Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Genel

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Sözüm ona tedbirler kaygı verici

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Son yıllarda İslam ve yabancı düşmanı ırkçı söylem ve eylemlerde kaygı verici bir artış yaşanıyor

Derya Yetim
ANKARA-Müslümanlar birçok ülkede, bilhassa Avrupa’da ırkçı, ayrımcı, İslam ve yabancı düşmanı eylemlere maruz kalıyor. Müslüman toplumunun temel insan hak ve özgürlüklerini kısıtlayan sözüm ona tedbirler kaygı vericidir” dedi.

İstanbul’da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) toplantısına video mesaj gönderen Cumhurbaşkanı Erdoğan, mesajında dünyada yaşanan ekonomik ve siyasi gelişmelere dikkat çekti. Küresel emtia fiyatlarında gözlenen olağan dışı seyrin dünya genelinde enflasyon oranlarını tetiklediğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnsanlık olarak korona virüs salgınının etkilerini hayatımızın her alanında derinden hissettik. Örneğin, küresel ölçekte meydana gelen arz-talep dengesizlikleri, emtia fiyatlarında yüksek artışlara yol açmıştır. Dünya Tarım ve Gıda Örgütü Gıda Fiyatları Endeksi, ekim ayında yıllık yüzde 31,5 oranında artarak 2011 yılından bu yana en yüksek seviyesine çıkmıştır. Uluslararası Para Fonu Emtia Genel Endeksi keza ekim ayında yüzde 74, enerji fiyatları yüzde 176, enerji dışı emtia fiyatları ise yüzde 20,5 oranında artmıştır. Küresel emtia fiyatlarında gözlenen bu olağan dışı seyir dünya genelinde enflasyon oranlarını tetiklemiştir. Doğal kaynakların israfı, gıda güvenliğini ve gıda üretimini tehlikeye atmıştır. Böyle bir konjonktürde teşkilatımızın 8. Gıda Güvenliği ve Tarımsal Kalkınma Bakanlar Konferansı’na ev sahipliği yaptık. Konferansta tarım sektörünün güçlendirilmesi, kırsal kalkınmanın teşviki, gıda israfının önlenmesi, su kaynaklarının etkin yönetimi ve İslam İşbirliği Teşkilatı Stratejik Tarımsal Ürünler Eylem Planı ile gıda güvenliği rezervi gibi önemli konuları ele aldık. Geleceğimizi tehdit eden zorunlu göç, yoksulluk, terör, iklim değişikliği gibi sorunlar karşısında da kalıcı çözümler üretmemiz gerekiyor. Sahip olduğumuz işbirliği platformlarını bu doğrultuda en iyi şekilde değerlendirmeli, müşterek politika ve programlar geliştirmeliyiz. İSADAK’ın gündemindeki en önemli ticaret projesi, tercihli ticaret sistemidir. Haziran ayındaki Ticaret Müzakereleri Komitesi toplantısında sistemin uygulama tarihi olarak 1 Temmuz 2022 tarihi belirlendi. Henüz sisteme taraf olmayan devletlerin de sürece katılımıyla teşkilat içi ticareti çok daha yüksek seviyelere taşıyacağımıza inanıyorum. Hedefimiz, karşılıklı ticaretimizin toplam ticaretimiz içindeki payını yüzde 25’lere çıkartmak olmalıdır. Uluslararası ticaret ve yatırım uyuşmazlıklarının çözümü için önerdiğimiz tahkim merkezinin faaliyete geçmesini memnuniyetle karşılıyorum. Güçlü bir sahiplenme ile tahkim merkezinin kısa sürede tercih edilen bir kurama dönüşeceğine inanıyorum. Bir diğer önemli İSADAK projesi olan 50 İslami endeksi kapsamında alım satıma konu olacak ürün geliştirme çalışmaları da meyvelerini veriyor. Somut bir yatırım aracı olarak ziraat portföy tarafından 50 İslami endeksi hisse senedi oluşturulması bunun örneklerindendir” diye konuştu.

“İslam ve yabancı düşmanı ırkçı söylem ve eylemlerde kaygı verici bir artış yaşanıyor”

Bu senenin bakanlar görüş alışverişi oturumunda mikro, küçük ve orta ölçekli işletmelerin Covid-19’a karşı desteklenmesinde “İslami finansın rolü” konusunun ele alınacağını, çalışma grupların kapsamında teknik konularda düzenlenen toplantılarda ise uzmanların bilgi paylaşımı ve bilgiye dayalı politika geliştirilmesi faaliyetlerini önemsediğini kaydeden Erdoğan, çalışma grupları tarafından geliştirilen somut politika tavsiyelerinin uygulanmasının da son derece önemli olduğunu kaydetti. Erdoğan, “İSEDAK Kudüs Programı ve İBEDAT Covid Müdahale Programı ile üyelerimizle İslam İşbirliği Teşkilatı kuruluşlarına mali anlamda sunduğumuz desteklerimizi daha da artırdık. Başlattığımız yeni programlarla özellikle İSEDAK kapsamında bu yıl 20 üye ülkenin 42 projesinin desteklenmesi kararlaştırıldı. İslam coğrafyasında gençlerimizin iyi yönetim alanında yetiştirilmesi ve onlara gerekli kabiliyetlerin kazandırılmasına ehemmiyet veriyorum” diye konuştu.

Erdoğan, “İslam ülkeleri sadece salgının yol açtığı sıkıntılarla değil, terörden yoksulluğa, iç çatışmalardan göçe kadar birçok zorlukla mücadele ediyor. İslam İşbirliği Teşkilatı üyeleri olarak bir taraftan ekonomik işbirliğimizi güçlendirirken, diğer taraftan da kardeş ülkelere gereken siyasi, insani, mali ve hukuki desteği vermemiz gerekiyor. Afganistan’da barış ve istikrarın tesisi ortak temennimizdir. 40 yıldır çatışmayla, terörle, işgalle boğuşan Afganistan’ın yanında olmak, Afgan halkına karşı kardeşlik görevimizdir. Kış şartları ile ciddi bir krizle karşı karşıya olan Afganistan’a yönelik insani yardımların sürdürülmesi bu dönemde önceliğimiz olmalıdır. İslam ülkeleri olarak bizlerin bu çabalarda ön safta yer alması gerektiğini düşünüyorum. İslam İşbirliği Teşkilatı’nın kuruluş gayesi olan Filistin davamızı sonuna kadar savunmakta kararlı olduğumuzu tekrar vurgulamak istiyorum. İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkeler olarak Filistin davasını zaafa uğratacak her türlü hareketten kaçınmalıyız. İsrail’in Doğu Kudüs ve Batı Şeria’daki yasa dışı yerleşim, yıkım, zorla yerinden etme, tahliye politikalarına dur demeliyiz. Filistin’in başkenti Kudüs-ü Şerif’in statüsünün ve kutsiyetinin korunması için var gücümüzle çalışmalıyız. Asıl olan iki devletli çözüm ve yerleşik uluslararası parametreler temelinde kalıcı barış ve istikrarın tesisidir. Son yıllarda İslam ve yabancı düşmanı ırkçı söylem ve eylemlerde kaygı verici bir artış yaşanıyor. Müslümanlar birçok ülkede, bilhassa Avrupa’da ırkçı, ayrımcı, İslam ve yabancı düşmanı eylemlere maruz kalıyor. Müslüman toplumunun temel insan hak ve özgürlüklerini kısıtlayan sözüm ona tedbirler kaygı vericidir. Türkiye bu sorunlarla mücadelede uluslararası platformların daha etkin kullanılması, uluslararası mekanizmaların daha güçlendirilmesi ve müşterek somut adımlar atılması için her türlü çabayı göstermektedir. Teşkilat olarak bu alanda da birlik içinde hareket etmeli ve işbirliğimizi artırmalıyız. Rohingya Müslümanlarının karşı karşıya bulunduğu insanı kriz derinleşerek halen sürüyor. Rohingyaların Myanmar’a güvenli, gönüllü ve onurlu bir şekilde dönüşleri gerçekleşmeden Arakan’da çözüm ve barışa ulaşılması mümkün değildir. Mevcut siyasi krizin çözüme giden süreci sekteye uğratmamasını ümit ediyoruz. Uluslararası toplum Suriye’de yaşanan mezalimi de durdurabilmiş değildir. Suriye’nin toprak bütünlüğünü koruyacak, ülkeye güvenli şekilde geri dönüşleri sağlayacak kalıcı çözümün bulunması zaruridir. Suriye’nin toprak bütünlüğü ve milli güvenliğimize tehdit teşkil eden DEAŞ, PKK ve YPG gibi terör örgütleri ile mücadelemiz kararlılıkla sürecektir. Libya’da meşruiyetin yanında durarak verdiğimiz destek sayesinde sahada denge sağlanmış, siyasi sürecin ilerletilmesi mümkün olmuş ve tüm ülkeyi temsil eden milli birlik hükümeti kurulmuştur. Libyalı kardeşlerimizin kalıcı istikrar, barış ve refahın tesisi yönündeki çabalarına güçlü desteğimizi devam ettiriyoruz. Çin’in Sincar-Uygur Özerk Belgesi’ndeki Uygur Türkleri ve diğer Müslüman azınlıkların durumunu da büyük bir hassasiyetle takip ediyoruz. Teşkilatımızın da kuruluş amaçları doğrultusunda bu konuda hassasiyet göstermesi yönündeki beklentimizin altını çiziyorum” ifadelerini kullandı.

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Ekonomi

YEDAŞ, 564 personel, 265 nöbetçi ekip, 226 araç ve ilave tedbirler ile seçim günü teyakkuzda olacak

 Yeşilırmak Elektrik Dağıtım A.Ş. (YEDAŞ), 31 Mart yerel seçimlerinde kesintisiz enerji için ilave tedbirler aldı. YEDAŞ, 564 personel, 265 nöbetçi ekip, 226 araç ve ilave tedbirler ile seçim günü teyakkuzda olacak.

SAMSUN-
Elektrik dağıtım şebekesini sürekli geliştiren, teknoloji entegrasyonu ile akıllı şebeke sistemlerini kullanan YEDAŞ, 31 Mart Pazar günü kaliteli ve kesintisiz elektrik hizmeti sunmak için ilave tedbirleri aldı. Samsun, Ordu, Çorum, Amasya ve Sinop illerinde yaklaşık 3 milyon aboneye elektrik dağıtım hizmeti veren YEDAŞ, 31 Mart yerel seçimlerinde kesintisiz enerji için sahada olacak. Seçim nedeniyle sahadaki personel sayısını arttıran YEDAŞ, toplam 564 personeli ile 31 Mart Pazar günü 5 il ve 66 ilçede teyakkuz halinde hazır bekleyecek. YEDAŞ ayrıca, enerji arz güvenliği için hizmet bölgesindeki mülki ve idari birimlerle koordineli bir çalışma sergilemek için tüm planlamalarını tamamladı.

Arızlara en hızlı müdahale için ‘Mobil İş Gücü Yönetimi’ uygulaması kullanılacak

Elektrik firmasından yapılan açıklamada, “YEDAŞ, seçim günü daha hızlı hizmet vermek amacıyla olması muhtemel arıza ve kesintilere müdahale için ekiplerin vardiya planlarını, operasyonel süreçleri ve ekipmanları hazırladı. Şebekede ve izleme sistemlerinde uygulamaya aldığı siber güvenlik önlemleri ile elektrik dağıtım sistemlerinin güvenliğini sağladı. İzleme sistemleri üzerinden şebekede yaşanan değişiklikleri anlık kontrol eden şebeke yönetim operatörleri, arıza veya kesinti yaşanan bölgeye en yakın ekibi yönlendirecek. Mobil İş Gücü Yönetimi uygulamasının navigasyon özelliği sayesinde ekipler en kısa yoldan kesinti yaşanan bölgeye ulaşarak hızlı bir şekilde çözüm üretecek. Çağrı merkezi temsilcileri, tüketicilerin talep, şikayet ve sorularına cevap verecek. Ekipler kesinti veya arızayı gidermeye çalışırken YEDAŞ, özellikle seçim bölgelerine jeneratörlerle elektrik vermeye devam edecek” denildi.

Çağrı merkezinde ‘acil durum’ ekibi

Açıklamada ayrıca alınan tedbirler hakkında şu bilgiler verildi:
“Önemli bir kamu hizmeti veren YEDAŞ, tüketicilerin talep ve şikayetlerini dinleyerek tüketici memnuniyetini de en üst seviye çıkarmaya özen gösteriyor. Her şartta tedarik sürekliliği ve kalitesi için çalışan YEDAŞ, çeşitli nedenlerle meydana gelebilecek olağanüstü durumlarla mücadele için ‘Kriz Masası’ oluşturdu. Yaşanması muhtemel çağrı yoğunluğunda, tüm müşterilerin talep ve şikayetlerine hızlı dönüş sağlamak adına iletişim planı hazırlandı. Sürekli olarak görev başında olacak şekilde, maksimum sayıda vardiya planı oluşturuldu. Tüm bu organizasyonun eksiksiz ilerlemesini sağlayacak iletişim ekibi YEDAŞ Genel Müdürlük binasında konumlandırıldı. Buna ek olarak, muhtar grupları ile de koordineli şekilde iletişimin sürdürülmesi planlandı.”

Okumaya devam et

Genel

YSK: Oy sayımında iftar molası olmayacak

Yüksek Seçim Kurulu (YSK), Bahçe İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı’nın yaptığı Ramazan ayı nedeniyle oy sayımı sırasında iftar saatinde kısa bir mola verilmesi talebinin reddedildiğini ve sayımın aralıksız yapılacağını açıkladı.

Salih Hüdaverdi
ANKARA-
Bahçe İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı’nca Yüksek Seçim Kurulu’na gönderilen yazıda, sandık kurullarınca saat 17.00 itibarıyla sayım ve döküm işlemlerine başlanacağı ancak Ramazan ayı içerisinde bulunulması nedeniyle sadece su ile orucun açılması durumunda sağlıklı bir oy sayımının yapılamayacağı, sandık kurulu görevlilerinin iftar saatinde kısa bir mola verip veremeyeceği konusu gündeme belirtildi.

Konuyu inceleyen ve kararını açıklayan YSK, Bahçe Seçim Kurulunun talebinin, 298 Sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’un ‘Zarfların açılması, oyların sayım ve dökümü’ başlıklı 100’üncü maddesinin birinci fıkrasında, ‘Oyların sayım ve dökümüne derhal başlanır, açık ve aralıksız yapılır’ hükmü bulunduğu hatırlatıldı. YSK’nın Sandık Kurullarının Görev ve Yetkilerine Dair 138 Sayılı Genelgesinde de aynı yönde düzenleme bulunduğuna dikkati çeken kurul, bu sebeple ‘oy sayım ve döküm işlemlerinin aralıksız yapılması gerektiğine’ oy birliğiyle karar verildiği paylaşıldı.

Okumaya devam et

Ekonomi

TCMB: Enflasyonda Ramazan ayına özgü unsurların etkisinin belirgin olduğu gıda fiyatları öne çıkmıştır

Merkez Bankası PPK özetinde Şubat ayı tüketici enflasyonu artışında ücret ve geriye doğru endeksleme davranışının devam eden yansımalarının hissedildiği hizmet fiyatlarının yanı sıra Ramazan ayına özgü unsurların etkisinin belirgin olduğu gıda fiyatlarının öne çıktığı ifade edildi. Bu dönemde özellikle kırmızı et ve bağlantılı işlenmiş et ürünleri ile çiğ süt referans fiyat artışının yansımalarının izlendiği süt ve süt ürünleri fiyatlarında artış oranının belirgin olduğuna işaret edildi.

İSTANBUL-
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetini yayımladı. Özette, Şubat ayı enflasyonunda ücret ve geriye doğru endeksleme davranışının devam eden yansımalarının hissedildiği belirtildi. Raporda Ramazan ayına özgü unsurların etkisinin belirgin olduğu gıda fiyatlarının öne çıktığı ifade edildi.
Metinde şu ifadeler yer aldı:

“Küresel büyüme görünümü yatay seyretmekte, işgücü piyasalarındaki sıkılık ise devam etmektedir. Türkiye’nin dış ticaret ortaklarının ihracat paylarıyla ağırlıklandırılan küresel büyüme endeksinin 2023 yılı dördüncü çeyrek yıllık büyümesi yüzde 1,76 olarak gerçekleşerek bir önceki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı sonrasında yatay bir seyir izlemiştir. 2024 yılı ilk çeyreğine ilişkin tahminler ise yüzde 1,85 düzeyindedir. Bu çerçevede, küresel ekonomide geçen yılın üçüncü çeyreğinde yaşanan yavaşlamanın son çeyrekte de devam ettiği ve küresel iktisadi faaliyetin zayıf seyrini sürdürdüğü değerlendirilmektedir. Bununla birlikte, gerek ihracat ağırlıklı küresel büyüme görünümü gerekse ocak ve şubat ayı PMI verileri, iktisadi faaliyette 2023 yılı son çeyreğine göre ılımlı bir toparlanmaya işaret etmektedir. Enflasyonda kalıcı düşüş sağlamak amacıyla sıkı para politikalarının sürdürülmesi ve jeopolitik risklerin varlığı 2024 yılında küresel iktisadi faaliyetin seyri açısından öne çıkan risk faktörleri olarak görülmektedir.

Çekirdek enflasyonun ve enflasyon beklentilerinin yüksek seviyeleri, küresel enflasyonun bir süre daha merkez bankalarının hedeflerinin üzerinde seyretmeye devam edeceğini ima etmektedir. 2023 yılında enflasyonda görülen keskin düşüşe rağmen birçok ülkede, özellikle hizmet enflasyonundaki katılık dikkat çekmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde faiz indirimleri parasal sıkılığı koruyacak şekilde sürdürülürken, gelişmiş ülke merkez bankalarının da 2024 yılı içerisinde faiz indirimlerine başlamaları beklenmektedir. Ancak, merkez bankalarının son dönem iletişimleri ve ABD ocak ve şubat enflasyon verilerinin beklentilerin üzerinde gerçekleşmesi sonucunda piyasa fiyatlamaları önceki PPK dönemine kıyasla daha temkinli bir indirim patikasına işaret etmektedir. GOÜ’lere yönelen portföy akımları, ocak ayı başından itibaren görülen yavaşlamanın ardından, risk iştahındaki olumlu seyre bağlı olarak son haftalarda yeniden artış göstermiştir.

Parasal ve Finansal Koşullar

Bir önceki PPK döneminden bu yana toplam kredi büyümesinde ivmelenme gözlenmiştir. Bireysel kredilerin 4 haftalık ortalama büyüme oranları önceki PPK toplantısı haftasından bu yana artarak, yüzde 4,12 seviyesinde gerçekleşmiştir. İhtiyaç kredilerinde ve bireysel kredi kartlarında bu oran sırasıyla yüzde 4,59 ve yüzde 5,34 seviyesindedir. Taşıt kredileri ise yüzde 0,59 azalarak yılbaşından bu yana sergilediği zayıf seyrine devam etmiştir. Diğer taraftan, Türk lirası ve kur etkisinden arındırılmış yabancı para ticari kredilerin aynı dönemde 4 haftalık ortalama artış oranları sırasıyla yüzde 3,34 ve 1,28 seviyesinde gerçekleşmiştir.
Mart ayı içinde yapılan düzenlemelerle finansal koşullar sıkılaştırılmış, para politikası aktarımı desteklenmiştir. Bu kapsamda, Türk lirası ticari ve ihtiyaç kredileri için aylık büyüme kısıtları yüzde 2’ye düşürülmüş, uygulamanın etkinliğini artırmak amacıyla büyüme kısıtlarının aşılması durumunda menkul kıymet tesisine ek olarak zorunlu karşılık tesisi getirilmiştir. Kredi kartı nakit çekim ve kredili mevduat hesaplarında uygulanacak azami faiz oranları ihtiyaç kredi faizleri ile uyumlu olarak yüzde 4,42’den yüzde 5’e yükseltilmiştir. Öte yandan, Türk lirası mevduatın desteklenmesi amacıyla, tüzel kişiler için Türk lirası pay artış hedefi getirilmiş, gerçek kişi Türk lirası pay artış hedefleri mevcut eğilimler çerçevesinde kalibre edilmiş ve hedeflere ulaşılamaması durumundaki komisyon oranları artırılmış, yenileme ve Türk lirasına geçiş hedefini sağlayan bankalar için zorunlu karşılık tesisi üzerinden faiz ödemesi (katılım bankaları için indirim uygulaması) vadesiz ve 1 aya kadar vadeli mevduatı kapsayacak şekilde genişletilmiştir. Türk lirası cinsinden yükümlülükler için 14 günlük dönemde ortalama olarak tesis edilen zorunlu karşılık tutarının bir kısmının bloke olarak tutulmasına karar verilmiştir.

Finansal koşulları sıkılaştırıcı yönde atılan adımların da etkisiyle Türk lirası ticari kredi faizleri ve ihtiyaç kredisi (Kredili Mevduat Hesabı-KMH hariç) faizleri önceki PPK toplantı haftasından bu yana sırasıyla 6,27 puan ve 15,3 puan artarak, yüzde 59,6 ve yüzde 76,0 olarak gerçekleşmiştir. Aynı dönemde sınırlı artış gösteren konut kredisi ve taşıt kredisi faizleri 15 Mart 2024 itibarıyla sırasıyla yüzde 42,7 ve yüzde 43,1 olarak gerçekleşmiştir. Mart ayı PPK kararı ve alınan makroihtiyati tedbirler ile kredi büyümesinde dengelenme öngörülmektedir.

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.