Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Ekonomi

Emisyon skandalında Türkiye’de ilk karar çıktı

Alman otomobil devi Volkswagen’in (VW), Avrupa ve ABD’de emisyon testi sonuçlarını tahrif eden hileli bir yazılımla donatılmış dizel araçları satın alanlara tazminat ödemesinin ardından Türkiye’de skandala ilişkin açılan bir davadan karar çıktı. Mağdur sürücünün zararı tazmim için açtığı dava Tüketici Mahkemesi tarafından reddedilirken, Yargıtay’dan emsâl bir karar çıktı.

BURSA – Dünyayı sarsan emisyon skandalında Türkiye’de konuyla alakalı açılan bir davada önemli bir karar çıktı. İçtihat Bülteni’nden edinilen bilgiye göre, T.S,, yıllardır hayalini kurduğu 2013 model Passat aracı alınca hayatının şokunu yaşadı. 1.6 TDI BMT 105 PS aracın tüm bakımlarını yetkili serviste yaptıran sürücü, aracın sık sık arızalanmasıyla mağdur oldu. Hakkını korumak için Tüketici Mahkemesi’ne başvuran davası T.S., araca, emisyon ölçümlerindeki hata nedeni ile 21/02/2017 tarihinde ücretsiz olarak 23r7 aksiyonu adı verilen bir işlem yapıldığını kaydetti. Söz konusu hata durumu nedeni ile Volkswagen’in bazı yabancı ülkelerdeki araçlarını geri çağırdığını, Türkiye’de ise onarım yolu ile durumu düzeltmeye çalıştığını öne sürdü. Davacı T.S., aracına 23r7 aksiyonu işlemi yapıldıktan sonra sarsıntılı çalışması, yakıtının artması, motor ve egzoz gazı uyarısı vermesi, hızlanmaması üzerine yetkili servise onlarca kez başvurmasına rağmen arızanın tam olarak giderilmediğini ileri sürdü. Yolda kalan aracı çekici marifetiyle davalıya ait servise getirdiğini, araçtaki arızaların halen devam ettiğini ileri sürerek öncelikle aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesini, bu durumun mümkün olmaması halinde ise fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 500 TL’nin aracın satış tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istedi.

Davalı şirket ise davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, üretici tarafından yapıldığı iddia edilen işlemlerden teknik ve hukuki kapsamda bilgi sahibi olmasının imkansız olduğunu dile getirdi. Davacının sözü edilen şikayetlerinin servis aksiyonu ile ilgili olmadığını ve bunların ayıp niteliğinde de olmadığını, davaya konu aracın 4 yıldır 155.000 km’ye kadar kullanıldığını, araç sahibi bilgisinin en az üç kez değiştiğini, aracın emisyon ayarları ile ilgili yapılan test ile araçta meydana gelen arızaların birbirleriyle bağlantılı olmadığını iddia etti. Mahkeme, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine hükmetti. Davacı kararı istinafa götürdü. Bölge Adliye Mahkemesi, itirazın reddine karar verdi. Hukuk mücadelesini sürdüren mağdur sürücü, kararı temyiz edince devreye Yargıtay 3. Hukuk Dairesi girdi.

Skandal yeterince tartışılmamış

Yargıtay kararında; davacının 23r7 aksiyonu tabir edilen yazılım güncellemesi sonucu aracının ayıplı hale geldiğini ve aybın giderilmediğini, her seferinde aybın yeniden ortaya çıktığını ileri sürüldüğü hatırlatıldı. Mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporunda, davacının aracını ayıplı hale getirdiğini ileri sürdüğü 23r7 uygulamasının içeriği açıkça tartışılmadığı vurgulandı. Kararda şu ifadelere yer verildi: “Dava konusu araca 23r7 uygulaması işleminin yapılmasına ilişkin kayıtlar dosyada değildir. Rapordan bahse konu uygulamanın NOx gazı emisyon değerlerini taahhüt edilen sınırlarda gösteren hileli yazılımı ortadan kaldırarak gerçek değerlerin gösterilmesini sağlamayı mı, yoksa emisyonu taahhüt edilen değerlere çekmeyi mi amaçladığı net değildir. Taahhüt edilen değerlere çekmeyi amaçlıyor ise, yazılımla birlikte 1.6 litrelik dizel motorlar için gerçekleştirilen yazılım güncellenmesine ilave olarak bir hava akış düzenleyicisinin de eklenip eklenmediği, araca ayrıca bir parça ilavesi yapılıp yapılmadığı anlaşılamamaktadır. Raporda; söz konusu uygulamanın, aracın performansını etkilemeyeceği belirtilmekle birlikte bunun gerekçelerine açıkça ve somut verilere dayalı olarak yer verilmemiştir. Bu hali ile raporun denetime elverişli olduğundan bahsedilemez. O halde Tüketici Mahkemesince dava konusu araca 23r7 uygulaması yapılmasına ilişkin kayıtlar getirtilerek, bilirkişi kurulundan davacı iddialarını ve itirazlarını karşılar şekilde somut verilere dayalı, gerekçeli, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli ek rapor alınarak hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir. Temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına, ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına bozulmasına oy birliğiyle karar verildi.”

Çevre

Kentsel Dönüşüm Başkanlığı Samsun’da 314 arsayı satışa çıkarıyor

 Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Kentsel Dönüşüm Başkanlığı, Samsun’da 314 muhtelif arsayı yatırım yapmak isteyenler için avantajlı şartlarda satışa çıkarıyor.

SAMSUN-
Samsun’daki 314 arsa; yüzde 25 peşin, 24 ay vadeyle satışa çıkacak. Bakanlık, peşin ödemelerde yüzde 20 indirim avantajı ile yatırım yapmak isteyenler için büyük bir fırsat sunuyor. 30 Nisan Salı günü saat 10.30’da yapılacak müzayedelere çevrimiçi (on-line) katılım da sağlanabilecek.

Büyük fırsat için başvurular başladı, on-line katılım sağlanabilecek

Konut, tarım ve plansız alan niteliğindeki 314 muhtelif arsa için alıcılar gün sayıyor. Samsun’daki arsalar için başvurular başladı. Açık artırma 30 Nisan Salı günü saat 10.30’da yapılacak. Ankara/Çankaya Holiday Inn Hotel ile Samsun Büyükşehir Belediyesi Çok Amaçlı Salon’da yapılacak artırmaya internet üzerinden de (emlakmuzayede sitesinden) teklif verilebilecek.

“Bu fırsat kaçmaz”

Türkiye’nin en güzel şehirlerinden biri olan Samsun’da arsa sahibi olma fırsatının kendisini çok heyecanlandırdığını ifade eden Olgun Aydoğan, “Kentsel Dönüşüm Başkanlığı, Samsun’daki 314 arsayı yüzde 25 peşin, 24 ay vadeyle satışa çıkaracak. Peşin ödemelerde yüzde 20 indirim avantajı ile yatırım yapmak isteyenler için büyük bir fırsat sunuluyor. Bu fırsat beni çok heyecanlandırdı. Bir firmayla anlaşıp 2-3 daire sahibi olabilirim. Yatırım için ise uzun vadede kullanabilirim. Bu fırsat kaçmaz” dedi.

“Arsa sahibi olmak isteyenleri açık arttırmaya davet ediyorum”

Kendisi gibi arsa sahibi olmak isteyen vatandaşları müzayedeye davet eden Kadriye Arslan ise “Samsun’dan arsa almak istiyordum. Güvenilir yerden, uygun şartlarda arsa bulmak oldukça zor. Alacağım arsayı daire karşılığında inşaata verebilir ya da yatırım için bekletebilirim. Tüm uzmanlar da günümüz şartlarında en önemli yatırım aracının arsa almak olduğunu dile getiriyor. Arsa sahibi olmak isteyen vatandaşları bu imkanlardan yararlanmaya davet ediyorum” diye konuştu.

30 Nisan Salı günü saat 10.30’da yapılacak müzayede hakkında ayrıntılı bilgilere internet sitesinden ve 0212 608 15 00 numaralı telefondan ulaşılabilecek.

Okumaya devam et

Ekonomi

ATO Başkanı Baran: Ticaretin önündeki en büyük engel enflasyon

Ankara Ticaret Odası’nın (ATO) düzenlediği “Enflasyon Düzeltmesi, Enflasyon Muhasebesi Midir?” adlı panelde enflasyon düzeltmesi uygulamasının avantajları, dezavantajları ve hukuki boyutları ele alındı.

Oğuzhan Halil Özbek
ANKARA-
ATO Meclis Salonu’nda ATO, İstanbul Gedik Üniversitesi, Başkent Üniversitesi ve Atılım Üniversitesi işbirliğinde düzenlenen panele ATO Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, İstanbul Gedik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kesik, Ankara Vergi Dairesi Başkanı Yüksel Duman ile Ankara Yeminli Mali Müşavirler Odası Başkanı Ali Şeref Acar, ATO Meclis ve Komite Üyeleri ile çok sayıda mali müşavir izledi.

“Sattığımız ürünü yerine koyamıyoruz”

ATO Başkanı Baran, konuşmasında enflasyonun sadece Türkiye’de değil dünyada ticaretin sağlıklı işlemesini engelleyen nedenlerden biri olduğuna dikkat çekerek, “Ticaretin önündeki en büyük sıkıntı belirsizlik ortamı, belirsizliğin de nedeni enflasyon. Sattığımız bir ürünü aynı fiyattan yerine koyamıyoruz. Sattığımız ürünü yeniden alırken satış fiyatının bile üzerinde almaya başladık. Ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Görünürde yüksek karlar elde ediyoruz ve bu görüntü nedeniyle hak etmediğimiz vergilerle karşı karşıyayız. Çok para kazandığımız görüntüsü gerçek değil, sanal bir karlılıkla karşı karşıyayız. Bu fiktif kar nedeniyle vergiyle muhatap olmamamız gerekiyor” dedi.

Baran, enflasyonun iş dünyasını etkileyen sonuçlar ortaya çıkardığını, krediye ulaşmakta ve neredeyse tek ödeme aracı haline gelen kredi kartı konusunda sorun yaşadıklarını anlattı. Baran, “Hep birlikte geçici olan bu sıkıntılara katlanıp, en kısa sürede enflasyon derdinden ve beraberindeki sorunlardan uzaklaşmayı bekliyoruz” dedi.

Enflasyon muhasebesinin sanal karları görünür hale getirerek vergi yükünü azaltacağı ümidiyle talep edildiğini kaydeden Baran, “Bütün amaç yıllardan beridir söylediğimiz gibi verginin tabana yayılarak adaletli hale gelmesi” diye konuştu.

Baran, Başkent, Atılım ve İstanbul Gedik Üniversiteleri ile birlikte gerçekleştirdikleri panelin enflasyon muhasebesi konusunda iş dünyasının daha fazla bilgilenmesine katkı sağlamasını hedeflediklerini anlattı. Baran, “Ekonomik büyüme ve gelişmeyi sağlayabilmek için verginin iş dünyasının rekabet düzeyini yükseltecek ve ekonomik büyümeye zemin hazırlayacak bir nitelikte ve oranda olması gerektiği kanaatindeyiz” dedi. Baran, panelin üyelerin yararlanması amacıyla yayın haline getirileceğini de kaydetti.

Panelin açılışına Atılım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Serkan Eryılmaz da bir mesajla katıldı.

“Borçsuz ve teknik iflası olmayan firma neredeyse yok”

Atılım Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nevzat Saygılıoğlu moderatörlüğünde gerçekleşen panelde, Başkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nalan Akdoğan, Ankara YMMO E. Başkanı Yeminli Mali Müşavir Sakıp Şeker, İstanbul Gedik Üniversitesi Öğretim Görevlisi Yeminli Mali Müşavir Nazmi Karyağdı ve ATO 65 No’lu Danışmanlık Hizmetleri Meslek Komitesi Başkanı Yeminli Mali Müşavir Soner Ülgen birer sunum yaptı. Atılım Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Saygılıoğlu, ATO Başkanı Baran’ın bir iş adamı olarak enflasyon muhasebesi konusunda iş adamlarının beklentisini yalın bir şekilde aktardığını ifade ederek, 2024 yılında devletin indirim, istisna ve muafiyetler yoluyla 2,3 trilyon lira vergiden vazgeçtiğini söyledi. Enflasyon muhasebesi uygulamasının borçlu firmalara vergi yükü çıkartabileceğine dair görüşler olduğunu aktaran Saygılıoğlu, “Borçsuz firma yok, teknik iflası olmayan firma neredeyse yok. Bu konuların ilerleyen süreçte iş dünyasının, dolayısıyla siyasetin de önüne geleceğini tahmin ediyorum” dedi. Saygılıoğlu, konuşmasında vergi affı uygulamalarını da eleştirdi.

Okumaya devam et

Ekonomi

Konut satışları mart ayında ülke genelinde yüzde 0,1 azaldı

Türkiye genelinde konut satışları Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 0,1 azalarak 105 bin 394 oldu.

İSTANBUL-
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2024 yılı Mart ayı konut satış istatistiklerini açıkladı. Buna göre, Türkiye genelinde konut satışları Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 0,1 azalarak 105 bin 394 oldu. Konut satışlarında İstanbul 19 bin 40 konut satışı ve yüzde 18,1 ile en yüksek paya sahip oldu. Satış sayılarına göre İstanbul’u 9 bin 523 konut satışı ve yüzde 9,0 pay ile Ankara, 6 bin 413 konut satışı ve yüzde 6,1 pay ile İzmir izledi. Konut satış sayısının en az olduğu iller sırasıyla 23 konut ile Ardahan, 42 konut ile Bayburt ve 55 konut ile Hakkari oldu.

Konut satışları Ocak-Mart döneminde yüzde 1,3 azaldı

Konut satışları Ocak-Mart döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1,3 azalışla 279 bin 604 olarak gerçekleşti.

İpotekli konut satışları 12 bin 880 olarak gerçekleşti

Türkiye genelinde ipotekli konut satışları Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 49 azalış göstererek 12 bin 880 oldu. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı yüzde 12,2 olarak gerçekleşti. Ocak-Mart döneminde gerçekleşen ipotekli konut satışları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 53,0 azalışla 27 bin 622 oldu.

Mart ayındaki ipotekli satışların, 3 bin 105’i; Ocak-Mart dönemindeki ipotekli satışların ise 6 bin 569’u ilk el satış olarak gerçekleşti.

Diğer satış türleri sonucunda 92 bin 514 konut el değiştirdi

Türkiye genelinde diğer konut satışları Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 15,3 artarak 92 bin 514 oldu. Toplam konut satışları içinde diğer satışların payı yüzde 87,8 olarak gerçekleşti. Ocak-Mart döneminde gerçekleşen diğer konut satışları ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 12,3 artışla 251 bin 982 oldu.

İlk el konut satış sayısı 34 bin 399 olarak gerçekleşti

Türkiye genelinde ilk el konut satış sayısı, Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 4,6 artarak 34 bin 399 oldu. Toplam konut satışları içinde ilk el konut satışının payı yüzde 32,6 oldu. İlk el konut satışları Ocak-Mart döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 5,2 artışla 88 bin 256 olarak gerçekleşti.

İkinci el konut satışlarında 70 bin 995 konut el değiştirdi

Türkiye genelinde ikinci el konut satışları Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2,2 azalış göstererek 70 bin 995 oldu. Toplam konut satışları içinde ikinci el konut satışının payı yüzde 67,4 oldu. İkinci el konut satışları Ocak-Mart döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 4,0 azalışla 191 bin 348 olarak gerçekleşti.

Yabancılara Mart ayında bin 778 konut satışı gerçekleşti

Yabancılara yapılan konut satışları Mart ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 47,9 azalarak bin 778 oldu. Mart ayında toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı yüzde 1,7 oldu. Yabancılara yapılan konut satışlarında ilk sırayı 652 konut satışı ile İstanbul aldı. İstanbul’u sırasıyla 618 konut satışı ile Antalya ve 151 konut satışı ile Mersin izledi.

Yabancılara yapılan konut satışları Ocak-Mart döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 48,0 azalarak 5 bin 685 oldu.

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.