Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Genel

Bakan Soylu: “Düzenli ve düzensiz göçün yönetilmesi konusunda ciddi bir irade ortaya koyduk”

Türkiye’nin düzensiz göçe yönelik sağlam tedbirler aldığını belirten İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Bir taraftan düzensiz göçle mücadele ederken, bir taraftan da tüm politikalarımızla beraber içeriden düzenli ve düzensiz göçün yönetilmesi konusunda ciddi bir irade ortaya koyduk” dedi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ankara’da gerçekleştirilen Göç Kurulu Toplantı’nda Türkiye’nin düzensiz göçle mücadelede aldığı tedbirler hakkında açıklamalarda bulundu. Göç politikasında kararlı adımların atıldığını belirten Bakan Soylu, “Dünya, Suriye iç savaşını ve dünyadaki bütün düzensiz göç hareketlerini seyrederken, Türkiye Cumhuriyeti Devleti Cumhurbaşkanımızın önderliğinde göç politikası belli olan, uygulama metinleri belli olan, stratejik belgeleri belli olan, tüm kurumlarının ne yaptığı belli olan bir anlayışı başından itibaren ortaya koyma basiretini ve kararlılığını gerçekleştirmiştir” ifadelerini kullandı.

“Türkiye ilk günden itibaren ne yaptığını bilen bir politika ortaya koymuştur”

Göç politikasına yönelik koordineli ve stratejik bir anlayışı uyguladıklarını söyleyen Bakan Soylu, “Türkiye ilk günden itibaren ne yaptığını bilen, nasıl bir politika ortaya koyduğunu bilen bir anlayışı ortaya koymuştur. 2018 yılında Uluslararası Koruma Karar Merkezi kurulmuş, mobil ekipler oluşturulmuş, ertesi yıl da Düzensiz Göç Ortak Veri Tabanı kurulmuştur. Tüm kurularımız arasında Göç, Jandarma, Emniyet, Sahil Güvenlik ve bütün kurumlarımız arasında düzensiz göçü yakalamaya yönelik ve bunu yakaladıktan sonra tüm kurumlara yönelik bir veri tabanı kurulmuştur. 2019 yılında ayrıca Düzensiz Göç Strateji Belgesi ve Ulusal Eylem Planı’nın 2021-2025 dönemini kapsayan ikinci versiyonu yine ilgili kamu ve kuruluşları ile göç kurulumuzda istişare edilerek hazırlanmıştır” diye konuştu.

“Jandarma ve emniyet içerisinde bu konuda özel birimler oluşturmuş olduk”

Güvenlik güçleri içerisinde göçle ilgili özel birimlerin kurulduğunu aktaran Soylu, “Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde Göçmen Kaçakçılığı ve İnsan Ticaretiyle ilgili Mücadele Daire Başkanlığı kurulmuştur. Daha sonra bu birimi Hudut Kapıları Daire Başkanlığıyla birleştirdik. Göçmen Kaçakçılığıyla Mücadele ve Hudut Kapıları Daire Başkanlığı adı altında koordinasyonu daha yüksek bir birim haline getirdik. Aynı şekilde Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde de Göçmen Kaçakçılığı ve İnsan Ticaretiyle Mücadele Daire Başkanlığını kurduk. Böylece jandarma ve emniyet içerisinde bu konuda özel birimler oluşturmuş olduk” ifadelerini kullandı.

“Sınırlarımız çok güvenli bir hale geldi”

Sınır güvenliği konusuna da değinen Soylu, “Bir taraftan Suriye’nin 911 kilometresinin sınırımızın 837 kilometresi sınır duvarları, aydınlatma, elektrooptik sistemler ve aynı zamanda sensörler ve gece görüş kameralarıyla donatılmıştır. Hemen bu sona erdikten sonra Doğu ve Güneydoğu sınırlarımızdan gelebileceğini düşündüğümüz göç dalgalarına karşı Ardahan’daki Gürcistan ve Ermenistan sınırlarımızın güvenlik altına alınmasına yönelik çalışmalar başlatılmıştır. Duvarlarla beraber fiberoptik sistemler, aydınlatma, kameralar, gece görüş kameraları orada sınırımızı çok güvenli bir hale getirdi. Ağrı biter bitmez 63 kilometreyle birlikte Van’a başladık. Şimdi Hakkari sınırımız var. Orada 40 kilometrenin üzerinde en kritik yerlerde başladık ve Hakkari sınırında da bu yıl itibarıyla 20 kilometreyi tamamlıyoruz” dedi.

“Ciddi bir irade ortaya koyduk”

Kurallara uymayanlara karşı kanunların sorunsuz bir şekilde işlediğinin altını çizen Soylu, “Bir taraftan düzensiz göçle mücadele ederken, bir taraftan da tüm politikalarımızla beraber içeriden düzenli ve düzensiz göçün yönetilmesi konusunda ciddi bir irade ortaya koyduk. 2011’den itibaren Türkiye’de çok ciddi bir göç dalgası başladı. Ne iç güvenlik ne kamu düzeni ne de asayiş konusunda herhangi bir kritik olayla karşı karşıya kalmadık. Sınır ötesi operasyonlarımız, bu operasyon alanlarındaki yerel yönetimdeki adımlarımız yine bu stratejinin bir parçasıdır. Bu arada içeride de manüpülatif faaliyetleri dikkatle takip etmek, buna ait sosyal psikolojiyi takip etmek, göçmenlerin uyum süreçlerini takip edip hızlandırmak, gönüllü geri dönüşleri artırmak için ilave adımlar atmak yine önümüzdeki sürecin kodları arasında yer alacaktır. Kurallarımıza uymayan kim varsa yasalarımız onlar için de tıkır tıkır işlemektedir” değerlendirmesinde bulundu.

“Göç meselesini üç ana başlıkta takip ediyoruz”

Göç meselesini ayrı ayrı başlıklar halinde ele aldıklarını söyleyen Soylu, “Hala hazırda göç meselesini esas itibarıyla üç ana başlıkta takip ediyoruz. Birincisi uluslararası koruma ve geçici koruma ile kalanlar, ikincisi ikamet izniyle kalanlar, üçüncüsü de düzensiz göç başlığıdır. Üçüncü düşük yerleştirme kotaları yüzünden uluslararası koruma başvurularında 15 bin 975 kişi, geçici koruma başvurularında Suriyelilere geçici koruma statüsü verilmesinden itibaren toplan 48 bin kişi üçüncü ülkeye yerleştirilmiş durumdadır. Bu konuda üçüncü ülkelerle ilgili yapılan değerlendirmeler yok hükmündedir. Yani 48 bin kişi yok hükmündedir. Batının ve üçüncü ülkelerin bu konuda herhangi bir iyi niyet adımında yoksun olduklarını hepimiz görürüz” ifadelerini kullandı.

“Ülkemizde 3 milyon 710 bin 532 kişi geçici koruma statüsünde bulunmaktadır”

Türkiye’de 3 milyonu aşkın kişinin geçici koruma statüsü altında bulunduğu belirten Soylu, “Hala ülkemizde 3 milyon 710 bin 532 kişi geçici koruma statüsünde bulunmaktadır. Ülkemizde ikamet izni ile kalanların sayısı da 1 milyon 207 bin 749’dur ve bunlar kayıtlıdır. Özellikle bu kayıtlarla birlikte aynı zamanda düzensiz göç konusunda da şunu ifade etmem gerekir ki gönüllü olarak geri dönen Suriyelilerin sayısı da bu 2019 yılında başlattığımız bu süreçle birlikte 462 bin 26 kişidir” şeklinde konuştu.

Ali Nargüner – Sadettin Aliusta

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Asayiş

TBMM’de eski Devlet Bakanı Kocabatmaz için cenaze töreni

Ankara’da vefat eden eski Devlet Bakanı Mehmet Kocabatmaz (78), TBMM‘de düzenlenen törenle son yolculuğuna uğurlandı. Torunu Mehmet Efe, Kocabatmaz’ın fotoğrafını taşıdı.

ANKARA-Mehmet Kocabatmaz, Ankara’da bir süredir tedavi gördüğü hastanede dün hayatını kaybetti. Kocabatmaz için bugün TBMM‘de cenaze töreni düzenlendi. Törene, Kocabatmaz’ın ailesi ve yakınlarının yanı sıra milletvekilleri ile Meclis çalışanları katıldı. Cenaze, görevlilerin omuzlarında TBMM Şeref Kapısı merdivenlerinin önüne getirildi. Cenaze alayının önünde yürüyen torunu Mehmet Efe, Kocabatmaz’ın fotoğrafını taşıdı. Dua okunması ve saygı duruşunun ardından tören sona ererken, Kocabatmaz’ın cenazesi, yarın toprağa verilmek üzere memleketi Denizli’ye gönderildi.

MEHMET KOCABATMAZ

Mehmet Kocabatmaz, 1946 yılında Denizli’nin Tavas ilçesinde doğdu. Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi’ni bitirdi, Fırat Üniversitesi Veteriner Fakültesi Fizyoloji Ana Bilim Dalı’nda ‘Doktora’ yaptı. Fırat Üniversitesi ve Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakülteleri Dekan Yardımcılığı, Fakülte Kurulu ve Yönetim Kurulu Üyeliği, Fizyoloji Ana Bilim Dalı Başkanlığı, Sağlık Bilimleri Enstitü Müdürlüğü, Mesleki Eğitim Fakültesi Dekanlığı, Selçuk Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Genel Kurulu Üyeliği, 21’inci Dönem Denizli Milletvekilliği ile Devlet Bakanlığı yaptı. Kocabatmaz, evli ve 2 çocuk babasıydı.(DHA)

Okumaya devam et

Genel

Fatih Erbakan’dan ‘İsrail’ çağrısı: Dünyada da ahirette de yakamızı bırakmayacak bir vebaldir

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, İslam dünyasını bir kez daha İsrail’in saldırılarına karşı fiili adım atma çağrısında bulunarak, “Masum sivil kardeşlerimize uygulanan bu vahşeti sadece kınayarak seyretmeye devam etmek, dünyada da ahirette de yakamızı bırakmayacak bir vebaldir” dedi.

ANKARA-Yeniden Refah Partisi lideri Fatih Erbakan, sosyal medya hesaplarından yaptığı açıklamada, İsrail’in Refah’a saldırısına ilişkin İslam dünyasına seslenerek, “Bu noktada Müslüman ülke yöneticilerinin ciddi yaptırımlar ortaya koyması gereklidir. İsrail ve Amerika’ya yapılan petrol ve doğalgaz sevkiyatının durdurulması dahi çok ciddi bir caydırıcı unsur olacaktır. Türkiye’nin de bunun için gerekli girişimleri hayata geçirmesi gereklidir. Özellikle de Müslüman ülkelerin yöneticilerinin eylemsizliği kabul edilemeyecek boyuta ulaşmış durumdadır. Bilindiği üzere çocuk katili Siyonist rejim Hamas ateşkes önerilerini kabul etmesine rağmen Refah’a saldırı başlattı. Siyonist canavarlar Gazze’de yaptıkları katliamın üzerine şimdi de Refah’ta kadın çocuk demeden masum insanları katlediyorlar. Aylardır sergiledikleri vahşeti artırarak devam ettiriyorlar. Bu vahşete karşı Batı ülkelerinde dahi halklar tepki ortaya koyuyor. Amerika’da üniversite öğrencileri geniş kapsamlı protesto gösterileri düzenliyor, Fransa’da lise öğrencileri dersleri boykot ediyorlar. Tüm dünyada protesto mitingleri ve yürüyüşler düzenleniyor. Ancak ne acıdır ki yetki sahibi devlet yöneticileri seyretmekle veya sadece konuşmakla yetinmektedirler. Özellikle de Müslüman ülkelerin yöneticilerinin eylemsizliği kabul edilemeyecek boyuta ulaşmış durumdadır. Bu noktada Müslüman ülke yöneticilerinin ciddi yaptırımlar ortaya koyması gereklidir. İsrail ve Amerika’ya yapılan petrol ve doğalgaz sevkiyatının durdurulması dahi çok ciddi bir caydırıcı unsur olacaktır. Türkiye’nin de bunun için gerekli girişimleri hayata geçirmesi gereklidir. Masum sivil kardeşlerimize uygulanan bu vahşeti sadece kınayarak seyretmeye devam etmek, dünyada da ahirette de yakamızı bırakmayacak bir vebaldir” ifadelerini kullandı. (DHA)

Okumaya devam et

Asayiş

Husiler, ticari gemilere saldırı düzenledi

Yemen Silahlı Kuvvetleri Sözcüsü Yahya Saree, İsrail’e ait olduğunu belirttiği MSC DIEGO ve MSC GINA adlı gemilere Aden Körfezi’nde, Hint Okyanusu’nda ve Umman Denizi’nde da MSC VITTORIA gemisine operasyon düzenlendiğini duyurdu. Saree, “Vuruş isabetliydi” dedi.

VAYDET AYAZ
Yemen Silahlı Kuvvetleri Sözcüsü Saree, yaptığı açıklamada, “Filistin halkına yönelik baskılara karşı zafer kazanan ve ülkemize yönelik Amerikan-İngiliz saldırganlığına yanıt veren Yemen Silahlı Kuvvetleri, iki gemiyi hedef alan deniz kuvvetleri, hava kuvvetleri ve füze kuvvetlerinin ortak bir operasyonunu gerçekleştirdi. Bu gemilerden ilki Aden Körfezi’ndeki İsrail gemisi MSC DIEGO, diğeri ise MSC GINA’dır. Füze kuvvetleri MSC VITTORIA’yı hedef alan iki özel operasyon gerçekleştirmiştir; bunlardan ilki Hint Okyanusu’nda, diğeri ise Umman Denizi’nde aynı gemiye karşı yapılmıştır. İsabetler doğrudan ve isabetliydi” dedi.

ABD Merkez Komutanlığı’ndan (CENTCOM), gemilere yönelik saldırılara ilişkin henüz bir açıklama yapılmadı.

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.