlarıyla bu toprakları bizlere emanet eden şahsiyetlerin hepsinin başımızın üzerinde yeri vardır. Ülkemize vakit kaybettiren, dahası milletimizin vaktini ve enerjisini heba eden bu tür suni tartışmaların artık geride bırakılması gerekiyor. Zafer günlerimizi ayrışmanın değil, 84 milyon olarak birlik ve beraberliğimizi güçlendirmenin vasıtası haline getirmekte kararlıyız” diye konuştu.

“Artık daha da güçlenerek yola devam edeceğiz”

İkinci çeyrekte yüzde 21,6 büyüme sağlandığını söyleyen Erdoğan, “İşte bu nereden nereye geldiğimizin ifadesidir. Üretimde, yatırımda, sağlıkta, ihracatta, diplomaside, güvenlikte çok daha ileri gidiyoruz. Türkiye savunma sanayi başta olmak üzere, dün bize İHA vermeyenler, SİHA vermeyenler, Akıncı vermeyenler, artık İHA’mız var mı, SİHA’mız var mı, Akıncımız var mı? Var. Artık daha da güçlenerek yola devam edeceğiz. Bir dönem meyru terörle mücadele operasyonlarında bile başkalarının desteğine muhtaç bir ülkeyken artık savunma sanayinde yerlilik oranını yüzde 20’lerden yüzde 80’lere çıkarttık. Bu hafta ordumuzun envanterine kazandırdığımız taaruzi insansız hava aracı Akıncı ile insansız hava araçlarında dünyanın ilk üç ülkesinden biri olduk. Sadece kendi silahımızı, kendi gemimizi, füzemizi üretmekle kalmıyoruz, bunların önemli bir kısmını dost ve kardeş ülkelere ihraç ediyoruz. Daha önce 250 milyon doları bulmayan savunma ve havacılık ihracatımız 3 milyar dolar sınırını geride bıraktı” diye konuştu.


Terör örgütüne katılımların tarihin en düşük seviyesine getirildiğini belirten Erdoğan, Diyarbakır anneleri ile ilgili de konuştu. Erdoğan, “Ülke siyaseti ile ekonomi ile reformlarla ilgili kararlar alırken, nasıl birilerinden işaret beklemiyorsak, terör örgütleri ile yürüttüğümüz mücadelede de kimsenin icazetini aramıyoruz. Yurt içinde ve yurt dışında gerçekleştirdiğimiz operasyonlarla bölücü terör örgütünü kıpırdayamaz hale getirdik. Nerede saklanırsa saklansınlar, teröristleri inlerinde buluyor ve imha ediyoruz. Terör örgütüne katılımları tarihin en düşük seviyesine indirdik. İkna çalışmaları yoluyla örgütten kopan ve emniyet güçlerimize teslim olanların sayısı giderek artıyor. Evlatları dağa kaçırılan Diyarbakır annelerinin 2 yıldır sürdürdüğü mücadele bölücü örgütün ve siyasi uzantılarının maskesini düşürdü. Kimi siyasetçiler ve medya organları tarafından parlatılan örgütün kanlı ve kalleş yüzü böylece çok daha iyi ortaya çıktı. Sadece ciğerparelerine yeniden sarılmanın peşinde olmak isteyen annelerin asil direnişi sayesinde şimdiye kadar 32 kişi örgütten kaçarak devletimizin ve annelerinin müşfik kollarına sığındı. Önümüzdeki dönemde bu sayının artacağına inanıyorum. Buradan bir kez daha 3 Eylül 2019’dan beri kesintisiz evlat nöbeti tutan Diyarbakır annelerini hürmetle, saygıyla selamlıyorum” şeklinde konuştu.


Terör örgütlerine karşı sınırlar içinde, dışında tarihin en başarılı operasyonlarını gerçekleştirmekle kalmadıklarını, aynı zamanda Karabağ’da 30 yıldır süren işgalin sonlandırılmasından Libya’da darbecilere karşı yürütülen meşruiyet mücadelesine kadar birçok başarıya imza attıklarını kaydeden Erdoğan, “Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi ve KKTC’yi dışlamaya yönelik hamleleri kararlı duruşumuzla boşa çıkarttık. İnsanlık tarihinin en büyük sağlık krizlerinden biri olan korona virüs salgını sürecinde gerek sağlık hizmetlerimizin kalitesi, gerekse küresel ölçekte sergilediğimiz dayanışma ile milyarlarca insanın taktirini kazandık. Tarihi ile değerleri ile vakarı ile mazlum ve mağdurlara kucak açmasıyla büyük bir millet ve devlet olduğumuzu tüm dünyaya bir kez daha gösterdik” ifadelerini kullandı.

“Türk ekonomisi ikinci çeyrekte reel olarak yüzde 21,7 büyüdü”

Salgının etkilerinin en ağır hissedildiği 2020 yılını yüzde 1,8’lik büyüme oranı ile kapatan Türk ekonomisinin büyüme trendini sürdürdüğünü belirten Erdoğan, “Bu yılın ilk çeyreğinde elde ettiğimiz yüzde 7,2’lik büyüme oranı ile geçen sene yakaladığımız ivmeyi devam ettirmiştir. Bugün açıklanan ikinci çeyrek büyüme rakamı ise Türk ekonomisinin dinamizmini, üretim gücünü ve dayanıklılığını bir kez daha ispat etmiştir.

Türk ekonomisi ikinci çeyrekte reel olarak yüzde 21,7 büyüyerek dünyada en hızlı büyüyen ikinci ekonomi oldu. Sadece baz etkisiyle açıklanamayacak bu büyüme verisi Türkiye’nin bir üretim ekonomisi olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Sanayi üretimi ikinci çeyrekte yüzde 41 artarak bu denli güçlü bir büyümenin gelişini önden haber vermiştir. Sanayi üretimimizin aylık olarak son 14 ayda 13 defa artmış olmasına dikkatlerinizi çekiyorum. İhracatımız ise ikinci çeyrekte yüzde 70 artarak 55 milyar dolarla tarihimizin en yüksek çeyreklik performansını elde etti. İhracatın ithalatı karşılama oranı ikinci çeyrekte yüzde 74,9’dan yüzde 84,5’a yükseldi. Son 12 aylık ihracatımız tarihimizde ilk kez 200 milyar doları aştı. İhracattaki bu başarımızın da etkisiyle cari açığımız düşüşünü sürdürerek 30 milyar doların altına geriledi. İstihdam salgın öncesi dönemi de geçerek son 35 ayın en yüksek seviyesine ulaştı ve 29 milyonu aştı. Firmalarımızın çoğu yurt dışından aldıkları siparişleri yetiştirememekten, çalışacak ara eleman bulamamaktan şikayet ediyor. Yatırım talebi her geçen gün artarken özellikle arazi tahsisi konusunda talepleri karşılamakta zorlanıyoruz.

Bu yılın ilk 7 ayında düzenlenen yatırım teşvik belgeleri yüzde 30’a yakın artarak 6 bin 800’ü geçti. Bu yatırımların tamamı gerçekleştiğinde ise 174 bin kişiye ilave iş imkanı sağlamasını öngörüyoruz. Ekonomimizdeki bu olumlu gidişat 2021 yılının tamamını güçlü bir büyüme oranıyla kapatacağımıza işaret ediyor. Bir dönem Türk ekonomisi hakkında karamsarlık pompalayan uluslararası kuruluşlar büyüme beklentilerini yukarı yönlü revize etmeye başladı. Vakit yatırım, üretim, ihracat ve istihdam için daha iştahlı davranma vaktidir. Her zaman bulamayacağımız ciddi bir fırsatla karşı karşıyayız. Bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirerek ülkemizi yatırımın, üretimin ve ihracatın merkezi haline getirmekte kararlıyız. Bunun için başkaları ne yaparsa yapsın biz sadece işimize bakıyor ve hedeflerimize odaklanıyoruz. Türkiye’yi önce 2023 hedefleri, ardından 2053 ve 2071 vizyonları ile buluşturmak için gece gündüz çalışıyoruz. Bu süreçte sizden beklentimiz, bağrından çıktığınız bu necip milletin değerleri ve hassasiyetleri ışığında görevinizi en iyi şekilde yapmanızdır. Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademimizde edindiğiniz bilgi, birikim, tecrübe ve kabiliyetler devletimize ve milletimize hizmet mücadelenizde inşallah sizlerin en büyük rehberi ve yardımcısı olacaktır” açıklamasında bulundu.


Erdoğan sözlerini Yahya Kemal’in, “Şu kopan fırtına Türk ordusudur ya Rabbi. Senin uğrunda ölen ordu budur ya Rabbi. Galip et, çünkü bu son ordusudur İslâm’ın” dizeleriyle tamamladı.

“Dün olduğu gibi bugün de tüm sorumluluk alanlarında görevlerinin gereğini eksiksiz yerine getiriyorlar”
Mezuniyet töreninde konuşma yapan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise, “Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlığı yaklaşık 2 asırdır sürdürdüğü yüksek sadakatleri ve vatanımıza olan adanmışlıklarıyla dün olduğu gibi bugün de tüm sorumluluk alanlarında görevlerinin gereğini eksiksiz yerine getiriyorlar. Şunu gururla ifade etmek isterim ki terörle mücadeleden huzur ve asayişin teminine, uyuşturucu ile mücadeleden kaçak göçü engellemeye kadar tüm görevlerinde yüzümüzü ak eden bu kurumlarımızın deprem afetlerinde, orman yangınlarında, sel afetlerinde ve son olarak yaklaşık 20 gündür Batı Karadeniz’deki sel afetinin yaralarının sarılmasında çalışmalarıyla ortaya koydukları gayretlerini, disiplin ve tecrübelerini yakından müşahede etmiş olmak, onlarla birlikte çalışmak, aynı emeği paylaşmak bizler için bir onur mücadelesi olmuştur” ifadelerini kullandı.

“Bu evlatlarımız ile ne kadar gurur duysanız azdır”

Jandarmaların sadece çatışma alanında değil, afet bölgelerinde de aktif rol oynadığına dikkat çeken Bakan Soylu, “Bu evlatlarımız ile ne kadar gurur duysanız azdır. Cudi’de, Gabar’da, Bestler Deresi’nde, aynı zamanda Tendürek’te teröristlere aman vermeyen bu evlatlarımız aynı zamanda dara düştüğünde selde, afette yangında yine talimatlarımızla vatandaşının yanındadır. Kimi canın kurtarılmasında, kimi ağacın kurtarılmasında, kimi börtü böceğin kurtarılmasında tam da bu milletin evladının yapması gerekenleri yaptılar. Onun için huzurlarınızda bir kez daha bu evlatlarımızla bir millet olarak gurur duyduğumuzu ifade etmek istiyorum. Allah ayaklarına taş değdirmesin inşallah” açıklamasında bulundu.

“2 bin 500 evladımız bugünden sonra dünya standartlarında kaliteli bir kurumda eğitim görecekler”

15 Temmuz sonrasında yapılan akademik yatırımlar ile Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi’nin dünyadaki emsalleri arasında öne çıkan adımlar attığını belirten Soylu, “2 bin 500 evladımız bugünden sonra dünya standartlarında kaliteli bir kurumda eğitim görecekler ve burada elde ettikleri özgüvenle Allah’a hamdolsun ki bu milletin huzuru ve güveni için, bu milletin birliği için teröristlere aman vermeyecekler.

Bir taraftan İHA’lar ve SİHA’lar ile bir taraftan insanlı ve insansız keşif uçakları ile bir taraftan da bir talimatımızla Skorskylerin, yangınlarda o yanığını söndürme gayretlerini gerçekleştirmişlerse inanıyorum ki hem karada hem de denizde bu mücadeleyi gerçekleştireceklerdir” dedi.

“Bu ülkede artık terör örgütlerinin cirit attığı, milletimizin canını acıttığı o günler çok uzakta kalmıştır”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vizyon ve misyonu ile Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın son yıllarda büyük başarılara imza attığına dikkat çeken Soylu, “Bu ülkede artık terör örgütlerinin cirit attığı, milletimizin canını acıttığı o günler çok uzakta kalmıştır. Her santimetrekaresinde ay yıldızlı bayrağımızın dalgalandığı, her santimetrekaresinde Allahuekber nidalarıyla Ezan-ı Muhammedimizin okunduğu ve sizin talimatlarınızla bütün dünyaya meydan okuduğumuz bu evlatlarımızla hem milletimizin hem de sizin emrinize amadeyiz. Hayırlı ve onurlu olur inşallah” dedi.


Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanlığı’nda gerçekleştirilen mezuniyet törenine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yanı sıra TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Jandarma Genel Komutanı Arif Çetin, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanı Tuğgeneral Murat Bulut’un yanı sıra mezun olan subay ve astsubay öğrencilerin aileleri katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıca, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanlığı kampüsünde yer alan Güvenlik Bilimleri Fakülte ve Yurt Binası, Personel Temin Merkez Binası ile Tatbikat Merkezi’nin açılışını gerçekleştirdi.
Dönem birincileri diplomalarını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden aldı. Mezuniyet töreni kapsamında Jandarma Merasim Bölük Komutanlığı’nın tüfekli hareketler gösterisi, Jandarma Genel Komutanlığı Mehteran Birliği’nin gösterisi, tören geçişi ve JÖAK ile Jandarma Havacılık Başkanlığı personelinin kuleden iniş gösterisi, şualı ay yıldız gösterisi ile JÖAK ile Jandarma Havacılık Başkanlığı personelinin üzüm salkımı geçişi gösterisi gerçekleştirildi.

Derya Yetim – Utku Şimşek – İbrahim Berat Yılmaz

Genel

Bakan Tunç: Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun

Adalet Bakanı Tunç, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutladı.

Burak Can Ekizoğlu
ANKARA-
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, sosyal medya hesabı X üzerinden yaptığı paylaşımda 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutladı. Tunç paylaşımında şu ifadelere yer verdi:
“Şanlı tarihimizin en önemli sembollerinden biri olan Türkiye Büyük Millet Meclisi, milli iradenin tecelligahıdır.

Geleceğimizin teminatı evlatlarımız istiklalimize daima sahip çıkacak, Gazi Meclisimiz ilelebet millet egemenliğinin ve demokrasinin merkezi olmaya devam edecektir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 104. yıl dönümü ve tüm çocuklarımızın Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun.”

Okumaya devam et

Çevre

Tokat’ta 191 konut zarar gördü, 2 bin yıllık köprüde çatlak bile yok

Tokat’ın Sulusaray ilçesinde meydana gelen depremde üç ilçede toplam 191 konutta hasar oluşurken, 2 bin yıllık tarihi köprüde çatlak dahi oluşmadı.

Yasin Kıras – Yunus Çiftci
TOKAT-
Tokat, aynı gün içinde üst üste gelen depremlerle sarsıldı. Önceki gün meydana gelen 4.7, 4.1 ve 5.6 büyüklüğündeki depremlerin ardından Sulusaray, Yeşilyurt ve Artova ilçelerinde ve 30 köyde 191 konutta hasar tespit edildi. Deprem sonucunda ahır duvarları yıkıldı, cami minareleri hasar gördü ve birçok evde çatlaklar oluştu. Ancak ilçe merkezinde bulunan ve halen çevre köylere ulaşımı sağlayan Roma döneminden kalma tarihi Sulusaray Köprüsü depremde zarar görmedi. 2 bin yıllık tarihi yapı, köylere olan karayolu ulaşımını güvence altına almaya devam ediyor.
Öte yandan, depremin etkileri gün ağarırken dronla havadan görüntülendi.

Okumaya devam et

Genel

Bahçesini çapalayan çiftçinin pulluğuna takılan küpten Bizans dönemi sikkeleri çıktı

Hatay’da bir çiftçi, bahçesini çapalarken traktörünün pulluğuna takılan küpten çıkan Bizans dönemine ait 22 altın sikkeyi yetkililere teslim etti.

Ramazan İlın – Veysel Korkmaz
HATAY-
Antakya ilçesi Saçaklı Mahallesi’nde traktörle zeytin bahçesini çapalamak isteyen çiftçi İsmet Kaya’nın pulluğuna içi altın sikke dolu küp takıldı. Pulluğun temasıyla parçalanan küpü kontrol eden Kaya, altınların çevreye yayıldığını fark etti. Kaya, durumu jandarma ekiplerine bildirdi ve bölgeye kolluk kuvvetleri ile müze müdürlüğü görevlileri intikal etti. Kontrollerde; altınların 22 adet olduğu ve Bizans dönemine ait sikkeler oldukları ortaya çıktı. Sikkeler, müze müdürlüğü ekipleri tarafından teslim alınarak koruma altına alındı.

“Bütün akrabalarımız bizleri aradı, bütün akşam telefonlarımız susmadı”

İçinden altın çıkan küp karşısında şaşırdığını ifade eden çiftçi İsmet Kaya, 22 adet altın sikkeyi ekiplere teslim etmenin memnuniyeti yaşadığını belirterek, “Zeytinlerimiz daha iyi olsun diye traktörümüzle bahçeyi sürüyordum. O esnada çapaya bir tane kırık testi denk geldi, inip baktığımda içinde altın vardı. İçinde altın sikke vardı, onları aldım ve devletimize teslim ettim. İçerisinden 22 tane Bizans dönemine altın sikke çıktı. Biz zeytin hasadının iyi olmasını beklerken topraktan altın sikke hasat ettik bu yıl. Memnunuz, devletimiz memnun. Bizler çok şaşırdık, mahallede yaşayanlar olarak. Bütün akrabalarımız bizleri aradı, bütün akşam telefonlarımız susmadı. Devlete teslim etmekle en iyisini yaptın diyenler de oldu, farklı şeyler söyleyenler de oldu. Niye teslim ettin, niye kuyumcuya satmadın, daha iyi para ederdi diyenler oldu. Biz tarihimizin ortaya çıkması için bunları devletimize teslim ettik. Antakya ilçesindeki Saçaklı Mahallemiz tarihi açıdan zengin” dedi.

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.