Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Siyaset

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Altılı, aynısı Macaristan’da da oldu, orada da altılı çıktı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bu seçim öylesine önemlidir ki, normal şartlarda sokakta rastlaşsalar selam vermeyecek olanları aynı masa etrafında bir araya getirebilmiştir. Altılı, aynısı Macaristan’da da oldu, orada da altılı çıktı. Bunların koordinatörlerinin kimler olduğunu biliyorsunuz. Aynı odak Macaristan’da da koordinatör oldu. Aynı hesap burada da devam ediyor” dedi.

Derya Yetim – Hülya Keklik
ANKARA-
AK Parti Genel Merkezi’nde milletvekilleri ile bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomi politikalarına değinirken, aynı masa etrafında bir araya gelen muhalefet partilerini Macaristan’da yaşanan gelişmelere benzetti.

“Türkiye’nin bu tarihi fırsatı kaçırmasına izin vermeyeceğiz”

Salgın tehdidinin büyük ölçüde geride bırakıldığını belirten ve ekonomik gelişmelere değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, döviz kurundaki rasyonel gerekçesi olmayan yükselişin yol açtığı bir sarsıntıya maruz kaldığını, aldıkları önlemlerle 20 Aralık’tan itibaren piyasaları yeniden istikrara kavuşturduklarını, bu sıkıntının da üstesinden geldiklerini söyledi. Erdoğan, “Salgın döneminde artmaya başlayan küresel emtia fiyatlarının ülkemize yansımaları döviz kurundaki artışın da etkisi ile bir hayli ağır oldu. Karadeniz’in kuzeyinde başlayan savaş ise küresel piyasalardaki dengesizliği iyice artırdı. Özellikle bölgesel durum itibariyle tüm dünya ile entegre ekonomiye sahip bir ülkeyiz. Dolayısıyla küresel düzeyde yaşanan her gelişme bizi de yakından ilgilendiriyor. Bir de buna gözünü para hırsı bürümüş fırsatçıları eklediğimizde milletimiz markette, pazarda alışık olmadığımız derecede yüksek fiyatlarla karşılaşmaktadır. Elbette yüksek enflasyon ve fahiş fiyat artışları sadece bizim sorunumuz değildir, Avrupa ülkelerinin çoğu bizden daha vahim tablolarla karşı karşıyadır. Tüm bunlar bizim milletimize karşı sorumluluğumuzu ortadan kaldıran bahaneler değildir. Türkiye ekonomisine yönelik saldırılar artık aline tehdit halini alınca o dönemde ekonomin başındaki arkadaşlarımızla oturup bir durum değerlendirmesi yaptık. Karşımıza çıkan tabloya bakarak tarihi bir karar verdik. Ya ekonomimizi klasik anlayışa uygun şekilde faiz-enflasyon sarmalına sokup, yatırımları ve harcamaları kısarak işsizliği artıracaktık ya da yeni bir paradigmayı uygulamaya koyacaktık. Biz tüm risklerine rağmen ikincisini tercih ettik. Ülkemiz tarihinde ilk defa faiz-enflasyon denklemini bir kenara bırakarak ekonomimizi yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari fazla yoluyla büyütecek yeni bir programı hayata geçirdik. Önceliğimizi insanlarımızın mevcut işlerinin korunmasına, yeni istihdam alanları açılmasına verdik. Bu ülkenin hiçbir bireyinin çalışacak iş, yaşayacak konut evine götürecek ekmek derdi olmasın istedik. Salgınla birlikte yeniden yapılanan küresel üretim sisteminde ülkemizi önde gelen merkezlerden biri haline getirmek için harekete geçirdik. Sanayimizin, yolların ve limanların çalışıyor olması, ihracatımızın her ay rekorlar kırarak artmayı sürdürmesi hedeflerimize doğru ilerlediğimizin işaretidir. Salgının zirveye çıktığı 2020 yılından bugüne kadar 2,6 milyon kişinin istihdama dahil olması, insanlarımızın işini ve aşını koruma hassasiyetimizin gayesine ulaştığını gösteriyor. Bu gerçekler vatandaşlarımızın günlük hayatlarında yaşadığı sıkıntılara bigane kaldığımız anlamına gelmiyor. Arka planda işleyen bir üretim ve ticaret sistemi olmadan insanlara geleceklerine güvenle bakabilmelerini sağlayacak imkanlar sunabilmek mümkün değildir. Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden yapma kararımızdan asla geri adım atmadık. Bu hedefi milletimizin yeni kızıl elması olarak görüyoruz. Salgın döneminde ara hedefimize, yani istihdamı koruma ve geliştirme gayemize ulaştığımıza göre şimdi yeni bir safhaya geçiyoruz. Bu safhadaki ara hedefimiz insanlarımızın fahiş fiyat artışları ve yüksek enflasyon sebebiyle gerileyen alım güçlerini eskisinin de üzerine çıkartmaktır. Aslında asgari ücrette, işçi ve memur maaşlarında yılbaşında yaptığımız artışlarla bu telafiyi bir nebze gerçekleştirmiştik. Aynı şekilde enerji ve kimi gıda ürünleri başta olmak üzere pek çok kalemde küresel fiyat artışlarını vatandaşlarımıza mümkün olduğu kadar geç ve kademeli yansıtmaya çalıştık. Ancak, Ukrayna-Rusya krizinin enerji ve gıda başta olmak üzere küresel emtia fiyatlarını yeniden yükselişe geçirmesinin ardından yaşanan gelişmeler yeni olumsuzlukları da beraberinde getirdi. Türkiye ekonomisi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmeye hazırlanırken hesapsız, kitapsız adımlarla bu fırsatı heba etmeyeceğimizi defaatle dile getirdik. Allah’ın izni ile hem vatandaşlarımızı enflasyona ezdirmeyecek hem de bizi ekonomideki hedeflerimizden ulaştırmayacak bir yöntemle bu işin içinden çıkacağız. Eskiler, ’sabırla koruk helva olur’ derler. Biz de milletimizle birlikte mücadele edecek ve mutlaka neticeye ulaşacağız. Geçmişte dünyada siyasi ve ekonomik güç dağılımları yeniden yapılırken ülkemizi çeşitle senaryolar, tuzaklarla bu süreçlerin dışında tutmayı başarmışlardı, inşallah bu defa aynı tezgaha düşmeyeceğiz. Vesayetle, terör örgütleriyle, darbeyle elde edemeyecekleri neticeyi ekonomi üzerinden devşirmeye çalışanların 2023 hesaplarını bozmak hepimizin namus borcudur. Milletimiz asırlardır beklediği yere ulaşmaya bir el uzatımı uzaklıkta olduğunu görüyor, biliyor. Bölgesinin ve dünyanın lider ülkesi olmaya hiç olmadığımız kadar yakın bulunduğumuza tüm kalbimizle inanıyoruz. Milletimize sözümüz var, Türkiye’nin bu tarihi fırsatı kaçırmasına izin vermeyeceğiz” diye konuştu.

“Edirne’de bütün buğday tarlalarını katran, zift bürümüş, bunu anlatmayacak mıyız?”

Rusya ve Ukrayna savaşı başta olmak üzere dünyada ve bölgede yaşanan gelişmelerin verdiği mesajları doğru anlamak gerektiğini ve herkese anlatmak gerektiğini söyleyen Erdoğan, “AK Parti olarak ülkemizi 20 yıldır en ileri demokrasi ve kalkınma seviyesine çıkartmak için çalışırken birkaç alanın üzerinde bilhassa durduk, adeta üzerinde titredik. Bunlarından ilki, köylerinden il merkezlerine kadar geri kalmışlığı, alt yapı eksikliğini, sefaleti ortadan kaldıracak bir yatırım seferberliğidir. Bugün televizyonda izledim, Edirne’de bütün buğday tarlalarını katran, zift bürümüş, bunu anlatmayacak mıyız, bunu halkımıza mal etmeyecek miyiz, biz anlatmazsak kimse anlatmayacaktır. Yaptıklarımızı anlatmayacak mıyız? Anlatırsak, bunu kalplere kazırsak, vatandaş da ‘bunlar hakikaten varmış’ demeye başlar” şeklinde konuştu.

Genel

CHP lideri Özel: 23 bin 900 öğretmenin atanması asla kabul edilemez

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, “Maalesef Milli Eğitim Bakanı 2024’te, 2023 yılında emekli olan kadar öğretmen atayacaklarını söyledi. Sayın Erdoğan da ‘Bir miktar atama yapacağız’ dedi, gençleri de çok üzdü. Bu rakam maalesef 23 bin 900’dür. 23 bin 900 öğretmenin atanması asla kabul edilemez” dedi.

Ömer Faruk Karataş
ANKARA-
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) gerçekleştirilen grup toplantısında konuştu. Konuşmasında gündeme dair değerlendirmelerde bulunan Özel, öğretmen atamalarının daha yüksek oranlarda yapılmasını ve atamalarda mülakatların kaldırılması gerektiğini söyledi. 1 Mayıs hakkında da konuşan Özel, Taksim Meydanı’na kefil olduklarını ve kutlamaların orada olması gerektiğini ifade etti.

“Anayasaya uymak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına, bağlayıcılığına uymakla olur”

Anayasa değişikliği konusunda öncelikle herkesin anayasaya uyması gerektiğini, sonrasında bu konuda değişiklik için destek verebileceklerini söyleyen Özel, “Türkiye Cumhuriyeti bir anayasa devletidir. Sahip çıktığımız maddelerin yanında elbette eleştirdiğimiz, değiştirilmesini istediğimiz maddeler olabilir. Ama bu ülkede eğer devlet olacaksa, yani insanların canı ve malı güvende olacaksa bu ülkede en üstteki cumhurbaşkanından en sade vatandaşa kadar herkes bu anayasaya bağlı olacak. Bir ülkede anayasanın işine gelen kısımlarını uygulayıp, oradan güç alıp, yetki alıp kullanıp, işine gelmeyen kısımlarını ihlal edersen bu hak bir kişide değil herkeste olur. Orada devlet ortadan kalkar, anayasal düzen ortadan kalkar ve keşmekeş olur, karmaşa olur. İşte o zaman beka sorunu olur. O yüzden bu ülkedeki en sade yurttaştan en yeni kamu görevlisine, en kıdemli devlet memurundan cumhurbaşkanına kadar herkesin bu anayasaya harfiyen öncelikle uyması gerekir. Anayasaya uymak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına, Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına, bağlayıcılığına uymakla olur” ifadelerini kullandı.

“1 Mayıs’ın kutlanmasına ve o meydanın boşalmasına kefaleti ben koyuyorum”

1 Mayıs kutlamaları için Taksim Meydanı’nın açılması gerektiğini söyleyen Özel, “Şimdi buradan karar alıcılara sesleniyorum. Var mısın? Ben kefilim, orada olacağım. İşçilerle birlikte, bir kişinin burnu kanamadan 1 Mayıs’ın kutlanmasına ve o meydanın boşalmasına kefaleti ben koyuyorum. Taksim’i 1 Mayıs’a açın, 31 Mart’ın mesajını aldığınızı anlatın. Açın, özgüvenli olduğunuzu gösterin. Ben 31 Mart’ın birinci partisinin genel başkanı olarak, son genel seçimlerin birinci partisinin genel başkanına diyorum ki ‘Elimizi uzatıyoruz, elimiz emekçinin elidir, elimiz barışır elidir, elimiz öz güvenin elidir. 1 Mayıs’ta Taksim’in kazanılması, bu ülkenin yeni iklimine hizmet edecektir.’ Emekçilerin elini havada bırakmayınız, elimizi havada bırakmayınız” ifadelerine yer verdi.

Okumaya devam et

Siyaset

Samsun Büyükşehir Belediye Meclisi Nisan ayı toplantısı

Samsun Büyükşehir Belediye Meclisi Nisan Ayı son Toplantısı’nda görüşülen 4 madde, karara bağlanarak onaylandı.

Erdi Demir
SAMSUN-
Büyükşehir Belediye Meclisi Nisan Ayı 2. Birleşimi, Samsun Büyükşehir Belediye Meclis Başkanvekili Nihat Soğuk başkanlığında Meclis Toplantı Salonu’nda yapıldı. 4 gündem maddesinin 1’i oy birliği ile 3’ü ise oy çokluğu ile kabul edilerek karara bağlandı.

Meclis gündem maddeleri arasında yer alan yatırım kapsamında Gülsan Sanayi Sitesi’nin kamulaştırılması için kullanılması planlanan 600 milyon TL (ana para) kredi kullanım yetkisi teklifi maddesi ile ‘güvence bedeli’ olarak kullanılmak kapsamında talep edilen 20 milyon TL gayrinakdi kredi kullanım maddeleri; CHP, İYİ Parti, BBP ve YRF meclis üyelerinin ‘hayır’ oylarına rağmen AK Parti ve MHP meclis üyelerinin ‘evet ‘ oylarıyla oy çokluğu ile kabul edilerek karara bağlandı.

Tekkeköy’deki 100 bin m2’lik arsa satışında oy çokluğu

Gündem maddeleri arasında yer alan “Samsun Büyükşehir Belediyesi’ne ait Tekkeköy’de bulunan 100 bin m2’lik arsa vasıflı taşınmazın, belediyenin hayata geçirmeyi planladığı projelere kaynak sağlaması amacıyla satışında encümene yetki verilmesi teklifi” maddesi de meclisten oy çokluğu ile geçti.

CHP, İYİ Parti, BBP ve YRF meclis üyeleri söz konusu teklifte satışa karşı çıkmadıklarını fakat satılan alana sanayi tesisi yapılmasının ilçedeki hava kirliliğine ve birçok konuda olumsuz etki edebileceğini belirterek, ‘ret’ oyu verdiler. Madde üzerinde oylamadan önce söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Recep Kemal Certel, “Söz konusu teklif, arsanın satışı için encümene yetki verilmesi teklifidir. Burası herkese açık ihale usulü ile satışa çıkacaktır. Burada bir yere hedeflenmiş, oranın alacağı şekilde bir algı doğru değildir. Buraya girmek isteyen, maddi durumu müsait olan çevrelerin de ihaleye girerek, buranın daha yüksek fiyata satılmasının önünü açabilirler. Madde üzerinde meclis üyelerinden birçok öneri geldi. Satışa çıkartılacak alanın konut alanına ya da başka bir ticari faaliyete çevrilmesi şeklinde ama burası sanayi alanı olan bir bölge. Samsun’da sanayi alanı olan bölge zaten yeterince yok. Hem azot hem de bakır fabrikasının olduğu bölgede sanayi imarlı bir yerin konuta çevrilmesi hem ekonomik değil, hem de sağlık açısından bir tereddütleri var ise o açıdan da doğru değil. Fabrikalara yakın olmayı kimse tercih etmeyecektir. Satış açısından da düşünülüyorsa rantabl olmayacaktır. Dolayısıyla burada belediyemize gelir getirmesi, faiz ödemelerinin yükselmemesi ve borçlanmanın azaltılması manasında bu tür yerlerin belediyemizin gelir kaynağı olarak kullanılması doğrudur” dedi.

Okumaya devam et

Siyaset

Yeniden Refah lideri Erbakan: İnancımızla, insanlığımızla, tarihi misyonumuzla bağdaşmayan bir tutumdan geri dönülmüş oldu

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, “Ticaret kısıtlamasıyla inancımızla, insanlığımızla, tarihi misyonumuzla bağdaşmayan bir tutumdan geri dönülmüş oldu. İktidarın geç de olsa İsrail’le yapılan ticareti sınırlı olsa da kısıtlaması, geç de olsa olumlu bir tavırdır” dedi.

Ahmet Umur Öztürk – İbrahim Berat Yılmaz
ANKARA-
TBMM’de basın toplantısı düzenleyen Erbakan, 31 Mart seçimlerinde partilerinin üçüncü parti olduğunu söyleyerek, “Şanlıurfa, Yozgat Belediyesi başta olmak üzere toplam il ve ilçelerle birlikte 62 belediye kazanmış durumdayız. Milli Görüş belediyeciliğini, ahlaklı belediyeciliği en etkili şekilde uygulayacaklar, milletimizin derdine yerelde derman olacaklar. Adil düzenin uygulamasını yerelde başlatacaklar. Yeniden Refah Partimiz kazandığı belediye başkanlıklarının yanında 20 ilde yüzde 10’un üzerinde, daha fazla ilde yüzde 7’nin üzerinde, 132 ilçede yüzde 20’nin, 210 ilçede yüzde 10’un üzerinde oy almıştır” ifadelerini kullandı.

Erbakan, İsrail ile ticarette 54 ürüne kısıtlama getirildiğini belirterek, “İhracatı yapılan ürünler İsrail’e de gidiyordu. Hükümet yetkilileri eleştiriler karşısında ‘İsrail ile ticareti özel sektör yapıyor’ diyorlardı. Cumhurbaşkanlığına bağlı Türkiye Varlık Fonu şirketi olan Eti Maden’in 21 ton borik asit ihracatı yaptığı ortaya çıktı. Ticaret kısıtlamasıyla inancımızla, insanlığımızla, tarihi misyonumuzla bağdaşmayan bir tutumdan geri dönülmüş oldu. İktidarın geç de olsa İsrail’le yapılan ticareti sınırlı olsa da kısıtlaması, geç de olsa olumlu bir tavırdır” dedi

“Türkiye’de belediyeler borçlu, merkezi yönetim borçlu, vatandaş borçlu”

Ekonomiye de değinen Erbakan, “Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre 2023 yılı sonu itibarıyla Türkiye’nin toplam borç stoku 499 milyar 886 milyon dolar. Bir senede 42 milyar dolar artmış. 2002 yılında da 130 milyar dolar, dört kat artmış. Bir yıldan kısa vadede ödemeniz gereken borç 180 milyar dolar. Gelişmiş ülkelerin borçları uzun vadeli ve sıfıra yakın. Türkiye’de belediyeler borçlu, merkezi yönetim borçlu, vatandaş borçlu. Ocak-mart döneminde bütçe 570 milyar açık verdi. 337 milyar borçlanma yapıldı” diye konuştu.

Erbakan, Cumhur İttifakı’nın içinde yer alıp almadıkları sorusu üzerine, “Gazze konusu, rant belediyeciliğinden Türkiye’nin kurtulması gerektiğini düşündüğümüz için biz Cumhur İttifakı içinde yer almadık” dedi.

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.