Prof. Dr. Cüneyt Akalın, “2022 Kış Oyunları: ABD kendi ayağına kurşun sıkıyor” başlıklı yazısında bu yıl Çin’de yapılması planlanan Kış Olimpiyatlarına değindi.

PEKİN-Prof. Dr. Cüneyt Akalın, yazısında, “5 Halka ve ‘Citius, Altius, Fortius’ (En Hızlı, En Yüksek, En Güçlü) sloganı belleklere kazındı. Atinalı erle başlayan büyük serüveni ABD’nin bombalarının durdurması mümkün görünmüyor” ifadelerini kullanan Akalın, “Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) ‘Uygur bölgesindeki baskıları ve öteki İnsan Hakları İhlallerini’ öne sürerek, Çin’de düzenlenecek 2022 Kış Oyunları için ‘diplomatik boykot’ kararını aldığını açıklaması, Çin’e yönelik görünse de aslında uluslararası topluluğa yönelik bir tehdittir. ABD böylece uluslararası toplumun barış içinde yaşadığı bir alanı daha köreltmeye yöneliyor. ABD’nin Çin’e yönelik iddialarını ciddiye almaya imkân yoktur. Bugüne kadar benzeri bir iddia da öne sürülmedi” ifadelerini kullandı.

“ABD’nin aklı başına yeni mi geldi?”

ABD’nin 1980 Moskova Olimpiyatları’nı boykot ettiğine değinen Akalın yazısında, “O zaman elinde bir gerekçe vardı. Sovyetler Birliği’nin Afganistan’ı işgali uluslararası toplumda tepkilere neden olmuştu. Sovyetler Birliği’nin arkasına sığınacağı bir bahane vardı. Oysa, 2022 Kış Oyunlarına yönelik tavrının kötü niyetli, bozguncu bir tavır olduğu apaçık ortadadır. Üstelik kendine yakın bazı ülkelere de baskı yaparak onları da boykota zorlaması, sorunu derinleştirmektedir” cümlelerine yer verdi.

Akalın, “ABD’nin aklı başına yeni mi geldi? Çin başarı ile gerçekleştirdiği 2009 Yaz Oyunları’nın ardından, 2010’ların başında Kış Oyunları için başvurdu. Onlarca ülke ile yarıştı. Uluslararası Olimpiyat Komitesi son iki aday ülke (Kazakistan, Çin) arasında yaptığı oylamada Çin’i 2022 Kış O Oyunları’nın ev sahipliğine layık gördü. İnsan Hakları sorunu yeni mi geldi ABD’nin aklına?” dedi.

“Biden kimden ne zaman özür dileyecek?”

“İnsanoğlu uzun süredir evrensel barışı arıyor” diyen Akalın yazısını şu şekilde sürdürdü:
“Siyasi, askeri, ekonomik anlaşmalar yaparak, belli konularda iş birliğine yönelerek çeşitli yollar deneyerek ilerlemeye çalışıyor. Bu yolların şu ya da bu şekilde tıkandığını biliyoruz, görüyoruz. Denenen yollardan en başarılısının, en az iddialı görüneni olduğunu söylemeliyiz. Olimpiyatlar 1898’den beri, savaş dönemleri dışında, kesintisiz yapıldı ve bütün dünyanın ilgisini çekti. Çek lokomotifi Zatopek’den, Uçan Hollandalıya, Etyopyalı Abe Bikila’dan, cep Herkülü Süleymanoğlu’na kadar büyük atletler insanlığın kalbine yerleşirken, etnik, dinsel, ırki, cinsel ayrımcılığı bir yana bırakan dostluk ve kardeşlik ortamı, Olimpiyat Meşalesi ile birlikte 5 Kıta’da barış ve iş birliği umutlarını da güçlendirdi. Ayakta zar zor duran Parkinsonlu Muhammed Ali’nin meşaleyi yakışını, onu selamlayan milyonlarca insanı nasıl unutabiliriz? Aslında ABD’nin o meşaleyi Muhammed Ali’nin eline vermesi, bir çeşit özürdü. Bakalım Biden kimden ne zaman özür dileyecek? Çinlinin Afrikalı ile kucaklaşması, kaybeden sporcuyu kazananın teselli etmesi, hepimizin kalbini ısıtmıştı. Demek ki dostluk ve kardeşlik mümkün olabiliyordu. 50 yaşını aşanlardan 15’ini yeni devirmiş bıyıkları terlememiş gençlere kadar uzanan bir yelpazedeki sporcular birbirleri ile yarışırken, aslında insanlığın sınırlarını zorluyorlardı. ABD, 2022 Kış Oyunları’nı baltalarken kendi ayağına kurşun sıkıyor. Giderek ufku kararan insanlığın tutunduğu dallardan birini kesiyor. İnsan Hakları karnesi Hiroşima’dan, Domuzlar Körfezi’nden, May Lai Katliamından Afganistan’a, Irak-Suriye’ye uzanan ABD’nin bir-iki kuyrukçusu dışında ikna edeceği ülke çıkar mı bilemem ama bu hamle ile dünya barışına da ağır bir darbe vurduğu açıktır. Ne var ki 5 Halka ve ‘Citius, Altius, Fortius’ (En Hızlı, En Yüksek, En Güçlü) sloganı belleklere kazındı. Atinalı erle başlayan büyük serüveni ABD’nin bombalarının durdurması mümkün görünmüyor.