Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Genel

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Her ilde sulh komisyonlarını devreye alıyoruz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Yakında her ilde sulh komisyonlarını devreye alıyoruz”
“Adalet, mülkün temeli olduğu kadar sosyal barışın, refahın, istikrarın, kalkınma ve büyümenin de lokomotifidir. Temel hak ve özgürlüklerin teminat altına alınmadığı, adaletin sağlanmadığı, adalete güvenin zedelendiği bir toplumda, siyasi iradenin ekonomik kalkınma ve ilerleme yönünde yapacağı hamleler de eksik kalmaya mahkumdur”

“Son 19 yılda bu amaç doğrultusunda adliye kapısını adaletin kapısı haline getirmek için tarihi nitelikte birçok adım attık”

“Adalet terazisinin doğru tartması kadar adaletin gecikmemesi de önemlidir. Hep söylediğimiz gibi ‘geciken adalet, adalet değildir.’ Bu ilkeden hareketle göreve geldiğimizden beri adalet mekanizmalarının etkin çalışması ve adalet sisteminin hızlı işlemesi için çaba harcıyoruz”

“Adaleti tesis etmek adına bir sağdan bir soldan gençlerin dar ağacına gönderildiği günler, dönemler yaşadık. Uyduruk davalarla bakan ve başbakanların asıldığı, yargılandığı, şehit edildiği yüz kızartıcı durumlara şahitlik ettik”



“Haksız ithamlara ve eleştirilere rağmen 2002’den bu yana ülkemizde adaleti hakim kılmak, insan hakları ve demokrasi standartlarını yükseltmek için reform irademizi daima canlı tuttuk. Türkiye’yi temel hak ve özgürlükler alanında büyütmenin çabası içinde olduk”

“Elbette siyaset gibi yargının da bu değişime bigane kalması düşünülemez. Adalet sistemini ve işleyişini güçlendirmek, önümüzdeki dönemde de önceliğimiz olacaktır”

“Meclisimizin iradesine sunacağımız yeni yargı paketlerinde ortaya çıkan ihtiyaçları, talepleri beklentileri kolaylaştırıcı bir yaklaşımla karşılamayı esas alacağız”

“Bu adli yılda mağdur odaklı adalet hizmetlerinde gerek mevzuat gerek idari hizmetler açısından çalışmalarımızı en üst düzeye çıkaracak bu tür düzenlemeleri hayata geçirmeyi planlıyoruz”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Vatandaşımızın kamu kurumları ile olan işlerinde öngörülebilirlik ve hukuk güvenliğini artıracak yeni adımlar atacağız. Bu kapsamda idari sulh usulü sistemi rahatlatacak bir yeniliğimiz olacak. Vatandaşımızın kamu ile uyuşmazlıklarında mahkeme mahkeme dolaşmadan dilekçeler, başvurular, dosyalar arasında vakit kaybetmeden hakkına kavuşmasını istiyoruz. Yakında her ilde sulh komisyonlarını devreye alıyoruz” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen 24. Dönem Adli Yargı Hakim ve Cumhuriyet Savcıları Kura Töreni’nde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kura çekerek görevlerine başlayacak olan 1.008 adli yargı hakimi ve cumhuriyet savcısı ile 7 idari yargı hakimi tebrik ederek, “Mesleki eğitim süreçlerini birincilikle bitiren kadın hakim ve cumhuriyet savcılarımızı kutluyor, başarılarının artarak devam etmesini diliyorum. Şu an ülkemiz genelinde toplam 21 bin 844 hakim ve savcı görev yapmaktadır. Bugünkü kura törenimizle inşallah bu sayıyı 22 bin 859’a yükseltmiş olacağız. Kurayla atandıkları yerlerde vazifeye başlayacak tüm hakim ve cumhuriyet savcılarımıza meslek hayatlarında muvaffakiyetler diliyorum” diye konuştu.


6 sene önce teröristler tarafından makamında şehit edilen Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz başta olmak üzere adaletin tecellisi uğrunda çalışırken vefat eden, şehit düşen yargı mensuplarına Allah’tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Buradaki her bir kardeşimin, şehit Mehmet Selim Kiraz’dan devraldığı adalet sancağını çok daha yukarılara taşımak için gayret göstereceğine inanıyorum. İnşallah biz de, bu süreçte hiçbir sıkıntı yaşamadan görevinizi en iyi şekilde yapabilmeniz için sizlere gereken her türlü desteği vermeye devam edeceğiz. Son 19 yılda bu amaç doğrultusunda adliye kapısını adaletin kapısı haline getirmek için tarihi nitelikte birçok adım attık. İktidara geldiğimizde 9 bin 349 olan hakim-savcı sayısını neredeyse 2,5 kat artırarak mahkemelerimizin yükünü hafiflettik. Aynı şekilde mahkeme sayısını adli yargıda yüzde 84, idari yargıda yüzde 38 çoğaltarak, yargı süreçlerini hem basitleştirdik, hem de hızlandırdık. İnfaz koruma memurlarının yıpranma paylarından mübaşirlerimizin genel idare hizmetine alınmasına, hakim ve savcılarımızın özlük haklarından çalışma şartlarına kadar her alanda önemli iyileştirmelere gittik” dedi.
Yargı mensuplarının görevlerini huzur ve güven içinde yapabilmelerini temin için hiçbir fedakarlıktan kaçınılmadığını söyleyen Erdoğan, “Hepimiz şu gerçeği gayet iyi biliyoruz. Adalet, mülkün temeli olduğu kadar sosyal barışın, refahın, istikrarın, kalkınma ve büyümenin de lokomotifidir. Temel hak ve özgürlüklerin teminat altına alınmadığı, adaletin sağlanmadığı, adalete güvenin zedelendiği bir toplumda, siyasi iradenin ekonomik kalkınma ve ilerleme yönünde yapacağı hamleler de eksik kalmaya mahkûmdur. Suriye başta olmak üzere, yakın coğrafyamızda yaşananlar; adaleti, temel hak ve özgürlükleri, hukuku ve insani değerleri hiçe sayan ülkelerin ayakta kalamayacaklarını acı bir şekilde göstermiştir. Adalet terazisinin doğru tartması kadar adaletin gecikmemesi de önemlidir. Hep söylediğimiz gibi ‘geciken adalet, adalet değildir.’ Bu ilkeden hareketle göreve geldiğimizden beri adalet mekanizmalarının etkin çalışması ve adalet sisteminin hızlı işlemesi için çaba harcıyoruz” ifadelerini kaydetti.

“Göreve geldiğimizden beri adalet mekanizmalarının etkin çalışması ve adalet sisteminin hızlı ilerlemesi için çaba harcıyoruz”


Adalet terazisinin doğru tartması kadar adaletin gecikmemesinin de önemli olduğunu bildiren Erdoğan, “Geciken adalet, adalet değildir. Bu ilkeden hareketle göreve geldiğimizden beri adalet mekanizmalarının etkin çalışması ve adalet sisteminin hızlı ilerlemesi için çaba harcıyoruz” dedi.


Adalet makamlarının modern kurumlara kavuşmasına önem verdiklerini belirten Erdoğan, “Türk adaletine, hakimlerimize, savcılarımıza, avukatlarımıza, o kurumlarda görev yapanlara yakışır adalet sarayları inşa ediyoruz. 2002 yılından bu yana inşa ettiğimiz modern 275 adalet hizmet binasıyla adliyelerimizin alt yapı eksikliklerini giderdik. Adalet hizmeti veren kapalı alan miktarı 569 bin metrekareyken bugün bu rakamı 5 milyon 609 bin metrekareye çıkardık. Hakim ve savcılarımızı merdiven altlarında kurulan masalarda adalet dağıtma gibi utanç sahnelerinden kurtararak adalet hizmetlerinin uygun alanlarda yürütülmesini sağladık” ifadelerini kullandı.


Yeni Yargıtay binasının törenle hizmete alındığını hatırlatan Erdoğan, “Başkentimize de şanıyla ismiyle, tarihiyle modern bir adliye binası kazandırmak için çalışmalarımız devam ediyor. Yaklaşık 700 bin metrekare kapalı alana sahip olacak binamızın hazırlığı Adalet Bakanlığımız ve Çevre Şehircilik Bakanlığımızca yürütülmektedir. İnşallah 2021 yılı bitmeden yeni adliye binamızın temelini atmayı planlıyoruz. Adaletin tecellisi, hakkın yerini bulabilmesi için sağlıklı bir çalışma ortamının önemi elbette tartışma götürmez. Ancak sadece modern ve ihtişamlı binalar yapmakla adaletin tesis edilmeyeceği de bir gerçektir. Adalet terazisindeki mizanın bozulmaması için temel şart güçlü, bağımsız ve uluslararası normları benimsemiş hukuk sisteminin varlığıdır. Türk hukuk sisteminin en büyük açmazı antidemokratik müdahaleye maruz kalmış olmasıdır. Yargı camiamız uzun yıllar boyunca ya vesayetçilerin ya da halka rağmen halkçılık yapan zihniyetin tasallutu altında kalmıştır. Bu ülke belli siyasi görüşe sahip hakim ve savcı almakla övünen adalet bakanları görmüştür” diye konuştu.
“Adaleti tesis etmek adına bir sağdan bir soldan gençlerin dar ağacına gönderildiği günler, dönemler yaşadık” diyen Erdoğan, “Uyduruk davalarla bakan ve başbakanların asıldığı, yargılandığı, şehit edildiği yüz kızartıcı durumlara şahitlik ettik. Darbeciler karşısında selam duran, darbecileri ayakta alkışlayan vesayetçilerin önüne cübbesini seren sözde yargı mensupları gördük. Son 19 yılda bir taraftan mevzuatımızdaki vesayet kalıntılarını temizlerken diğer taraftan Türk yargısına musallat olan bu zihniyete karşı amansız bir mücadele yürüttük. Haksız ithamlara ve eleştirilere rağmen 2002’den bu yana ülkemizde adaleti hakim kılmak, insan hakları ve demokrasi standartlarını yükseltmek için reform irademizi daima canlı tuttuk. Türkiye’yi temel hak ve özgürlükler alanında büyütmenin çabası içinde olduk” diye konuştu.
Yargı hakları strateji belgesi ile insan hakları eylem planının reform iradesinin en son örnekleri olduğu kaydeden Erdoğan, “Bu iki belge Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına yürürken hukuk ve demokrasi alanında yol haritamızı oluşturmaktadır. Yargı reformu strateji belgemizde vizyonumuzu güven veren ve erişebilen adalet sistemi olarak belirledik. İnsan hakları eylem planında özgür birey güçlü toplum, daha demokratik Türkiye perspektifimizi ortaya koyduk. Sahadan gelen taleplerle vatandaşımızın ihtiyaç talepleri doğrultusunda yargı paketlerimizi hızla hayata geçirdik. 2. yargı paketinde infaz sistemimizin iyileştirme ve yeniden topluma kazandırma işlevini insan odaklı bir anlayışla güçlendirdik. İnfaz hakimliği kurumunu sistem merkezine koyarak bu mekanizmayı daha etkin ve infazın ıslah amacına uygun hale getirdik. 3. yargı paketinde özel hukuk alanında sadeleştirici ve hızlandırıcı yenilikleri hayata geçirdik. Elektronik duruşma uygulamasını yargı hizmetine sunduk” dedi.
Geçtiğimiz adli yılın sonunda kanunlaşan 4. yargı paketiyle de mağdur odaklı adalet anlayışı ortaya koyan yeniliklere imza atıldığını kaydeden Erdoğan, “İnsanımızın masumiyet karinesini, lekelenmeme hakkını güçlendiren adli araçları sisteme kazandırdık. Bu paketle idarenin cevap süresini 60 günden 30 güne indirdik. Hukukun insanımızın hayatında zorlaştırıcı değil, kolaylaştırıcı, yük olan değil yük alan bir rol üstlenmesini istiyoruz. Reform adımlarımızın gerisindeki temel yaklaşım çözüm odaklı bir şekilde yargıda iş ve işlem kolaylığı sağlamaktır. Bu bakımdan reform kavramı bizim için siyasetin ve vatandaşımıza hizmet etmenin en önemli araçlarından biridir. Türkiye’nin adalet ve kalkınma başarısının sırrı devletin milletle beraber yol yürümesi, yol boyunca da kendini sürekli yenileyebilmesidir” açıklamasında bulundu.

“Vatandaşımızın kamu ile uyuşmazlıklarında mahkeme mahkeme dolaşmadan dilekçeler, başvurular, dosyalar arasında vakit kaybetmeden hakkına kavuşmasını istiyoruz”
Dünyada devlet birey ilişkisi köklü şekilde değişirken Türkiye’de de bir zihniyet devrimi yaşandığına dikkat çeken Erdoğan, “Elbette siyaset gibi yargının da bu değişime bigane kalması düşünülemez. Adalet sistemini ve işleyişini güçlendirmek, önümüzdeki dönemde de önceliğimiz olacaktır. Meclisimizin iradesine sunacağımız yeni yargı paketlerinde ortaya çıkan ihtiyaçları, talepleri beklentileri kolaylaştırıcı bir yaklaşımla karşılamayı esas alacağız. Bu adli yılda mağdur odaklı adalet hizmetlerinde gerek mevzuat gerek idari hizmetler açısından çalışmalarımızı en üst düzeye çıkaracak bu tür düzenlemeleri hayata geçirmeyi planlıyoruz” dedi.


“İcra konularını aile hukuku alanında çocukla kişisel ilişki kurulmasından tamamen çıkaracağız” diyen Erdoğan, “Bunun yerine mağdur hizmetleri mekanizmalarını tesis ederek çocuğun üstün yararını hakim kılacağız. Vatandaşımızın kamu kurumları ile olan işlerinde öngörülebilirlik ve hukuk güvenliğini artıracak yeni adımlar atacağız. Bu kapsamda idari sulh usulü sistemi rahatlatacak bir yeniliğimiz olacak. Vatandaşımızın kamu ile uyuşmazlıklarında mahkeme mahkeme dolaşmadan dilekçeler, başvurular, dosyalar arasında vakit kaybetmeden hakkına kavuşmasını istiyoruz. Yakında her ilde sulh komisyonlarını devreye alıyoruz. Bugün bir hakime düşen yıllık dosya sayısı adli yargıda 709, idari yargıda 408’dir. İş yükünde son 10 yılda yüzde 38’lik bir düşüş sağlandığını görüyoruz. Bu oranı daha aşağılara çekecek alternatifler geliştiriyoruz” değerlendirmesinde bulundu.


Hakim Savcı Yardımcılığı müessesinin yeni adli yılda milletin hizmetine sunulacağının müjdesini veren Erdoğan, “Böylece yargı mensubunun mesleğe daha tecrübeli, bilgili tam anlamıyla hazır başlamasını amaçlıyoruz. Aynı şekilde coğrafi teminat, terfi, atama tayin gibi unsurları da ele alacağız” dedi.

Bakan Gül: “Yegane ideolojiniz adalet olsun”


Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ise, hakim ve cumhuriyet savcılarının heyecanını paylaştığını belirterek, “Ülkemizin dört bir yanında adaletin tecellisi için çalışacaklar. Yargı reformu stratejisi ve İnsan Hakları Eylem Planı adalet sisteminde yol haritamızı oluşturmaktadır. Bu adli yılda yargının daha iyi işlemesi, vatandaşlarımızın hak ve özgürlük çıtalısının daha yukarıya taşınması için reformlarımıza devam edeceğiz. Açılışı yapılan Yargıtay binası ile birlikle yüksek yargının fiziksel sorunları çözülmüştür. Hukuk ve demokrasi mücadelesi bu onurlu, tarafsız bir mesleki ortamı sağlamış durumdadır. Yegane ideolojiniz adalet olsun. Aklı, vicdanı, adaleti yok sayan FETÖ’nün bu güzel ülkeye ödettiği bedeli asla unutmadık. Yargının bu virüsten temizlenmesi yolunda ne yapmış olursak olalım dikkati ve ihtiyatı elden bırakmadan çalışmamıza devam etmemiz gerektiğini belirtmek isterim” dedi.

Asayiş

MSB: Suriye ve Irak’ın kuzeyinde 7 terörist etkisiz hale getirildi

Milli Savunma Bakanlığı (MSB), Suriye’nin kuzeyindeki Fırat Kalkanı bölgesinde 4 PKK/YPG’li terörist ile Irak’ın kuzeyindeki Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde 3 PKK’lı teröristin etkisiz hale getirildiğini açıkladı.

ANKARA-Bakanlığın sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, “Teröristler için hiçbir yer güvenli değil. Kahraman Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, Suriye’nin kuzeyindeki Fırat Kalkanı bölgesinde 4 PKK/YPG’li terörist ile Irak’ın kuzeyindeki Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde tespit ettiği 3 PKK’lı teröristi etkisiz hale getirdi” denildi.(DHA)

Okumaya devam et

Genel

Kamuoyunda ‘kripto yasası’ olarak bilinen ‘Sermaye Piyasası Kanunda Değişiklik Teklifi’, TBMM’de

AK Parti, kripto varlık sağlayıcılarının Sermaye Piyasası Kurulu’ndan (SPK) izin almadan faaliyette bulunmaları halinde 3 ile 5 yıl arasında hapis cezası almasını öngören, varlık sağlayıcılarının ise 1 ay içerisinde SPK’ya başvurmalarını zorunlu kılan kanun teklifini TBMM Başkanlığına sundu.

Aliekber METE- Muhammet BAYRAM
ANKARA-AK Parti, kamuoyunun kripto yasası olarak nitelendirdiği, ‘Sermaye Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifini’ TBMM Başkanlığına sundu. AK Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, 19 maddeden oluşan kanun teklifiyle, kripto varlıkların hukuki bir zemine oturtulmasının sağlanacağını belirterek, “Dünya genelinde kripto varlık hizmet sağlayıcıların, lisanslanması, kuruluş süreçleri, denetimi, izlenmesi ve tabi olduğu yaptırımlara ilişkin düzenlemeler konusunda hızla adımlar atılmaya başlandı. Dünyada, ülkeler kripto varlıklara ilişkin benimsedikleri regülasyon stratejilerini homojen bir şekilde değil, birbirinden çok farklılıklar göstererek geliştirmeye devam ediyor. Kripto maddi para madenciliği ve alım- satımını yasaklayan ülkeler de var. Bitcoini yasal para birimi olarak kabul eden ülkeler de var. Bunların yanında bekle gör yaklaşımı ile kripto varlıkların gelişimini isteyen ülkelerin yanı sıra, yürürlükteki hukuki düzenlemeleri yeni alana uyarlamaya çalışan ülkeler var. Bunlarla birlikte kripto varlıkların yapısını dikkate alarak yeni hukuki düzenlemeler ve altyapı hazırlayan ülkeler de söz konusu” diye konuştu. 

‘KRİPTO VARLIK SAĞLAYICILARININ SPK’DAN İZİN ALMALARI GEREKECEK’

Kripto varlıklara ilişkin hukuki düzenleme yapan ülkelerden bahseden Güler, Türkiye’nin uluslararası uygulamalara benzer bir şekilde hareket ettiğini ifade etti. Güler, “Kripto varlık hizmet sağlayıcılarının kurulabilmesi ve faaliyeti başlayabilmesi için SPK’dan izin almaları zorunlu hale getirilmektedir. Böylece hizmet sağlayıcılarda işlem yapan kullanıcıların, SPKdenetiminde güvenli bir şekilde işlem yapmaları da amaçlanmaktadır. Kripto varlık hizmet sağlayıcıları, sistemlerini güvenli kılmakla hükümlüdür. Bu anlamda bilgi sistemleri ve teknolojik altyapıları kullanan da TÜİK’in belirleyici kriterleri de bu teklifimiz de yer almaktadır” ifadelerini kullandı.

‘MÜŞTERİLERİN İTİRAZ VE ŞİKAYETLERİNİN ÇÖZÜLEBİLECEĞİ MEKANİZMA KURULUYOR’

Kripto varlıkların satış veya dağıtım yapılabilmesi için de SPK’dan izin alınması gerektiğini kaydeden Güler, “Kripto varlıkların ülkemizde gelişiminin önünün açılması, blok zinciri ekosisteminde uluslararası mukayeseli üstünlük sağlanabilmesi ve aynı zamanda öncülük yapabilmesinin de bu teklifimizle beraber önü açılmaktadır. Kripto varlık hizmet sahibi ve alıcı müşterileri ile ilk ilişkiyi ne şekilde kuracaklarına ve kimlik tespitini ne şekilde yapacaklarına ilişkin belirleme öngörülmektedir. Kripto varlık hizmet sağlayıcıların müşterilerine karşı sorumluluğunu ortadan kaldıran veya sınırlandıran her türlü sözleşme şartının geçersiz olduğu da düzenlenmekte ve müşterilerin itiraz ve şikayetlerinin çözüleceği de dahili mekanizmalar da oluşturulmaya çalışılmaktadır” dedi.

‘İZİNSİZ FAALİYET YÜRÜTENLER 3 İLE 5 YIL ARASINDA HAPİS CEZASI ALACAK’

Güler, Sermaye Piyasası Kurulu’ndan izin almadan faaliyette bulunan kurum, kuruluş ve şahıslarla ilişkili her türlü tedbirin alınacağını vurgulayarak, “Gerekli görüldüğü takdirde sorunlara yönelik hukuki ve cezai süreci takip etmeye de SPK’yı yetkili kılıyor. Teklif ile izinsiz Sermaye Piyasası faaliyetlerinin internet aracılığı yürütüldüğü hallerde, yurt içi ve yurt dışı ayrımı kaldırılmaktadır. Kurulun internet üzerinden gerçekleştirilen hukuk dışı faaliyetler üzerindeki etkinliği de artırılmıştır. İzinsiz kripto varlık hizmeti sağlayıcılığı faaliyetini bir suç olarak yeniden teklifimiz ile düzenlenmiş ve cezasını da 3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası olarak öngörülmüştür. Halihazırda faaliyet yürüten kripto varlık hizmet sağlayıcıların durumuyla ilgili olarak da oluşacak işaretlere yönelik bir geçiş düzenlemesi ve hükümleri de bu kanun teklifimiz de yer almaktadır. Bu kapsamda faaliyet yürüten kripto varlık hizmet sağlayıcılar 1 ay içinde kurula başvurmalı ya da 3 ay içerisinde tasfiye kararı alacak şekilde planlama yapacaklardır. Tasfiye sürecinin 3 ay gibi bir süre zarfında öngörülmesi bu kurumların mali yapısını oluşturmaları ve tasfiye kararı için gereken genel kurul işlemlerinin tamamı olmasını sağlamak için olduğunu ifade ediyoruz” diye konuştu.

‘VATANDAŞLAR VARLIKLARINI KENDİ HESAPLARINDA TUTMALI’

Vatandaşların kripto varlıklarını kendi cüzdanlarında tutması yönünde çağrı yapan Güler, şu ifadeleri kullandı:

“Vatandaşlar, varlıklarını üçüncü bir tarafta tutması ve platformların kötü niyetli hareket etmesi halinde, izinin takip edilmesi ve yatırımcıların korunması için gerekli işlemlerin yapılması pratik olarak mümkün bulunmamaktadır. Bu çerçevede kanun taslağında müşterilerin varlıklarının kendi cüzdanlarında bulundurulmasının esas olduğu ve kendi cüzdanlarında bulundurmamaları sebebiyle uğrayabilecekleri hak kayıplarının da müşterilerin kendi sorumluluğunda olduğu teklifimiz de açıkça yer almaktadır.”(DHA)

Okumaya devam et

Ekonomi

CANiK Yönetim Kurulu Başkanı Aral: Atatürk’ün ‘tam bağımsızlık’ meşalesini ülkemizin dışa bağımlılığını ortadan kaldırarak taşıyoruz

Milli Mücadele’nin ilk adımlarının atıldığı Samsun’dan ihraç ettiği ürünleriyle dünyanın önde gelen hafif ve orta kalibre silah üreticilerinden biri olan CANiK, yayımladığı mesajla 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutladı. CANiK, CANiK USA, AEI Systems, MECANiK, CANiK Academy alanlarında öncü şirketleri bünyesinde barındıran Samsun Yurt Savunma‘nın Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Aral, mesajında, “Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve dava arkadaşları 19 Mayıs 1919’da Kurtuluş Savaşı’nı Samsun’dan, bizim de şirketimizin doğduğu topraklardan başlattılar. Milli Mücadele meşalesinin yakıldığı günün 105’inci yılında, özgürlüğü ve umudu simgeleyen Samsun’dan dünya markası olarak gurur verici çalışmalara imza atmayı sürdürüyoruz” ifadelerini kullandı.

İSTANBUL-Samsun’da 26 yıl önce kurulan büyük ateşli silah üreticilerinden CANiK ve bağlı olduğu Samsun Yurt Savunma(SYS) Grup şirketleri; geliştirdiği tabanca, uçaksavar, top ve atış kontrol sistemleri ile hem Türk Silahlı Kuvvetlerinin ve güvenlik güçlerinin hem de gerçekleştirdiği ihracatlar ile dünyanın alanında lider şirketlerinden biri konumunda yer alıyor. SYS Grup şirketleri, yayımladığı mesajla 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutladı.

CANiK Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Aral’ın imzasıyla yayımlanan mesajda, “Biz, ‘milli mücadele’ kavramından yalnızca ordularla yapılan savaşı değil, bir toplumun hayatın her alanında geleceğini kurma yolundaki mücadelesini anlıyoruz. Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü saygı ve rahmetle anıyor, onun zamanın ötesindeki, çağları aşan fikirlerinin ışığında yolumuza devam ediyoruz. Her alanda daha parlak bir geleceğe yürümek için bilimin yolundan sapmayan, yenilikçi bakış açısıyla ve akılcı düşüncelerle donatılmış, evrensel değerlere yürekten bağlı ‘fikri hür, irfanı hür ve vicdanı hür’ gençliğimize inanıyoruz. Bu duygularla Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımızı 105’inci yılında kutluyor; bağımsızlık ve medeniyet meşalemizi yakan, başta ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, tüm silah arkadaşlarını saygıyla ve rahmetle anıyorum” ifadelerine yer verildi.

Aral, mesajında “Atatürk’ün ‘tam bağımsızlık’ için yaktığı meşaleyi bugün savunma sanayisinde ülkemizin dışa bağımlılığını ortadan kaldırarak taşıyoruz” ifadelerini kullanarak şu vurguları yaptı:

“Samsun Yurt Savunma olarak kurulduğumuz günden bugüne ülkemizin savunmasına güç katıyor ve gerçekleştirdiğimiz ihracatlarla da ülkemize ekonomik katma değer sunuyoruz. Ülkemiz için ateşli silahlar ve savunma sanayi alanında geleceğin ürünlerini, hizmetlerini ve çözümlerini tasarlıyor, geliştiriyor, üretiyoruz. Sağladığımız genç istihdamıyla Atatürk’ün çizdiği rotada gençliğimize güveniyor, geleceğimizi onlara emanet ediyoruz. Yerli ve milli değerlerimizle savunma sanayisinde dünyaya meydan okuyan bir güç olarak, dün ve bugün olduğu gibi yarın da ülkemiz için çalışmayı sürdüreceğiz.”

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.