Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Siyaset

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Nerede bu gücü elinde bulundurduğunu söyleyen ülkeler?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “İnsanlık adına yüz karası bu tablo karşısında görevi küresel güvenlik ve istikrarı sağlamak olan kuruluşlar maalesef kıllarını dahi kıpırdatmıyor. Merak ediyorum, nerede bu dünyada gücü elinde bulundurduğunu söyleyen ülkeler? Hani geldiler mi, gerekli desteği verdiler mi? Hayır. Sadece bol bol nasihat çekiyorlar” dedi.

Derya Yetim – Hülya Keklik
ANKARA-
TBMM’de AK Parti Grup toplantısında kürsüye çıkan ve Meclis çalışmaları hakkında bilgi veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Seçime artık 15 ay gibi kısa sayılabilecek bir sürenin kaldığını dikkate alarak her anımızı çok iyi değerlendirmeliyiz. Partimizi sandıktaki 16. zaferine hep birlikte hazırlayacağız” diye konuştu.

Siyasi muhalefeti önemli, gerekli, saygıdeğer vaka olarak kabul etiklerini ve Türkiye’nin talihsizliğinin uzunca bir süredir bu sıfatları hak edecek bir muhalefet liderliğinden, üslubundan, organizasyonundan, faaliyetinden mahrum bulunması olduğunu söyleyen Erdoğan, “Karşımızda bırakın milleti, kendine bile hayrı olmayan bir CHP vardır. Girdiği 16 seçimin istisnasız tamamında hezimete uğrayan CHP, kendini geliştirmek için en küçük bir gayret göstermemiş, tam tersine sürekli geriye gitmiştir. Şimdi bu CHP, güya peşine taktığı ve hepsinin ismini açıkça zikretmeye cesaret dahi edemediği bir 28 Şubat ittifakı kurdu. Güya bu ittifakla seçimi kazanarak ülkenin yönetim sistemini değiştirecek, dünyayı güzelleştirecek, bölgemizi krizlerden kurtarıp çiçek böcek diyarı haline getireceklermiş. Biz iddialı bir insan olarak karşımızdaki muhalefetin de iddialı olmasını severiz, isteriz. Ama en azından şuana kadar karşımızdaki ittifakın ortaya koyduğu fotoğraf bizi bu yönde motive etmek yerine kah güldürüyor, kah hüzünlendiriyor, kah hayrete düşürüyor. Daha masada hangi sırayla oturacaklarına, koridorda hangi sırayla yürüyeceklerine karar veremeyenlerin ülkemizin, bölgemizin ve dünyanın içinden geçtiği kritik dönemde gereken hızlı, etkin, dirayetli, cesaretli adımları nasıl atacaklarını merak ediyoruz. Henüz yolun başında birbirlerine bu derece güvensizlik içinde olanlara milletimiz nasıl itimat edecek onu da bilemiyoruz. 28 Şubat ittifakının bugüne kadar karşı çıktıkları hususlara baktığımızda bunların; Türkiye’nin bölgesel ve küresel kazanımlarından vazgeçeceklerini, sınır ötesi harekatları ve terörle mücadeleyi bitireceklerini, Akdeniz, Ege ve Kuzey Afrika başta olmak üzere bulunduğumuz her yerden çekileceklerini, ekonomiyi IMF’ye teslim ederek çalışanları işsizliğe, insanları sefalete mahkum edeceklerini, savunma sanayinin kritik projelerinin, şehir hastanelerinin ve benzeri büyük yatırımların kapısına kilit vuracaklarını, S-400’leri geri verip SİHA’ları silahsızlandıracaklarını, ATAK’ları atacaklarını, dünyanın gıpta ile seyrettiği yap-işlet-devret projelerini yerle yeksan ve ülkeye bu hizmetleri verenleri doğduklarına pişman edeceklerini, velhasıl ülkemizi yeniden 1990’lı yılların sefaletine, hatta tek parti devrinin karanlığına döndüreceklerini anlıyoruz. Daha şimdiden kalkıp bu dev yatırımları yapan müteahhitleri tehdit etmek suretiyle ‘sakın ha’ diyen bir muhalefet mantığını dünyanın hiçbir yerinde bugüne kadar görmedik. Bun nasıl bir anlayıştır? Bütün bunlara karşı enflasyonu nasıl indirecekleri, PKK ve FETÖ ile nasıl mücadele edecekleri başta olmak üzere milletin gerçek gündemi ile ilgili program ortaya koyduklarını görmedik. Tek işleri koalisyon güzellemesi yapmak, bunu da öyle bir hararetle yapıyorlar ki, sanıyorsunuz ki Türkiye hükümetlerinin ömürlerinin bir yılı bulmadığı, hiç bir programın kısa vadeyi bile göremediği dönemlerden geçerek bu günlere gelmedik. Daha cumhurbaşkanı adaylarını belirleyememiş olanlar yönetim sistemi değişikliği gibi zorlu bir Meclis ve halkoylaması gerektiren aşamaları atlayıp doğrudan başbakanlık pazarlığına giriştiler. Sizin yaptığınız bu çalışmanın parlamentoda bir defa yeter sayınız var mı? Bu parlamentodan böyle bir şey çıkartmanız mümkün değil, bu gülünç, orta oyunu bile tek başına karşımızdakilerin milleti nasıl kandırmaya çalıştığını göstermeye kafidir. Halbuki, Türkiye’nin bölgemizde ve dünyada yaşanan krizler karşısında sergilediği güçlü yönetim iradesinin gerisinde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin bulunduğunu herkes kabul ediyor. Deseler ki, ‘Biz bu imkanı ülkemizi her alanda daha ileriye taşımak için kullanacağız’, anlaşılabilir bir tutum diye bakar, politikalarımızı yarıştırırız. Bunlar eskiden beri karşı çıktıkları ne varsa, hayata geçtiğinde ondan istifade etmek alışkanlık haline getirmiş bir ekiptir. Marmaray’dan İstanbul-İzmir otoyoluna ve şehir hastanelerine kadar her konuda şahit olduk. Biz bu ülkeye kazandırdığımız her hizmeti, her eseri hiçbir ayrım gözetmeksizin 85 milyon insanımızın emrine veriyoruz. Bizim itirazımız, milletimizin içi boş tartışmalarla, yalan yanlış beyanlarla, iftira derecesine varan ithamlarla, ülkenin ve dünyanın gerçeklerinden bihaber siyaset müsamereleriyle vaktinin ve enerjisinin heba edilmesinedir. Güvensizliğimiz, şimdi söyledikleri kadar geçmişte sergiledikleri çarpık tutumadır. Dün Gezi olaylarında ‘ekonomiyi batırın’ çağrısı yapanlar bunlardı. Dün vesayetçilerin ve darbecilerin yanında saf tutup demokrasimizi sırtından hançerleyenlere destek verenler bunlardı. Dün ülkemiz terör saldırılarıyla, ekonomik tuzaklarla, siyasi çelmelerle boğuşurken ellerini ovuşturarak emperyalistlerin sözcülüğüne soyunanlar bunlardı. Dün patates soğan üzerinden, salgın döneminde alınan tedbirler üzerinden, bugün yağ üzerinden ülkenin başına kara bulutlar toplamaya çalışanlar yine bunlardır. Türkiye bu güne kadar olduğu gibi halihazırda yaşadığı sıkıntıları da kısa sürede geride bırakacaktır. Ama enimin olun bunların yerli ve milli duruş sergilemek yerine ısrarla peşinden gittikleri müptezellik baki kalacaktır. Biz eser ve hizmet siyasetinde yarışacak muhalefet arıyoruz. Biz ülkemizi ve milletimizi demokraside ve kalkınmada dünyanın en üst ligini çıkartacak politikalarda yarışacağımız bir muhalefet istiyoruz. Biz yıkmanın değil yapmanın, çökertmenin değil inşanın, gerilemenin değil ilerlemenin, düşmanın değil yükselmenin, sefaletin değil refahın, zayıflığın değil güçlü olmanın hedefiyle yapılacak bir siyaset mücadelesinin peşindeyiz. Muhalefetteyken, elleri rahatken bile ülkenin hiçbir meselesi konusunda somut, akılcı, hesaba dayalı, emek ürünü bir teklif ortaya koyamayanlar iş başına gelince birden aydınlanma yaşayacak değiller. Daha ortada bir şey yokken kendi kendilerini gaza getirip sergiledikleri kibir, şımarıklık, hezeyan bunların asıl cibilliyetlerini ve niyetlerini ortaya koymaya yetiyor. CHP dün neyse bugün de odur. Yarın da aynısı olacaktır. 28 Şubat ittifakının ortakları bugün hangi kavganın, gerilimin, pazarlığın, ihtirasların kıskacındaysalar, yarın da aynı şekilde davranacaklar. Milletimiz bu zihniyete ülkeyi asla teslim etmez” şeklinde konuştu.

Genel

CHP lideri Özel: 23 bin 900 öğretmenin atanması asla kabul edilemez

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, “Maalesef Milli Eğitim Bakanı 2024’te, 2023 yılında emekli olan kadar öğretmen atayacaklarını söyledi. Sayın Erdoğan da ‘Bir miktar atama yapacağız’ dedi, gençleri de çok üzdü. Bu rakam maalesef 23 bin 900’dür. 23 bin 900 öğretmenin atanması asla kabul edilemez” dedi.

Ömer Faruk Karataş
ANKARA-
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) gerçekleştirilen grup toplantısında konuştu. Konuşmasında gündeme dair değerlendirmelerde bulunan Özel, öğretmen atamalarının daha yüksek oranlarda yapılmasını ve atamalarda mülakatların kaldırılması gerektiğini söyledi. 1 Mayıs hakkında da konuşan Özel, Taksim Meydanı’na kefil olduklarını ve kutlamaların orada olması gerektiğini ifade etti.

“Anayasaya uymak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına, bağlayıcılığına uymakla olur”

Anayasa değişikliği konusunda öncelikle herkesin anayasaya uyması gerektiğini, sonrasında bu konuda değişiklik için destek verebileceklerini söyleyen Özel, “Türkiye Cumhuriyeti bir anayasa devletidir. Sahip çıktığımız maddelerin yanında elbette eleştirdiğimiz, değiştirilmesini istediğimiz maddeler olabilir. Ama bu ülkede eğer devlet olacaksa, yani insanların canı ve malı güvende olacaksa bu ülkede en üstteki cumhurbaşkanından en sade vatandaşa kadar herkes bu anayasaya bağlı olacak. Bir ülkede anayasanın işine gelen kısımlarını uygulayıp, oradan güç alıp, yetki alıp kullanıp, işine gelmeyen kısımlarını ihlal edersen bu hak bir kişide değil herkeste olur. Orada devlet ortadan kalkar, anayasal düzen ortadan kalkar ve keşmekeş olur, karmaşa olur. İşte o zaman beka sorunu olur. O yüzden bu ülkedeki en sade yurttaştan en yeni kamu görevlisine, en kıdemli devlet memurundan cumhurbaşkanına kadar herkesin bu anayasaya harfiyen öncelikle uyması gerekir. Anayasaya uymak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına, Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına, bağlayıcılığına uymakla olur” ifadelerini kullandı.

“1 Mayıs’ın kutlanmasına ve o meydanın boşalmasına kefaleti ben koyuyorum”

1 Mayıs kutlamaları için Taksim Meydanı’nın açılması gerektiğini söyleyen Özel, “Şimdi buradan karar alıcılara sesleniyorum. Var mısın? Ben kefilim, orada olacağım. İşçilerle birlikte, bir kişinin burnu kanamadan 1 Mayıs’ın kutlanmasına ve o meydanın boşalmasına kefaleti ben koyuyorum. Taksim’i 1 Mayıs’a açın, 31 Mart’ın mesajını aldığınızı anlatın. Açın, özgüvenli olduğunuzu gösterin. Ben 31 Mart’ın birinci partisinin genel başkanı olarak, son genel seçimlerin birinci partisinin genel başkanına diyorum ki ‘Elimizi uzatıyoruz, elimiz emekçinin elidir, elimiz barışır elidir, elimiz öz güvenin elidir. 1 Mayıs’ta Taksim’in kazanılması, bu ülkenin yeni iklimine hizmet edecektir.’ Emekçilerin elini havada bırakmayınız, elimizi havada bırakmayınız” ifadelerine yer verdi.

Okumaya devam et

Siyaset

Samsun Büyükşehir Belediye Meclisi Nisan ayı toplantısı

Samsun Büyükşehir Belediye Meclisi Nisan Ayı son Toplantısı’nda görüşülen 4 madde, karara bağlanarak onaylandı.

Erdi Demir
SAMSUN-
Büyükşehir Belediye Meclisi Nisan Ayı 2. Birleşimi, Samsun Büyükşehir Belediye Meclis Başkanvekili Nihat Soğuk başkanlığında Meclis Toplantı Salonu’nda yapıldı. 4 gündem maddesinin 1’i oy birliği ile 3’ü ise oy çokluğu ile kabul edilerek karara bağlandı.

Meclis gündem maddeleri arasında yer alan yatırım kapsamında Gülsan Sanayi Sitesi’nin kamulaştırılması için kullanılması planlanan 600 milyon TL (ana para) kredi kullanım yetkisi teklifi maddesi ile ‘güvence bedeli’ olarak kullanılmak kapsamında talep edilen 20 milyon TL gayrinakdi kredi kullanım maddeleri; CHP, İYİ Parti, BBP ve YRF meclis üyelerinin ‘hayır’ oylarına rağmen AK Parti ve MHP meclis üyelerinin ‘evet ‘ oylarıyla oy çokluğu ile kabul edilerek karara bağlandı.

Tekkeköy’deki 100 bin m2’lik arsa satışında oy çokluğu

Gündem maddeleri arasında yer alan “Samsun Büyükşehir Belediyesi’ne ait Tekkeköy’de bulunan 100 bin m2’lik arsa vasıflı taşınmazın, belediyenin hayata geçirmeyi planladığı projelere kaynak sağlaması amacıyla satışında encümene yetki verilmesi teklifi” maddesi de meclisten oy çokluğu ile geçti.

CHP, İYİ Parti, BBP ve YRF meclis üyeleri söz konusu teklifte satışa karşı çıkmadıklarını fakat satılan alana sanayi tesisi yapılmasının ilçedeki hava kirliliğine ve birçok konuda olumsuz etki edebileceğini belirterek, ‘ret’ oyu verdiler. Madde üzerinde oylamadan önce söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Recep Kemal Certel, “Söz konusu teklif, arsanın satışı için encümene yetki verilmesi teklifidir. Burası herkese açık ihale usulü ile satışa çıkacaktır. Burada bir yere hedeflenmiş, oranın alacağı şekilde bir algı doğru değildir. Buraya girmek isteyen, maddi durumu müsait olan çevrelerin de ihaleye girerek, buranın daha yüksek fiyata satılmasının önünü açabilirler. Madde üzerinde meclis üyelerinden birçok öneri geldi. Satışa çıkartılacak alanın konut alanına ya da başka bir ticari faaliyete çevrilmesi şeklinde ama burası sanayi alanı olan bir bölge. Samsun’da sanayi alanı olan bölge zaten yeterince yok. Hem azot hem de bakır fabrikasının olduğu bölgede sanayi imarlı bir yerin konuta çevrilmesi hem ekonomik değil, hem de sağlık açısından bir tereddütleri var ise o açıdan da doğru değil. Fabrikalara yakın olmayı kimse tercih etmeyecektir. Satış açısından da düşünülüyorsa rantabl olmayacaktır. Dolayısıyla burada belediyemize gelir getirmesi, faiz ödemelerinin yükselmemesi ve borçlanmanın azaltılması manasında bu tür yerlerin belediyemizin gelir kaynağı olarak kullanılması doğrudur” dedi.

Okumaya devam et

Siyaset

Yeniden Refah lideri Erbakan: İnancımızla, insanlığımızla, tarihi misyonumuzla bağdaşmayan bir tutumdan geri dönülmüş oldu

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, “Ticaret kısıtlamasıyla inancımızla, insanlığımızla, tarihi misyonumuzla bağdaşmayan bir tutumdan geri dönülmüş oldu. İktidarın geç de olsa İsrail’le yapılan ticareti sınırlı olsa da kısıtlaması, geç de olsa olumlu bir tavırdır” dedi.

Ahmet Umur Öztürk – İbrahim Berat Yılmaz
ANKARA-
TBMM’de basın toplantısı düzenleyen Erbakan, 31 Mart seçimlerinde partilerinin üçüncü parti olduğunu söyleyerek, “Şanlıurfa, Yozgat Belediyesi başta olmak üzere toplam il ve ilçelerle birlikte 62 belediye kazanmış durumdayız. Milli Görüş belediyeciliğini, ahlaklı belediyeciliği en etkili şekilde uygulayacaklar, milletimizin derdine yerelde derman olacaklar. Adil düzenin uygulamasını yerelde başlatacaklar. Yeniden Refah Partimiz kazandığı belediye başkanlıklarının yanında 20 ilde yüzde 10’un üzerinde, daha fazla ilde yüzde 7’nin üzerinde, 132 ilçede yüzde 20’nin, 210 ilçede yüzde 10’un üzerinde oy almıştır” ifadelerini kullandı.

Erbakan, İsrail ile ticarette 54 ürüne kısıtlama getirildiğini belirterek, “İhracatı yapılan ürünler İsrail’e de gidiyordu. Hükümet yetkilileri eleştiriler karşısında ‘İsrail ile ticareti özel sektör yapıyor’ diyorlardı. Cumhurbaşkanlığına bağlı Türkiye Varlık Fonu şirketi olan Eti Maden’in 21 ton borik asit ihracatı yaptığı ortaya çıktı. Ticaret kısıtlamasıyla inancımızla, insanlığımızla, tarihi misyonumuzla bağdaşmayan bir tutumdan geri dönülmüş oldu. İktidarın geç de olsa İsrail’le yapılan ticareti sınırlı olsa da kısıtlaması, geç de olsa olumlu bir tavırdır” dedi

“Türkiye’de belediyeler borçlu, merkezi yönetim borçlu, vatandaş borçlu”

Ekonomiye de değinen Erbakan, “Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre 2023 yılı sonu itibarıyla Türkiye’nin toplam borç stoku 499 milyar 886 milyon dolar. Bir senede 42 milyar dolar artmış. 2002 yılında da 130 milyar dolar, dört kat artmış. Bir yıldan kısa vadede ödemeniz gereken borç 180 milyar dolar. Gelişmiş ülkelerin borçları uzun vadeli ve sıfıra yakın. Türkiye’de belediyeler borçlu, merkezi yönetim borçlu, vatandaş borçlu. Ocak-mart döneminde bütçe 570 milyar açık verdi. 337 milyar borçlanma yapıldı” diye konuştu.

Erbakan, Cumhur İttifakı’nın içinde yer alıp almadıkları sorusu üzerine, “Gazze konusu, rant belediyeciliğinden Türkiye’nin kurtulması gerektiğini düşündüğümüz için biz Cumhur İttifakı içinde yer almadık” dedi.

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.