Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Siyaset

AK Parti Sözcüsü Çelik’ten sığınmacı açıklaması: Sonsuza kadar kalmayacaklar

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, sığınmacı tartışmalarına ilişkin, ”Arkadan gelen katliam makinesi karşısında Türkiye sınırı kapatsaydı milyonlarca insanın ölümünden sorumlu olacaktı. Sonsuza kadar kalmayacaklar. Vatandaşımız emin olsunlar Türkiye’nin buraya sığınmış insanları bir gün kendi ülkelerine güvenli ve onurlu şekilde gönderecek politikası vardır. Türkiye’nin demografik güvenliği konusunda hassasiyeti yüksektir” dedi.

Hülya Keklik
ANKARA-
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlık ettiği Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) Toplantısı devam ederken gündeme dair açıklamalarda bulundu. Hemşirelerin Uluslararası Hemşireler Günü’nü kutlayan Çelik, “Pandemide sergiledikleri fedakarlık, titizlik her zaman saygıyla anılacak. Ulvi mesleği icra eden tüm hemşirelere sevgi saygılarımızı iletiyoruz” dedi.

İsrail güçleri tarafından Filistin’de görevi başında öldürülen Al Jazeera televizyonu muhabiri Şirin Ebu Akile’ye de Allah’tan rahmet dileyen Çelik, “Kudüs’ün kızı olarak anılıyordu, çeyrek asırdır dünyaya Kudüs’teki gelişmeleri duyurmaya çalışıyordu” dedi.

Diyarbakır annelerinin nöbetinin yaklaşık bine güne ulaştığını belirten Çelik, Türkiye’nin terörle mücadelesinin kararlılıkla devam ettiğini söyledi. Çelik, operasyonların başarıyla devam ettiğini belirterek, “Milli Savunma Bakanlığı’mız terör örgütlerine karşı bu operasyonları sürdürüyor. Terör örgütlerin destekçileri Türkiye’ye yönelik kara propagandalarını sürdürüyorlar. Türkiye’nin terörle mücadelesi en meşru terörle mücadeledir. Asla taviz vermeden devam edecektir” diye konuştu.

“Türkiye’nin göç yönetiminde hem tecrübesi hem politikası vardır”

Sığınmacı tartışmalarına ilişkin konuşan Çelik, “Göçmenler, sığınmacılar üzerinden bir takım provokasyonlara şahit oluyoruz. Turizm sezonunun yaklaştığı, güçlü diplomatik ilişkiler yürütülen bir dönemde provokatif yaklaşımla gerçekleştiğini görüyoruz. Türkiye’nin içinde bir siyasi ayrışma, meydana getirmeye çalışanlar olduğunu görüyoruz. Türkiye’nin göç yönetiminde hem tecrübesi hem politikası vardır. Sorunun kaynağında çözüm aranmaktadır. Etkili sınır güvenliği söz konusudur. Sınırlarımız tehlikede demek bir iftiradır. Bazı iller de sığınmacı kaydına kapatılmıştır. Uluslararası Koruma Kanunu’na Türkiye uygun bir şekilde devam etmektedir. Belli bir dönem ülkemizde kalanların uyumlu bir şekilde hayatını sürdürebilmeleri için gerekli çalışmalar yapılmaktadır. Bu çerçevede geniş kapsamlı bir ele alış söz konusudur” açıklamasında bulundu.

Sığınmacılara yönelik çok çeşitli düzenlemeler olduğunu ifade eden Çelik, göçün ülke üzerinde daha fazla baskı yapmaması için sorunun kaynağında çözüleceği çalışmalar yapıldığını söyledi. Sığınmacıların geri dönüşleri için can güvenliklerinin olması gerektiğini ifade eden Çelik, “Bu geri dönülen bölgelerin bu insanlar için ölün tehdidi teşkil etmemesi lazım. Türkiye büyük bir devlettir, katillere bunları teslim etmek gibi bir yaklaşım içinde olamayız. Vatandaşlarımızın bize ilettikleri bir takım başka sorunlar olduğunda bunlara en etkili şekilde müdahale edilmektedir” dedi.

“Burada sonsuza kadar kalmayacaklar, katillerden korunmuş bölgeler ortaya çıktığında zaten gidecekler”

Sosyal medyadaki görüntülere ilişkin de Çelik, “Sosyal medyada görüyoruz. Olumsuz bir şey olduğunda vatandaşlarımız müdahale etmesinler. Buna müdahale edecek olanlar emniyet görevlileri ve güvenlik güçlerimizdir. Vatandaşlarımızın kendi başına müdahalesinin büyük riskler oluşturacağını, vatandaşlarımıza da sıkıntı vereceğini belirtmek isterim. Kuşkusuz sığınmacı olarak bulunanlar burada sonsuza kadar kalmayacaklar. Katillerden korunmuş bölgeler ortaya çıktığında zaten gidecekler. Gönüllü ve onurlu şekilde bu geri dönüşler sağlanacak” dedi.

“Ukrayna için yaptıklarını Suriye’deki çocuklar için yıllardır yapmamaları büyük bir çelişki olarak ortada durmaktadır”

Sınırdan göçmen geçişlerini gösteren videoların gerçeği yansıtmadığını söyleyen Çelik, “Ülkemizle ilgili olmayan, başka bir ülkenin sınırından geçişleri gösteren videoları yaymamak gerekir. Avrupa’nın ırkçılarının en çok kullandığı yöntemlerdir. Bu yöntemleri kullananlara karşı gerekli duyarlılığın gösterilmesi gerekir. Türkiye bu meselenin ortaya çıkmasında gönüllü olmadı. Suriye rejimi normalleşsin diye en çok Türkiye uğraşıyordu. Ne zaman ki katliamlar başladı, o zaman Türkiye bunlara tepki göstermeye başladı. Savaş uçaklarını kullandılar, Batı bunlara müdahale etmedi. Kimyasal silah kullanıldı, buna da müdahale edilmedi. Cumhurbaşkanımızın güvenli bölge önerisine de yaklaşmadılar. Bugün Ukrayna’da insanlar için yaptıkları doğrudur, yapılması gerekir. Ukrayna için yaptıklarını Suriye’deki çocuklar için yıllardır yapmamaları büyük bir çelişki olarak ortada durmaktadır” dedi.

“Haklı olarak kaygılarını dile getiren vatandaşlarımız bu konunun önemsendiğini bilsinler”

“Güvenli bölge kurulmadığı zaman arkadan gelen katliam makinesi karşısında Türkiye sınırı kapatsaydı milyonlarca insanın ölümünden sorumlu olacaktı” diyen Çelik, “Dünyanın her tarafından göç politikası bir takım sorunların yönetimidir. Vatandaşımız emin olsunlar Türkiye’nin buraya sığınmış insanları bir gün kendi ülkelerine güvenli ve onurlu şekilde gönderecek politikası vardır. İnsanları katillere teslim edecek bir yaklaşım asla söz konusu olmayacaktır. Haklı olarak kaygılarını dile getiren vatandaşlarımız bu konunun önemsendiğini bilsinler. Türkiye’nin demografik güvenliği dikkate alan, değerlendiren politikası her zaman vardır” dedi.

Muhalefetin açıklamalarına tepki gösteren Çelik, “Cumhurbaşkanımızın Körfez Bölgesi açılımı, İsrail ile söz konusu olan açılımlar neticesinde muhalefetin eleştirilerini görüyoruz. Bunu söyleyenler hangi sebeplerle bu ilişkilerin soğuduğunu bilmedikleri için o zaman Türkiye niye etrafıyla soğuk diyorlardı. Bu soğukluk giderilip mesafeler kaldırınca da ‘Türkiye bunu neden yapıyor’ yaklaşımına giriyorlar. Reyhanlı saldırısında tutup Türkiye Cumhurbaşkanını suçluyor, onun arkasında Esad bağlantısını kabul etmiyor. Bugünkü açılımlarla ilgili de doğru bir yerde durmaları mümkün olmuyor” dedi.

Ermenistan ile olan normalleşmeyle ilgili de konuşan Çelik, “Görüşmeler yapıcı bir şekilde, normalleşmenin saplanmasına dönük hedef odaklı şekilde ilerliyor. Cumhurbaşkanımız ve Sayın Aliyev’in iradesi de bu yöndedir. Cumartesi Rize-Artvin Havalimanı açılışı söz konusu olacak. Dünyanın sayılı havalimanlarından birisi vatandaşlarımızı davet ediyoruz. 21 Mayıs’ta Adana’da Gençlik Şöleni gerçekleşecek. En son 2014 yılında bir şölen yapmıştık. Bir ile dönük değil bütün Türkiye çapında yapılacaktır. Burada Gençlik Kolları’mızın organizasyonunda Cumhurbaşkanımız bu şölene katılacaklar” diye konuştu.

Afyonkarahisar Valisi olan Kübra Güran Yiğitbaşı’nın ilk başörtülü vali olması ile ilgili soru üzerine Çelik, “Kendisine ve görevlerine atananlara başarılar diliyoruz. Kimin başörtülü, kimin başörtüsüz olduğu kimseyi ilgilendirmez. Kadınlarımızın kamusal alanda her alanda daha çok yer alması memnuniyetle karşılanan bir karar. Kadınları özellikle kılık kıyafet sebebiyle yargılamamalı. Bunun önünü açmaktan siyasi hareket olarak gurur duyuyoruz” dedi.

“Vatandaşlarımızı ekonomik alanda korumak hükümetimizin gündemindedir

Asgari ücretle ilgili değerlendirmede bulunan Çelik, “Vatandaşlarımızı ekonomik alanda korumak hükümetimizin gündemindedir. Bir açıklama olduğunda hemen paket mi var diye düşünülmemelidir. Vatandaşlarımızın hayat koşulları, beklentileri, talepleri partimizin her zaman gündemindedir. Sığınmacılara dönük nefret söylemi belli bir yerden kaynaklanmıyor. Esasında bunun arkasındaki siyasal motivasyona bakıldığında birincisi demokratik ortamı zehirleyen bir kışkırtıcılık söz konusu oluyor. Avrupa’da Türk düşmanlığı, yabancı düşmanlığı, göçmen düşmanlığı aynı kesimler tarafından yürütülüyor. Bunların kes kopyala yapıştır şeklinde Türk siyasetine tercüme edilmeye çalıştığını, aynı sonuçları doğuracak şekilde yürürlüğe konulduğunu görüyoruz. Ben ülkemde sorun çıkaran, ülkemde çeşitli sorunların arkasında olan sığınmacı istemiyorum, ben ırkçı mıyım deniliyor. Bunda ırkçılık yok ama bundan sonra toplumda nefret ve infial oluşturan cümleler ardı ardına geldiği zaman tabii ki bu ırkçılık oluyor. Gerçekte olmayan bir şeyi söylüyor. İnsanları rahatsız eden bir sığınmacı görüntüsü geliyor, tabii ki bunun için gereken yapılacak. Bir yerde herhangi bir asayiş olduğunda ister bizim vatandaşımız ister sığınmacı olsun buna kendi kendine müdahale edecek şekilde teşvik etmenin ülkemize bir faydası yoktur. Emniyet, jandarma hemen gereğini yapacaktır. Kaos şeklinde müdahale oluşturmak ülkenin geleceğine fayda sağlanamaz” dedi.

Siyaset

Arapça tabelalar kalktı, İngilizce tabelalar duruyor: O zaman İngilizce tabelalar da kaldırılsın

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) yönetimindeki belediyelerin başlatmış olduğu Arapça tabelaların kaldırılmasını Bolulu vatandaşlar destekleyerek, İngilizce tabelaların da kaldırılması gerektiğini savundu.

Enes Özkan
BOLU-
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) yönetimindeki belediyeler Arapça yazılı tabelalara yönelik harekete geçti. Bursa, Kilis, İzmir ve Uşak’taki Arapça tabelalar zabıta ekipleri tarafından kaldırıldı. Sığınmacılara yönelik sert söylemleri ve yaptırımları bulunan Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan da geçtiğimiz aylarda Bolu Afganistan Gençleri Sosyal Kültürel ve Yardımlaşma Derneği binasının önüne giderek çağırdığı zabıta ekiplerine tabelayı söktürmüştü. Bolu genelinde göreve geldiği günden bu yana Arapça tabelaya izin vermeyen Başkan Özcan, kentteki İngilizce tabelalara ise dokunmadı. Küresel markaların tabelaları ve bayraklarının dalgalandığı Bolu’da vatandaşlar CHP’li belediyelerinin kararları hakkında konuştu.

Tabelaların kaldırılmasında adaletli olunmadığını ifade eden Mahmut Alan, “Türkiye genelinde, CHP’li belediyelerde görüyoruz bunu daha çok. Esasında bana göre kararlar doğru. Çünkü Türkiye’de yaşıyoruz, Türkçe tabelalar olabilir. Ben bu uygulamayı adaletli bulmuyorum. Türkçe harici tabelalar kaldırılıyorsa o zaman İngilizce tabelalar da kaldırılsın. Madem bir uygulama yapılacak, hepsine uygulanmalı” dedi.

Arapça tabelaların yerine küresel markaların tabelalarının sökülmesi gerektiğini ifade eden Yadigar Keleş, “Öncelikle küresel markaların tabelaları indirilsin. Türklerin kanını sömüren markalar var. Onlar kaldırılmalı” diye konuştu. Sadece Türkçe tabelaların kalması gerektiğini savunan Recep Eren, “Arapça bilmiyoruz, tercümanla dolaşmamız lazım. İngilizceden de anlamayız. Türkçe olacak. Özümüz sözümüz Türk” ifadelerini kullandı.

CHP’ye tepki gösteren Mustafa Bayındır ise “CHP önce kendini kaldırsın. O 6 ok milletin ciğerine batıyor. Kendine bir şey mi zannediyor? Görelim bakalım PKK ile ortaklık nasıl oluyormuş görelim. Ne tabelası, milletin kimliğini kaldıracaklar. Adana ve Mersin’e kadar bölecekler PKK ile birlikte” şeklinde düşüncelerini ifade etti.

Okumaya devam et

Siyaset

TBMM Başkanı Kurtulmuş: Dünya barışının kalbi Ortadoğu’dur

Mardin’de sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya gelen Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş, “Dünya barışının kalbi Ortadoğu’dur. Bu kilidi açan anahtar ise Filistin‘dir. Filistin’de barış ve huzur gerçekten sağlanmışsa dünya çapında barış olmuştur demektir” dedi.

Sadiye Alav
MARDİN-
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Mardin’de sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi. Kurtulmuş, yaptığı konuşmada, “Hemen yanıbaşımızda bölgede hem ülkeler arasındaki gerilim ve çatışma, hem de bu bölgede faaliyet gösteren terör grupları üzerinden ortaya çıkarılan bazı çatışmalar ve gerilimler bu bölgeye fevkalade hassas hale getirmiştir. Her şeyden evvel 6 ayı aşkın bir süredir İsrail’de hükümetin saldırgan tutumları Gazze halkına karşı yapılan insanlık suçları hepimizi derinden etkiliyor ve hepimizin kalbini buruk bir hale getiriyor. İşte biz Türkiye olarak başından itibaren başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere bütün kurum ve kuruluşlarımızla birlikte Gazze’nin masum ve mazlum halkının yanında yer aldık. Acilen ateşkesin sağlanması ve Gazze’ye insani yardımların götürülmesi için üzerimize düşen bütün sorumlulukları yerine getirmeye çalışıyoruz. Yine bu bölgede sorunun devam etmesi bölgede yeni sorunların da başlangıcı olabileceği ilk günden itibaren uluslararası bütün platformlarda bir uyarı olarak ortaya koyduk. Dünya barışın kapısı Ortadoğu‘dur. Bu kilidi açan anahtar ise Filistin‘dir. Filistin’de barış ve huzur gerçekten sağlanmışsa dünya çapında barış olmuştur demektir. Türkiye olarak diyoruz ki ateş daha fazla büyütmeden bu bölgedeki ateşi söndürmek ve Filistinlerin haklı davasında iki devlet bir çözüm esasıyla özgür ve bağımsız bir Filistin devletinin kuruluşunun yolunu açmaktır” dedi.

TBMM Başkanı Kurtulmuş, “Gücünden çekinilen bir Türkiye olmak mecburiyetindeyiz yoksa diğer bazı başka ülkelerin karşılaştığı gibi oradan oraya savrulma ihtimali çeşit çeşit yeni tehditlerle muhatap olma ihtimali mevcuttur. Bunun için diyoruz ki hep beraber Türkiye’de 85 milyon olarak ortak hedeflerimize yönelik Türkiye’yi her alanda güçlü ve büyük Türkiye yapabilmek için el ele verelim. Aramızdaki farklılıklarımızı ülkemizin güçlülüğü olarak kabul edip Türkiye’yi dünyada layık olduğu yere süratle ulaştıralım. Bunun için başta bölgede var olan halkın ve bölge halklarının düşmanları olan terör örgütlerine, milletimize birbirimize esenliğimize kasteden yerli ve yabancı kimseye fırsat vermeyelim. Bunun yolu birlikten ve beraberlikten kardeşlikten geçiyor. İşte Mardin bunun en güzel örneğidir. Ekonomisi güçlü, toplumsal yapısı güçlü, barışı ve kardeşliği güçlü, üniversitesi, sanayisi, yatırımcısı gençlerin eğitim alanındaki varlığı ve kabiliyetleri güçlü velhasıl hangi alana el atarsanız atın Türkiye’nin bütün diğer devletlerle yarışabilecek bir ülkedir. Mardin’in de bütün diğer şehirlerle yarışabileceği bir güce ulaşması temel hedefimiz olmalıdır. Bunun yolu tek tek 81 ilimizin kendi öncelikleri adımları atmasıdır. Mardin’in büyük potansiyelleri olan bir il olduğunu siz daha iyi biliyorsunuz. Mardin’in heba edeceği vakti yoktur, ihmal edeceği bir tek günü yoktur. Bunun için hepsini bir araya getirerek bu anlamda bu güzel şehri yeniden Türkiye’nin gözbebeği bir şehri haline getirmemiz gerekiyor. Üniversitesinden havaalanına ve bu anlamda yatırım yapan arkadaşlar buradalar. Mardin’i bir başkası gelip ayağa kaldıracak değil. Devlet olarak bizim size yapacağımız ve sizin yapmak istediğiniz alanların önünü açıp size omuz vermek, güç vermek ve hep beraber hedeflerimize yürümektir” dedi.

Okumaya devam et

Siyaset

Dışişleri Bakanı Fidan: Netanyahu’nun iktidarda kalabilmek için bölgemizi bir savaşa sürüklemeye çalıştığı aşikardır

 Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Mohammed bin Abdulrahman Al-Thani ile düzenlediği ortak basın toplantısında, “Netanyahu’nun iktidarda kalabilmek için bölgemizi bir savaşa sürüklemeye çalıştığı aşikardır” ifadelerini kullanarak, “Biz bölge ülkeleri olarak üçüncü tarafların kendi çatışmalarını bu coğrafyaya taşımasını istemiyoruz” dedi.

DOHA-
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Katar’ın başkenti Doha’da temaslarına devam ediyor. Bakan Fidan, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Mohammed bin Abdulrahman Al-Thani ile bir araya geldi. Görüşmenin ardından Fidan ve Al-Thani ortak basın toplantısı düzenledi. Bakan Fidan, Al-Thani ile iki ülke arasındaki ilişkiler ve bölgesel konular açısından çok yoğun ve nitelikli bir koordinasyonu olduğunu belirterek, “Sürekli bölge meselelerini bir koordinasyon ve danışma içerisinde beraber götürmekteyiz” dedi.

Katar ve Türkiye arasındaki ilişkilerin son on yılda müstesna bir düzeye ulaştığına dikkat çeken Bakan Fidan, “İşbirliğimizin temelinde Sayın Cumhurbaşkanımız ile Katar Emiri Şeyh Tamim’in ortaya koyduğu kuvvetli irade bulunmaktadır. Yüksek Stratejik Komite’nin dokuzuncu toplantısını liderlerimizin başkanlığında biliyorsunuz geçtiğimiz aylarda Doha’da gerçekleştirmiştik. Bir sonraki toplantıyı bu yıl içinde inşallah Türkiye’de düzenleyeceğiz” dedi.

“Görüşmelerimizde askeri ve savunma sanayi alanındaki işbirliğimizi de görüştük”

Bugünkü görüşmelerde Türkiye ve Katar arasındaki ekonomik ve ticari işbirliğinin kapsamlı bir şekilde ele alındığını aktaran Bakan Fidan, “Kısa ve orta vadedeki hedefimiz olan 5 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşabileceğimize inanıyoruz. Keza yatırımlar, turizm ve enerji gibi alanlardaki mevcut işbirliğimizi daha da derinleştirme imkanlarını ele aldık. Ticaret ve Ekonomik Ortaklık Anlaşması geçtiğimiz şubat ayında bildiğiniz gibi Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından onaylanmıştı. Bunun ekonomik ve ticari ilişkilerimizde hedeflerimize ulaşmada önemli bir ivme oluşturacağını düşünüyoruz. Körfez İşbirliği Konseyi ve ülkemiz arasındaki Serbest Ticaret Anlaşması müzakerelerinin yeniden başlatılması kararı Katar’la ticaretimize de katkı sağlayacaktır. Körfez İşbirliği Konseyi ile kurumsal ilişkilerimizi güçlendirmek için Katar ve diğer üye ülkelerle birlikte çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Görüşmelerimizde askeri ve savunma sanayi alanındaki işbirliğimizi de görüştük. Doha’da bulunan Türk Katar Birleşik Müşterek Kuvvet Komutanlığımızın faaliyetlerini değerlendirme imkanımız oldu” dedi.

“Biz İsrail’in Gazze’de işlediği suçların bölgesel bir çatışmaya dönüşme riski barındırdığını baştan itibaren ifade etmiştik”

Bölgedeki son gelişmeleri de ele aldıklarını aktaran Bakan Fidan, “Biz İsrail’in Gazze’de işlediği suçların bölgesel bir çatışmaya dönüşme riski barındırdığını baştan itibaren ifade etmiştik. Tırmanma ve yayılma ihtimaline karşı uyarılarımızı yapmıştık. Geçtiğimiz hafta sonu yaşananlar, bölge dışı ülkelerin de dahil olduğu bir savaş ihtimalinin çok uzak olmadığını hepimize bir kez daha gösterdi. Bu risk maalesef hala devam etmekte. Olaylar başlamadan önce gerilimin nispeten kontrollü şekilde aşılması için yoğun bir çaba harcadık. Bazı görüşmelerimiz oldu. Bu çalışmalarımızı halen sürdürmekte ve itidal mesajlarımızı tüm ilgili taraflara iletmekteyiz. Bölge dışı güçlerin de gelişmelere soğukkanlı yaklaşması gerekmektedir. Biz bölge ülkeleri olarak üçüncü tarafların kendi çatışmalarını bu coğrafyaya taşımasını istemiyoruz” dedi.

“Uluslararası hukuk herkes için bağlayıcıdır”

İran’ın İsrail’e 13 Nisan’da düzenlediği saldırıya değinen Bakan Fidan, “13 Nisan’da yaşananlar bizim için çok önemli dersler ortaya koymakta. Birinci olarak uluslararası hukuk herkes için bağlayıcıdır. Küresel düzeyde barışın ve istikrarın anahtarı uluslararası hukuka uyulmasıdır. İkinci olarak, Netanyahu’nun iktidarda kalabilmek için bölgemizi bir savaşa sürüklemeye çalıştığı aşikardır. Netanyahu’yu kayıtsız ve şartsız destekleyenler, tutumlarını acilen gözden geçirmek zorundadırlar. Üçüncüsü ve en önemlisi yaşanan olayların temelinde Gazze’de İsrail tarafından uygulanan şiddet ve zulüm yatmakta. Şu hususun altını çizmek istiyorum. Şu anda mağdur olan ne İsrail ne de İran’dır. Mağdur olan Gazze halkıdır. Hepimiz Gazze’de yaşanan felaketi sona erdirmek için daha fazla çaba harcamalıyız. İsrail’in Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2728 sayılı kararını ve Uluslararası Adalet Divanı’nın aldığı ihtiyati tedbirleri harfiyen uygulaması şarttır” dedi.

“ABD başta olmak üzere İsrail üzerinde etkisi olan ülkelerin ortak tutum sergilemeleri ve İsrail’e dur demeleri gerekmektedir”

Gazze Şeridi’nde bir an önce acil ve kalıcı ateşkes sağlanması gerektiğine vurgu yapan Bakan Fidan, “İnsani yardımlara izin verilmelidir. Sonrasında ise iki devletli çözümü hayata geçirmeye dönük adımları ivedilikle atmalıyız. Batılı ülkelerin İran karşısında tek bir ses olarak tepki vere bildiklerini gördük. Şimdi de aynı şekilde ABD başta olmak üzere İsrail üzerinde etkisi olan ülkelerin ortak tutum sergilemeleri ve İsrail’e dur demeleri gerekmektedir” dedi.

“Tüm bu yaşananlar Filistinliler arası birliğin tesisinin önemini bir kez daha ortaya koymuştur”

Türkiye’nin Katar’ın ateşkes için yürüttüğü çalışmaları desteklediğini belirten Bakan Fidan, “Kendilerine de canı gönülden teşekkür ediyoruz. Sürecin Filistin halkının vazgeçilmez haklarına ve istikbaline halel getirmemesi için çalışmayı sürdüreceğiz. Tüm bu yaşananlar Filistinliler arası birliğin tesisinin önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Bu amaca yönelik olarak tüm tarafların yapıcı tutum sergilemesin de büyük fayda görmekteyiz. Nihai amacımız adil ve kalıcı barışın tesisidir. 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin kurulmasını desteklemeye var gücümüzle devam edeceğiz. Bu ziyaretin Filistin halkı, Türkiye-Katar ilişkileri ve bölgemiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum” dedi.



Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.