Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Siyaset

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan 3600 ek gösterge açıklaması

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 3600 Ek Göstergeye ilişkin, çalışmanın meclise sunma safhasına getirildiğini belirterek, “Yarınki kabine toplantısı ardından yapacağımız millete sesleniş konuşmamızda bu hazırlığı detaylarıyla anlatacağım. Bugün burada sadece daha önce söz verdiğimiz dört meslek grubunu değil, 5 milyonu aşkın memurumuzun ve emeklerinin tamamını ilgilendiren bir formülle bu meseleyi çözdüğümüzün müjdesini paylaşmakla yetinmek istiyorum” dedi.

Hülya Keklik
ANKARA-
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti’nin Kızılcahamam’da gerçekleşen 30. İstişare ve Değerlendirme Toplantısının kapanışında konuştu.

Toplantının hayırlı olması temennisinde bulunan Erdoğan, “Kazasız belasız şekilde tamamlanan LGS sınavına giren tüm öğrencilerimize başarılar diliyorum. Rabbim evlatlarımıza emeklerinin karşılığını göstersin, aileleriyle birlikte hayırlı günlere kavuştursun. AK Parti, istişare ile kurulmuş, bugüne kadar da her seviyede ve zeminde istişare kültürünü yaşatmış bir partidir. Bu kesintisiz istişareler hem parti hem kabine faaliyetlerinde en önemli yol göstericimiz olmuştur. Oturumlarda, meclis çalışmalarından teşkilat faaliyetlerine kadar partimizin gündeminde konular hazirunla paylaşıldı” dedi.

Toplantılarda güvenlik, dış politika, tarım, enerji gibi başlıklar altında geniş çerçeveli sunumlar yapıldığını kaydeden Erdoğan, “Parti yöneticilerimiz ve bakanlarımız kendi alanlarıyla ilgili sorulara verdikleri geniş çerçeveli cevaplarla toplantıya katkı sağladılar. Gerek oturumlarda gerekse soru cevap kısımlarda arkadaşlarımızın donanımları, motivasyonları ve kararlılıklarıyla 2023’e hazırlanmak olduklarını görmekten memnuniyet duydum” diye konuştu.

“Bizlerin doğrularla kapatmadığı her boşluğun birileri tarafından yalan ve iftiralarla doldurulduğunu biliyorsunuz”

Partililere hitap eden Erdoğan, kafalardaki soru işaretlerini, gönüllerdeki kırgınlıkları gidererek 2023’e daha güçlü hazırlanılacağını söyledi. Erdoğan, “Bizlerin doğrularla kapatmadığı her boşluğun birileri tarafından yalan ve iftiralarla doldurulduğunu biliyorsunuz. Ülkemizde söylenen her yalana inanmaya hazır bir kitle var. Bir kısmı ihanetten, bir kısmı cehaletten sürekli fitne ateşini körüklemektedir. Kendilerine ikbal devşirmeye kalkanlar belki her dönemde vardı hiçbir zaman bu kadar hırslı ve cüretkar değillerdir.

Biz bunlarla mücadele ederken üslup ve tavrımızı sertleştirmek zorunda kalıyoruz. Bu sertliğin nedeni meydanı boş bulup önlerine gelen her şeyi yıkarak, karşılarına çıkan herkesi itip kakarak yol almaya çalışanlara eyvallah etmek bize yakışmaz” ifadelerini kullandı.

“Kimse bizden böyle bir tavır üslup sergilememizi beklemesin”

Erdoğan, “Biz hangi bedelleri ödersek ödeyelim zalimin hasmı mazlumun hamisi olmayı sürdüreceğiz. Hiçbir vatandaşımıza kendini sahipsiz hissettirmeyecek, insanımızın hepsini her alanda refaha ve hizmetlere kavuşturmaya devam edeceğiz. Mazlumun olduğu her yerde bu onurlu duruşumuzu koruyarak siyasetimizi yapacağız. Demokrasi ve kalkınma mücadelemizi, ülkemize eser kazandıracak milletimize hizmet edecek anlayışla hep daha ileriye taşıyacağız. Aslını inkar eden haramzadeler her gün bir başka kılığa bürünebilir, her gün başka dilde konuşabilir, kimse bizden böyle bir tavır üslup sergilememizi beklemesin. Bu fakir kendimi bildim bileli böyledir. Biz, halka ram olup halka hizmet için çırpındıkça çırpınıyoruz. Yolumuza da böyle devam edeceğiz. AK Parti kurulduğu günden beri bu ilkelerle yoluna çıkmıştır. Maziden atiye kurduğumuz köprünün ne kadar güçlü olduğunu Adana’da gördük. Önümüzdeki seçimlerde 6 milyonu aşkın evladımızın ilk defa sandık başına gideceğini düşündüğümüzde gençlerimize ulaşacak organizasyonların kanalların önemi kendiliğinden ortaya çıkacaktır” diye konuştu.

“Biz sosyal medyada troller vasıtasıyla oluşturtulan algılara bakmadık, bakmıyoruz”

Adana’daki Gençlik Festivali dönüşü hayatını kaybeden gençlere rahmet dileyen Erdoğan, “Büyük bir coşku, heyecanla o geceyi geçirdik ama sabah o haberi alınca o zaman çok ama çok üzüldük. Rabbim ailelerine sabırlar versin. Biz sosyal medyada troller vasıtasıyla oluşturtulan algılara bakmadık, bakmıyoruz. Statlara sığmayan AK Parti gençliğine bakıyoruz. İktidarımızda 20 yıla ulaşmamızı Hakk’a ve halka ulaşmamıza bağlıyoruz” dedi.

“Biz asıl kavgamızı onların ağababalarına karşı veriyoruz”

Eser ve hizmet siyasetinin AK Parti’nin kimliğinin en belirgin vasfı haline geldiğini söyleyen Erdoğan şunları kaydetti:

“Geçtiğimiz 20 yılda dünyadaki büyük altyapı yatırımlarına neredeyse bizim tek başımıza imza atmamız herhalde tesadüf olmasa gerek. Bugün Türkiye’nin dünyada potansiyelini en çok geliştiren ülke olarak öne çıkması AK Parti’nin 20 yılda oluşturduğu altyapı sayesindedir. Ülkemizin geldiği seviyeden duyulan hazımsızlık vardır. Dünyada her kim AK Parti ve Cumhur İttifakını kötülüyorsa aslında Türkiye’yi hedef alıyor demektir. Ülke içindeki aparatların tek yaptıkları ellerine tutuşturulan senaryoyu oynamaktır. CHP’nin başındaki zat, onun kurduğu masaya oturanlar da altına gizlenenler de birer kukladan ibarettir. Biz asıl kavgamızı onların ağababalarına karşı veriyoruz.”

“Bugün aynı gafletle çürük kabuklara sarılanların gafleti, mandacı zihniyetinin akıbetinden farklı olmayacaktır”

Türkiye’nin tarihi boyunca önemli sınavlar verdiğini ifade eden Erdoğan, “Üstelik bu kavga yeni bir kavga değildir. Cumhuriyet döneminde de bunlar boş durmamıştır. Ülkemizin dört bir yanında yaşadığımız sorunların köküne baktığımızda hep bu kadim kavganın izlerini görürüz. Bugün aynı gafletle çürük kabuklara sarılanların gafleti mandacı zihniyetinin akıbetinden farklı olmayacaktır. Bizim yolumuz dün olduğu gibi bugün de ya istiklal ya ölüm yoludur. Bizim yönetimimiz dün olduğu gibi bugün de hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır. Bizim hayalimiz dün olduğu gibi bugün de milletiyle güçlü gözü hep geleceğe dönük olan Türkiye inşasıdır. En zayıf en bitkin zamanımızda nasıl bu anlayışla 7 düveli denize döktüysek bugün de aynı inanç ve iradeyle ülkemizi 2023 hedeflerine ulaştıracak, 2053 vizyonuna ulaştıracağız. AK Parti ailesinin her bir ferdi bu şuur ve heyecanla yoluna devam etmektedir. Siyaset hayatları boyunca ülkenin hayrına yaptıkları tek bir iş olmayanın bu hissiyatı anlamasını beklemeyiz” diye konuştu.

“Onlara rağmen Türkiye’yi bölgesinin lider, dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirmenin mücadelesini veriyoruz”

Türkiye’nin geçmişte, istismar siyasetinden, etnik ve inanç kökenli ayrıştırma siyasetinden çok çektiğini kaydeden Erdoğan, “Milletimizin bu kavgalar yüzünden ödediği bedellerin telafisi için 20 yıldır gece gündüz çalışıyoruz. Türkiye’ye çağ atlattığımızı söylüyoruz. Verdiğimiz demokrasi ve kalkınma mücadelesi 85 milyon vatandaşımızın hayatını olumlu yönde değiştirmiştir. Bunları kifayetsiz muhterislere rağmen başardık. Onlara rağmen Türkiye’yi bölgesinin lider, dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirmenin mücadelesini veriyoruz. Bunu da başaracağız” şeklinde konuştu.

“Son dönemde bize NATO’nun genişlemesi konusunda esnek olmayı telkin edenlerin terör örgütleriyle ilişkisini sorgulamaktan ısrarla kaçışı, kararlı duruşumuzun doğruluğunu ispatlamaktadır” diyen Erdoğan, “Batı’nın kendi güvenlik ve refahını koruma üzerine kurduğu küresel yönetim sistemi, siyasi ve ekonomik boyutuyla çatırdıyor. BM güvenlik Konseyini reforme edelim diyorlar, daimi üye geçici üye artık bunun olmayacağını, olamayacağını konuşmaya başladılar. Allah ömür verirse onu da göreceğiz. Dediğimize gelecekler. Küresel ekonominin üretim ve tedarik zincirlerdeki bozulmayla başlayıp finansal dengesizliklerle giderek genişleyen yıkıcı etkilerini yakından takip ediyoruz. İşte Rusya-Ukrayna savaşında olduğu gibi BM Güvenlik Konseyi herhangi bir şeyi başarabiliyor mu? Herhangi bir kararı alabiliyor mu? Bütün bu olaylar karşısında Ukrayna ile ilgili verebildikleri karar var mı, yok, Rusya işle ilgili de yok. Zaten olmaz ki Rusya ve BM Güvenlik Konseyinin bir üyesi. İki dudağının arasından ne çıkarsa BM Güvenlik Konseyi’nin alacağı kararı tersine çeviriyor. Olay bu kadar basit. Öyleyse şimdi biz, her zaman söylediğimiz adımı atıyoruz” dedi.

Türkiye’nin yeni ekonomi modeliyle ilgili konuşan Erdoğan, “Yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari fazla yoluyla büyüme esasına dayalı Türkiye ekonomi modeliyle bu sıkıntılı süreci ülkemiz için avantaja çevirecek adımları atıyoruz. Ülkemiz için avantaja çevirecek adımları atıyoruz. Gelişmiş ülkeler bile küresel buhran karşısında kendi iç işlerine kapanırken, biz dünyaya daha çok açılıyor hedeflerimizin çıtasını daha yükseğe taşıyoruz. Ülkemiz Suriye kaynaklı düzensiz göçü başarıyla yürütürken Ukrayna savaşı ardından Avrupa’nın yaşadığı paniği ibretle takip ediyoruz. Şeytanın bile aklına gelmeyecek nice, siyasi sosyal ve ekonomik oyunla ülkemizi karıştırmaya çalışanların kendi canlarının derdine düşerken sergilediği çaresizliği istihza ile izliyoruz. Bunları söylerken insanlarımızın günlük hayatlarında yaşadığı sıkıntıları asla hafife almıyor, görmezden gelmiyor, kulak arkası etmiyoruz. Tam tersine bir yandan küresel denklemler içinde ülkemize yol açmaya çalışırken diğer yandan da insanlarımız üzerindeki hayat pahalılığı yükünü azaltmanın çarelerini arıyoruz” açıklamasında bulundu.
Kur ve enflasyondan kaynaklanan maliyet artışlarıyla izah edilmeyecek şekilde fiyat artışı yaşayan her kalemi mercek altına aldıklarını bildiren Erdoğan, “Konuttan ekonomiye, gıdadan elektroniğe, inşaat malzemesinden tekstile uzanan bir liste var. TÜİK verileri mayıs ayı verileri enflasyonun artık aşağı yönlü eğilime girdiğini göstermektedir. Petrol fiyatlarının 2-3 katına, doğalgazın 7-8 katına, kömürün 10 katına yükselmesin müsebbibi biz olmadığımız gibi bu ürünleri çoğunlukla dışarıdan ithal ettiğimiz için fiyat dalgalanmalarına karşı duyarlılığımız fazladır. Sadece biz değil bu ürünleri dışarıdan alan herkes aynı durumdadır. Piyasaların fiyatlandırma alışkanlığını değiştirmesini sağlayarak, hayat pahalılığına bir sınır çekmek için çalışıyoruz. Ücretliler başta olmak üzere her kesimden vatandaşımızın gelirlerini artırarak, aradaki farkı kapatacak programlar hazırlıyoruz. 2. Dünya Harbi sonrasında yaşadığı en büyük sarsıntıdan ülkemizi en az kayıpla çıkarmanın güçlüğünü biliyoruz. Vatandaşlarımıza ülkemizde bunu yapabilecek birikime, hazırlığa, iradeye sahip tek kadronun biz olduğumuzu söylüyoruz. Elini vicdanına koyan, aklını kiraya vermeyen, hırsı gözünü kör etmeyen, nefsine esir düşmemiş herkes bu hakikati görmektedir” diye konuştu.

Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

“Seçimlerle bir yıl kala böyle bir tabloyla karşı karşıya olmamız işimizi elbette zorlaştırıyor olabilir. 20 yıllık tarihimizde hiçbir işimiz, başarımız kolay olmadı. Hiçbir başarımız bize altın tepside sunulmadı. Biz bugünlere akrebin kıskacında yoğurularak geldik.”

Çiftçilerle bir müjdeyi paylaşan Erdoğan, “Tarımsal faaliyetler hem çiftçilerimizin ana geçim kaynağı, hem 85 milyonun geleceğine güvenle bakabilmesinin garantisi olması bakımından stratejik bir sektördür. Dünyanın en önemli tahıl tedarikçileri, Rusya ve Ukrayna arasında ortaya çıkan savaş nedeniyle ortaya çıkan belirsizlik tarımda kendine özellikle yeterli olmayan ülkeleri çok ciddi şekilde tedirgin ediyor. Türkiye kendine yetecek ve hatta çoğu üründe dışarıya satacak kadar üretim yapan bir ülkedir. Salgın dönemi de bu gerçeği hiçbir gıda ürününü eksikliğini çekmeyerek gördük yaşadık. Tahıl, sebze ve meyve fiyatlarındaki dalgalanmalar üretim eksikliği değil bir kısmı maliyetlerin yükselmesinden, bir kısmı piyasa aktörlerinin bazılarının fırsatçılığa yönelmesinden kaynaklanıyor. Bu konuda yeni düzenlemeleri hayata geçireceğiz. Gerçek ne olursa olsun muhalefet ve mandacı ekonomistler buğday ithal ediyoruz yaygarasını tekrarlamaktan geri durmuyor. Buğday başta olmak üzere çeşitli hammadde kademelerindeki yüksek ithalat sebebi kendi kendine yetersizliğimiz değil ülkemizin dünyanın en büyük gıda ihracatçılarından biri olmasıdır. Buğdayı kendi ihtiyacımız için değil onu işleyip tüm dünyaya ürün olarak satmak için ithal ediyoruz. Bu basit gerçeği göremeyenlerin hezeyanlarıyla zihni bulananların içlerini rahatlatacak bilgileri her fırsatta kamuoyuyla paylaşmaya özen göstermeliyiz. Çiftçilerimize sık sık dünyadaki olumsuz gelişmelere işaret ederek bir karış toprağı boş bırakmadan ekim yapmaları tavsiyesinde bulunmuştu. Yeni hasat dönemine girdiğimiz bu günlerde üretim bölgelerimizden mahsulün bereketli olduğu haberleri alıyoruz. Üreticilerimize emeklerinin karşılığını vereceğine inandığım TMO’nun 2022 hasat döneminde yapacağı buğday ve arpa alım fiyatlarını ve teşvik fiyatlarını açıklamak istiyorum. Bu fiyatları belirlerken çiftçimizin alın terinin karşılığını alarak üretime devam etmesi yanında iç ve dış piyasa gelişmeleri ile arz güvenliği için ihtiyacımız olan stokların sağlanması hususlarını da dikkate aldık. Toprak Mahsulleri Ofisimiz, sert ekmeklik buğdaya bu yıl ton başına 6 bin 50 lira alım ve bin lira pirim bedeli olmak üzere toplam 7 bin 50 lira ödeme yapacaktır. Hayırlı olsun. Ofisimizin arpa alım fiyatı ise ton başına 5 bin 500 lira alım ve 500 lira pirim bedeli olmak üzere toplamda 6 bin lira olarak belirlenmiştir. Pirim ödemesinden ürününü Toprak Mahsulleri Ofisi kayıt sistemine kayıtlı üreticilerimiz yararlanacaktır. TMO’nun alım rakamları diğer kamu kurum ve kuruluşları için referans olacak farklı fiyat uygulamalarına gidilmeyecektir. Üreticilerimiz TMO hububat, alım pirime ilave olarak Tarım ve Orman Bakanlığımızca ödenecek olan mazot, gübre ve sertifikalı tohum desteklerini almaya devam edeceklerdir. Destek bizden, gayret sizden, bereketi Allah’tan diyerek yeni hasat döneminin ve alım fiyatlarının çiftçilerimize, milletimize, ülkemize hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Siyaset

TBMM Başkanı Kurtulmuş: Dünya barışının kalbi Ortadoğu’dur

Mardin’de sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya gelen Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş, “Dünya barışının kalbi Ortadoğu’dur. Bu kilidi açan anahtar ise Filistin‘dir. Filistin’de barış ve huzur gerçekten sağlanmışsa dünya çapında barış olmuştur demektir” dedi.

Sadiye Alav
MARDİN-
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Mardin’de sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi. Kurtulmuş, yaptığı konuşmada, “Hemen yanıbaşımızda bölgede hem ülkeler arasındaki gerilim ve çatışma, hem de bu bölgede faaliyet gösteren terör grupları üzerinden ortaya çıkarılan bazı çatışmalar ve gerilimler bu bölgeye fevkalade hassas hale getirmiştir. Her şeyden evvel 6 ayı aşkın bir süredir İsrail’de hükümetin saldırgan tutumları Gazze halkına karşı yapılan insanlık suçları hepimizi derinden etkiliyor ve hepimizin kalbini buruk bir hale getiriyor. İşte biz Türkiye olarak başından itibaren başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere bütün kurum ve kuruluşlarımızla birlikte Gazze’nin masum ve mazlum halkının yanında yer aldık. Acilen ateşkesin sağlanması ve Gazze’ye insani yardımların götürülmesi için üzerimize düşen bütün sorumlulukları yerine getirmeye çalışıyoruz. Yine bu bölgede sorunun devam etmesi bölgede yeni sorunların da başlangıcı olabileceği ilk günden itibaren uluslararası bütün platformlarda bir uyarı olarak ortaya koyduk. Dünya barışın kapısı Ortadoğu‘dur. Bu kilidi açan anahtar ise Filistin‘dir. Filistin’de barış ve huzur gerçekten sağlanmışsa dünya çapında barış olmuştur demektir. Türkiye olarak diyoruz ki ateş daha fazla büyütmeden bu bölgedeki ateşi söndürmek ve Filistinlerin haklı davasında iki devlet bir çözüm esasıyla özgür ve bağımsız bir Filistin devletinin kuruluşunun yolunu açmaktır” dedi.

TBMM Başkanı Kurtulmuş, “Gücünden çekinilen bir Türkiye olmak mecburiyetindeyiz yoksa diğer bazı başka ülkelerin karşılaştığı gibi oradan oraya savrulma ihtimali çeşit çeşit yeni tehditlerle muhatap olma ihtimali mevcuttur. Bunun için diyoruz ki hep beraber Türkiye’de 85 milyon olarak ortak hedeflerimize yönelik Türkiye’yi her alanda güçlü ve büyük Türkiye yapabilmek için el ele verelim. Aramızdaki farklılıklarımızı ülkemizin güçlülüğü olarak kabul edip Türkiye’yi dünyada layık olduğu yere süratle ulaştıralım. Bunun için başta bölgede var olan halkın ve bölge halklarının düşmanları olan terör örgütlerine, milletimize birbirimize esenliğimize kasteden yerli ve yabancı kimseye fırsat vermeyelim. Bunun yolu birlikten ve beraberlikten kardeşlikten geçiyor. İşte Mardin bunun en güzel örneğidir. Ekonomisi güçlü, toplumsal yapısı güçlü, barışı ve kardeşliği güçlü, üniversitesi, sanayisi, yatırımcısı gençlerin eğitim alanındaki varlığı ve kabiliyetleri güçlü velhasıl hangi alana el atarsanız atın Türkiye’nin bütün diğer devletlerle yarışabilecek bir ülkedir. Mardin’in de bütün diğer şehirlerle yarışabileceği bir güce ulaşması temel hedefimiz olmalıdır. Bunun yolu tek tek 81 ilimizin kendi öncelikleri adımları atmasıdır. Mardin’in büyük potansiyelleri olan bir il olduğunu siz daha iyi biliyorsunuz. Mardin’in heba edeceği vakti yoktur, ihmal edeceği bir tek günü yoktur. Bunun için hepsini bir araya getirerek bu anlamda bu güzel şehri yeniden Türkiye’nin gözbebeği bir şehri haline getirmemiz gerekiyor. Üniversitesinden havaalanına ve bu anlamda yatırım yapan arkadaşlar buradalar. Mardin’i bir başkası gelip ayağa kaldıracak değil. Devlet olarak bizim size yapacağımız ve sizin yapmak istediğiniz alanların önünü açıp size omuz vermek, güç vermek ve hep beraber hedeflerimize yürümektir” dedi.

Okumaya devam et

Siyaset

Dışişleri Bakanı Fidan: Netanyahu’nun iktidarda kalabilmek için bölgemizi bir savaşa sürüklemeye çalıştığı aşikardır

 Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Mohammed bin Abdulrahman Al-Thani ile düzenlediği ortak basın toplantısında, “Netanyahu’nun iktidarda kalabilmek için bölgemizi bir savaşa sürüklemeye çalıştığı aşikardır” ifadelerini kullanarak, “Biz bölge ülkeleri olarak üçüncü tarafların kendi çatışmalarını bu coğrafyaya taşımasını istemiyoruz” dedi.

DOHA-
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Katar’ın başkenti Doha’da temaslarına devam ediyor. Bakan Fidan, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Mohammed bin Abdulrahman Al-Thani ile bir araya geldi. Görüşmenin ardından Fidan ve Al-Thani ortak basın toplantısı düzenledi. Bakan Fidan, Al-Thani ile iki ülke arasındaki ilişkiler ve bölgesel konular açısından çok yoğun ve nitelikli bir koordinasyonu olduğunu belirterek, “Sürekli bölge meselelerini bir koordinasyon ve danışma içerisinde beraber götürmekteyiz” dedi.

Katar ve Türkiye arasındaki ilişkilerin son on yılda müstesna bir düzeye ulaştığına dikkat çeken Bakan Fidan, “İşbirliğimizin temelinde Sayın Cumhurbaşkanımız ile Katar Emiri Şeyh Tamim’in ortaya koyduğu kuvvetli irade bulunmaktadır. Yüksek Stratejik Komite’nin dokuzuncu toplantısını liderlerimizin başkanlığında biliyorsunuz geçtiğimiz aylarda Doha’da gerçekleştirmiştik. Bir sonraki toplantıyı bu yıl içinde inşallah Türkiye’de düzenleyeceğiz” dedi.

“Görüşmelerimizde askeri ve savunma sanayi alanındaki işbirliğimizi de görüştük”

Bugünkü görüşmelerde Türkiye ve Katar arasındaki ekonomik ve ticari işbirliğinin kapsamlı bir şekilde ele alındığını aktaran Bakan Fidan, “Kısa ve orta vadedeki hedefimiz olan 5 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşabileceğimize inanıyoruz. Keza yatırımlar, turizm ve enerji gibi alanlardaki mevcut işbirliğimizi daha da derinleştirme imkanlarını ele aldık. Ticaret ve Ekonomik Ortaklık Anlaşması geçtiğimiz şubat ayında bildiğiniz gibi Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından onaylanmıştı. Bunun ekonomik ve ticari ilişkilerimizde hedeflerimize ulaşmada önemli bir ivme oluşturacağını düşünüyoruz. Körfez İşbirliği Konseyi ve ülkemiz arasındaki Serbest Ticaret Anlaşması müzakerelerinin yeniden başlatılması kararı Katar’la ticaretimize de katkı sağlayacaktır. Körfez İşbirliği Konseyi ile kurumsal ilişkilerimizi güçlendirmek için Katar ve diğer üye ülkelerle birlikte çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Görüşmelerimizde askeri ve savunma sanayi alanındaki işbirliğimizi de görüştük. Doha’da bulunan Türk Katar Birleşik Müşterek Kuvvet Komutanlığımızın faaliyetlerini değerlendirme imkanımız oldu” dedi.

“Biz İsrail’in Gazze’de işlediği suçların bölgesel bir çatışmaya dönüşme riski barındırdığını baştan itibaren ifade etmiştik”

Bölgedeki son gelişmeleri de ele aldıklarını aktaran Bakan Fidan, “Biz İsrail’in Gazze’de işlediği suçların bölgesel bir çatışmaya dönüşme riski barındırdığını baştan itibaren ifade etmiştik. Tırmanma ve yayılma ihtimaline karşı uyarılarımızı yapmıştık. Geçtiğimiz hafta sonu yaşananlar, bölge dışı ülkelerin de dahil olduğu bir savaş ihtimalinin çok uzak olmadığını hepimize bir kez daha gösterdi. Bu risk maalesef hala devam etmekte. Olaylar başlamadan önce gerilimin nispeten kontrollü şekilde aşılması için yoğun bir çaba harcadık. Bazı görüşmelerimiz oldu. Bu çalışmalarımızı halen sürdürmekte ve itidal mesajlarımızı tüm ilgili taraflara iletmekteyiz. Bölge dışı güçlerin de gelişmelere soğukkanlı yaklaşması gerekmektedir. Biz bölge ülkeleri olarak üçüncü tarafların kendi çatışmalarını bu coğrafyaya taşımasını istemiyoruz” dedi.

“Uluslararası hukuk herkes için bağlayıcıdır”

İran’ın İsrail’e 13 Nisan’da düzenlediği saldırıya değinen Bakan Fidan, “13 Nisan’da yaşananlar bizim için çok önemli dersler ortaya koymakta. Birinci olarak uluslararası hukuk herkes için bağlayıcıdır. Küresel düzeyde barışın ve istikrarın anahtarı uluslararası hukuka uyulmasıdır. İkinci olarak, Netanyahu’nun iktidarda kalabilmek için bölgemizi bir savaşa sürüklemeye çalıştığı aşikardır. Netanyahu’yu kayıtsız ve şartsız destekleyenler, tutumlarını acilen gözden geçirmek zorundadırlar. Üçüncüsü ve en önemlisi yaşanan olayların temelinde Gazze’de İsrail tarafından uygulanan şiddet ve zulüm yatmakta. Şu hususun altını çizmek istiyorum. Şu anda mağdur olan ne İsrail ne de İran’dır. Mağdur olan Gazze halkıdır. Hepimiz Gazze’de yaşanan felaketi sona erdirmek için daha fazla çaba harcamalıyız. İsrail’in Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2728 sayılı kararını ve Uluslararası Adalet Divanı’nın aldığı ihtiyati tedbirleri harfiyen uygulaması şarttır” dedi.

“ABD başta olmak üzere İsrail üzerinde etkisi olan ülkelerin ortak tutum sergilemeleri ve İsrail’e dur demeleri gerekmektedir”

Gazze Şeridi’nde bir an önce acil ve kalıcı ateşkes sağlanması gerektiğine vurgu yapan Bakan Fidan, “İnsani yardımlara izin verilmelidir. Sonrasında ise iki devletli çözümü hayata geçirmeye dönük adımları ivedilikle atmalıyız. Batılı ülkelerin İran karşısında tek bir ses olarak tepki vere bildiklerini gördük. Şimdi de aynı şekilde ABD başta olmak üzere İsrail üzerinde etkisi olan ülkelerin ortak tutum sergilemeleri ve İsrail’e dur demeleri gerekmektedir” dedi.

“Tüm bu yaşananlar Filistinliler arası birliğin tesisinin önemini bir kez daha ortaya koymuştur”

Türkiye’nin Katar’ın ateşkes için yürüttüğü çalışmaları desteklediğini belirten Bakan Fidan, “Kendilerine de canı gönülden teşekkür ediyoruz. Sürecin Filistin halkının vazgeçilmez haklarına ve istikbaline halel getirmemesi için çalışmayı sürdüreceğiz. Tüm bu yaşananlar Filistinliler arası birliğin tesisinin önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Bu amaca yönelik olarak tüm tarafların yapıcı tutum sergilemesin de büyük fayda görmekteyiz. Nihai amacımız adil ve kalıcı barışın tesisidir. 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin kurulmasını desteklemeye var gücümüzle devam edeceğiz. Bu ziyaretin Filistin halkı, Türkiye-Katar ilişkileri ve bölgemiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum” dedi.



Okumaya devam et

Siyaset

Dışişleri Bakanlığı’ndan Lübnan’daki Türk vatandaşları için seyahat uyarısı

Dışişleri Bakanlığı, İsrail-Filistin arasında yaşanan son gelişmeler neticesinde Lübnan’da bulunan Türk vatandaşlarına Nebatiyeh, Güney Lübnan, Bekaa ve Baalbek-Hermel vilayetlerine gitmemeleri uyarısında bulundu.

Oğuzhan Halil Özbek
ANKARA-
Dışişleri Bakanlığı, Lübnan’daki Türk vatandaşları için Nebatiyeh, Güney Lübnan, Bekaa ve Baalbek-Hermel şehirlerine seyahat uyarısı yaptı. Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, “Bölgemizdeki son gelişmelerin Lübnan’a yansımaları çerçevesinde Lübnan’da bulunan vatandaşlarımızın tedbirli olmaları ve zorunlu olmadıkça Nebatiyeh, Güney Lübnan, Bekaa ve Baalbek-Hermel vilayetlerine gitmemeleri tavsiye olunmaktadır. Gelişmelerin Bakanlığımızın ve Beyrut Büyükelçimizin resmi web sitelerinden ve sosyal medya hesaplarından takip edilmesi yararlı olacaktır. Acil durumlar için Beyrut Büyükelçiliğimize aşağıdaki telefonlardan ulaşılabilmektedir. ‘+961 3 944 904 / +961 70 622 012’” denildi.

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.