Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Genel

Kılıçdaroğlu, Türkiye Muhtarlar Buluşması’nda konuştu

Ceren Atmaca – Sinan Yeniçeri

İZMİR – Türkiye’nin 78 ilinden gelen muhtarlarla İzmir’de düzenlenen “Türkiye Muhtarlar Buluşması”nda konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Ben sizin oyunuza talip değilim, ben sizin sorunlarınızı çözmeye talibim” dedi.


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Fuar İzmir’de muhtarlarla buluştu. “Türkiye Muhtarlar Buluşması”na, Türkiye’nin 78 ilinden 366 ve İzmir’in tüm ilçelerinden bin 150 olmak üzere toplam bin 516 muhtar katıldı. Muhtarların sorunlarını anlatıp çözüm önerilerini sunan Kılıçdaroğlu, “Ben sizin oyunuza talip değilim, ben sizin sorunlarınızı çözmeye talibim. Bunu da unutmamanızı isterim” diye konuştu.

“Demokrasi çarkının iyi çalışması lazım”

Gittiği illerde mutlaka muhtarlarla toplantı yaptığını belirten Kılıçdaroğlu, “Biz yeni bir şeyler yapmak zorundayız. Kavga etmeden, ayrışmadan, bölünmeden, saat gibi çalışarak ülkemizi inşa etmek zorundayız. Bazen kolunuzda saat taşırsınız. Arka kapağında mekanizma görürsünüz. Her bir çark kendi görevini yapar ve 24 saati bildirir. O çark iyi çalışmazsa zamanı doğru öğrenemeyiz. Demokrasi çarkının iyi çalışması lazım. Bu çarkın en büyük halkasını muhtarlar oluşturuyor. Çünkü siz seçimle geliyorsunuz. 2023’ten sonra ikinci yüzyıla başlayacağız. İkinci yüzyıla başlarken bu ülkede huzurun, demokrasinin, gelişmenin, kalkınmanın olmasını istiyoruz. Bütün Türkiye’de huzur olmasını istiyoruz. Elbette farklı düşünebiliriz ama hepimizin vatan ve bayrak aşkı kaçınılmazdır. Biz bu bayrak altında huzur içinde yaşamak istiyoruz” sözlerine yer verdi.

“Bütçenizin olması lazım”

Muhtarların sorunlarına yönelik çözüm önerilerini sıralayan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Akademisyenlerimiz tarafından muhtarlık kurumunun tarihçesi anlatıldı ama bu kurum ne kadar değerli, siyaset bu kuruma yeterli desteği ve önemi veriyor mu? Bunu aklınızda tutun. Sizin adınıza söyleyeyim; değeri de önemi de vermiyor. ‘Muhtarlar değerlidir’ deyip alkışlarsak bunun altı boştur. ‘Muhtarlar vazgeçilmez’ dersek bunun da altı boştur. 82 kanun, tüzük, yönetmelik ve maddelerde muhtar adı geçer ama temel muhtarlık kanunu yok. Temel muhtarlık kanununa ihtiyacımız var. Bunu yaptık. 105 maddeden oluşan kanun taslağını hazırladık. İlgili kuruluşlara gönderdik. ‘Bakın ve bize dönüş yapın’ dedik. Seçim olur, sizlerin birleşik oy pusulanız yok. Girersiniz kabine, beğenmediğinizin pusulasını cebine koyarsınız, sonra pusula yok ortada. Bu, siyaset kurumunun muhtarlığa değer vermediğinin göstergesidir. Muhtarlık kurumuna değer veriyorsanız birleşik oy pusulasının olması lazım. Belediyelerin binaları vardır. Muhtarların büyük kısmının ya binası yoktur, ya derme çatmadır ya da kiralıktır. Bizim bağlı belediyelerimiz tek tip muhtarlık yeri yaptı ve teslim etti. Bunu da hafızanızın bir yerinde tutun. Sizin bir bütçeniz yok. Çünkü siyaset kavramı size önem vermiyor. Bir bütçenizin olması lazım. Bütçe aynı zamanda denetim demektir.”

“Dersimize iyi çalışıyoruz”

Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bize ‘Muhtarlara parayı nereden vereceksiniz?’ diyorlar. Mahallerde emlak vergisi alınıyor. Yüzde 1-2’si muhtarlara tahsis edilse ayıp mı olur, günah mı olur? Biz sadece muhtarlık kurumu değil, belediyeyi de güçlendirmek istiyoruz. Gelişmiş ülkelerde yerel vergileri yerel yönetimler alır. Hem kaynak vermiyorsunuz hem ‘sorunu çöz’ diyorsunuz. Biz dersimize iyi çalışıyoruz. Çünkü Türkiye’yi adaletle, birikimle yönetmeye talibiz. Köy tüzel kişilikleri, mahalleye dönüştürüldü ama hala köy. Malına, mülküne el koydular. Onları iade edeceğiz. ‘Muhtarlara bir bütçe olsun’ dedim. Fakir bir aile sorunla karşılaşıyorsa o aileye muhtar o bütçeden yardım eder. Sosyal yardımları politik amaçlarla değil muhtarlık aracılığı ile dağıtmak lazım. Sosyal yardımı muhtar dağıtacak. Muhtarın politik kimliği yoktur. Her muhtar, kendi mahallesinde bir karar alınacaksa o meclise katılıp söz ve karar sahibi olacak. Demokrasi, katılımcılıktır. Muhtarlık, kamu görevi olarak sayılmıyor. Belediye başkanları, muhtarlarla ortak proje yapamaz. Kanunun değişmesi lazım. Muhtarlığın bir kamu kurumu olarak görülmesi lazım.”

“Halkımızın vicdanısınız”

Demokrasinin, 5 yılda bir sandığa gidip oy kullanmaktan ibaret olmadığını ifade eden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de şöyle konuştu:
“Demokrasi, her an her yerde birlikte yaşamanın huzurunu sağlayan düzendir. Diri vicdanlarla toplumun huzurunun teminat altına alınmasıdır. Ben, Türkiye’nin değerli muhtarlarını, sizleri, halkımızın vicdanı olarak görüyorum. Bu nedenle muhtarlık müessesesi, bir vicdan örgütlenmesi olan demokrasinin kilit taşıdır. Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, cumhuriyetimizin ikinci yüzyılı için muhtarlık kurumuna dair iade-i itibar politikasını çok somut olarak tarif etmektedir. Bu politikanın gereğini yerine getirmek için merkezi yönetimin yanında yerel yönetimlere de büyük sorumluluklar düşüyor. Bu nedenle İzmir Büyükşehir Belediyesi, geleceğin Türkiye’sindeki muhtarlık anlayışını şimdiden ete kemiğe büründürmek için var gücüyle çalışıyor. Bugünkü buluşmamız, Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun tüm Türkiye için tarif ettiği muhtarlık politikasını İzmir’de uygulama kararlılığımızın bir sonucudur.”

“Muhtarlarımız, bizim icraat rehberimiz”

İzmir’in 30 ilçesinde, muhtarların tamamıyla verimli bir çalışma yürüttüklerini kaydeden Başkan Soyer, “Muhtarlarımız, bizim icraat rehberimiz. İzmir’de yürüttüğümüz tüm çalışmaların yaşam bulmasında, muhtarlarımızın talep, görüş ve önerileri belediyemize yol gösteriyor. Muhtarlarımızla buluşmaların ışığında, merkez mahallelerimizde çalışan bir Acil Çözüm Ekibi kurduk. Bu ekibimiz, ekonomik açıdan dezavantajlı mahallelerimizin sorunlarını süratle çözüme kavuşturuyor. Köylerimiz içinse çiftçilerimizin üretim desenini belgeleyen bir Kırsal Saha Ekibi oluşturduk. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin alım garantisi programını, bu çalışmanın sonuçlarına göre belirliyor, böylelikle en yoksul üreticilerimizi hızla destek kapsamına alıyoruz. Tüm bu çalışmalarımızı değerli muhtarlarımızla eşgüdüm içinde yürütüyoruz” dedi.
Toplantının soru-cevap bölümü, basına kapalı olarak gerçekleştirildi.
(İHA)

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Ekonomi

TCMB: Enflasyonda Ramazan ayına özgü unsurların etkisinin belirgin olduğu gıda fiyatları öne çıkmıştır

Merkez Bankası PPK özetinde Şubat ayı tüketici enflasyonu artışında ücret ve geriye doğru endeksleme davranışının devam eden yansımalarının hissedildiği hizmet fiyatlarının yanı sıra Ramazan ayına özgü unsurların etkisinin belirgin olduğu gıda fiyatlarının öne çıktığı ifade edildi. Bu dönemde özellikle kırmızı et ve bağlantılı işlenmiş et ürünleri ile çiğ süt referans fiyat artışının yansımalarının izlendiği süt ve süt ürünleri fiyatlarında artış oranının belirgin olduğuna işaret edildi.

İSTANBUL-
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetini yayımladı. Özette, Şubat ayı enflasyonunda ücret ve geriye doğru endeksleme davranışının devam eden yansımalarının hissedildiği belirtildi. Raporda Ramazan ayına özgü unsurların etkisinin belirgin olduğu gıda fiyatlarının öne çıktığı ifade edildi.
Metinde şu ifadeler yer aldı:

“Küresel büyüme görünümü yatay seyretmekte, işgücü piyasalarındaki sıkılık ise devam etmektedir. Türkiye’nin dış ticaret ortaklarının ihracat paylarıyla ağırlıklandırılan küresel büyüme endeksinin 2023 yılı dördüncü çeyrek yıllık büyümesi yüzde 1,76 olarak gerçekleşerek bir önceki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı sonrasında yatay bir seyir izlemiştir. 2024 yılı ilk çeyreğine ilişkin tahminler ise yüzde 1,85 düzeyindedir. Bu çerçevede, küresel ekonomide geçen yılın üçüncü çeyreğinde yaşanan yavaşlamanın son çeyrekte de devam ettiği ve küresel iktisadi faaliyetin zayıf seyrini sürdürdüğü değerlendirilmektedir. Bununla birlikte, gerek ihracat ağırlıklı küresel büyüme görünümü gerekse ocak ve şubat ayı PMI verileri, iktisadi faaliyette 2023 yılı son çeyreğine göre ılımlı bir toparlanmaya işaret etmektedir. Enflasyonda kalıcı düşüş sağlamak amacıyla sıkı para politikalarının sürdürülmesi ve jeopolitik risklerin varlığı 2024 yılında küresel iktisadi faaliyetin seyri açısından öne çıkan risk faktörleri olarak görülmektedir.

Çekirdek enflasyonun ve enflasyon beklentilerinin yüksek seviyeleri, küresel enflasyonun bir süre daha merkez bankalarının hedeflerinin üzerinde seyretmeye devam edeceğini ima etmektedir. 2023 yılında enflasyonda görülen keskin düşüşe rağmen birçok ülkede, özellikle hizmet enflasyonundaki katılık dikkat çekmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde faiz indirimleri parasal sıkılığı koruyacak şekilde sürdürülürken, gelişmiş ülke merkez bankalarının da 2024 yılı içerisinde faiz indirimlerine başlamaları beklenmektedir. Ancak, merkez bankalarının son dönem iletişimleri ve ABD ocak ve şubat enflasyon verilerinin beklentilerin üzerinde gerçekleşmesi sonucunda piyasa fiyatlamaları önceki PPK dönemine kıyasla daha temkinli bir indirim patikasına işaret etmektedir. GOÜ’lere yönelen portföy akımları, ocak ayı başından itibaren görülen yavaşlamanın ardından, risk iştahındaki olumlu seyre bağlı olarak son haftalarda yeniden artış göstermiştir.

Parasal ve Finansal Koşullar

Bir önceki PPK döneminden bu yana toplam kredi büyümesinde ivmelenme gözlenmiştir. Bireysel kredilerin 4 haftalık ortalama büyüme oranları önceki PPK toplantısı haftasından bu yana artarak, yüzde 4,12 seviyesinde gerçekleşmiştir. İhtiyaç kredilerinde ve bireysel kredi kartlarında bu oran sırasıyla yüzde 4,59 ve yüzde 5,34 seviyesindedir. Taşıt kredileri ise yüzde 0,59 azalarak yılbaşından bu yana sergilediği zayıf seyrine devam etmiştir. Diğer taraftan, Türk lirası ve kur etkisinden arındırılmış yabancı para ticari kredilerin aynı dönemde 4 haftalık ortalama artış oranları sırasıyla yüzde 3,34 ve 1,28 seviyesinde gerçekleşmiştir.
Mart ayı içinde yapılan düzenlemelerle finansal koşullar sıkılaştırılmış, para politikası aktarımı desteklenmiştir. Bu kapsamda, Türk lirası ticari ve ihtiyaç kredileri için aylık büyüme kısıtları yüzde 2’ye düşürülmüş, uygulamanın etkinliğini artırmak amacıyla büyüme kısıtlarının aşılması durumunda menkul kıymet tesisine ek olarak zorunlu karşılık tesisi getirilmiştir. Kredi kartı nakit çekim ve kredili mevduat hesaplarında uygulanacak azami faiz oranları ihtiyaç kredi faizleri ile uyumlu olarak yüzde 4,42’den yüzde 5’e yükseltilmiştir. Öte yandan, Türk lirası mevduatın desteklenmesi amacıyla, tüzel kişiler için Türk lirası pay artış hedefi getirilmiş, gerçek kişi Türk lirası pay artış hedefleri mevcut eğilimler çerçevesinde kalibre edilmiş ve hedeflere ulaşılamaması durumundaki komisyon oranları artırılmış, yenileme ve Türk lirasına geçiş hedefini sağlayan bankalar için zorunlu karşılık tesisi üzerinden faiz ödemesi (katılım bankaları için indirim uygulaması) vadesiz ve 1 aya kadar vadeli mevduatı kapsayacak şekilde genişletilmiştir. Türk lirası cinsinden yükümlülükler için 14 günlük dönemde ortalama olarak tesis edilen zorunlu karşılık tutarının bir kısmının bloke olarak tutulmasına karar verilmiştir.

Finansal koşulları sıkılaştırıcı yönde atılan adımların da etkisiyle Türk lirası ticari kredi faizleri ve ihtiyaç kredisi (Kredili Mevduat Hesabı-KMH hariç) faizleri önceki PPK toplantı haftasından bu yana sırasıyla 6,27 puan ve 15,3 puan artarak, yüzde 59,6 ve yüzde 76,0 olarak gerçekleşmiştir. Aynı dönemde sınırlı artış gösteren konut kredisi ve taşıt kredisi faizleri 15 Mart 2024 itibarıyla sırasıyla yüzde 42,7 ve yüzde 43,1 olarak gerçekleşmiştir. Mart ayı PPK kararı ve alınan makroihtiyati tedbirler ile kredi büyümesinde dengelenme öngörülmektedir.

Okumaya devam et

Genel

Samsun’da iç sularda av yasağı 1 Nisan’da başlıyor

 Samsun İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Sağlam, Samsun’da iç sularda av yasağının 1 Nisan’da başlayacağını hatırlatarak, “Sürdürebilir avcılığın sağlanması, ekosistemin koruması için her balığa en az bir kere üreme hakkı verilmesi ancak av yasaklarının getirilmesi ile mümkündür” dedi.

SAMSUN-
İl Müdürü Sağlam, Samsun’da su ürünleri kaynaklarının korunması ve sürdürülebilirliğin sağlanması amacı ile tüm göl, gölet, baraj gölleri, akarsu, çay, dere gibi tüm iç sularda su ürünleri avcılığının 1 Nisan-30 Haziran 2024 tarihleri arasında yasaklandığını söyledi. Sağlam, “Artan nüfus ve gelişen ihtiyaçlar doğal kaynakların daha fazla kullanılmasına, doğal balık stoklarının olumsuz etkilenmesine neden olmaktayken, sürdürebilir avcılığın sağlanması, ekosistemin koruması için her balığa en az bir kere üreme hakkı verilmesi ancak av yasaklarının getirilmesi ile mümkündür. Su ürünleri av yasağı denetimleri il ve ilçe tarım ve orman müdürlüklerinde görevli teknik personel, emniyet ve jandarma personeli ile belediye zabıtaları tarafından yapılmakta olup, ticari ve amatör su ürünleri avcılığı yapan vatandaşların mağduriyet yaşamamaları için su ürünleri av yasaklarına uymaları hem kendi menfaatleri hem de su ürünleri kaynaklarının sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşımaktadır” ifadelerine yer verdi.

“Yasak öncesi avlanan balıkların stok tespitinin yapılması gerekiyor”

İç sularda sazan, kadife, siraz, yayın, tatlı su kefali ve diğer balık türlerinin avlanmasının yasak kapsamında olduğuna değinen İl Müdürü Sağlam, “Av yasağının başlaması ile birlikte balıkçılarımızın kayıklarını karaya çekmeleri zorunludur. Av yasağının sona ereceği 1 Temmuz 2024 tarihine kadar balıkçı teknelerinin iç sulara açılması, gerek teknelerde gerekse kıyıda av araç ve gereçlerinin bulundurması da yasak kapsamında olduğu unutulmamalıdır. Av yasağının başlaması ile birlikte yasaktan önce avlanılan balıkların en geç 3 gün içerisinde il/ilçe tarım ve orman müdürlüklerine stok tespitinin yaptırılmasını takiben satışı yapılabilecektir. Tespiti yapılmayan ürünlerin nakline ve pazarlanmasına izin verilmeyecek ve ilgililer hakkında yasal işlem başlatılacaktır. Stok tespiti yaptırılan balıkların satışında ‘stok tespit belgesi’ bulundurulmalı ve bu balıkların 7 gün içinde satışının gerçekleştirilmesi veya işlenmesi gerekmektedir” diye konuştu.

Balıkçıların ve vatandaşların bu yasaklara dikkat etmeleri gerektiğine dikkat çeken Sağlam, denetimlerin çok yönlü olarak yapılacağını, yasak dönemde avcılık yapanların ihbar edilmesi gerektiğini kaydetti. Sağlam, yasak ve sınırlandırmalara uymayanlar hakkında ‘Su Ürünleri Kanunu’ gereğince idari para cezası uygulanacağını da sözlerine ekledi.

Okumaya devam et

Genel

Başkan Demirtaş’tan “Büyüklerimiz Bize Yük Değilsiniz” uygulaması

Samsun’un İlkadım Belediye Başkanı ve Adayı Necattin Demirtaş, “Büyüklerimiz Bize Yük Değilsiniz” uygulaması ile halk pazarlarında yürümekte zorluk çeken 65 yaş üstü yaşlıları elektrikli mopedlerle evlerine bırakacaklarını söyledi.

HAMİDE GONCA
SAMSUN-
İlkadım Belediye Başkanı Necattin Demirtaş, vatandaşların hayatlarını kolaylaştırmaya yarayan çalışmalara devam ediyor. Başkan Demirtaş, bu sefer de halk pazarlarında alışveriş yapan yaşlıların ulaşım sorununa el attı. Demirtaş, yürümekte zorlanan ve yorulan 65 yaş üstü yaşlıları 3 tekerlekli mopedlerle evlerine kadar bırakacaklarını ifade etti.

“Büyüklerimiz Bize Yük Değilsiniz”

Büyüklerin ve yaşlıların bir yük değil nimet olduğunu ifade eden Başkan Demirtaş, “Bu anlayışla hizmet etmeye, şehrimizi inşa ederken hayatın her alanına dokunan çalışmalarımızla da insanımızı ihya etmeye çalışıyoruz. Yaşlılarımızın gönüllerini ve hayır dualarını alıyoruz. Zor durumda ve yardıma muhtaç vatandaşlarımıza destek olmak için tüm gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz inşallah. Bu şiarla Büyüklerimiz Bize Yük Değilsiniz uygulamamızla ilçede kurulan halk pazarlarında yürümekte zorluk çeken 65 yaş üstü eli öpülesi büyüklerimizin pazar alışverişleri sonrası elektrikli 3 tekerlekli mopedlerle evlerine bırakacağız. Sosyal belediyecilik anlayışıyla hareket ediyoruz. Sosyal politikalarımızda önceliğimiz her zaman ilçe halkımız oldu. İnsan ve toplum odaklı projeler üretiyoruz. Vatandaşlarla sürekli fikir alışverişinde bulunuyoruz. Ortak akılla projelerimizi hayata geçiriyoruz. Huzur içerisinde yaşanacak bir İlkadım inşa etmenin kaygısı içerisindeyiz” dedi.

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.