Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Sağlık

“Bel fıtığından ameliyatsız kurtulmak mümkün olabiliyor”

Bel fıtığı tedavisinde kullanılan yöntemlerden bahseden Dr. Öğr. Üyesi Burak Kınalı, bel fıtığı nokta atış enjeksiyon tedavisiyle birlikte bel fıtığı ameliyatına gerek kalmayabileceğini söyledi.

İSTANBUL-Medicana Bahçelievler Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Burak Kınalı, bel fıtığı tedavisine ilişkin bilgiler verdi. Tedavide kullanılan yöntemlerden bahseden Dr. Öğr. Üyesi Burak Kınalı, bel fıtığı nokta atış enjeksiyon tedavisiyle birlikte bel fıtığı ameliyatına gerek kalmayabileceğini söyledi. Dr. Kınalı, tedavinin başarı oranının uygun hastalarda yüksek olduğunu kaydetti.

Bel fıtığının sebeplerinden bahseden Dr. Kınalı, “Hareketsiz yaşam tarzı, yanlış oturma, ağır iş yükü, az su tüketimi, sigara ve aşırı stresli bir iş ortamına sahip olmak tetikleyici durumlardır. Genelde bel ve bacak ağrısı olarak başlayan bel fıtığı ağrının; öksürmek, hapşırmak, ağır kaldırmak ile topuktan bele kadar yayılması ile kendini gösterir. Bel fıtığında, fıtığa bağlı sinir hasarı, idrar ve dışkı tutamama, ayaklarda yanma, batma ve üşüme gibi özel durumlar dışında ameliyat düşünülmemelidir. Enjeksiyon tedavisi tercih edilebilir. Bel fıtığı tedavisinde enjeksiyon tedavisiyle birlikte fizik tedavi uygulamaları, davranış tedavi, manuel terapi uygulamaları ve egzersiz ile çok daha kısa sürede sonuç almak mümkün olabilmektedir. Yapılan bazı çalışmalarda 3-6 aylık bir süre içerisinde fıtığın boyutlarında küçülme yani regresyon olduğu bile görülmüştür” ifadelerini kullandı.

Bel fıtığında nokta atışı tedavisini anlatan Dr. Öğr. Üyesi Kınalı, sözlerine şöyle devam etti: “Bel ağrılarının sebepleri omurlar arasındaki disk adı verilen yapının; zorlanma, ağır kaldırma, yanlış oturma gibi problemler yüzünden sinir kanallarına doğru çıkıntı yapmasıdır. Bel fıtığı enjeksiyon tedavisinde hasar gören ve ağrıya sebep olan sinir tespit edilir. Farklı şekillerde uygulanabilen enjeksiyon tedavisi, fıtık hangi seviyede ise doğrudan fıtık içine ya da bağlı olduğu sinir çevresine ince iğnelerle girilip tedavi edici ilaçlar enjekte edilir. Bel fıtığı tedavisinde en sık kullanılan ilaçlar steroid, ozon ve anestezik ilaçlardır. Uygulanan bu ilaçlar sinir ve fıtık etrafındaki iltihap, ödem ve yapışkanlıkları tedavi etmede kullanılır. Bel fıtığı enjeksiyon tedavisinde transforaminal epidural enjeksiyonlar şunlardır; transforaminal epidural enjeksiyonlar bel fıtığının çevresinde görülen iltihap ve ödemi tedavi etmek için yararlanılan bir uygulamadır. Transforaminal epidural enjeksiyonda sinir kökü basısına bağlı ağrı ortadan kaldırılır. Transforaminal epidural enjeksiyon yönteminde kullanılan ilacın dozu en düşük seviyededir. Transforaminal epidural enjeksiyon aynı zamanda başarı oranı, uygun hastalarda, en yüksek olan tedavidir”.

Dr. Öğr. Üyesi Kınalı, enjeksiyon tedavisinin başarısız ameliyatlarda ve bir ayda üç kez kadar uygulanabildiğini belirterek, “Bel fıtığında enjeksiyon tedavisi başarısız bel ameliyatlarında, iltihap ve ödem oluşumunda, omurilik kanalı daralmasında ve faset eklem rahatsızlıklarında uygulanır. Bel fıtığı enjeksiyon tedavisi, uygulama yapıldıktan sonra hastaların genelinde ağrının tamamen kaybolmasını sağlar. Hastanın halsizlik, kas güçsüzlüğü, uyuşukluk gibi rahatsızlıklarında iyileşme kaydedilir. Bel fıtığı enjeksiyon tedavisi ile düzelme sağlanamayan hastalar için tedavi birkaç ay içinde 3 kez uygulanabilir. Hasta ağrısının geçmesi ile iyileşme sağlandığını düşünüp günlük rutinine hemen dönmemeli istirahat etmelidir” dedi.

Bel fıtığı nokta atışı tedavisinin bir yan etkisi olmadığını belirten Dr. Öğr. Üyesi Kınalı, tedavinin kimlere uygulanabileceğini şöyle açıkladı: “Bel fıtığı enjeksiyon tedavisi fıtık başlangıcı ve hatta ileri düzey fıtığı (patlamış, parça kopmuş ve kanalı daraltmış) olan hastalarda disk bölgesinde oluşan ödem ve iltihabı tedavi etmek, sinir kökü basısını azaltmak ve disk çevresindeki yangıyı ortadan kaldırmak amacıyla uygulanır. Tedavinin önemli bir yan etkisi olmaması sebebi ile kullanımı yaygındır. Hastanın erken dönemde ilaç tedavisi, fizik tedavi ve egzersize ek olarak enjeksiyon tedavisi tercih edilebilir. Böylelikle daha etkili bir sonuç alınabilmektedir”.

Sağlık

Tevfik Özlü: Türkiye’de yılda 15 bin kişi, başkasının dumanından ölüyor

Sigaranın Türkiye’de yol açtığı ölüm oranları hakkında istatistikler paylaşan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, “Ülkemizde her yıl aktif tütün içimine bağlı 100 bin, pasif içime bağlı ise 15 bin ölüm yaşanıyor. Tütüne bağlı ölümler trafik kazaları, yangınlar, cinayetler, AIDS, alkol, uyuşturucu ve intiharlara bağlı ölümlerin toplamından fazladır” dedi.

TRABZON-
Trabzon İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile Trabzon Yeşilay Şubesi’nin Trabzon Merkez Fen Lisesi’nde düzenlediği organizasyonda Medical Park Karadeniz Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, ‘Sigaranın Zararları’ hakkında bir söyleşi gerçekleştirdi.

“Ölümlerin yüzde 23’ü tütün nedeniyle oluyor”

Etkinlikte sigaranın sağlığa zararları ve sigara kullanımına bağlı ölüm oranları hakkında bilgilendirmede bulunan Prof. Dr. Tevfik Özlü, “Her 6 saniyede bir kişi sigara içtiği için ölüyor. Türkiye’de 15 yaş üzeri 16 milyon kişi tütün kullanıyor ve ölümlerin yüzde 23’ü tütüne bağlı. Türk erkeklerinin yüzde 31’i, kadınlarının ise yüzde 10’undan fazlası tütün yüzünden hayatını kaybediyor. Ülkemizde her yıl aktif içime bağlı 100 bin, pasif içime bağlı 15 bin ölüm yaşanıyor. Tütüne bağlı ölümler trafik kazaları, yangınlar, cinayetler, AIDS, alkol, uyuşturucu ve intiharlara bağlı ölümlerin toplamından fazladır” diye konuştu.

“Sigara içen kadınlarda KOAH gelişimi 40 kat fazla”

Aynı yoğunlukta sigaraya maruz kalan kadınlarda akciğer kanseri gelişme riskinin erkeklere göre daha fazla olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Özlü, “Sigara içen kadınlarda, içmeyenlere kıyasla KOAH gelişimi 40 kat fazla” açıklamasında bulundu. Prof. Dr. Özlü, sigarayı bırakmak isteyen kişilere şu önerilerde bulundu: “Kararlı olun, özgüveninizi yüksek tutun, bırakma nedenlerinizi iyi bilin ve sık hatırlayın, sigaralı çevrelerden uzak durun, sigarayı hatırlatacak eşyaları ortadan kaldırın, çay-kahve alışkanlığınızı kontrol edin, meşguliyet ve hobi edinin, spor ve egzersiz yapın, diyet yapın, bol sıvı alın, sigaraya ayırdığınız parayla kendinizi ödüllendirin, jer şey bir taneyle başlar, unutmayın.”

Organizasyon sonrası İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Uygun ve Trabzon Yeşilay Şube Başkanı Av. Işıl Demir Güner katılımlarından dolayı Prof. Dr. Tevfik Özlü’ ye plaket takdim etti.

Okumaya devam et

Sağlık

Uzmanından kalp krizine karşı uyarı: Gençler biraz sakin, yaşlılar hareketli olsun

Son zamanlarda gençlerde kalp krizi geçirme oranında ufak da olsa artış gözlemlediklerini belirten Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Harun Arbatlı, gençlere uyarılarda bulundu. Prof. Dr. Arbatlı, “Gençler biraz sakin, yaşlılar hareketli olsun” dedi.

İSTANBUL-
10-16 Nisan Kalp Sağlığı Haftası kapsamında Ataköy Medicana Hastanesi, ‘Kalbiniz için Bilinçlenin’ seminerine ev sahipliği yaptı. Gazeteci Işıl ve Ekrem Açıkel’in moderatörlüğünde gerçekleştirilen etkinlikte; Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Harun Arbatlı ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Aydın Yıldırım kalp sağlığıyla ilgili tüm soruları cevapladı. Kalp hastalıkları belirtilerini anlatan Prof. Dr. Aydın Yıldırım bunların; göğüs ortasında, çenede, sol elin yüzük parmağında, sırtta ve midede yaşanan ağrılar olabileceğini, bunlara dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.

“Türkiye’de ‘kalp krizi’ ölüm sebebi arasında en başta”

Ölüm oranının en fazla kalp hastalıklarında görüldüğünü belirten Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Harun Arbatlı, “Erişkinlerdeki ölüm oranlarının yaklaşık 3’te biri kalp ve damar hastalıklarından oluyor. Bu yüzden ciddi bir toplum bilinci gerekmektedir. Çocukluk çağından itibaren kendimizi korumamız gereken bazı durumlar var. Bunlar yerine getirilirse toplum çok daha sağlıklı hale gelecek ve sağlık giderleri de azalarak refaha kavuşmuş toplum oluşacaktır. Türkiye’de ölüm sebebi arasında en başta kalp krizi gelmektedir. Kalp krizi; damar sertliği, şeker hastalığı, stres ve sigara faktörlerinin getirdiği hastalık grubudur. Çok basit kurallara uyarak bu faktörlerden korunmanız mümkün” açıklaması yaptı.

“Son zamanlarda kalp krizi geçirme oranlarında ciddi bir artış var”

Son zamanlarda kalp krizi geçirme oranlarında ciddi bir artış olduğuna da değinen Prof. Dr. Harun Arbatlı, “Bu hem toplumun yaşının ilerlemiş olmasından hem de içinde bulunduğu ekonomik koşullar dahil olmak üzere stresin artmasından da kaynaklanıyor. Ancak kalp krizinden ölme oranları ise bir o kadar azalmış durumda. Çünkü sağlık hizmetlerinde de belirli bir artış var. İnsanlar kalp krizi geçirdiklerini fark edip hastaneye ulaştıklarında bir şekilde anjiyosu, gerekirse bir stent işlemi yapılıyor. Gerekirse ilaç tedavisiyle rahatlatıp sonrasında da gerekli tedavileri düzenlenebiliyor. Bazen bunun içerisinde ameliyatlar da oluyor” dedi.

“Gençler biraz sakin, yaşlılar ise biraz daha hareketli olsun”

Prof. Dr. Harun Arbatlı, “Gençlerde kalp krizi geçirme oranında artış gözlemliyor gibiyiz. Bazı yanlış adımlardan kaynaklı sorunlar var. Genç yaşta kalp krizi geçirebiliyorlar. Dolayısıyla bir noktada; sakinliği, sükûneti koruyabilmek lazım. Bir şeyler yapma, kendilerini ispat etme çabası içinde oluyorlar. Ama bu, onlara geri dönüşü çok pahalıya patlayabiliyor. Gençlere biraz sakin olmalarını, yaşlılara ise biraz daha hareketli olmalarını öneriyoruz. Yani ortada buluşmaları daha güzel bir şey” şeklinde konuştu.

“Kişiler eğitimle bu konuda bilinçlendirilmelidir”

Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Aydın Yıldırım ise “Türkiye’de insanlarımızın kalp sağlığı oranları iyi durumda değil. Obezite ve yüksek tansiyon dünyada yaygın. Ayrıca kalp damar hastalıklarından yaşanan ölümler, dünyada birinci sıralarda. Ülkemizde ise durum Avrupa ülkelerine göre biraz daha kötü. Hem obezite hem hipertansiyon açısından daha yüksek oranlarımız var. Bu mevcut durumumuzun daha iyileştirilmesi için yoğun bir eğitim programı veya halkın bilinçlendirilmesi gerekmektedir” dedi.

“30 dakika yürüyün, tuz tüketimini azaltın”

Prof. Dr. Aydın Yıldırım, “Özellikle Kovid sonrası insanların çalışma ortamlarının eve taşınması ve hareket aktivitelerinde düşüş olmasından sonra obezite ve hipertansiyon yoğun şekilde arttı. Bunlar aslında birbiriyle bağlantılı. Kilonuz arttıkça tansiyonunuz da yükseliyor. Pandemi bittikten sonra da dinamik, hareketli hayata geçilmesi bekleniyordu ancak maalesef bu konuda çok fazla ilerleme kaydedilmedi. Teknolojinin gelişmesi ve araçların kullanılması da hareketsiz yaşamı tetikliyor. Bundan dolayı kalp hastalıkları açısından kötüleşme var” açıklaması yaptı.
Gün içinde minimum 30 dakika yürüyüş veya aktivite yapılması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Yıldırım şu önerilerde bulundu:

“Bu olmadığı takdirde kilo artışı kaçınılmazdır. Beslenmede ise tuz tüketimi kısıtlanmalıdır. Akdeniz diyetine dönülmelidir. Stresten uzak durulmalı, kolesterol ve tarama testleri düzenli yapılmalıdır. Herkesin kalbine iyi bakması ve kontrol ettirmesi gerekir. Özellikle Türkiye’de büyük bir eksiklik olan koruyucu hekimliğin önemine değinmek istiyorum. Hastalandıktan sonra işlerin hem tedavisi hem de döneme ait zorlukları daha fazla. Öncelikli olarak hastalanmadan önlem almak gerekir.”

Okumaya devam et

Sağlık

Bayram tatili sonrası hastaneler doldu taştı

Samsun’da 9 günlük bayram tatilinin ardından hastanelerde yoğunluk yaşandı.

SAMSUN-
Ramazan Bayramı tatili, 14 Nisan Pazar günü sona erdi. Kamu kurumu çalışanları 15 Nisan Pazartesi günü mesaiye başladı. Mesainin başlamasıyla birlikte özellikle devlet hastanelerinin polikliniklerinde hasta yoğunluğu oluştu.

Randevularını bayram sonrasına alabilen vatandaşlar, 9 günlük resmi tatilin ardından ilk çalışma günü olan 15 Nisan Pazartesi günü, adeta hastanelere akın etti. Bazı vatandaşlar poliklinik ve hastane koridorlarında kendilerine sıranın gelmesini beklerken, bazıları ise hastane bahçesinde randevu saatini bekledi.

Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) tarafından hastalara gönderilen SMS’lerde, iptal edilmeyen randevulara gidilmemesi durumunda 15 gün boyunca randevusuna gidilmeyen klinikten randevu önceliğinin olmayacağı belirtiliyor. Ayrıca 1 gün önceden de randevuya gelip gelemeyeceği teyit ediliyor.

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.