Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Genel

Tasarladığı şarj istasyonu ile akülü araç kullanan engellilere umut olacak

Samsun’da 55 yaşındaki Olgun Aydoğan, engelli bireyler için basit kullanılabilirliği olan 20 kilogram ağırlığında şarj istasyonu tasarladı.

Olgun Aydoğan yaptığı tasarımdan maddi bir beklenti içinde olmadığını ve artık engelli bireylerin araçlarıyla konser, etkinlik gibi yerlere tereddüt etmeden gidebileceğini söyledi.
2017 yılından günümüze kadar geçen süreçte engelli vatandaşlar için Türkiye’de 2 binin üzerinde akülü araç hibe ettiğini belirten gurbetçi Olgun Aydoğan, bu kez ise yolda kalma tehlikesi yaşayan engelliler için mini bir şarj istasyonu tasarladı. Sadece 20 kilo ağırlığında ve kolay kurulumu olan cihaz birçok engelli vatandaşı şimdiden sevindirdi. Özellikle Samsun’da kurulan şarj istasyonlarında makara sistemi olmasından dolayı çabuk bozulduğunu dikkat çeken Olgun Aydoğan, “Samsun’da 20-25 tane bölgeye konulursa bu kardeşlerimiz hiç korkmadan Batıpark, Doğupark ve konser alanlarına rahatlıkla gidecekler” dedi.

“Çok kişiye sordum, hepsinin derdi aynı”

Engelli araç kullanan bireylerin dışarıdaki en büyük sorunlarından birinin şarj konusu olduğunu ifade eden Olgun Aydoğan, “2017 yılının Aralık ayından bu yana kadar aşağı yukarı 2 bin tane akülü engelli araç dağıttık. Tamamını hibe ettik. Bu kardeşlerimizin en büyük sorunlarında birisi evden çıktıklarında yolda aküleri bittikleri zaman ne yapacaklar. Şarj cihazları oluyor ama takacak soket veya priz bulamıyorlar. Bazı belediyelerimiz kurdu. Bu kurulan sistemler makara sistemi olduğu için zamanla bu sistemler tamamen bozuluyor ve yerlerde sürünüyor. Çok maliyeti olmayan belediyelerin kendi bünyelerinde yapabilecekleri çok basit bir aparat tasarladım. Aşağı yukarı 20 kilodur. Bundan belirli bir bölgeye konulursa örneğin Samsun’da 20-25 tane bölgeye konulursa bu kardeşlerimiz hiç korkmadan Batıpark, Doğupark, etkinlik alanlarına rahatlıkla gidebilecekler. Bazı aküler 4-5 saat gidiyor. Ürünün tasarımı tamamen bana ait. Güzel bir şekilde geliştirdik ve hiçbir şekilde ticari, maddi bir beklentim yok” diye konuştu.

“Evden korkarak çıkıyoruz”

2011 yılında geçirdiği iş kazası sonucunda akülü sandalyeye bağlı kalan Davut Demirtaş, “Akülü sandalyeye bağlı kaldıktan sonra biz ayrı bir dünyanın insanı olduk. Aküler bittiği zaman bir yere çıkamıyoruz. Şarj bittiği zaman şarj istasyonu bulamıyoruz. Acaba düğüne gitsek, sahile gitsek eve çıkabilir miyiz korkusu yaşıyoruz. Bunun için şarj istasyonları bize sıkıntı oluyor. Genellikle kabloları da dışarda kaldığı zaman eziliyor. Olgun Bey’in geliştirdiği cihaz bizim için çoğaltılırsa çok iyi olur. Düğün salonları olsun, toplu taşıma merkezleri olsun, kafeler olsun bu gibi yerlerde bu cihazlar olduğu zaman engelliler akşamları çıkabilir. Evden korkarak çıkıyoruz. Cihazı denedim. Kullanımı çok kolay” şeklinde konuştu.

Furkan Abrek Ünal

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Asayiş

Ankara’da 3 emniyet görevlisinin evlerinde arama yapıldı

Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne yönelik soruşturmada adı geçen ve İçişleri Bakanlığı tarafından görevden uzaklaştırılan 3 emniyet görevlisinin evlerinde arama yapıldı.

Eda KOÇ
ANKARA-Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne ilişkin 61 sanığın yargılandığı davaya, Ankara 32’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından devam ediliyor. Suç örgütü ile ilgili iddialarda adı geçen ve Ayhan Bora Kaplan’ın avukatı ile buluştukları iddiası sosyal medyada yer alan Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı M.Ç., Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü K.Ö. ve Şube Müdür Yardımcısı Ş.D., İçişleri Bakanlığı tarafından geçen hafta görevden uzaklaştırıldı. Bakanlıktan yapılan açıklamada, “Ankara’daki bir organize suç örgütüyle ilgili sosyal medyada yer alan iddiaların açıklığa kavuşturulabilmesi için İçişleri Bakanlığımızca görevlendirilen mülkiye müfettişlerince, soruşturmanın selameti açısından Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcısı, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü ve Müdür Yardımcısı görevlerinden uzaklaştırılmışlardır” denildi.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından da 3 emniyet mensubu hakkında resen soruşturma başlatıldı. ‘Suç işlemek için anlaşmak’, ‘Adil yargılamayı ve tanığı etkilemeye teşebbüs’, ‘Görevi kötüye kullanma’ ve ‘Suçluyu kayırma’ suçlarından yürütülen soruşturma kapsamında emniyet görevlilerinin evlerinde arama ve el koyma işlemi yapıldı. Aramalarda bazı dijital materyallere el konuldu.

Soruşturma sürdürülüyor.(DHA)

Okumaya devam et

Genel

Yargıtay yeni başkanı Ömer Kerkez oldu

Yargıtay yeni başkanı 37’nci tur oylamada, 3’üncü Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Kerkez oldu.



Okumaya devam et

Çevre

DAUM Müdürü Doç. Dr. Sümer, İzmir Fayı’na dikkat çekti

İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Deprem Araştırma ve Uygulama Merkez (DAUM) Müdürü Doç. Dr. Ökmen Sümer, İzmir’de 6’nın üzerinde deprem üretebilecek 25’e yakın fayın olduğunu belirtti. İzmir’in son büyük depremini 1688 yılında yaşadığını ifade eden Doç. Dr. Sümer, “Depremin hangi fayda olduğunu bilmiyoruz. Eğer İzmir Fayı’nın Balçova segmentinde ya da Pınarbaşı segmentiyle beraber meydana geldiyse, o zaman İzmir Fayı özelinde rahatız demektir. Eğer 1688 depremi, Uzunada Fayı’nda olduysa, İzmir Fayı’nın zamanı gelmiş demektir. Çünkü bu fayda tespit edilen son deprem, 1510 yıl önce, 178 yılında. Dolayısıyla İzmir Fayı’na dikkat edilmesi gerekiyor” dedi.

KADİR ÖZEN
İZMİR-Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkez (DAUM) Müdürü Doç. Dr. Ökmen Sümer, İzmir‘i etkileme olasılığı bulunan karada ve denizdeki fayların etkisiyle ilgili bilgi verdi. Son 20 yıllık sürece değinen Doç. Dr. Ökmen Sümer, “Sadece İzmir özelinde değil, Ege yani Türkiye’nin batı kıyılarında 2002 ve 2004’te başlayan bir süreç var. Gökova Körfezi’nde bir deprem fırtınasıyla başlayarak, 2017’de Bodrum’da sürüp 2020’de bildiğiniz gibi İzmir depremi ve 2022’de Buca depremleriyle kuzeye taşınan bir hareketlilik söz konusu. Bu da özellikle kuzeyde deprem beklediğimiz faylar üzerindeki stresin de artmasına neden oluyor. Bu durumdan her fay, eşit miktarda etkilenecek anlamına gelmiyor” diye konuştu.

‘İZMİR’DE 6’NIN ÜZERİNDE DEPREM ÜRETEBİLECEK 25’E YAKIN FAY VAR’

Dokuz Eylül Üniversitesi olarak, hangi fayların nasıl etkilendiğini yaptıkları çalışmalarla az çok ortaya çıkardıklarını vurgulayan Doç. Dr. Sümer, “Şimdi hangi faylar tehlikeli? Öncellikle ilk önce tehlikesiz olanlardan bahsedelim. İzmir’de 6’nın üzerinde deprem üretebilecek 25’e yakın fay var. Gülbahçe Fayı, Yağcılar Fayı, Tuzla Fayı’nın güney segmenti gibi faylar deprem üretmişler, tarihsel dönemlerde. Yani 1389, 1040 gibi, MS 47 gibi. En son 1992’de Doğan Bey’de yaşadığımız deprem gibi. 2005’te özellikle Gülbahçe’nin güneyinde yaşadığımız 5.9’luk depremler gibi. Bu faylarda deprem tekrarlama periyoduna baktığımızda rahat faylar olarak değerlendirebiliriz. Çünkü Ege’nin tamamına baktığımızda, buradaki fayların 1500 ila 2 bin yılda bir, 7’ye yakın bir deprem ürettiğini gösteriyor. Gülbahçe Fayı, Yağcılar Fayı, Tuzla Fayının güney segmentinde deprem olmuş, o nedenle orada çok büyük deprem riski beklemiyoruz” ifadelerini kullandı.

‘ÖNCE HAVZADA ÇALIŞMA YAPMAK GEREKİYOR’

Nelere dikkat edilmesi gerektiğini de anlatan Doç. Dr. Ökmen Sümer, “İki şey çok önemli. Deprem ne zaman ve ne büyüklüğünde olacak? Bu sorular önemli. Ama öncelikle deprem olsun olmasın ilk yapmamız gereken şey, deprem bilincini geliştirmek. Bunu ilköğretim seviyesinden itibaren yapmak. Yani sosyal sorumluluk projeleriyle halkımızı deprem konusunda eğitmemiz gerekiyor. Depremde nasıl davranacaklarını bilmeliler ki bu ikincisi ve en önemlisi. Özellikle yerel yönetimlere çok büyük bir sorumluluk düşüyor. Mikro bölgeleme çalışmaları önemli. Büyük alanlarda yapılacak yer bilimsel çalışmalar olmadan mikro bölgelemeye gitmek bizi geriletebilir. Yapılması gereken, önce büyük alanlardaki yer bilimsel verileri toparlamak. Havzaya bakacağız. Bilimsel verilerini çıkartacağız. Sonra bizim yönelebileceğimiz yerlerde mikro bölgeleme çalışmaları yapacağız. Yeni yer bilimsel verilerini oluşturmalıyız. Dolayısıyla Konak gibi özellikle Kaşıyaka ve Mavişehir gibi alanlarda bizim Bornova Havzası’nda yaptığımız gibi büyük alanlardaki yer bilimsel verilerin mutlaka elde edilmesi gerekiyor” diye konuştu.


Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.