Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Genel

Sözcü Kalın: Suriye’ye operasyon yapma konusunda kimseden izin alacak değiliz

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, “Kendi sınır güvenliğimizi korumak için ve bugüne kadar nasıl birtakım tedbirler aldık, askeri operasyonlar düzenlediysek, bundan sonra da bu yönde adımlar atmak Türkiye’nin en meşru hakkıdır, en meşru talebidir. Bu yönde biz kimseden izin alacak da değiliz” dedi.

Mustafa Cenik – Sadettin Aliusta
ANKARA-
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Ankara’nın kültürel, mimari ve tarihi miraslarına dikkat çekerken farklı kültürel deneyimleri yaygınlaştırmayı amaçlayan Başkent Kültür Yolu Festivali çerçevesinde Kurtuluş Savaşı Müzesi’nde gençlerin katılımıyla “Kültür ve Sanat Tasavvurumuz” başlıklı söyleşiye katıldı. Kalın burada yaptığı konuşmasında, sanatın ve kültürün lüks, pahalı, insanların hayalinin ulaşamadığı ve sınıfsal bir yapısı olmadığına vurgu yaparak, sanatçıların ürettikleri eserlerin hobi olmadığını, onların bir oluşturma kapasitesi olmasına karşın sıradan insanlar gibi olduğunu söyledi.

Kalın, söyleşinin ardından kameraların karşısına geçerek basın mensuplarının gündeme dair yönelttiği soruları yanıtladı.

“Teröre açıkça destek veren ülkelerin NATO’ya girmesini hayal etmek mümkün değil”

İsveç ve Finlandiya ile yaptığı görüşmeleri değerlendirmesi istenen Kalın, şunları kaydetti:
“Geçen hafta çarşamba günü Cumhurbaşkanımızın talimatıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal ile aynı zamanda Milli Savunma Bakan Yardımcımız ve ilgili kurumlarımızdan arkadaşlarımızla İsveç ve Finlandiya heyetlerini ağırladık. Orada biz konularımızı kendilerine açık, seçik ve detaylı bir şekilde anlattık. Beklentilerimizi içeren bilgi ve belgeleri kendilerine sunduk. O toplantıda birtakım iyi niyet beyanları yapılmış olmakla birlikte somut, ne yapılacağına dair bize bir geri dönüş olmadı. Bu süre zarfında özellikle bizim o görüşmeyi yaptığımız günün akşamı İsveç devlet televizyonunda PKK/PYD/YPG terör örgütünün eş başkanlarından birisi olan Salih Müslim’in mülakatının yayınlanmış olması, bu süreçle ilgili bakış açısını ortaya koyan sıkıntılı durumlardan biri. Burada terör nedir, terörizmle mücadele nasıl yapılır, terörün tanımı ilgili İsveç ve Finlandiya ne tür adımlar atacak, ne tür yasal mevzuat düzenlemeleri yapacakları ile ilgili bizim somut beklentilerimiz var. Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi, bir terör örgütüne farklı isimler altında açıkça destek veren, kapılarını açan, onlara; yasal, toplumsal, finansal imkanlar kazandıran ve ülkelerin bir güvenlik ittifakı olan NATO’ya bu konularda adım atmadan girmesini hayal etmek, tahayyül etmek elbette mümkün değil. Türkiye’nin bu konudaki tutumu son derece net. Türkiye’nin terörle ilgili endişelerini giderecek adımlar atılmadan bu sürecin ilerlemesi mümkün değil. Şimdi bu çerçevede bizim hem İsveç’e hem de Finlandiya tarafından beklentimiz bizim kendilerine sunduğumuz bilgiler ve belgeler ışığında, taleplerimiz doğrultusunda nasıl bir yol haritası izleyeceklerine, ne tür somut adımlar atacaklarına dair bir geri dönüş almak. Ancak bunu gördükten sonra sürecin bundan sonraki safahatıyla ilgili ne zaman, ne şekilde, hangi düzeyde bir toplantının yapılıp yapılmayacağını o zaman karar vereceğiz. Dolayısıyla sürecin bundan sonraki seyri Finlandiya’nın ve İsveç’in bizim sunduğumuz bilgiler belgeler ışığında ortaya koyacağı tavra bağlı.”

“İsveç ve Finlandiya’nın terör örgütlerinin finansmanı konusunda daha somut adımlar atmasını bekliyoruz”

Ambargoların kaldırılmasının iyi bir işaret olduğunu dile getiren Kalın, “Biz bunu olumlu bir gelişme olarak not ettik. Memnuniyet duyduğumuzu da ifade etmeliyim ama bunun yeterli olmadığını da söylemeliyim. Çünkü ambargoların kaldırılması meselesi bizim gündeme getirdiğimiz konulardan sadece bir tanesiydi. Tabii ki bu yönde olumlu adım atmalarını memnuniyetle karşılıyoruz ama daha özellikle terörün siyasal alanları kullanması, finansmanı, propaganda faaliyetlerine devam etmesi örgütsel yapısını bu ülkelerde devam ettirmesi konularında daha somut daha net bizim beklentilerinizi karşılayacak adımların atılmasını bekliyoruz” diye konuştu.

“Suriye’ye operasyon yapma konusunda kimseden izin alacak değiliz”

Sullivan ile görüşmesinde Suriye’deki durumun ele alındığı hatırlatılıp Rusya ile Suriye konusunda bir temas olup olmayacağı ve muhtemel bir operasyonun yaptığı görüşmede gündeme gelip gelmediği sorusu yöneltilen Kalın, “Suriye’nin kuzeyinde Türkiye’ye yönelik tehditleri bertaraf etmek amacıyla biz Suriye’ye üç tane büyük askeri harekat yaptık geçtiğimiz 5-6 yıl içerisinde. Bunlar da tamamen Türkiye’nin meşru güvenlik kaygıları çerçevesinde yapılan operasyonlardı. Bu süre zarfında 2019 yılında hem Amerikalıları hem Rusya tarafıyla Fırat’ın doğusunu ve batısını kapsayacak şekilde iki anlaşma yapmış olmamıza rağmen bu bölgelerden Türkiye’ye yönelik terör tehditleri tamamen ortadan kalkmış değil. Dahası bu süre zarfında hayatını kaybeden pek çok Suriyeli var. PYD ve YPG’nin orada kontrolü altında olan bölgelerde özellikle Fırat’ın doğusunda savaş suçu işlediğine dair başka suçlar işlediği ve diğer kurumları, kişileri, muhalifleri kendilerinden olmayan diğer Kürt örgütleri de dahil olmak üzere şahsiyetleri de dahil olmak üzere suikastlerde öldürdüğünü, baskı yaptığını hepimiz biliyoruz. Ama özellikle kendi sınır güvenliğimizi korumak için ve bugüne kadar nasıl birtakım tedbirler aldık, askeri operasyonlar düzenlediysek, bundan sonra da bu yönde adımlar atmak Türkiye’nin en meşru hakkıdır, en meşru talebidir. Bu yönde biz kimseden izin alacak da değiliz. Çünkü Türkiye’nin sınırlarını Türkiye korur. Biz müttefiklerimiz ve diğer ülkelerle elbette istişareler yaparız. Uygun olan zaman ve zeminlerde iş birliği de yaparız ama bizim güvenliğimiz söz konusu olduğunda burada kimseden izin almadan net bir şekilde kendi önceliklerimizi esas alarak hareket hattımızı belirler ve buna göre de hareket ederiz. Burada hem Rus tarafının hem Amerika tarafının özellikle PYD ve YPG’nin bulunduğu bölgelerle ilgili 2019 yılında yaptığımız anlaşmaya sadık kalması büyük önem arz ediyor. Ama bunun da ötesinde sınır güvenliğimizi büyük ölçüde sağlamış durumdayız ama Suriye’nin geleceği, toprak bütünlüğü, siyasi birliği ve toplumsal insicamı açısından da PYD ve YPG’nin oradaki illegal faaliyetlerine göz yumulması, Suriye’nin toprak bütünlüğüne tehdit teşkil eden bir hareket tarzı içerisinde bulunmasını da kabul edilemez olduğunu muhataplarımıza ifade ediyoruz. Ben bunu da dün telefon görüşmem de Sullavin’a ifade ettim. Diğer Avrupalı İngiliz, Fransız, Alman mevkidaşlarımıza da bunları her düzeyde anlatmaya devam ediyoruz. Bundan sonra da aktarmaya devam edeceğiz.”

“Görüntülerin, yapıların örgütlenmelerin tolere edilmesi asla kabul edilemez”

Fransa ve Almanya büyükelçilerinin bakanlığa çağrılarak nota verildiği hatırlatılarak, bu konuda farklı bir adım atılıp atılmayacağı sorusu üzerine Kalın, “Şimdi bu görüntüler, bu faaliyetler asla ve asla kabul edilemez. İkili ilişkiler bağlamında NATO ittifakı bağlamında, terörle mücadele bağlamında; bu görüntülerin, yapıların örgütlenmelerin tolere edilmesi müsamaha gösterilmesi asla kabul edilemez. Bunlarla mücadelemiz her zaman ve zeminde devam edecek. Aslında bu görüntüler bile Dışişleri Bakanımızın da ifade ettiği gibi terörle mücadele konusunda Türkiye’nin tezlerinin ne kadar haklı olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Yani Avrupalı dostlarımız farklı terör örgütleri tanımlarından hareketle PYD’nin, YPG’nin, benzeri yapıların terör örgütü olmadığı, yahut bunların bir takım sivil toplum kuruluşları örgütleri olduğuna dair iddialarının, tezlerinin hiçbir geçerliliğinin olmadığını, bizim açımızdan hiçbir hükmünün olmadığını tekraren ifade ediyorum. Bunu her düzeyde ve Avrupalı mevkidaşlarımızla muhataplarımızla gündeme getirmeye devam edeceğiz. Bu yapılanmalara karşı kararlı mücadelemiz de bundan sonra devam edecek. Özellikle NATO’nun genişlemesi meselesinin konuşulduğu şu günlerde şu anda NATO içerisinde olup bu örgütlerin faaliyet göstermesine müsaade eden ülkelerin de artık kendilerine bir çekidüzen vermesi Türkiye’yi terörle mücadele konusunda hiçbir ayrım yapmadan samimi dürüst bir şekilde desteklemeleri gerekiyor. Farklı örgüt tanımları yaparak, ‘bazı örgütler iyidir bazıları kötüdür’, ‘bana saldıran kötüdür, bana saldırmayan iyidir, kötü değildir’ tarzı yaklaşımların hiçbir geçerli olmadığını tekraren ifade ediyoruz. Bundan sonra da bunu muhataplarımıza her zemin ve platformda ifade etmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Genel

MSB: Teğmenler, TSK’nın itibarını zedeledikleri için cezalandırıldı

Milli Savunma Bakanlığı (MSB) kaynakları, teğmenlere, ‘Silahlı Kuvvetler’den ayırma’ cezası verilmesine ilişkin, “Bu gençler söyledikleri sözlerden değil, önceden planlı, toplu ve organize bir disiplinsizlik yaptıkları, mutlak itaati bozdukları ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin itibarını zedeledikleri için cezalandırıldılar. Teğmenlerin, ‘Mustafa Kemal’in askeriyiz’ dedikleri için cezalandırıldıkları söylemi Türk Silahlı Kuvvetleri’ne atılabilecek en büyük iftiralardan biridir, hakarettir” açıklamasını yaptı.

Ruken KADIOĞLU
KARS-MSB Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri ve Bakanlık Sözcüsü Tuğamiral Zeki Aktürk, Kars’ta gerçekleştirilen Kış Tatbikatı-2025 sırasında bakanlığın son bir haftalık faaliyetlerine ilişkin bilgilendirme toplantısı düzenledi. Tuğamiral Aktürk, devam eden terörle mücadele operasyonlarına ilişkin, “Irak ve Suriye’nin kuzeyinde kesintisiz bir şekilde ve başarıyla icra edilen operasyonlarla 43’ü geçtiğimiz hafta içerisinde olmak üzere 1 Ocak’tan bugüne kadar 321 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Yine, geçtiğimiz hafta içerisinde Irak’ın kuzeyindeki barınma alanlarından kaçan 3 PKK’lı terörist daha Silopi’deki hudut karakolumuza teslim olmuştur. Ayrıca, terör yuvalarına kilit vurmaya devam eden Türk Silahlı Kuvvetlerimiz; Irak’ın kuzeyindeki Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde gerçekleştirilen arama tarama faaliyetleri kapsamında teröristlere ait çok sayıda silah, mühimmat ve yaşam malzemesi ele geçirmiştir” ifadelerini kullandı.

Tuğamiral Aktürk, hudutların Cumhuriyet tarihinin en yoğun ve etkin tedbirleri ile korunduğunu belirterek, “Son bir hafta içerisinde 4’ü terör örgütü mensubu olmak üzere 59 şahıs yakalanmış, 1 Ocak’tan bugüne kadar hudutlarımızdan yasa dışı yollarla geçmeye çalışırken yakalananların sayısı 474 olmuştur. Son bir haftada engellenen 435 şahıs ile birlikte bu yıl içerisinde engellenen kişi sayısı da 6 bin 382’ye ulaşmıştır” dedi.

‘KARARIN METİNLE VE İÇERİKLE HİÇBİR İLGİSİ YOKTUR’

Tuğamiral Zeki Aktürk’ün sunumu sonrası, bakanlık kaynakları gazetecilerin gündeme dair sorularını yanıtladı. Bakanlık kaynaklarınca, Kara Harp Okulu Mezuniyet Töreni’ndeki kılıçlı yemin sonrası ‘Silahlı Kuvvetler’den ayırma’ cezası verilen teğmenlerle ilgili, “Başlatılan idari ve disiplin soruşturmaları ile Yüksek Disiplin Kurulu süreci büyük bir hassasiyetle yürütülmüştür. Daha önce de vurguladığımız gibi Türk Silahlı Kuvvetleri’nde müesses disiplinin muhafazası ve idamesi olmazsa olmazdır. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz olaylara disiplin anlayışı içerisinde bakmakta ve işlemleri de ilgili hukuki mevzuat çerçevesinde yerine getirmektedir. Üstüne basarak bir kez daha vurgulamakta fayda var; alınan kararın okunan metinle ve içerikle hiçbir ilgisi yoktur. Bu olay, toplumda gerçekler üzerinden değil, bağlamından koparılarak algılar üzerinden tartışılmakta. Bu gençler söyledikleri sözlerden değil, önceden planlı, toplu ve organize bir disiplinsizlik yaptıkları, mutlak itaati bozdukları ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin itibarını zedeledikleri için cezalandırıldılar. Teğmenlerin, ‘Mustafa Kemal’in askeriyiz’ dedikleri için cezalandırıldıkları söylemi Türk Silahlı Kuvvetleri’ne atılabilecek en büyük iftiralardan biridir, hakarettir. Üstün disiplin anlayışı ile tüm dünyada temayüz eden ordumuzun; başarı çıtasını gün geçtikte daha üst noktalara taşıdığı bir dönemde yıpratılmaması konusunda herkesin daha duyarlı ve dikkatli olması gerekmektedir” açıklaması yapıldı.

URİYE ORDUSUNUN GELİŞTİRİLMESİNE YÖNELİK ÇALIŞILACAKTIR’

Bakanlık kaynakları, Türkiye’nin Suriye’ye 2 yeni askeri üs kuracağına dair iddialar üzerine, “Türkiye olarak önceliğimiz, Suriye’nin toprak bütünlüğünün muhafaza edilmesi, Suriye’de istikrarın sağlanması ve terörist unsurların, özellikle PYD/YPG’nin Suriye’nin kuzeyindeki faaliyetlerinin engellenmesidir. Yeni Suriye hükümetinin, Suriye’nin tamamını kapsayacak şekilde istikrarı sağlama ve normalleşme çabalarını destekliyoruz. Bakanlığımızın fonksiyon alanına giren konularda kendilerine elimizden gelen her türlü desteği sunmaya hazır olduğumuzu bildirdik. Bu kapsamda; geçtiğimiz hafta bakanlığımızdan görevlendirilen bir heyet marifetiyle ilk temas toplantısı gerçekleştirilmiştir. Her iki taraf da Suriye’nin toprak bütünlüğü, istikrarı ve terör tehdidinden temizlenmesi üzerinde görüş birliğindedir. Basında çıkan bu tür haberlere ihtiyatlı yaklaşmak ve içeriğini iyi okuyup anlamak gerekir. Bu tür konuları konuşmak için şu an çok erken. Yeni Suriye hükümetinin talepleri doğrultusunda Suriye ordusunun kapasitesinin geliştirilmesi maksadıyla müşterek bir yol haritası oluşturularak somut adımlar atılmasına yönelik çalışılacaktır” denildi. (DHA)

Okumaya devam et

Genel

Diyanet İşleri Başkanlığı, 2025 yılı fitre miktarını açıkladı

Diyanet İşleri Başkanlığı, Din İşleri Yüksek Kurulu’nun, 2025 yılı ramazan ayından 2026 yılı ramazan ayına kadar olan süre için fitre miktarını 180 TL olarak belirlediğini açıkladı.

ANKARA-Diyanet İşleri Başkanlığı‘ndan yapılan açıklamada, Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Haçkalı başkanlığında yapılan toplantıda 2025 yılı ramazan ayı için fitre miktarının belirlenmesi hususunun görüşüldüğü belirtildi. Toplantıda alınan kararlara ilişkin, “Konu ile ilgili hadis-i şerifler, mevcut sosyoekonomik hayat şartları ve 1 kişinin günlük gıda ihtiyacı göz önünde bulundurularak ülkemizde fitre miktarı 2025 yılı ramazan ayından 2026 yılı ramazan ayına kadar 180 TL olarak belirlenmiştir. Fitre olarak belirlenen miktar, nakdi olarak verilebileceği gibi gıda maddelerinden ayni olarak da verilebilir. Belirlenen bu meblağ, aynı zamanda günlük oruç fidyesi bedelidir. Bunun yanında her bir mükellef, kendi günlük gıda harcamalarına denk düşecek bir meblağı fitre olarak verebilir” denildi. (DHA)

Okumaya devam et

Genel

Palandöken’den gıda tedarikçilerine: Bu ay yüzde 10-25’lik indirimle jest ayı olsun

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Başkanı Bendevi Palandöken, uluslararası ve yerli gıda tedarikçisi firmalara çağrıda bulunarak, “En azından bu ay yüzde 10-25’lik bir indirimle jest ayı olsun. Halkımızın gıda enflasyonuna yardımcı olmalarını tavsiye ediyorum” dedi.

 Alparslan ÇINAR
ANTALYA-31. ANFAŞ FoodProduct – Uluslararası Gıda ve İçecek İhtisas Fuarı, Antalya’nın Aksu ilçesindeki ANFAŞ Fuar ve Kongre Merkezi’nde başladı. Açılışa Vali Hulusi Şahin, Antalya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Gürbüz, Antalya Cumhuriyet Başsavcısı Yakup Ali Kahveci, eski Jandarma Genel Komutanı emekli Orgeneral Arif Çetin, TESK Başkanı Bendevi Palandöken, AK Parti Antalya İl Başkanı Ali Çetin, Konyaaltı Belediye Başkanı Cem Kotan ve davetliler katıldı.

PALANDÖKEN’DEN BIDI’YA: NE BULURSAN YİYECEKSİN

70’den fazla il ve 50’nin üzerinde ülkeden katılımcıların stant açtığı fuarda, ANFAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bıdı, hasta olduğu için konuşmasını kısa tuttu. TESK Başkanı Bendevi Palandöken konuşmasında Bıdı’ya seslenerek, sağlığına dikkat etmesi gerektiğini söyledi. Palandöken, “Fuarın kurucusu Ali Bıdı burada. Bu insan ne yer ne içer, bu işe, bu fuara çok meraklı. Tarımsal beslenen bir büyüğümüz. Biraz rahatsız bugün, çok konuşamadı ve neşesi de yerinde değil. Yemeden, içmeden ancak bu kadar olur. O nedenle ne bulursan yiyeceksin. Bazıları bulamadığı için yiyemiyor, siz de çok nimetlerden istifade ettiğiniz için yiyemiyorsunuz” dedi.

‘TEMEL GIDADA BİR İNDİRİM OLURSA GÜNÜN ANISI OLUR’

Palandöken, fuardaki hem uluslararası tedarikçi ve üretici firmalar ile yerli firmalara çağrıda bulundu. Gıda enflasyonunda vatandaşa bir güzellik yapılması gerektiğini belirten Palandöken, “Yeme içme sektörünün ne kadar önemli olduğunu ve fiyatların yükselmesindeki paylarının ne kadar yüksek olduğu fuarı birlikte icra ediyoruz. Bu fuarın ana amacı, Antalya turizmine katkı sunmak ve üretici firmalarla uluslararası firmalarla bir araya getirilmesi. En azından bu ay, yüzde 10-25’lik bir indirimle jest ayı olsun. Halkımızın gıda enflasyonuna yardımcı olmalarını tavsiye ediyorum. Temel gıdada bir indirim olursa günün anısı olur” diye konuştu.

Emekli Orgeneral Arif Çetin, davetli olarak geldiği fuar açılışında konuştu. Fuarın katkılarının önemli olduğunu belirten Çetin, gıdanın önemine değinerek, “Asker olduğumuz için en etkili silah ne diye düşünürsek, geleceğin nükleer ve atom silahı, gıda ve enerjidir” dedi.

‘YEMEDEN, İÇMEDEN NE YAZIK Kİ YAŞAMAK MÜMKÜN DEĞİL’

Antalya Valisi Hulusi Şahin de bir konuşma yaptı. Bu yıl gıda sektörüne yönelik denetimlerin daha da sıklaşacağını belirten Vali Şahin, Malatya Valisi olduğu dönemde, gıdanın önemini deprem bölgesinde bir kez daha gördüğünü anlattı. Enkaz altında vatandaşların kurtarılması için çalışmalar sürerken bir yandan da yeme ve içme organizasyonu yapıldığını anlatan Vali Şahin, “Soğuk, barınma bir şekilde çözülüyor. Deprem bölgesindeki enkaz altındaki insanları kurtarmak için bile uğraş verilirken bir yanda da ne yenilip içilecek organizasyonu yapılıyordu. Yemeden, içmeden ne yazık ki yaşamak mümkün olmuyor” dedi. (DHA)

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.