Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Genel

Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: Milletin iktidarında kim alın teri döküyorsa hakkını, hukukunu, adaletini teslim edeceğiz

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Milletin iktidarında kim alın teri döküyorsa hakkını, hukukunu, adaletini teslim edeceğiz. Hiç kimse endişe duymasın” dedi.

Enver Furkan Çelebioğlu
KONYA-
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, birtakım ziyaretler çerçevesinde Konya’ya geldi. Kılıçdaroğlu, Mevlana Müzesi ziyaretiyle başlayan Konya programında Karapınar ilçesinde tarımda çalışan kadınlar ile Bölge Toplantısı’na katıldı. Burada konuşan Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, “Bütün mücadelem bu topraklarda hiçbir çocuk yatağa aç girmesin. Bütün mücadelem emeğiyle çalışan, alın teri döken herkesin gelir sahibi olması lazım. Hiç kimsenin emeği zayi olmasın. Her şey var. O zaman şu soruyu her kadının kendisine sorması lazım. Biz niye buğdayı, arpayı, mercimeği, canlı hayvanı, eti dışarıdan alıyoruz? Bizim topraklarımız yetersiz mi? Çalışkan insanlarımız, güneşimiz, suyumuz var. Konya’dan küçük bir devlet olan Hollanda’nın yıllık tarım ürünü ihracatı 180 milyar doların üzerinde. Biz niye yapmıyoruz? Bize niye yaptırmıyorlar? Her şeyimiz varken. İktidardaki siyaset anlayışı, bizim çiftçimizin, üreticimizin kazanmasını istemiyor. Dışarıda pek çok devlet diyor ki, kendi aralarında yarışıyorlar. 85 milyonluk Türkiye’yi biz doyuracağız diyorlar. Hollanda, Fransa, Almanya, Brezilya ben doyuracağım diyor ama biz kendi kendimize yeterli olmalıyız. Topraklarımız, bereketli ovalarımız, çalışan insanlarımız var. Niye biz kendi kendimizi doyurmuyoruz? Doyurmanın dışında ayrıca neden dışarıya ihraç etmiyoruz? En azından bir Hollanda kadar. Bunun önündeki tek engel siyaset grubudur. Bu siyasetle Türkiye büyüyemez, değişemez. Zam üzerine zam. Allah aşkına çiftçiden ne istiyorsunuz siz? Gübreye zam yüzde 100’ün üzerinde, yüzde 200 elektriğe zam, ilaca, fideye, tohuma, her şeye zam. Ne üretecek bu insan, nasıl üretecek bu insanlar? İnadına üretiyorsunuz, teşekkür ederim. İnadına çalışıyorsunuz, teşekkür ederim. Ama göreceksiniz milletin iktidarında kim alın teri döküyorsa hakkını, hukukunu, adaletini teslim edeceğiz. Hiç kimse endişe duymasın” dedi.

Kılıçdaroğlu, çiftçilerin elektriğe büyük paralar verdiğini belirterek, “Şanlıurfa’ya gittim. Dedim ki Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı bize verin. Şanlıurfa’daki bütün çiftçilere elektriği bedava vereceğim dedim. Evet en başta 6 şehre. Aynı şeyi Konya’da da söylüyorum. Ama onların gibi değil. Beşli çetelere Allah’ın güneşini teslim etmek değil. Beşli çeteler yerine, bu ülkenin tarım kooperatifleri, çiftçileri, ziraat odası, ticaret odası var. Bütün bunların ortak olduğu bir kooperatifle kurulacak. Çiftçi kendi elektriğini kendisi üretecek. Ürettiği elektriğin bir kısmını bedava kullanacak. Artan kısmını bir sistemle içinde satacak. Çiftçi ayrıca ektiği üründen pay alacak, ayrıca elektrikten de kar elde edecek. Güneş enerjili kooperatif olacak. Her biriniz o kooperatifin üyesi olacaksınız. Ticaret odası, sanayi odası, ziraat odası, borsalar olacak. Onun üyesi olacak. Kooperatif üyesi olacaklar. Üye olanlar elektrik elde edildikten sonra kendi ihtiyacı olan elektriği bedava kullanacak. Zaten sahibi kendisi. Artan elektrik olacak. Artanı satacak, oradan da ayrıca gelir elde edecek. Allah’ın güneşini beşli çeteye teslim etmeyeceksiniz. Hiç meraklanmayın orayı kamulaştıracağız. Çiftçilere vereceğiz, elektrik elde edeceğiz, elektriğin tamamını bedava kullanacaksınız. Ayrıca elektrikten, buğdaydan gelir elde edeceksiniz. Mısırdan gelir elde edeceksiniz. Ne ekiyorsanız gelir elde edeceksiniz.
Diyeceksiniz ki elektrikten de gelir elde edilir mi? Allah’ın güneşine para veriyor musun? Bedava, doğal gaz mı bu? Yok. Petrol mü, kömür mü? Allah’ın güneşi. Güneş tarlalarını kurarsınız, elektrik elde edersiniz. Her şey bedava, bedava elektrik kullanacaksınız. Elektriğe ihtiyaç olanlar var, fabrikalar var, oraya da satacaksınız. Oradan da gelir elde edeceksiniz. Bu geliri kime veriyorlar şimdi Konya’da? Beşli çeteden birisine veriyorlar. Size sözüm söz, beşli çeteden alacağım, çiftçiye vereceğim” ifadelerini kullandı.

Halktan biri olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, “Ben onlar gibi sarayda yaşamıyorum. Saraylara gideceğim diye bir çabam da yok. Mütevazi, sizler gibi yaşayan bir insanım ben. Benim evlatlarım öyle parayla pulla oynamıyor. Benim evlatlarım öyle, sarayları arkalarına almıyorlar. Kimse ne yaptığını bile bilmez. Herkes alın teriyle çalışır. Dönem, zaman değişiyor. Değişimi yapacak olan kadınlar sizlersiniz. Tarlalarda çalışıyorsunuz. Hakkınızı teslim edelim, kocalarınızdan fazla çalışıyorsunuz. İyi de niye sizin sigortanız yok? Niye emekli olamıyorsunuz? Bu kardeşiniz onları yapacak. Hiç meraklanmayın. Aile destekleri sigortasını getireceğiz. Prim ödemeyeceksiniz. Öyle bir şey yok. Ama geliri asgari ücretin altında olan veya hiç geliri olmayan bütün ailelerin asgari bir gelir güvencesi olacak. Para, kadının banka hesabına yatacak. Siz emekli, memur, işçi gibi gideceksiniz bankadan paranızı çekeceksiniz. Kocalarınıza muhtaç etmeyeceğiz sizi hiç endişe etmeyin” şeklinde konuştu.

“Onların hakkını, hukukunu da koruyarak onları kendi ülkelerine dönmek için her türlü teşviki yapacağız. Irkçılık yapmadan yapacağız bunu”

Kılıçdaroğlu, “Hiç endişe etmeyin. Kadınların hakkını hukukunu teslim etmemiz lazım. Hanım kardeşlerim sıkıntılarınız var biliyorum. Mutfaklarda yangın var bunun da farkındayım. Gelen zamların ne kadar büyük olduğunun, devletin yönetilmediğinin, iktidar sahiplerinin gaflet içinde olduğunun, Türkiye’nin yönetilmediğinin de farkındayım. Sınır namustur diyoruz, sınırların sınır olmaktan çıktığını da biliyorum. Elini kolunu sallayan herkesin Türkiye’ye geldiğini de biliyorum. 3 milyon, 6 milyon Suriyelinin veya diğer yabancıların Türkiye’de olduğunu biliyorum. Bizim evlatlarımız asgari ücretle iş bulamazken, onların asgari ücretin yarısıyla çalıştığını da biliyorum. Onlar da insan, onların da hakkı hukuku var. Onların hakkını, hukukunu da koruyarak onları kendi ülkelerine dönmek için her türlü teşviki yapacağız. Irkçılık yapmadan yapacağız bunu. Onların da hakkını hukukunu teslim edeceğiz. Orada da anneler, evlatlar, babalar, sıkıntılar var. Biz insana insan olduğu için bakarız, ayırmayız insanı. Irkına, inancına, yaşam tarzına bakmayız. İnsansa başımızın üstünde yeri var ve onu huzur içinde yaşaması için elimizden gelen bütün çabayı göstereceğiz. Bir sözüm daha var: Bu memlekette yoksulluğu, fakirliği bitireceğim. Hiçbir anne, benim mutfağımda, tencere kaynamıyor demeyecek. O tencere kaynayacak. O tencere kaynamıyorsa o anne diyecek ki Kemal Kılıçdaroğlu’nun evindeki tencere de kaynamıyor. Bunu yapacağız” dedi.

Türkiye’nin düşünülenden daha zengin bir ülke olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Türkiye’nin çok sayıda imkanları var. Ama bu imkanlar bir avuç kişiye, bir avuç tefeciye veriliyor. 10 tane şeker fabrikası özelleştirildi. 10 şeker fabrikasını, 11 milyar liraya sattılar. Bir ayda ödedikleri faiz 19 milyar lira. Eski parayla 10 şeker fabrikasını 10 katrilyona sattılar. Ama 1 ayda bunların ödediği faiz tefecilere 19 katrilyon. Yazık günah değil mi bu memlekete? Memleketin sahibi sadece ben değil, hepimiz bu memleketin sahibiyiz. Benim sorumluluğum var ama hepimizin sorumluluğu var. Dönemi değiştireceğiz, düzeni değiştireceğiz. İnsanca, hakça bir düzeni gerçekleştireceğiz. Şunu da söyleyeyim; Cumhuriyet Halk Partisi’ne geçmişte çok kızan arkadaşım vardı, haklılar. Ama öz eleştiri yapmaktan da çekinmiyoruz. Kusurumuz varsa, hatamız varsa, onu da rahatlıkla söylüyorum. Telafi etmeye çalışıyoruz. Şunu bütün kardeşlerimin bilmesini isterim. Ayrışmaya değil, kamplaşmaya değil, kavga etmeye değil, kucaklaşmaya, helalleşmeye ihtiyacımız var. Bunu yapacağız inşallah. Bunu beraber yapacağız, birlikte yapacağız” ifadelerini kullandı.

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Çevre

7 dakikada tsunami uyarısı

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, 19 adet yeni ‘Çok Disiplinli Tsunami Erken Uyarı’ istasyonunu devreye aldı. Tsunami Erken Uyarı Sistemi hakkında bilgi veren Kandilli Rasathanesi Müdürü Haluk Özener, “Uluslararası standartlarda biz bir deprem olduktan sonra 7 dakika içerisinde bir tsunami olup olmayacağını AFAD üzerinden vatandaşlarla paylaşacağız. Dolayısıyla uluslararası standartlar 7 dakika, Marmara Denizi için istasyon sayımızı ne kadar arttırırsak bu uyarı mesajını daha erken verme şansımız var. Bu biz bunu 4-5 dakika civarlarına indirmeyi planlıyoruz” dedi.

Feridun AÇIKGÖZ
İSTANBUL-Beklenen İstanbul depreminin yıkıcı etkisi kadar Marmara Denizi kıyılarında oluşturacağı tsunami ihtimali de endişe yaratıyor. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, İl Afet Risk Azaltma Planı (İRAP) kapsamında yerleştirilmesi planlanan 20 adet yeni ‘Çok Disiplinli Tsunami Erken Uyarı’ istasyonlarından 19’unu devreye aldı. Yapımı devam eden İmralı istasyonunun devreye alınmasıyla birlikte daha önce yapılan 28 istasyonla birlikte toplam erken uyarı sistemi sayısı 48’e ulaşılmış olacak. Türkiye genelinde faaliyet gösteren istasyonlar sayesinde depremin ardından 7 dakika içerisinde tsunami olup olmayacağı yönünde vatandaşların uyarılabileceğini belirten Kandilli Rasathanesi Müdürü Haluk Özener, istasyon sayısını arttırarak süreyi 4 dakika seviyesine indirmeyi planladıklarını söyledi.

“13 FARKLI ÜLKEDE 19 TANE KURUMA TSUNAMİ UYARI MESAJI YOLLUYORUZ”

Tsunami Erken Uyarı Sistemi hakkında bilgi veren Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Haluk Özener, “Hepimizin bildiği gibi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü sadece Türkiye’de değil, Ege, Akdeniz, Karadeniz ve bağlantılı denizlerde tsunami uyarı merkezi. Bu merkezin görevi sadece Türkiye’ye değil bize abone olan 13 farklı ülkede 19 tane farklı kuruma biz tsunami uyarı mesajı yolluyoruz. Bir denizde bahsetmiş olduğum denizlerde veya karadan 100 kilometre içeride, 5 buçuğun üzerinde bir deprem olduktan sonra bu depremlerin tsunami yaratma riski bulunuyor. Enstitümüzde bu konuda bir depremden sonra arkadaşlarımız bir algoritma çalıştırdıktan sonra bunun bir tsunami yaratma imkanı varsa bunu Türkiye’de AFAD aracılığıyla kamuoyuyla paylaşılıyor. Onun dışında dediğim gibi farklı ülkelere gönderiliyor” ifadelerini kullandı.

“MARMARA DENİZİ’NDE HEYELANLARDAN DOLAYI TSUNAMİ OLMA RİSKİ VAR”

Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nün 10 yılı aşkın süredir bu konuda yetkili olduğunu söyleyen Haluk Özener, “Sadece Türkiye içinde değil, bakın şu ana kadar Harita Genel Müdürlüğü’nün kurmuş olduğu 20 tane deniz seviyesi istasyonlarının verileri Kandilli’ye geliyor. Bizim kurmuş olduğumuz 8 tane daha öncesinde deniz seviyesi istasyonları var. Tsunami istasyonları diyoruz, mareograf diyoruz. Fakat önceki 8 tanenin farklılıkları, içinde sismik gözlem yapan cihazların da olmasıydı. Bununla birlikte İl Afet Risk Azaltma Planı (İRAP) kapsamında, tabii ki bunun büyük ölçekteki organizasyonda TARAP, Türkiye Afet Risk Azaltma planı. Marmara Denizi çevresinde yakın alan tsunamisini belirlemek için Kandilli’ye verilmiş bir görev var. Yani hepiniz biliyorsunuz olası bir Marmara depremi, Marmara Denizi içinde olacak ve özellikle meydana gelecek heyelanlardan dolayı tsunami olma riski var. Biz de mümkün olan en kısa sürede vatandaşlarımıza tsunami riskine karşı haberdar etmek için bu istasyonları kuruyoruz. Bu görev bize verildi” dedi.(DHA)

Okumaya devam et

Asayiş

Trafik kazalarında 5 yılda 20 bin kişi öldü

TESK, trafik kazalarına dikkat çekmek için trafik kazalarında ölenleri sergi ile anacak…

ABDULLAH GONCA
HABER MERKEZİ-Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) ile Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu’nun (TŞOF), Karayolu Trafik Haftası etkinlikleri kapsamında düzenlediği “Trafik Kazalarında Kaybettiğimiz Değerler” konulu fotoğraf sergisi, TESK Sanat Galerisi`nde açıldı. Karayolu Trafik Haftası kapsamında açılan sergi hakkında bilgi veren TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Son 5 yılda meydana gelen 4 milyon 143 bin 376 trafik kazasında 18 bin 546 vatandaşımız hayatını kaybetti, 1 milyon 251 bin 310 kişi yaralandı. Bu yılın ilk 4 ayında ise 184 bin 590 trafik kazasında 665 kişi hayatını kaybederken 107 bin 410 kişi de yaralandı. Canımızı acıtan bu trafik kazalarına dur demek için her yıl geleneksel haline gelen sergimizde trafik kurallarına uymamanın doğurduğu sonuçlara dikkat çekmek istedik” dedi.

-“KAZALARIN BAŞLICA SEBEBİ EĞİTİMSİZLİK VE DİKKATSİZLİK”

Her yıl Mayıs ayının ilk haftasının Karayolu Trafik Güvenliği Haftası olarak belirlendiğini hatırlatan Palandöken, “Tüm sürücü ve yayaların trafik kazaları konusunda duyarlılığının artırılması, trafik kuralları hakkında daha çok bilinçlenmesi gerekiyor. Trafik kazalarının en büyük sebebi trafik canavarı değil, eğitimsizliktir. 2020’de 983 bin 808 olan kaza sayısı 2021de 1 milyon 186 bin 353e yükseldi. 2022 yılında ise toplam kaza sayısı 2020 ve 2021 yılına göre daha da artarak yüzde 10`a yakın yükseldi. 2023 yılında ise toplam kaza sayısı ciddi bir şekilde gerileyerek 555 bin 668 oldu. 2023 yılında meydana gelen trafik kazalarında 2 bin 424 kişi hayatını kaybederken 354 bin 323 kişi de yaralandı. Ancak trafik kazası sayılarındaki düşüş yeterli değil” ifadelerini kullandı.

-“TRAFİKTE KAYBETTİKLERİMİZİ SERGİ İLE ANIYORUZ”

‘Trafikte Kaybettiğimiz Değerler’ isimli sergi ile trafik kazalarına yönelik farkındalık oluşturmak istediklerinin altını çizen Palandöken, “Trafik kurallarına uyulması ve bu kazaların önüne geçilmesi için duyarlılık yaratmak istiyoruz. Trafik kazaları can alırken yaşa, cinsiyete veya unvana bakmıyor. Bu durumun örnekleri olan trafik kazalarında kaybettiğimiz değerler arasında maalesef siyasetçilerimizden futbolcularımıza, gazetecilerimizden şarkıcılarımıza kadar birçok önemli isim var. Vali Recep Yazıcıoğlu, Eski Bakanlarımızdan Mustafa Taşar, Sanatçılarımızdan Barış Akarsu, Kıvırcık Ali, Sporcularımızdan Metin Oktay, Ahmet Çalık ve niceleri gibi” diye konuştu.

-“DAHA ÇOK DİKKAT ETMELİYİZ”

Sürücü kusurlarından kaynaklanan kazaların oranının yüzde 90`ın üzerinde olduğuna dikkat çeken Palandöken, “Kültürümüzü, devlet adamlarımızı, siyasetçilerimizi, birçok değerimizi bu kazalar neticesinde yitiriyoruz. Bu değerler geri gelmiyor. Yola, araca, yayaya haddinden fazla dikkat etmeliyiz” diye konuştu.

Aralarında Recep Yazıcıoğlu (vali), Metin Oktay (futbolcu), Kerim Tekin (sanatçı), Barış Akarsu (sanatçı), Kıvırcık Ali (sanatçı), Ercan Arıklı (gazeteci), Erdal Tosun (oyuncu), Ahmet Çalık(futbolcu) gibi ünlü isimlerin fotoğraflarının yer aldığı sergi, vatandaşlar tarafından büyük ilgiyle karşılandı.


Okumaya devam et

Asayiş

İstanbul Havalimanı’nda uçak gövde üstü indi

İstanbul Havalimanı‘nda kargo uçağı gövdesi üzeri iniş yaptı. Edinilen bilgiye göre FEDEX şirketine ait kargo uçağının iniş takımları açılmadı. Uçak gövdesi üstü indi. Olayda ölen yada yaralanan olmadığı öğrenildi.

İbrahim YILDIZ 
İSTANBUL-Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’ndan olayla ilgili yapılan açıklamada şöyle denildi:

“Bugün FX6238 Fransa/İstanbul kargo seferi yapmakta olan Fedex Havayolları’na ait N110FE tescil işaretli, Boeing 763 tipi hava aracı, saat 07:55 lokalde (pilot ifadesine göre hidrolik arızası nedeniyle) ön iniş takımının açılmadığı bilgisini İstanbul Havalimanı ATC ünitesine bildirmiş ve 08:17 lokalde ön iniş takımı kapalı vaziyette 16R pistine iniş yapmış ve pist içerisinde kalmıştır.

Havalimanına iniş yapan uçağa Havalimanı Kurtarma ve Yangınla mücadele Servisi ekipleri (ARFF) tarafından müdahale edilmiş olup, pist notamlanmıştır. Kazada ölen ya da yaralanan olmamıştır. Başkanlığımız tarafından uzmanlar görevlendirilerek araştırma ve inceleme çalışmaları başlatılmıştır”(DHA)



Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.