Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir, “Türkiye’de ‘gastronomi merkezi’ olarak belirtilen iller var. Kimse kusura bakmasın Türkiye’nin en iyi gastronomisi, en derin en geniş yelpazede Samsun’da” dedi.
Erdi Demür SAMSUN-21-27 Mayıs 2022 tarihleri arasında kutlanacak olan ‘Türk Mutfağı Haftası’nın açılış programı Samsun İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü binası önünde yapıldı. Alanda Samsun mutfağından Türkiye ve dünyaya yayılmış lezzetlerden Bafra nokulu, Bafra pidesi, Çarşamba pidesi, Terme pidesi, Çarşamba kıvratması, yaş-kuru kıvratma, lahana, tarhana, keşkek, çalkalama gibi yemekler de yapılıp, ikram edildi.
Vali Dağlı: “Antalyalıyım ama Karadeniz mutfağına hemen alıştım” Akdeniz Bölgesi insanı olmasına rağmen damak zevkinin Karadeniz mutfağına hemen alıştığını ifade eden Samsun Valisi Doç. Dr. Zülkif Dağlı, “Türk mutfağının ne kadar önemli ve zengin olduğunu biliyoruz ama belki anlatamıyoruz. Bu maksatla yola çıkıldı ve güzel bir başlangıç. Faydalı olacağına inanıyoruz. Derneklerimizin, aşçılarımızın emekleri var. Yöresel yemeklerimizin hazırlanmasına emeği geçen herkese şükranlarımızı sunuyorum. Türk yemeklerimiz gerçekten güzel, Samsun yemeklerimiz de çok güzel ve damak tadımıza da çok uyuyor. Ben Antalyalıyım, Karadeniz mutfağına hemen alıştık. Hiçbir sorunumuz yok ve çok seviyoruz. Pide bile başlı başına bir yiyecek. Onun haricinde dondurma, kaz tiridi, nokul, kıvratma, kaymaklı lokum gibi birçok lezzetimiz var” dedi.
Başkan Demir: “Türkiye’nin en iyi gastronomisi Samsun’da” Türkiye’nin en iyi ve geniş yelpazeli gastronomisinin Samsun’da olduğu vurgulayan Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir, “Dünya turizminde gastronomi çok önemli. İnsanlar bir yeri seçerken ilk önce gastronomisine bakıyor. Başka kültürden gelen insanlar ilk önce karnımı nasıl doyurabilirim diye bakıyorlar. Dünyanın birçok yerini gezmiş ve gastronomisini tanıyan biri olarak her damak zevkinden insanların rahatça ziyaret ettiği ülkelerin başında gastronomide Türkiye geliyor. Biz belirli yerlere gittiğimiz zaman sıkıntı yaşıyoruz. Hatta yanımızda yiyeceklerimizi götürüyoruz. Türkiye’ye gelirken yanında yiyecek getirenleri göremezsiniz. Türkiye’de ‘gastronomi merkezi’ olarak belirtilen iller var. Kimse kusura bakmasın Türkiye’nin en iyi gastronomisi, en derin en geniş yelpazede Samsun’da. Bir ile gittim gastronomisi meşhur, yemeklerini zor yedim. Biz gastronomi konusunda da turizmde müthiş bir ivme halindeyiz” diye konuştu.
Canik Belediyesi’nin ödüller, geleneksel Ramazan şenlikleri ve etkinliklerle dolu programı Şehr-i Canik Ramazan Serüveni başlıyor. HAMİDE GONCA SAMSUN-Geleneksel Ramazan şenliklerinin yer aldığı, Hacivat ve Karagöz gösterileri, akrobasi gösterileri, ikramlar, müzikal oyunlar ve ödüllü yarışmaların gerçekleştirileceği Şehr-i Canik Ramazan Serüveni programlarında çocuklar ve gençler için birbirinden özel etkinlikler düzenlenecek. Şehr-i Canik Ramazan Serüveni programlarıyla çocukları ve gençleri geleneksel Türk Ramazan şenlikleriyle tanıştırmayı amaçladıklarını ifade eden Canik Belediye Başkanı ve Adayı İbrahim Sandıkçı, “Canik’te geleneksel Ramazan kültürümüzü sürdürecek, çocuklarımızı ve gençlerimizi hediyelerle buluşturacağız” dedi.
Her gün farklı bir mahallede Şehr-i Canik Ramazan Serüveni program çadırında 7’den 70’e tüm vatandaşları ağırlayacaklarını ifade eden Başkan İbrahim Sandıkçı, “İlçemizde geleneksel hale getirdiğimiz Şehr-i Canik Ramazan Serüveni programlarımızda, çocuklarımız ve gençlerimiz için birbirinden özel etkinlikler düzenleyeceğiz. Her gün farklı bir mahalleye kuracağımız Şehr-i Canik Ramazan Serüveni etkinlik çadırında çocuklarımız ve gençlerimiz için sahne gösterileri, ödüllü yarışmalar ve birçok farklı etkinlik gerçekleştireceğiz. Çocuklarımızın ve gençlerimizin unutulmaz bir Ramazan ayı geçirmelerine vesile olacağız” şeklinde konuştu.
Canik Belediyesi tarafından yapılan açıklamada, Şehr-i Canik Ramazan Serüveni program çadırının belirlenen günlerde farklı mahallelere kurulacağı bildirilirken, vatandaşların etkinlik takvimi ile ilgili detaylı bilgiye Canik Belediye Başkanı İbrahim Sandıkçı ve Canik Belediyesi sosyal medya hesapları üzerinden ulaşabileceği kaydedildi.
RTÜK’ün 4. Uluslararası Medya ve İslamofobi Forumu’nun ana gündemi Gazze olacak
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) dördüncüsünü gerçekleştireceği Uluslararası Medya ve İslamofobi Forumu, ‘Küresel ve Yerel Boyutlarıyla İslamofobi’ temasıyla 14 Mart’ta Ankara’da düzenlenecek.
Burak Can Ekizoğlu ANKARA-Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) 4’üncüsünü düzenlediği Uluslararası Medya ve İslamofobi Forumu, 14 Mart tarihinde ATO Congresium’da düzenlenecek. Teması ‘Küresel ve Yerel Boyutlarıyla İslamofobi’ olarak belirlenen formun paydaşları, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, SETA, Ankara Bilim Üniversitesi, Erciyes Üniversitesi ile Türk Telekom ve Halkbank olacak. Her yıl akademisyen, uzman ve fikir insanlarının katılımlarıyla İslam düşmanlığı sorununun giderilmesi için çözüm aranan toplantı zincirinin bu yılki ana konularından birisi Gazze olacak.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Batuhan Mumcu, SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, Ankara Bilim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Demir, Erciyes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Altun’un açış konuşmalarıyla başlayacak forumda, daha sonra iki ayrı oturumda İslam karşıtlığı konusu ele alınacak.
Yaşananları Filistin’in Ankara Büyükelçisi Abd Mustafa anlatacak Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim’in moderatör olduğu ‘Küresel Boyutlarıyla İslamofobi’ başlıklı birinci oturumun ilk konuşmacısı Filistin’in Ankara Büyükelçisi Dr. Faed Halid Abd Mustafa olacak. Ardından İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi’nden Prof. Dr. Özcan Hıdır, Tulane Üniversitesi’nden Prof. Dr. Raymond Taras ve Ankara Üniversitesi’nden Prof. Dr. İhsan Çapcıoğlu İslamofobi hakkında konuşacak.
Yerel Boyutlarıyla İslamofobi konusu ele alınacak Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanı Prof. Dr. Uğur Ünal’ın moderatörlüğünü yapacağı ikinci oturumda başlık ‘Yerel Boyutlarıyla İslamofobi’ olacak.
İkinci oturumda dikkat çeken konuşmacı ise Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü Büyükelçi Doç. Dr. Hasan Doğan ‘Tarihten Günümüze Bir Hukuk Problemi Olarak İslamofobi’ konusunu anlatacak.
Hasan Doğan’dan sonra, SETA’dan Prof. Dr. Muhittin Ataman ve International Balkan Ünivesitesi’nden Prof. Dr. Shener Bilalli İslam düşmanlığıyla mücadele stratejilerini ortaya koyacak.
Fırat Nehri kıyısındaki 30 hektarlık alan tescillenecek
Binlerce yıllık medeniyetlere ev sahipliği yapan çok katlı mağaraların bulunduğu Fırat Nehri kıyısındaki 30 hektarlık alan tescillenecek.
Ahmet Arslantaş ADIYAMAN-Fırat Nehri’nin her iki kıyısında bulunan kayalıklarda binlerce yıllık mağaralar bulunuyor. Mağaraların yanı sıra çeşitli tarihi eserlerin bulunduğu kıyı boyunca birbirinden ilginç mağaralar, antik dönem yürüyüş yolları, sunu çukurları ve mezarlar da yer alıyor. Fırat Nehri kıyısında alt katları sular altında kalan çok katlı ve birbirine geçişlerin olduğu mağaralar Neolitik, Roma, Bizans ve İslami Döneme ev sahipliği yaptı.
Fırat Nehri üzerinde bulunan binlerce yıllık tarihi mağaraların bulunduğu alanda arazi taraması yapan Adıyaman Müze Müdürlüğü yetkilileri, yaklaşık 10 kilometrelik nehir boyunca 30 hektarlık bir alanda daha önce kısmen olan tescilli alanı büyüterek tamamını tescilleyecek. Balıkçı teknesiyle kıyı boyunca gezen Adıyaman Müze Müdürü Mehmet Alkan ve Müze Müdür Yardımcısı Mustafa Çelik, tescilli olmayan eserleri Şanlıurfa Kültür Varlıklarını Koruma Kuruluna tescile sunacak.
Gümüşkaya Köyü’ne gelerek buradan Fırat Nehri’ni ve tarihi yapıları izleyen turistler ise karşılaştıkları doğa ve kültürel varlıklar karşısında hayranlıklarını dile getiriyor. Fırat ve Göksu nehirlerinin birleştiği Adıyaman’ın Gümüşkaya ve Besni ilçesinin Kızılin Köyleri arasında bulunan tarihi Kızılin köprüsü geçtiğimiz yıllarda Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından restore edilerek ulaşıma açılmıştı. İki yıl önce Göksu Nehri ve Fırat Nehri’nin birleştiği noktada Kürek Maratonu düzenlenmişti.
“Doğa ve kültür turizmi bir arada” Adıyaman Müze Müdürü Mehmet Alkan konuşla ilgili yaptığı açıklamada, “Fırat Nehri’nin her iki yakasında bulunan çok katlı mağaralar ve tek katlı mağaralar ile birlikte burada çok kompleks bir alan bulunuyor. Burada antik dönem yürüyüş yolları, M.S. 2. Yüzyılda Pottinger haritasında belirtilen ve günümüzün anıtsal köprüsü olan Kızılin Köprüsü ile birlikte yaklaşık 10 kilometre mesafede çok katlı mağaralar bulunuyor. Özellikle Roma Dönemine ait mezarlar ve sunu çukurlarıyla birlikte burası çok önemli bir yapıya sahiptir. Antik dönemde Fırat’a inen yolların olması burada daha önceki ulaşımında kayıklarla yapıldığını gösteriyor. Burada doğa turizmi kültür turizmi ile bir arada yer alıyor. Yaptığımız incelemeler sonucunda çok katlı mağaraların olması, Roma Dönemi’ne ait mezarların olması ve mezarlar içerisindeki sunu çukurlarının bulunması ve antik dönem yollarının bulunması nedeniyle bir kısmı tescilli olan bu alanın tescilsiz olan diğer kısımlarını kurula sunacağız ve tescilleyecek. Yaklaşık 30 hektarlık bir alan tescillenecek” dedi.