Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Sağlık

Bilimsel araştırma sonuçlandı: Oruç tutan insanlar sigarayı daha hızlı bırakıyor

Tıp akademisyenleri tarafından “Açlığın Sigara Bağımlılığına Etkisi” üzerine yapılan araştırmada orucun günlük sigara tüketme alışkanlığını azalttığı ortaya çıktı. Araştırmayı gerçekleştiren Doç. Dr. Onur Öztürk, “Özellikle iftar saatinden itibaren bazı teknik dokunuşlar ve medikal tedavilerle beraber sigara bağımlılığının çok daha hızlı bir şekilde önüne geçebiliriz” dedi.

Furkan Abrek Ünal
SAMSUN-
Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi Aile Hekimliği Kliniğinde görev yapan Doç. Dr. Onur Öztürk ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde(OMÜ) görevli Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Ünal önderliğinde Ramazan ayında “Açlığın Sigara Bağımlılığına” etkisi üzerine araştırma yapıldı. 278’sı erkek ve 76’sı kadın olmak üzere, Türkiye’nin 4 farklı şehrinden toplam 354 hasta üzerinde yapılan araştırmada orucun sigara bırakmaya çok büyük etkisi olduğu belirlendi. Bu süreçte araştırmaya göre vakaların yüzde 53,7’sinde nikotin yoksunluğu ile baş etmede en önemli nedenin dini duygular ve açlık olduğu ortaya çıktı. Vakaların yüzde 14,7’si, Ramazan ayı boyunca sigarayı kendiliğinden bıraktı. Araştırmada Ramazan ayında günlük sigara tüketme alışkanlığı olan katılımcıların 285’inde azaldığı gözlemlendi. Ramazan ayında günlük sigara sayısını azaltan bazı kişiler ise bu düşüşün kendilerinden kaynaklandığını bildirdi.

“Sigara bıraktırma seansları özellikle Ramazan’da aktive edilebilir”

Yapılan araştırmaya göre sigara bıraktırma seanslarının Ramazan ayındaki önemine değinen Dr. Öztürk, “OMÜ’de görev yapan Dr. Mustafa Ünal hocamızla beraber ulusal düzeyde sigara bağımlılığı üzerine bir araştırma gerçekleştirdik. Açlığın sigara bağımlılığında yaptığı etkiyle alakalı bir çalışma yürüttük. Bunu da uluslararası üst sınıf bir akademik dergide yayınlattık. Çalışmaya Ankara’dan, Ordu’dan, Samsun’dan, Düzce’den hastalar dahil edildi. Aile hekimliğinin yanı sıra, psikolojiden ve teolojiden akademisyenler de bulguların değerlendirilme sürecine katıldı. Bazı çıktılara ulaştık. Ramazan ayında sigaraya bırakmanın daha rahat olduğu ve sigarayı bıraktıktan sonra geri dönüşün zor olduğu, sigara içilmediği dönemlerde insanların sigaraya olan açlığının daha az olduğu gibi bazı tespitlere ulaştık. Bundan dolayı bazı çıkarımlarda bulunduk. Sigara bıraktırma seansları özellikle Ramazan’da aktive edilebilir. Bu, insanları daha rahat başarıya ulaştırabilir. Bu ayda bıraktıktan sonra insanların sigaraya olan açlıkları daha da azalabilir. Ramazan ayında sağlık otoriteleri ve din otoriteleri bir araya gelerek bazı kampanyalar yürütebilir. Özellikle iftar saatinden itibaren bizim bazı teknik dokunuşlarımızla ve bazı medikal tedavilerle beraber sigara bağımlılığın çok daha hızlı bir şekilde önüne geçebiliriz” diye konuştu.

“Yarım paket içme oranı arttı”

Dr. Öztürk, “Sonuçlara bakılırsa Ramazan ayında sigara içmeme konusunda zorluk yaşama oranı Ramazan dışındaki döneme göre çok daha düşük çıktı. Yaklaşık 2 katlık bir fark vardı. Bunun dışında sigara arzulama oranında da ciddi fark söz konusuydu. Ramazan’da ve Ramazan dışındaki sigara içiciliği kıyaslandığında ‘yarım paket içiyorum’ diyenlerin oranı Ramazan ayında 2 kat daha fazla çıktı. ‘Bir paketten fazla içiyorum’ diyenlerin oranı Ramazan dışındaki dönemde, Ramazan ayındaki döneme göre 6 kat daha fazlaydı. Bu çalışmamamız kamuoyuna sunulması konusunda önderlikleri olan İl Sağlık Müdürlüğümüze teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.

Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Ersin Köksal, “Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Merkezimizde birçok alanda önemli tedaviler uygulanmaktadır. Karadeniz’de kamuda önemli merkezlerden birisidir. Birçok tedavinin yanı sıra sigara bırakma ile ilgili de kliniğimiz mevcuttur. Onur hocamız önderliğinde bu merkezlerimizde birçok çalışma yapılmaktadır” şeklinde konuştu.

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Sağlık

Prof. Dr. Özlü: İsteyen herkes sigarayı bırakabilir

GÖĞÜS Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, “31 Mayıs, Dünya Sigarasız Günü. Herkes eğer isterse sigarayı bırakabilir. Milyonlarca kişinin yapabildiği bir şeyi sizin yapmamanız için hiçbir sebep yok. Kendinize haksızlık etmeyin, isteyen herkes sigarayı bırakabilir” dedi.

Selçuk BAŞAR

TRABZON-Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, Dünya Sağlık Örgütü tarafından ilan edilen ’31 Mayıs Dünya Tütünsüz Günü’ kapsamında açıklama yaptı. Prof. Dr. Özlü, “Dünya Sağlık Örgütü araştırmalarına göre dünyada 1,3 milyar kişi tütün ürünü kullanıyor. Her gün 22 bin kişi, her yıl ise 8 milyon kişi tütünden dolayı hayatını kaybediyor. Sigarayı bırakmak isteyip de bırakamayan hiçbir kimse yoktur. Ancak sigarayı bırakamayacağını düşünen insanlar vardır. Bırakamayan insanlar yoktur. Bugün dünyada yaşayan milyonlarca insan önceden sigara içtiği halde şu anda içmemektedir. Sadece Fransa’da, Britanya’da yapılan bazı çalışmalar, 1 milyondan fazla kişinin 1 yıl içinde sigarayı bıraktığını bize göstermektedir. Yani milyonlarca kişinin yapabildiği bir şeyi sizin yapmamanız için, yapamamanız için hiçbir sebep yok. Kendinize haksızlık etmeyin, isteyen herkes sigarayı bırakabilir” diye konuştu.

‘İSTEK VE KARARLILIK ÇOK ÖNEMLİ’

Hekimler olarak sigarayı bırakmakta zorlanan kişilere destek olmaya hazır olduklarını da kaydeden Prof. Dr. Özlü, “Burada en önemli şey gerçekten sigarayı bırakmanız gerektiğine inanmanızdır. Kendinizi ikna etmenizdir. Bırakma sebeplerini dikkatli bir şekilde gözden geçirmeniz, ‘Artık yeter ben bundan kurtulacağım’ kararlılığına ulaşmanızdır. İstek ve kararlılık çok önemli. Tabii bırakma denemelerinde başarısız kalmış olabilirsiniz. Daha önce sigarayı bırakmayı deneyip başaramamış olabilirsiniz. Hiç sorun değil. Genelde bırakanlar da zaten 3-4 denemeden sonra daha başarılı bir bırakmayı gerçekleştirmektedirler. Eğer kendi başınıza bırakamıyorsanız biz hekimler size bu konuda destek olmaya her zaman hazırız; sizin yanınızdayız. Sigarayı bırakma sürecinde özellikle ilk 15-20 gün içerisinde yoksunluk, özellikle nikotine bağlı yoksunluk belirtileri ortaya çıkabilir. Bazı kişiler özellikle nikotin bağımlılığı çok yüksek olan kişilerde sigara kesildikten sonra da birtakım sorunlar yaşanabilir. Bu sorunlarla başa çıkmanın da yolları var. Gerektiğinde nikotin replasman tedavileri ya da birtakım ilaçlarla bu yoksunluk semptomları ortadan kaldırılabilir. Yeter ki siz isteyin; sigarayı bırakabilirsiniz” dedi.(DHA)

Okumaya devam et

Sağlık

Çocuklarda sınav kaygısı uyarısı

Büyük Anadolu Hastaneleri Psikiyatri Uzmanı Uzm. Dr. Akif Taşdemir, “Sınav kaygısı yaşayan çocuklarda kalp çarpıntısı, terleme, titreme gibi görülebilecek davranışsal, fiziksel belirtiler vardır. Ebeveynlerin bu belirtilere mutlaka dikkat etmesi gerekmektedir” dedi.

RÜMEYSA GONCA
SAMSUN-Aylarca süren sınav hazırlıklarının sonunda, sınav kaygısı nedeniyle hüsran yaşanabilir, başarının düşmesine yol açabilir. Sınav kaygısı, birçok kişinin başa çıkmakta zorlandığı bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır.

Büyük Anadolu Hastaneleri Psikiyatri Uzmanı Uzm. Dr. Akif Taşdemir, Aileleri ve öğrencileri sınav öncesi etkileyen “Sınav Kaygısı” hakkında bilgilendirmelerde bulundu.
Psikiyatri Uzmanı Uzm. Dr. Akif Taşdemir, “Sınav kaygısı iki aşamalı olarak düşünülebilir. Bir kısa vadede sınav esnasında performansı istediği gibi gösterememenin kaygısı, bir de uzun vadede kazanamazsam hayatımda oluşturacağı sonuçların getireceği kaygılar olarak görülmektedir.

SINAV KAYGISI BELİRTİLERİ

Sınav kaygısı yaşayan çocuklarımız, genel itibariyle yaşantılarında da kaygılı olan çocuklardır. Sınav kaygısına sebep olan durumlardan bir tanesi maalesef sınavdan beklentilerdir.
Çocuğun sınavdan beklentisi, sınavın kötü geçeceği ve kötü geçer ise her şeyin kötü olacağına dair düşüncelerdir. Sınav öncesinde başlayan bu kaygı, sınav esnasında da devam edebilir.
Sınav esnasında yoğunlaşan kaygı sebebiyle; kalp çarpıntısı, terleme, titreme, mide bulantısı, ağız kuruluğu gibi fiziki belirtilerle baş gösterirse kaygı daha da yoğunlaşabilir ve kısır döngüye dönüşebilir.

Sınav kaygısına neden olan önemli olan sebeplerden bir tanesi de ebeveynlerin tutumlarıdır. Maalesef fazla beklentisi mükemmeliyetçi olan ve bu beklentiyi çocuğa yansıtan ebeveynlerin çocuklarında bu sınav kaygısını daha yoğun olarak görüyoruz.

SINAV KAYGISI TEDAVİ YÖNTEMLERİ

Sınav kaygısı olan çocukların tedavi değerlendirmesinde, eğer kaygıları önceki süreçte de var olan ve hayat kalitesini düşüren bir seviyede ise, sınavdan bir kaç ay öncesinden başlamak üzere çocuğun durumuna göre medical tedavi düşünülebilir.

Fakat sınava kısa bir süre kala çocuklarda medikal tedavi başlamak çokta uygun bir yaklaşım değildir.

Bu çocuklarda kısa süreli ve iyileştirici terapi yöntemleri uygulamak çok daha faydalı olabilir. Eğer zamanınız var ise 5,6 seanslık bir bilişsel davranışlı terapi uygulaması sınav kaygısını belirgin olarak yatıştıracaktır.” diyerek sözlerine son verdi.

Okumaya devam et

Sağlık

Obezite cerrahisi kalp hastalıkları riskini azaltıyor

Büyük Anadolu Hastaneleri, Uluslararası Obezite Cerrahisi ve Diyetisyenliği TV Kongresi’nde

RÜMEYSA BULUT
HABER MERKEZİ
-Büyük Anadolu Hastaneleri Akademik Direktörü Genel Cerrahi Uzmanı Profesör Doktor Mustafa Şahin’in oturum başkanlığını yaptığı 4. Uluslararası Obezite Cerrahisi ve Diyetisyenliği Kongresi başarıyla gerçekleştirildi.

Türk Obezite Cerrahisi Vakfı tarafından düzenlenen 4. Uluslararası Obezite Cerrahisi ve Diyetisyenliği Kongresi, Büyük Anadolu Hastaneleri Akademik Direktörü Genel Cerrahi Uzmanı Profesör Doktor Mustafa Şahin’in oturum başkanlığında, Türkiye’den ve yurtdışından alanında uzman çok sayıda doktor ve diyetisyenin katılımıyla gerçekleştirildi.

OBEZİTE TEDAVİSİNDE OBEZİTE CERRAHİSİ

Kongrede, obezitenin cerrahi ve diyetetik tedavisinde son gelişmeler ele alındı. Uzmanlar, obezitenin nedenleri, teşhisi ve tedavisine yönelik güncel bilgiler sundular.
Obezite ve başta TİP 2 Diyabet olmak üzere metabolik sorunlar çağımızın önemli hastalıklarından birisi haline geldiğini dile getiren Büyük Anadolu Hastaneleri Akademik Direktörü Genel Cerrahi Uzmanı Profesör Doktor Mustafa Şahin, kongrede yaptığı bilgilendirmede, “Obezitenin ve metabolik hastalıkların cerrahi tedavileri giderek öne çıkmaktadır. Türk Türkiye Obezite Cerrahi Derneği olarak ülkemizi Obezite Dernekleri Federasyonunda temsil eden üye sıfatıyla Viyana’daki toplantıya katıldık. Bu toplantıda Obezite ile ilgili yenilikler konuşuldu ve uyulması gereken temel prensipleri kurallar belirlendi.

Ayrıca iki hafta önce Türk Cerrahi Derneğinin iki yılda bir yapılan Ulusal Cerrahi Kongresinde de önemli bilgiler paylaşıldı.

Obezite Vakıfı tarafından İstanbul’da düzenlenen kongrede konuşmacı olarak toplantılara katıldık ve Oturum Başkanlığı sıfatıyla da çalışmalarda bulunduk. Türk Cerrahileri tarafından düzenlenen ve İstanbul’daki tüm cerrahlara açık olan Obezite ve Metabolik Cerrahi toplantısı bu hafta sonu itibariyle Ümraniye Devlet Hastanesi’nde gerçekleştirildi. Bu toplantıya da katılım sağladık. Bütün bu toplantılardan ortaya çıkan ortak bir sonuç bulunmaktadır.

SAĞLIK TURİZMİNE DESTEK

Obezite ve Metabolik Cerrahi çok yaygın olarak kullanılan ve çok etkili sonuç alınabilen bir cerrahidir. Bununla birlikte bir çok yan etki ve komplikasyonlar çıkabilmektedir. Bu nedenle Obezite ve Metabolik Cerrahinin temel prensiplerinin belirlenmesi ve uyulması gerekenleri ortaya koyulması hususunda hem Sağlık Bakanlığının yetkilerine hem de Meslek Derneklerine büyük sorumluluklar düşmektedir.

Ülkemizin Sağlık Turizminde alabileceği en büyük paylardan birisi de en çok bu alanda olmaktadır. Çünkü Dünyada çok yaygın olan Obezite ve buna bağlı olarak çıkan Metabolik Cerrahi ve TİP 2 Diyabet hastaları uzun süre bekleme listelerinde zaman kaybetmektedir. Bu operasyonlar çok maliyetli ameliyatlar ve tedavi süreçleri ortaya çıkmaktadır. Bunun için hem kaliteli hem de fizik alanları çok üst düzeyde olan Ülkemizin hastanelerinde Obezite ve Metabolik Cerrahi yaygın olarak yapılmaktadır. Dünyanın birçok Ülkesinden de hastalar gelmektedir. Bu hastaların doğru Endüksiyonlarla ve uygun temel prensiplere bağlı kararlarla yapılan tedavileri ülkemiz açısından önemli döviz girdisi sağlayabilmektedir. Bu vesileyle çalışmalarını yürüten meslektaşlarımıza başarılar diliyor ve hastalarımıza da şifalar diliyorum” diyerek sözlerine son son verdi.

Kongrede yapılan sunumlarda ayrıca, obezite cerrahisinin obezite tedavisinde en etkili yöntem olduğu vurgulandı. Obezite cerrahisinin kilo vermenin yanı sıra diyabet, hipertansiyon ve kalp hastalıkları gibi komplikasyon riskini de azalttığı belirtildi.

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.