Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Çevre

İzmir’in yanan alanları yeşillendi

Tarım ve Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğünün paylaştığı öncesi/sonrası fotoğraflarında, İzmir Seferihisar’da 2009 yılında ve Foça’da 2017 yılında yanan alanlar da yer aldı. Yanan alanların geçen süre zarfında yeşillenmesi umutlandırırken, İzmir Orman Bölge Müdür Zafer Derince iki alana toplamda 920 bin adet fidan dikildiğini belirtti.

Ceren Atmaca – Sinan Yeniçeri
İZMİR-
Tarım ve Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü, resmi internet sitesinde İzmir, Muğla, Kütahya, Denizli, Çanakkale, Balıkesir ve Antalya’da geçmiş yıllarda yanan alanların yandıktan sonraki ve mevcut durumlarının fotoğraflarını paylaştı. Paylaşımda, İzmir’de 2009 yılının ağustos ayında yanan 956 hektarlık Seferihisar Doğanbey yangını ve 2017 yılının nisan ayında yanan 98 hektarlık Foça Kızıldağ yangını yer aldı. İki alanın yangından sonra ve yakın zamanda çekilen fotoğrafları sevindirdi. İzmir Orman Bölge Müdür Zafer Derince, Seferihisar’daki yanan alana 800 bin adet, Foça’daki yanan alana da 120 bin adet fidan dikildiğini ifade etti.

Yangına dayanıklı türler de dikildi

Herhangi bir alan orman yangını neticesinde zarar gördüğünde hemen o alanda çalışmalara başladıklarını vurgulayan Derince, yaptıkları çalışmaları şu sözlerle anlattı: “Önce, hangi tür fidanların dikileceği, hangi yöntemle alanın yeşillendirileceği konusunda planlama yapıyoruz. Planlamalar neticesinde sahayı boşaltıyoruz ve fidan dikimi ve doğal gençleştirme yöntemleriyle alanı ağaçlandırıyoruz. Örneğin 2009 yılında Seferihisar Doğanbey’de yangın çıkmıştı. Bu yangın neticesinde 956 hektarlık zarar görmüş alanı hemen boşalttık, sürdük ve 800 bin adet fidan diktik. Şu anda o alan yeşillenmiş vaziyette. Hatta fidanları diktiğimizde onları kaderlerine de terk etmiyoruz. 5 sene boyunca bir çocuk yetiştirme hassasiyetiyle çapalıyoruz, otlarını alıyoruz, üzerine baskı yapan farklı türler varsa onları da kesiyoruz. Kendi biyolojik bağımsızlığına erinceye kadar bakımlarını yapıyoruz. 2017 yılında da Foça Kızıldağ mevkiinde bir yangın oldu. Yangında, 98 hektarlık alan zarar gördü. Aynı şekilde bu yangında da planlamacı arkadaşlarımız faaliyete geçti ve çalışmaları yaptı. Burada değişik türlerde 120 bin adet fidan diktik. Bu fidan dikme çalışmalarını yaparken, bundan sonraki yangınlarda yol kenarından gelebilecek yangınlara da cephe oluştursun diye yangına daha dayanıklı türleri diktik. Böylece hem yangına dirençli ormanlar oluşturuyoruz hem de ormanları eski haline getirmeye çalışıyoruz” bilgisini verdi.

“Vatandaşlarımız siteden görebilir”

Bir alan yandığında, o alanda sadece ağaçlandırma çalışmalarının yapıldığını kaydeden Derince, “Vatandaşlarımız şunu bilsin ki; yanan orman alanlarının 1 santimetrekaresi dahi başka bir amaçla kullanılamaz. Dolayısıyla yanmış her alan ağaçlandırılıyor. Orman Genel Müdürlüğümüzün sitesinde de bunu vatandaşlarımız görebilir. Alanın yanmadan önceki hali, yandıktan sonraki hali ve sonrası mevcut. Foça ve Seferihisar örneklerinde olduğu gibi yanan her alanı ağaçlandırıyoruz” ifadelerini kullandı.

“Uzun zaman alıyor”

Derince, orman yangınlarını önleme amaçlı da vatandaşlara şu uyarılarda bulundu: “Ormanlar ülkemizin akciğerleri. Yangın söndürmekten ziyade önce yangının çıkmaması önemli. Bu da vatandaşlarımızla işbirliği içerisinde olmamıza bağlı. Dolayısıyla vatandaşlarımız bağ bahçe temizliği yaparken, piknik yaparken, sigara içerken dikkatli olmalı. Bağ bahçe temizliği ateşle yapılmamalı. Yanıcı madde ve yangına sebebiyet verecek izmarit gibi maddeleri gelişigüzel fırlatmamalılar. Pikniklerin de piknik için ayrılmış alanlarda yapılması gerekiyor. Vatandaşlarımız herhangi bir yangın veya duman gördüklerinde 112 veya 177 hatlarından ihbarda bulunabilir. Ormanlarımız çok büyük emekle yetiştiriliyor. Yandıktan sonra eski haline getirmek için uzun zaman gerekiyor.”

Gölet ve havuz uyarısı

Öte yandan helikopterlerin yangın söndürmek için kullandığı gölet ve havuzlara vatandaşların girmemesi konusunda önemli bir uyarıda daha bulunan Derince, “Helikopterlerimizin yangın söndürmede kullandığı gölet ve havuzlar var. Vatandaşlarımız can güvenlikleri açısından kesinlikle bu havuzu kullanmasın. Bu havuzlarımız yüzmeye, serinlemeye dönük müştemilatı olmayan havuzlardır. Can güvenliği açısından çok risklidir. Alanda oluşan yosunlar nedeniyle içerisine giren çıkamıyor ve can kayıpları oluşabiliyor. Öte yandan bu havuzlarımız yüzmek için hijyenik değil. Sadece yangın söndürmek için kullanılan alanlar” sözlerine yer verdi.

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Çevre

Ölü yunuslar kıyıya vuruyor, sebebi şok etti

Kocaeli’nin farklı bölgelerinde ölü olarak kıyaya vuran yunuslarla ilgili Kocaeli Veterinerler Hekimler Odası Başkanı Mehmet Bostancı, “Üzülerek yunuslara kurşun sıkıldığını görüyorum” dedi.

Ardacan Uzun – Cihan Atik
KOCAELİ-
Son olarak, Kocaeli Körfezi’nin Karamürsel sahilinde vatandaşlar suyun üzerinde hareketsiz olarak fark ettikleri yunusu kıyıya çıkardı. Baş kısmından yaralandığı görülen yunusun öldüğü anlaşıldı. Yunusu cep telefonu ile kaydeden vatandaşın ‘Vurmuşlar abi’ dediği de görüntüye yansıdı. Kocaeli Veterinerler Hekimler Odası Başkanı Mehmet Bostancı, kıyıya vuran yunuslara nasıl müdahale edilmesi gerektiğini açıkladı ve ortaya çıkabilecek tehlikeleri açıkladı.

“Öldüyse hiç dokunulmaması gerekiyor”

Kocaeli Veterinerler Hekimler Odası Başkanı Mehmet Bostancı, “Son zamanlarda yunusların kıyılarımıza vurduklarını görüyoruz. Bunun iki ana temel nedeni bulunuyor. Birincisi; yoğun virüs ve bakteri enfeksiyonlarına bağlı olarak hastalık geçirmeleri, diğer nedeni ise yaralanmaları. Kendilerini güvenli bir limanda hissederek, kıyıya vurabilmektedirler. Kıyıya vuran bir yunusu suya itmememiz gerekiyor. Hastalıklı veya yaralı bir hayvanı ölüme terk etmiş oluyoruz. Müdahaleden kaçınılması gerekiyor çünkü virüs ve bakteri taşıyabilir, insanlara bulaştırabilir. Can havliyle insana zarar verebilirler. Yüzgeciyle, kuyruğuyla yada ısırarak insanlara zarar verebilirler. Yapılması gereken ilk şey belediyelerimizden veteriner hekim desteği istemek olmalı. Acil bir müdahale yapılması gerekiyorsa mutlaka eldiven kullanılması gerekiyor. Canlı ise suyla teması sağlanabilir, yan veya sırt üstü yatıyorsa, karın üstü yatırılarak daha iyi solunum gerçekleşmesi sağlanmalıdır. Yunuslar suyla temas etmediği zaman derileri çabuk kuruyabilen hayvanlardır bu sebeple çabuk dehidrasyona girebilirler. Islak havlu veya tişört varsa bununla üzerleri ıslatılmalıdır. İşlem esnasında solunum aralığı ve yüzgeçler hayvanın nefes alması için kapatılmaması gerekiyor. Öldüyse hiç dokunulmaması gerekiyor, profesyonel ekipten, belediye ekiplerinin gelmemesi sağlanmalıdır” dedi.

“Yunuslara kurşun sıkıldığını görüyorum”

Mehmet Bostancı “Üzülerek yunuslara kurşun sıkıldığını görüyorum, bu kişilerin insanlıktan uzak olduğunu düşünüyorum. ‘Hayvanı sevmeyen insanı sevemez’ sözünü hatırlatmak istiyorum. 15 gün önce Kefken Sahiline yunuslarımız vurdu. Darıca ve Karamürsel’de yakın zamanda Körfez’e yunuslar vurdu. Yunuslar hastalıktan veya yaralanma sebebiyle kıyıya vurabilmektedir” şeklinde konuştu.

Okumaya devam et

Çevre

Kızılırmak alarm veriyor: Baraj sularının çekildiği alanda koyunlar otluyor

Kırıkkale’den geçen Türkiye’nin en uzun nehri Kızılırmak’ta kuraklık tehlikesi alarm veriyor. Baraj sularının çekildiği alanda da koyunların otladığı görüldü.
Hasan Ay


KIRIKKALE-
Kırıkkale’de karsız ve yağmursuz geçen bir kış mevsiminin ardından bahar yüzünü göstermeye başladı. Hava sıcaklıklarının yükseldiği kentte, kuraklık tehlikesi alarm veriyor. Türkiye’nin en uzun nehri Kızılırmak’ın beslediği Kapulukaya Barajı’nda da su seviyesi düştü. Karaahmetli köyünde çiftçilik ve besicilik yapan Türkyılmaz ailesi, su seviyesinin düşmesi ile baraj yatağında küçükbaş hayvanlarını otlatıyor.

Sivas ilindeki Kızıldağ’ın yamacından doğup Kayseri, Nevşehir, Kırşehir, Kırıkkale, Ankara, Çankırı, Çorum ve Samsun’dan geçerek Karadeniz’e dökülen Kızılırmak’ta da su seviyesi düştü. Bin 355 kilometre uzunluğundaki ırmakta adacıklar ortaya çıktı. Besicilik yapan Ali Türkyılmaz, baraj suyunun yaklaşık 50 metre kadar çekildiğini belirterek, kış mevsiminde de yeterli miktarda kar ve yağmurun yağmadığını söyledi.

“Bu işin sonu ne olacak bilmiyorum”

Çiftçilerin de kuraklıktan etkileneceğini ifade eden Türkyılmaz, “Daha önce baraj seviyesi çok yüksekti, şimdi çok azaldı. Kar, yağmur yağmadı. Baraj suyu 50 metre çekildi. Bu işin sonu ne olacak bilmiyorum. Daha önce baraj suyu yola kadar çıkıyordu, şu an çok düştü. Bir taraftan da ekim yapılıyor, nohut ekiyorlar. Bu tarafa da pancar ekecekler. Nasıl sulama yapılacak, bilmiyorum” dedi.

Okumaya devam et

Çevre

Samsun’da zirai don uyarısı

Samsun Valiliği, iç ve yüksek kesimlerde hafif ve orta kuvvette zirai don beklendiği uyarısında bulundu.

SAMSUN-
Valilikten yapılan açıklamada, “23 Mart Cumartesi akşam saatlerinden, 25 Mart Pazartesi sabah saatlerine kadar bölgemizin iç ve yüksek kesimlerinde hafif, yer yer orta şiddette don hadisesi beklendiğinden, yaşanabilecek olumsuzluklara karşı başta zirai faaliyetlerle uğraşan çiftçiler olmak üzere ilgililerin ve vatandaşların dikkatli ve tedbirli olması gerekmektedir” denildi.

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.