Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Siyaset

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Tüm memurlarımızın ek göstergelerinde 600 puanlık bir yükseltmeye gitmeyi kararlaştırdık

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Kamu çalışanları lehine bir fedakarlıkta bulunarak, tüm memurlarımızın ek göstergelerinde 600 puanlık bir yükseltmeye gitmeyi kararlaştırdık” dedi.

Hülya Keklik
ANKARA-
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye, asırlık yolu 20 yılda kat etti. Büyük demokrasi ve kalkınma hamlesi sayesinde kendi hedeflerini, vizyonu belirleyip uygulayacağı bir iklime kavuştu. Türkiye artık siyasi ve güvenlik önceliklerini bizzat kendisi tayin eden, uygulayabilen bağımsız bir ülkedir. Türkiye kendi ekonomik, sosyal programlarını hayata geçirebilen güçlü bir ülkedir. Medeniyet ve tarihini, birikimlerini farkına varmış bir ülkedir. Bu özgüven ve kararlılık duygusudur” dedi.

“Vatandaşlarımız göğüslerini gererek devletlerinin adını ‘Türkiye’ olarak ifade edebilecektir”

Geçtiğimiz hafta BM’de Türkiye’nin uluslararası adının Turkey’den Türkiye’ye çevrilmesinin yeni dönemin sembollerinden olduğunu bildiren Erdoğan, “Bundan sonra ülkemizin tüm uluslararası muhatapları, kendi kurum ve kuruluşlarımız, vatandaşlarımız göğüslerini gererek devletlerinin adını ‘Türkiye’ olarak ifade edebilecektir. Artık bütün yazışmalarımızda devletin bütün kurumları hep birlikte Turkey diye bir ifade kullanmayacak Türkiye adını kullanacaklardır. Kabine toplantımızda bu kararı aldık. Düne kadar bize yapamazsınız dedikleri ne varsa hepsini yaptık. Becermezsiniz dedikleri ne varsa hepsini yaptık. Türkiye kendine biçilen gömlekleri yırtmış, prangaları kırmış üzerine konan ipotekleri kaldırmış ülkedir” diye konuştu.

“Parlak bir gelecek bizi bekliyor”

Geçtiğimiz 20 yılda üretilen milli gelirin dörtte birinin yatırımlar için kullanıldığını kaydeden Erdoğan, “Nereden geldiğimizi, nereye gittiğimizi biliyoruz. Milletim müsterih olsun, gönlünü ferah tutsun. Ödediğimiz her bedele, çektiğimiz her sıkıntıya, sırtlandığımız her yüke değecek parlak bir gelecek bizi bekliyor. Büyük ve güçlü Türkiye inşasında kat edilen her mesafenin bizim ve evlatlarımız müreffeh yarınlarına atılmış bir adımdır. Yeter ki bu süreçte birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize halel getirmeyelim, bozgunculara, muhterislere beşinci kol elamanlarına fırsat vermeyelim. Bunu başardığımızda 2053 vizyonunun bir afaki söylem değil hızla yaklaştığımız bir hakikat olduğunu hep birlikte göreceğiz. Ülkesinin ve milletinin geleceği için hayali olmayanların, vizyon peşinde koşması ve hedefler belirlemesi de mümkün değildir. Bizim hayallerimiz de vizyonlarımız da hedeflerimiz de milletimizin güvenli huzurlu ve müreffeh geleceği içindir” açıklamasında bulundu.

“2053 vizyonumuzu somut hedeflere dönüştürecek hazırlıkları titizlikle yürütüyoruz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bundan 11 yıl önce 2023 hedeflerimizi ilk ilan ettiğimizde birileri yine dudak bükmüş, göz süzmüş istihza ile bizi eleştirmişti. Bugün de 2053 vizyonumuz ile ilgili benzer tavırlar görüyoruz. Biz halbuki bu rakamları rast gele seçmediğimiz gibi lafta da bırakmıyoruz. Bir süredir bizden sonraki nesillere bırakacağımız en büyük mirasımız diye tarif ettiğimiz 2053 vizyonumuzu somut hedeflere dönüştürecek hazırlıkları titizlikle yürütüyoruz” dedi.

“81 ile 81 milyon metrekare millet bahçesi çerçevesinde 450 projenin yapımına başladık”

Türkiye’nin dünyada orman varlığını yükselten nadir ülkelerden biri olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dün, 5 Haziran Dünya Çevre Günü münasebeti ile bir kez daha havasıyla, suyuyla, toprağıyla, ağacıyla yaşadığımız evrenin bize Allah’ın bir emaneti olduğunu tekrar hatırladık. Bunun için çevreden başlayarak tüm hizmet alanlarına kadar genişleyen hazırlıklarımızı sürekli geliştirecek projelere, planlara ve uygulamalara dönüştürüyoruz. Birileri çevre adına sadece salon toplantıları yapar ve ya sokakları yakıp yıkarken biz 20 yıldır evlatlarımıza daha temiz, daha huzurlu, daha yeşil şehirler bırakacak hizmetlere imza attık. İklim değişikliği ila yangınlar, seller hortumlar artarken biz bugünden geleceği kuşatacak biz vizyona yöneldik. Ülke genelinde korunan alan miktarını yüzde 12’ye varan oranda artırarak tabiat güzelliklerimizin üzerine adeta şemsiye olduk. Kamuoyuna açıkladığımız 81 ile 81 milyon metrekare millet bahçesi çerçevesinde 450 projenin yapımına başladık. Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi de bunlardan biridir” dedi.

“Enerjide, güneşten rüzgara, yenilebilir kaynaklara yaptığımız yatırımları daha da artırıyoruz”

Türkiye’nin dört bir yanında ekolojik koridorlar belirlendiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu alanlar üzerinde çalışmaların yoğunlaştırıldığını bildirdi. Erdoğan, “Hedefimiz; Evliya Çelebi’nin bir sincabın Edirne’den Kars’a toprağa basmadan ağaçtan ağaca zıplayarak gidebildiği Anadolu Tasvirini hayata geçirmektir. Bisiklet yollarıyla, yürüyüş yolarıyla, çevre dostu sokaklarıyla gürültü bariyerleriyle ve daha pek çok proje ile şehirlerimizin hayat kalitesini yükselttik. Paris İklim Anlaşması’na taraf olurken de daha adil bir dünya için, mazlum ve mağdurların haklarını koruyacak bir perspektif ile hareket ettik. Dünyamızın geleceğinde taşıdığı önem sebebi ile 2053 vizyonumuzun merkezine iklim değişikliği ile mücadele projelerimizi yerleştirdik. İklim şuramızı topladık. Tüm sektörlerin yapacağı çalışmaları belirledik. İklim kanunumuzun hazırlıklarına başladık. Bu çerçevede enerjide, güneşten rüzgara, yenilebilir kaynaklara yaptığımız yatırımları daha da artırıyoruz” diye konuştu.

“Atık yönetiminde sıfır atık seferberliği ile geri kazanım oranını yüzde 60’lara çıkarmayı planlıyoruz”

Sanayide üretimde emisyon miktarını azaltacak temiz teknolojileri desteklediklerini bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti:

“Ulaştırmada temiz ulaşım ağını genişletiyor, demiryolu ve deniz yolu taşımacılığını teşvik ediyoruz. Tarımda iklim dostu tarımsal destekleme modeliyle tarladan soframıza uzanan sürdürülebilir bir sistem kuruyoruz. Atık yönetiminde sıfır atık seferberliği ile geri kazanım oranını yüzde 60’lara çıkarmayı planlıyoruz. Konutta deprem hazırlıklarıyla iklim dostu dönüşümü birleştiriyor, insanımıza daha sağlıklı ve güvenli yerleşim yerleri sunuyoruz. Yutak alanlarda, ormanlıkları genişleterek, yeşil koridoru artırarak tabiat temelli çözümlerle karbon dengesini sağlıyoruz. Bilim ve teknolojide üniversitelerimizden araştırma merkezlerimize kadar tüm imkanlarımızı yeşil kalkınma seferberliğine dahil ediyoruz. Ticarette sera gazı emisyonlarının ticareti, sistemi olarak kurduk kuruyoruz. Özel sektörümüzün önüne yeni fırsatlar açıyoruz. Finansmanda temiz üretim modellerine yönelik yatırımları destekleyerek ülkemizin cazibe merkezi haline gelmesine katkı veriyoruz. Afetlerde vatandaşlarımızın iklim krizinin yol açtığı yıkımlardan gördükleri zararları hızla telafi ederek mağduriyetlerin önüne geçiyoruz.”

“Varsın birileri yalanla, iftirayla, çarpıtmayla uğraşsın, biz gençlerimizle 2053 vizyonumuzu şekillendirmek için çalışmaya devam ediyoruz”

Bu çerçevedeki çalışmalara yönelik olarak eğitimde önümüzdeki dönemden itibaren yeşil dönüşüm hamlesinin tüm eğitim öğretim kademelerinde müfredata girmesini sağladıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yerel yönetimlerde belediyelerimizin sorumluluklarını etkin şekilde yerine getirmelerini temin için kolaylaştırıcı adımlar atıyoruz. İklim elçileri ile, gençlerimizi uzman düzeyinde yetiştirip iklim dostu yeşil dönüşüm süreçlerine dahil ederek yeni sektörler, yeni istihdam alanları oluşturuyoruz. Genel merkezimiz bünyesinde hazırlıklarını tamamladığımız iklim değişikliği ile mücadele Türkiye modeli vizyon belgesiyle tüm bu çalışmaların siyasi perspektifini de ihmal etmiyoruz. Bu başlıkların ve daha fazlasının her birini tüm detaylarıyla yeni ve vakti geldiğinde milletimizle paylaşacağız.

Varsın birileri yalanla, iftira ile, çarpıtma ile kendi ülkesinin çıkarlarına ihanetle kendi milletinin hayallerini baltalamakla uğraşsın. Biz gençlerimizle 2053 vizyonumuzu şekillendirmek için çalışmaya devam ediyoruz. Türkiye 2053 hedeflerine ulaşacak, Türkiye 2053 vizyonunu hayata geçirecek inancı ve kararlılığı ile gerisini takdiri ilahiyeye ve milletimizin irfanına bırakıyoruz. Büyük ve güçlü Türkiye inşasında bizimle birlikte olan her bir vatandaşıma şükranlarımı sunuyorum” açıklamasında bulundu.

“Milli mücadelemizi de zafere ulaştıran hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır stratejisi oluşturmaktadır”

“Geleceği başkalarının yaptıklarını izleyerek değil kendisi bizzat şekillendirmeye talip her bir evladımıza şükranlarımı sunuyorum. İstiklalimiz ve istikbalimiz yolunda zerre miskal katkısı olan her bir kardeşimize şükranlarımı sunuyorum” diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
“Tüm bu projelerin hayata geçmesinde emeği, katkısı ve bakanlıklarımızı, kurumlarımızı, belediyelerimizi, sivil toplum kuruluşlarımızı, özel sektörümüzü tekrar tebrik ediyorum. Türkiye’nin geldiği yol, özellikle bunu yol ayrımı olarak kabul edecek olursak en çok tartışmaya sebep olan tercihi hiç şüphesiz ekonomi programı olmuştur. Bütün dünyaları, faiz, enflasyon, kur ilişkisi üzerine kurulu kabullerden ibaret olan kesin inançlılar, ülkemizin yatırım, istihdam, ihracat, cari fazla yoluyla büyüme stratejisini anlamaya bile çalışmamaktadır. Halbuki bizim ekonomideki programımızın esasını milli mücadelemizi de zafere ulaştıran hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır stratejisi oluşturmaktadır. Enflasyon bir sorun mudur? Evet bir sorundur. Ama Türkiye’nin sorunlarının asıl sebebi ve çözüm yolu tek başına bu başlık mıdır? Kesinlikle değildir. Eğer olsaydı, geçmişte sayısız defa uygulanan bir kısmı da başarıya ulaşan enflasyonla mücadele merkezli ekonomi programları sayesinde ülkemiz tüm sorunlarını çözmüş olurdu. Teşhis yanlış olunca tedavi de istenilen neticeyi vermez. Gerçi ülkemizde bizim programımıza kadar bu teşhisin kasıtlı olarak yanlış konduğu ve kasıtlı olarak yanlış tedavilerin uygulandığı da bir gerçektir” dedi.

“Hiç değilse kendi putlarına, kendi ideolojik efendilerine kulak versinler”

Türkiye’nin ekonomi modeliyle ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu kısır döngünün ilk adımı enflasyonun tanımı ile başlıyor. Batı’nın ekonomi mecralarına göbek bağı ile bağlı olanlara göre enflasyon insanların ve kamunun aşırı tüketimin den kaynaklanıyor. Bu sorunun çözümü de faizleri artırarak parayı tasarruf araçlarına yönlendirmek suretiyle tüketimi azaltmak ve böylece fiyatları düşürmek olarak sunuluyor. Burada kazanan yüksek faizle cebi dolan içerideki bir avuç tuzu kuru kesim. Onlarla birlikte yükselen faizlere ve değerlenen liraya heveslenerek dışarıdan gelen sıcak para sahibi fonlar. Elbette ucuzlayan döviz sebebi ile ülkeyi yabancı tüketim ürünlerinin pazarı haline getiren ithalatçıları da bu arada unutmamak lazım. Kaybedenler, üretimin düşmesi sebebi ile işsiz ve aşsız kalan umutları törpülenen gelecekleri kararan milyonlar. Biz tercihimizi; faizleri yükselt baskısıyla bir kez daha ülkeyi soymak için ellerini ovuşturanlardan değil, istihdamı koruyarak işini, aşını, geçimini sürdürmesini sağladığımız milyonlardan yana kullandık. Hele ki dünyanın içinden geçtiği şu ekonomik buhranda tercihi üretimden ve istihdamdan değil finansal illüzyonlardan yana kullanmak, ülkeyi emperyalist mandacılara peşkeş çekmek kesinlikle demektir bunu da yutmayacağız. Bunlar hadi bizi dinlemiyorlar, hadi bize inanmıyorlar. Hiç değilse kendi putlarına, kendi ideolojik efendilerine kulak versinler. Uluslararası kuruluş başkanları bile açıkça enflasyonla, faizle ilgili ezberlerin bozulması gerektiğini söylüyor. Dünya genelinde haliz hazırda 136 ülkenin merkez bankası enflasyon oranlarının altında faiz politikası uyguluyor” dedi.

“Köhne enflasyon faiz denkleminde ısrar etmek alenen ihanet teşebbüsü demektir”

“Buna rağmen Türkiye için eskinin köhne enflasyon faiz denkleminde ısrar etmek alenen ihanet teşebbüsü demektir” diyen Erdoğan, “Aslında bugün bizim ülkemizde teknik anlamda hayat pahalılığı sorunu vardır. Bizim 19 yıldır üzerinde en çok hassasiyet gösterdiğimiz konu bütçe disiplinidir. Vatandaşlarımız da kendi bütçelerini çok iyi yönettiler. Bireysel emeklilik sistemimizde 300 milyar liralık birikim oluştu. Bireysel döviz hesapları tutarı 110 milyar dolara çıktı. Kişi sayısı yaklaşık, 3 kat arttı. Vatandaşlarımızın tasarruf tarafında da sorun yok. Tasarruflar böyle de boş tarafında bir felaketle mi karşı karşıyayız. Hayır, hamdolsun orada da gayet iyi durumdayız. Tıpkı kamu borçları gibi vatandaşlarımızın borçları da özel sektörümüzün borçları da milli gelirle oranlanarak diğer ülkelerle karşılaştırıldığında çok düşük seviyelerde. Bizdeki konut, araç ve altın gibi gerçek varlıklara dayalı borçlanmalar gelişmiş ülkelerdeki türev piyasa şişkinliği içermediği için hiçbir zaman kriz sebebi olmaz. Biz işte bu tabloyu yaşayarak gördüğümüz için teşhisi ve ona dayalı tedaviyi; yani ekonomi programı stratejimizi kökten değiştirdik. Faizi artırarak zengini daha zengin fakiri daha fakir yapacak emperyalist finans kurumlarının dayatması, ekonomi reçetelerini bir kenara bıraktık. Bunun yerine ülkemizin asıl ihtiyacı olan yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyüme esaslı kendi Türkiye ekonomi programımızı uygulamaya başladık” dedi.

Genel

CHP lideri Özel: 23 bin 900 öğretmenin atanması asla kabul edilemez

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, “Maalesef Milli Eğitim Bakanı 2024’te, 2023 yılında emekli olan kadar öğretmen atayacaklarını söyledi. Sayın Erdoğan da ‘Bir miktar atama yapacağız’ dedi, gençleri de çok üzdü. Bu rakam maalesef 23 bin 900’dür. 23 bin 900 öğretmenin atanması asla kabul edilemez” dedi.

Ömer Faruk Karataş
ANKARA-
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) gerçekleştirilen grup toplantısında konuştu. Konuşmasında gündeme dair değerlendirmelerde bulunan Özel, öğretmen atamalarının daha yüksek oranlarda yapılmasını ve atamalarda mülakatların kaldırılması gerektiğini söyledi. 1 Mayıs hakkında da konuşan Özel, Taksim Meydanı’na kefil olduklarını ve kutlamaların orada olması gerektiğini ifade etti.

“Anayasaya uymak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına, bağlayıcılığına uymakla olur”

Anayasa değişikliği konusunda öncelikle herkesin anayasaya uyması gerektiğini, sonrasında bu konuda değişiklik için destek verebileceklerini söyleyen Özel, “Türkiye Cumhuriyeti bir anayasa devletidir. Sahip çıktığımız maddelerin yanında elbette eleştirdiğimiz, değiştirilmesini istediğimiz maddeler olabilir. Ama bu ülkede eğer devlet olacaksa, yani insanların canı ve malı güvende olacaksa bu ülkede en üstteki cumhurbaşkanından en sade vatandaşa kadar herkes bu anayasaya bağlı olacak. Bir ülkede anayasanın işine gelen kısımlarını uygulayıp, oradan güç alıp, yetki alıp kullanıp, işine gelmeyen kısımlarını ihlal edersen bu hak bir kişide değil herkeste olur. Orada devlet ortadan kalkar, anayasal düzen ortadan kalkar ve keşmekeş olur, karmaşa olur. İşte o zaman beka sorunu olur. O yüzden bu ülkedeki en sade yurttaştan en yeni kamu görevlisine, en kıdemli devlet memurundan cumhurbaşkanına kadar herkesin bu anayasaya harfiyen öncelikle uyması gerekir. Anayasaya uymak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına, Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına, bağlayıcılığına uymakla olur” ifadelerini kullandı.

“1 Mayıs’ın kutlanmasına ve o meydanın boşalmasına kefaleti ben koyuyorum”

1 Mayıs kutlamaları için Taksim Meydanı’nın açılması gerektiğini söyleyen Özel, “Şimdi buradan karar alıcılara sesleniyorum. Var mısın? Ben kefilim, orada olacağım. İşçilerle birlikte, bir kişinin burnu kanamadan 1 Mayıs’ın kutlanmasına ve o meydanın boşalmasına kefaleti ben koyuyorum. Taksim’i 1 Mayıs’a açın, 31 Mart’ın mesajını aldığınızı anlatın. Açın, özgüvenli olduğunuzu gösterin. Ben 31 Mart’ın birinci partisinin genel başkanı olarak, son genel seçimlerin birinci partisinin genel başkanına diyorum ki ‘Elimizi uzatıyoruz, elimiz emekçinin elidir, elimiz barışır elidir, elimiz öz güvenin elidir. 1 Mayıs’ta Taksim’in kazanılması, bu ülkenin yeni iklimine hizmet edecektir.’ Emekçilerin elini havada bırakmayınız, elimizi havada bırakmayınız” ifadelerine yer verdi.

Okumaya devam et

Siyaset

Samsun Büyükşehir Belediye Meclisi Nisan ayı toplantısı

Samsun Büyükşehir Belediye Meclisi Nisan Ayı son Toplantısı’nda görüşülen 4 madde, karara bağlanarak onaylandı.

Erdi Demir
SAMSUN-
Büyükşehir Belediye Meclisi Nisan Ayı 2. Birleşimi, Samsun Büyükşehir Belediye Meclis Başkanvekili Nihat Soğuk başkanlığında Meclis Toplantı Salonu’nda yapıldı. 4 gündem maddesinin 1’i oy birliği ile 3’ü ise oy çokluğu ile kabul edilerek karara bağlandı.

Meclis gündem maddeleri arasında yer alan yatırım kapsamında Gülsan Sanayi Sitesi’nin kamulaştırılması için kullanılması planlanan 600 milyon TL (ana para) kredi kullanım yetkisi teklifi maddesi ile ‘güvence bedeli’ olarak kullanılmak kapsamında talep edilen 20 milyon TL gayrinakdi kredi kullanım maddeleri; CHP, İYİ Parti, BBP ve YRF meclis üyelerinin ‘hayır’ oylarına rağmen AK Parti ve MHP meclis üyelerinin ‘evet ‘ oylarıyla oy çokluğu ile kabul edilerek karara bağlandı.

Tekkeköy’deki 100 bin m2’lik arsa satışında oy çokluğu

Gündem maddeleri arasında yer alan “Samsun Büyükşehir Belediyesi’ne ait Tekkeköy’de bulunan 100 bin m2’lik arsa vasıflı taşınmazın, belediyenin hayata geçirmeyi planladığı projelere kaynak sağlaması amacıyla satışında encümene yetki verilmesi teklifi” maddesi de meclisten oy çokluğu ile geçti.

CHP, İYİ Parti, BBP ve YRF meclis üyeleri söz konusu teklifte satışa karşı çıkmadıklarını fakat satılan alana sanayi tesisi yapılmasının ilçedeki hava kirliliğine ve birçok konuda olumsuz etki edebileceğini belirterek, ‘ret’ oyu verdiler. Madde üzerinde oylamadan önce söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Recep Kemal Certel, “Söz konusu teklif, arsanın satışı için encümene yetki verilmesi teklifidir. Burası herkese açık ihale usulü ile satışa çıkacaktır. Burada bir yere hedeflenmiş, oranın alacağı şekilde bir algı doğru değildir. Buraya girmek isteyen, maddi durumu müsait olan çevrelerin de ihaleye girerek, buranın daha yüksek fiyata satılmasının önünü açabilirler. Madde üzerinde meclis üyelerinden birçok öneri geldi. Satışa çıkartılacak alanın konut alanına ya da başka bir ticari faaliyete çevrilmesi şeklinde ama burası sanayi alanı olan bir bölge. Samsun’da sanayi alanı olan bölge zaten yeterince yok. Hem azot hem de bakır fabrikasının olduğu bölgede sanayi imarlı bir yerin konuta çevrilmesi hem ekonomik değil, hem de sağlık açısından bir tereddütleri var ise o açıdan da doğru değil. Fabrikalara yakın olmayı kimse tercih etmeyecektir. Satış açısından da düşünülüyorsa rantabl olmayacaktır. Dolayısıyla burada belediyemize gelir getirmesi, faiz ödemelerinin yükselmemesi ve borçlanmanın azaltılması manasında bu tür yerlerin belediyemizin gelir kaynağı olarak kullanılması doğrudur” dedi.

Okumaya devam et

Siyaset

Yeniden Refah lideri Erbakan: İnancımızla, insanlığımızla, tarihi misyonumuzla bağdaşmayan bir tutumdan geri dönülmüş oldu

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, “Ticaret kısıtlamasıyla inancımızla, insanlığımızla, tarihi misyonumuzla bağdaşmayan bir tutumdan geri dönülmüş oldu. İktidarın geç de olsa İsrail’le yapılan ticareti sınırlı olsa da kısıtlaması, geç de olsa olumlu bir tavırdır” dedi.

Ahmet Umur Öztürk – İbrahim Berat Yılmaz
ANKARA-
TBMM’de basın toplantısı düzenleyen Erbakan, 31 Mart seçimlerinde partilerinin üçüncü parti olduğunu söyleyerek, “Şanlıurfa, Yozgat Belediyesi başta olmak üzere toplam il ve ilçelerle birlikte 62 belediye kazanmış durumdayız. Milli Görüş belediyeciliğini, ahlaklı belediyeciliği en etkili şekilde uygulayacaklar, milletimizin derdine yerelde derman olacaklar. Adil düzenin uygulamasını yerelde başlatacaklar. Yeniden Refah Partimiz kazandığı belediye başkanlıklarının yanında 20 ilde yüzde 10’un üzerinde, daha fazla ilde yüzde 7’nin üzerinde, 132 ilçede yüzde 20’nin, 210 ilçede yüzde 10’un üzerinde oy almıştır” ifadelerini kullandı.

Erbakan, İsrail ile ticarette 54 ürüne kısıtlama getirildiğini belirterek, “İhracatı yapılan ürünler İsrail’e de gidiyordu. Hükümet yetkilileri eleştiriler karşısında ‘İsrail ile ticareti özel sektör yapıyor’ diyorlardı. Cumhurbaşkanlığına bağlı Türkiye Varlık Fonu şirketi olan Eti Maden’in 21 ton borik asit ihracatı yaptığı ortaya çıktı. Ticaret kısıtlamasıyla inancımızla, insanlığımızla, tarihi misyonumuzla bağdaşmayan bir tutumdan geri dönülmüş oldu. İktidarın geç de olsa İsrail’le yapılan ticareti sınırlı olsa da kısıtlaması, geç de olsa olumlu bir tavırdır” dedi

“Türkiye’de belediyeler borçlu, merkezi yönetim borçlu, vatandaş borçlu”

Ekonomiye de değinen Erbakan, “Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre 2023 yılı sonu itibarıyla Türkiye’nin toplam borç stoku 499 milyar 886 milyon dolar. Bir senede 42 milyar dolar artmış. 2002 yılında da 130 milyar dolar, dört kat artmış. Bir yıldan kısa vadede ödemeniz gereken borç 180 milyar dolar. Gelişmiş ülkelerin borçları uzun vadeli ve sıfıra yakın. Türkiye’de belediyeler borçlu, merkezi yönetim borçlu, vatandaş borçlu. Ocak-mart döneminde bütçe 570 milyar açık verdi. 337 milyar borçlanma yapıldı” diye konuştu.

Erbakan, Cumhur İttifakı’nın içinde yer alıp almadıkları sorusu üzerine, “Gazze konusu, rant belediyeciliğinden Türkiye’nin kurtulması gerektiğini düşündüğümüz için biz Cumhur İttifakı içinde yer almadık” dedi.

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.