Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Siyaset

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bu yıl sonuna kadar Türkiye’nin ilk elektrikli otomobili TOGG’u üretim bandından indirerek hizmete sunacağız

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Enerji ve İklim Konulu Büyük Ekonomiler Forumu’nda yaptığı konuşmada, “Bu yıl sonuna kadar Türkiye’nin ilk elektrikli otomobili TOGG’u üretim bandından indirerek hizmete sunacağız” dedi.

Gamze Erdemir – Mustafa Biçer
İSTANBUL-
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Enerji ve İklim Konulu Büyük Ekonomiler Forumu’na Vahdettin Köşkü’nden canlı bağlantı ile katılarak bir konuşma yaptı.

“Yol haritamızı teşkil edecek uzun dönemli iklim stratejimizi ve eylem planımızı bu yılın sonunda açıklayacağız”

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, “Paris Anlaşması’nı onaylayarak 2053 yılı için net sıfır emisyon hedefimizi ve yeşil kalkınma devrimimizi ilan ettik. 26. Taraflar Konferansı’nda da aynı kararlılıkla çelik üretimi, sıfır emisyonlu araçlar, karayolu ulaşımı ile orman kaybı ve arazi bozulumunu tersine çevirmeye yönelik önemli taahhütlerde bulunduk. Ortak evimiz dünyanın geleceği için Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadele politikasını ve sektörel stratejilerini güçlendirmek gayesiyle ulusal ve uluslararası tüm paydaşların katılımıyla iklim şurasını gerçekleştirdik. Ulusal katkı beyanımızı güncelliyoruz. Yol haritamızı teşkil edecek uzun dönemli iklim stratejimizi ve eylem planımızı bu yılın sonunda açıklayacağız. Avrupa yeşil mutabakatıyla uyumlu olarak yeşil eylem planımızı kabul ettik. Yeşil limanlarımızın sayısını artırıyoruz. Ormanlarımızı, korunan alanlarımızı genişletiyoruz. Çölleşme ve erozyonla mücadelede dünyanın lider ülkelerinden biriyiz. Ulaştırma kaynaklı emisyonun azaltılması ve gübre yönetimi noktasında da üzerimize düşen görevleri yerine getiriyoruz. Bu yıl sonuna kadar, Türkiye’nin ilk elektrikli otomobili TOGG’u üretim bandından indirerek hizmete sunacağız. Sürdürülebilir ve iklim dostu ulaşım türlerini yaygınlaştırıyoruz. Birleşmiş Milletler ve birçok küresel kuruluş tarafından takdir edilen, eşim Emine Erdoğan tarafından himaye edilen Sıfır Atık Hareketiyle çevre koruma, geri dönüşüm ve emisyon azaltımı hususunda çok büyük mesafeler aldık” ifadelerini kullandı.

“Enerji alanında gerçekleştirdiğimiz iyileştirmelerle yıllık 100 milyon ton ilave sera gazı emisyonundan kaçınılmıştır”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Teknoloji ve çığır açıcı araştırma geliştirmenin öneminin bilinciyle yeşil büyüme teknoloji yol haritası çalışmalarımızı yürütüyoruz. Yeşil hidrojen çalışmalarımızı da kararlılıkla sürdürüyoruz. Finansman ve teknoloji transferi bu sürecin kilit başlığı olarak öne çıkıyor. Bu hususta en büyük sorumluluk elbette asırlardır sorunun bu noktaya gelmesinde payı olan ülkelere düşmektedir. İklim değişikliğiyle mücadelede bir diğer araç da yenilenebilir enerjidir. Türkiye yenilenebilir kurulu gücü itibariyle dünya 12.’si ve Avrupa 5.’sidir. Jeotermal kurulu gücünde Avrupa’da ilk sırada, hidroelektrik santrali kurulu gücünde ise Avrupa’da ikinci sırada yer alıyoruz. Enerji alanında gerçekleştirdiğimiz iyileştirmelerle, yıllık yüz milyon ton ilave sera gazı emisyonundan kaçınılmıştır. Ukrayna’da yaşanan savaş enerji güvenliğinin önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Enerji verimliliği, temiz enerjiye geçiş ve enerji dönüşümü, enerji güvenliğinin ayrılmaz parçasıdır. Türkiye olarak uzun süredir zaten bu anlayışla pozisyon alıyorduk. Bu sayede kurulu elektrik gücümüzün yüzde 54’ünü yenilenebilir enerji santrallerinden müteşekkir kıldık. 2021 yılında kurduğumuz üç buçuk gigavat kapasiteli yeni santrallerin yüzde 97’si yenilenebilir enerji santralidir. Temiz enerjiye dönüşüm ve iklim değişikliğiyle mücadele sürecinde tüm ortaklarımızla iş birliği ve dayanışma içinde olmaya hazırız” dedi.

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Siyaset

Arapça tabelalar kalktı, İngilizce tabelalar duruyor: O zaman İngilizce tabelalar da kaldırılsın

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) yönetimindeki belediyelerin başlatmış olduğu Arapça tabelaların kaldırılmasını Bolulu vatandaşlar destekleyerek, İngilizce tabelaların da kaldırılması gerektiğini savundu.

Enes Özkan
BOLU-
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) yönetimindeki belediyeler Arapça yazılı tabelalara yönelik harekete geçti. Bursa, Kilis, İzmir ve Uşak’taki Arapça tabelalar zabıta ekipleri tarafından kaldırıldı. Sığınmacılara yönelik sert söylemleri ve yaptırımları bulunan Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan da geçtiğimiz aylarda Bolu Afganistan Gençleri Sosyal Kültürel ve Yardımlaşma Derneği binasının önüne giderek çağırdığı zabıta ekiplerine tabelayı söktürmüştü. Bolu genelinde göreve geldiği günden bu yana Arapça tabelaya izin vermeyen Başkan Özcan, kentteki İngilizce tabelalara ise dokunmadı. Küresel markaların tabelaları ve bayraklarının dalgalandığı Bolu’da vatandaşlar CHP’li belediyelerinin kararları hakkında konuştu.

Tabelaların kaldırılmasında adaletli olunmadığını ifade eden Mahmut Alan, “Türkiye genelinde, CHP’li belediyelerde görüyoruz bunu daha çok. Esasında bana göre kararlar doğru. Çünkü Türkiye’de yaşıyoruz, Türkçe tabelalar olabilir. Ben bu uygulamayı adaletli bulmuyorum. Türkçe harici tabelalar kaldırılıyorsa o zaman İngilizce tabelalar da kaldırılsın. Madem bir uygulama yapılacak, hepsine uygulanmalı” dedi.

Arapça tabelaların yerine küresel markaların tabelalarının sökülmesi gerektiğini ifade eden Yadigar Keleş, “Öncelikle küresel markaların tabelaları indirilsin. Türklerin kanını sömüren markalar var. Onlar kaldırılmalı” diye konuştu. Sadece Türkçe tabelaların kalması gerektiğini savunan Recep Eren, “Arapça bilmiyoruz, tercümanla dolaşmamız lazım. İngilizceden de anlamayız. Türkçe olacak. Özümüz sözümüz Türk” ifadelerini kullandı.

CHP’ye tepki gösteren Mustafa Bayındır ise “CHP önce kendini kaldırsın. O 6 ok milletin ciğerine batıyor. Kendine bir şey mi zannediyor? Görelim bakalım PKK ile ortaklık nasıl oluyormuş görelim. Ne tabelası, milletin kimliğini kaldıracaklar. Adana ve Mersin’e kadar bölecekler PKK ile birlikte” şeklinde düşüncelerini ifade etti.

Okumaya devam et

Siyaset

TBMM Başkanı Kurtulmuş: Dünya barışının kalbi Ortadoğu’dur

Mardin’de sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya gelen Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş, “Dünya barışının kalbi Ortadoğu’dur. Bu kilidi açan anahtar ise Filistin‘dir. Filistin’de barış ve huzur gerçekten sağlanmışsa dünya çapında barış olmuştur demektir” dedi.

Sadiye Alav
MARDİN-
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Mardin’de sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi. Kurtulmuş, yaptığı konuşmada, “Hemen yanıbaşımızda bölgede hem ülkeler arasındaki gerilim ve çatışma, hem de bu bölgede faaliyet gösteren terör grupları üzerinden ortaya çıkarılan bazı çatışmalar ve gerilimler bu bölgeye fevkalade hassas hale getirmiştir. Her şeyden evvel 6 ayı aşkın bir süredir İsrail’de hükümetin saldırgan tutumları Gazze halkına karşı yapılan insanlık suçları hepimizi derinden etkiliyor ve hepimizin kalbini buruk bir hale getiriyor. İşte biz Türkiye olarak başından itibaren başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere bütün kurum ve kuruluşlarımızla birlikte Gazze’nin masum ve mazlum halkının yanında yer aldık. Acilen ateşkesin sağlanması ve Gazze’ye insani yardımların götürülmesi için üzerimize düşen bütün sorumlulukları yerine getirmeye çalışıyoruz. Yine bu bölgede sorunun devam etmesi bölgede yeni sorunların da başlangıcı olabileceği ilk günden itibaren uluslararası bütün platformlarda bir uyarı olarak ortaya koyduk. Dünya barışın kapısı Ortadoğu‘dur. Bu kilidi açan anahtar ise Filistin‘dir. Filistin’de barış ve huzur gerçekten sağlanmışsa dünya çapında barış olmuştur demektir. Türkiye olarak diyoruz ki ateş daha fazla büyütmeden bu bölgedeki ateşi söndürmek ve Filistinlerin haklı davasında iki devlet bir çözüm esasıyla özgür ve bağımsız bir Filistin devletinin kuruluşunun yolunu açmaktır” dedi.

TBMM Başkanı Kurtulmuş, “Gücünden çekinilen bir Türkiye olmak mecburiyetindeyiz yoksa diğer bazı başka ülkelerin karşılaştığı gibi oradan oraya savrulma ihtimali çeşit çeşit yeni tehditlerle muhatap olma ihtimali mevcuttur. Bunun için diyoruz ki hep beraber Türkiye’de 85 milyon olarak ortak hedeflerimize yönelik Türkiye’yi her alanda güçlü ve büyük Türkiye yapabilmek için el ele verelim. Aramızdaki farklılıklarımızı ülkemizin güçlülüğü olarak kabul edip Türkiye’yi dünyada layık olduğu yere süratle ulaştıralım. Bunun için başta bölgede var olan halkın ve bölge halklarının düşmanları olan terör örgütlerine, milletimize birbirimize esenliğimize kasteden yerli ve yabancı kimseye fırsat vermeyelim. Bunun yolu birlikten ve beraberlikten kardeşlikten geçiyor. İşte Mardin bunun en güzel örneğidir. Ekonomisi güçlü, toplumsal yapısı güçlü, barışı ve kardeşliği güçlü, üniversitesi, sanayisi, yatırımcısı gençlerin eğitim alanındaki varlığı ve kabiliyetleri güçlü velhasıl hangi alana el atarsanız atın Türkiye’nin bütün diğer devletlerle yarışabilecek bir ülkedir. Mardin’in de bütün diğer şehirlerle yarışabileceği bir güce ulaşması temel hedefimiz olmalıdır. Bunun yolu tek tek 81 ilimizin kendi öncelikleri adımları atmasıdır. Mardin’in büyük potansiyelleri olan bir il olduğunu siz daha iyi biliyorsunuz. Mardin’in heba edeceği vakti yoktur, ihmal edeceği bir tek günü yoktur. Bunun için hepsini bir araya getirerek bu anlamda bu güzel şehri yeniden Türkiye’nin gözbebeği bir şehri haline getirmemiz gerekiyor. Üniversitesinden havaalanına ve bu anlamda yatırım yapan arkadaşlar buradalar. Mardin’i bir başkası gelip ayağa kaldıracak değil. Devlet olarak bizim size yapacağımız ve sizin yapmak istediğiniz alanların önünü açıp size omuz vermek, güç vermek ve hep beraber hedeflerimize yürümektir” dedi.

Okumaya devam et

Siyaset

Dışişleri Bakanı Fidan: Netanyahu’nun iktidarda kalabilmek için bölgemizi bir savaşa sürüklemeye çalıştığı aşikardır

 Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Mohammed bin Abdulrahman Al-Thani ile düzenlediği ortak basın toplantısında, “Netanyahu’nun iktidarda kalabilmek için bölgemizi bir savaşa sürüklemeye çalıştığı aşikardır” ifadelerini kullanarak, “Biz bölge ülkeleri olarak üçüncü tarafların kendi çatışmalarını bu coğrafyaya taşımasını istemiyoruz” dedi.

DOHA-
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Katar’ın başkenti Doha’da temaslarına devam ediyor. Bakan Fidan, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Mohammed bin Abdulrahman Al-Thani ile bir araya geldi. Görüşmenin ardından Fidan ve Al-Thani ortak basın toplantısı düzenledi. Bakan Fidan, Al-Thani ile iki ülke arasındaki ilişkiler ve bölgesel konular açısından çok yoğun ve nitelikli bir koordinasyonu olduğunu belirterek, “Sürekli bölge meselelerini bir koordinasyon ve danışma içerisinde beraber götürmekteyiz” dedi.

Katar ve Türkiye arasındaki ilişkilerin son on yılda müstesna bir düzeye ulaştığına dikkat çeken Bakan Fidan, “İşbirliğimizin temelinde Sayın Cumhurbaşkanımız ile Katar Emiri Şeyh Tamim’in ortaya koyduğu kuvvetli irade bulunmaktadır. Yüksek Stratejik Komite’nin dokuzuncu toplantısını liderlerimizin başkanlığında biliyorsunuz geçtiğimiz aylarda Doha’da gerçekleştirmiştik. Bir sonraki toplantıyı bu yıl içinde inşallah Türkiye’de düzenleyeceğiz” dedi.

“Görüşmelerimizde askeri ve savunma sanayi alanındaki işbirliğimizi de görüştük”

Bugünkü görüşmelerde Türkiye ve Katar arasındaki ekonomik ve ticari işbirliğinin kapsamlı bir şekilde ele alındığını aktaran Bakan Fidan, “Kısa ve orta vadedeki hedefimiz olan 5 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşabileceğimize inanıyoruz. Keza yatırımlar, turizm ve enerji gibi alanlardaki mevcut işbirliğimizi daha da derinleştirme imkanlarını ele aldık. Ticaret ve Ekonomik Ortaklık Anlaşması geçtiğimiz şubat ayında bildiğiniz gibi Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından onaylanmıştı. Bunun ekonomik ve ticari ilişkilerimizde hedeflerimize ulaşmada önemli bir ivme oluşturacağını düşünüyoruz. Körfez İşbirliği Konseyi ve ülkemiz arasındaki Serbest Ticaret Anlaşması müzakerelerinin yeniden başlatılması kararı Katar’la ticaretimize de katkı sağlayacaktır. Körfez İşbirliği Konseyi ile kurumsal ilişkilerimizi güçlendirmek için Katar ve diğer üye ülkelerle birlikte çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Görüşmelerimizde askeri ve savunma sanayi alanındaki işbirliğimizi de görüştük. Doha’da bulunan Türk Katar Birleşik Müşterek Kuvvet Komutanlığımızın faaliyetlerini değerlendirme imkanımız oldu” dedi.

“Biz İsrail’in Gazze’de işlediği suçların bölgesel bir çatışmaya dönüşme riski barındırdığını baştan itibaren ifade etmiştik”

Bölgedeki son gelişmeleri de ele aldıklarını aktaran Bakan Fidan, “Biz İsrail’in Gazze’de işlediği suçların bölgesel bir çatışmaya dönüşme riski barındırdığını baştan itibaren ifade etmiştik. Tırmanma ve yayılma ihtimaline karşı uyarılarımızı yapmıştık. Geçtiğimiz hafta sonu yaşananlar, bölge dışı ülkelerin de dahil olduğu bir savaş ihtimalinin çok uzak olmadığını hepimize bir kez daha gösterdi. Bu risk maalesef hala devam etmekte. Olaylar başlamadan önce gerilimin nispeten kontrollü şekilde aşılması için yoğun bir çaba harcadık. Bazı görüşmelerimiz oldu. Bu çalışmalarımızı halen sürdürmekte ve itidal mesajlarımızı tüm ilgili taraflara iletmekteyiz. Bölge dışı güçlerin de gelişmelere soğukkanlı yaklaşması gerekmektedir. Biz bölge ülkeleri olarak üçüncü tarafların kendi çatışmalarını bu coğrafyaya taşımasını istemiyoruz” dedi.

“Uluslararası hukuk herkes için bağlayıcıdır”

İran’ın İsrail’e 13 Nisan’da düzenlediği saldırıya değinen Bakan Fidan, “13 Nisan’da yaşananlar bizim için çok önemli dersler ortaya koymakta. Birinci olarak uluslararası hukuk herkes için bağlayıcıdır. Küresel düzeyde barışın ve istikrarın anahtarı uluslararası hukuka uyulmasıdır. İkinci olarak, Netanyahu’nun iktidarda kalabilmek için bölgemizi bir savaşa sürüklemeye çalıştığı aşikardır. Netanyahu’yu kayıtsız ve şartsız destekleyenler, tutumlarını acilen gözden geçirmek zorundadırlar. Üçüncüsü ve en önemlisi yaşanan olayların temelinde Gazze’de İsrail tarafından uygulanan şiddet ve zulüm yatmakta. Şu hususun altını çizmek istiyorum. Şu anda mağdur olan ne İsrail ne de İran’dır. Mağdur olan Gazze halkıdır. Hepimiz Gazze’de yaşanan felaketi sona erdirmek için daha fazla çaba harcamalıyız. İsrail’in Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2728 sayılı kararını ve Uluslararası Adalet Divanı’nın aldığı ihtiyati tedbirleri harfiyen uygulaması şarttır” dedi.

“ABD başta olmak üzere İsrail üzerinde etkisi olan ülkelerin ortak tutum sergilemeleri ve İsrail’e dur demeleri gerekmektedir”

Gazze Şeridi’nde bir an önce acil ve kalıcı ateşkes sağlanması gerektiğine vurgu yapan Bakan Fidan, “İnsani yardımlara izin verilmelidir. Sonrasında ise iki devletli çözümü hayata geçirmeye dönük adımları ivedilikle atmalıyız. Batılı ülkelerin İran karşısında tek bir ses olarak tepki vere bildiklerini gördük. Şimdi de aynı şekilde ABD başta olmak üzere İsrail üzerinde etkisi olan ülkelerin ortak tutum sergilemeleri ve İsrail’e dur demeleri gerekmektedir” dedi.

“Tüm bu yaşananlar Filistinliler arası birliğin tesisinin önemini bir kez daha ortaya koymuştur”

Türkiye’nin Katar’ın ateşkes için yürüttüğü çalışmaları desteklediğini belirten Bakan Fidan, “Kendilerine de canı gönülden teşekkür ediyoruz. Sürecin Filistin halkının vazgeçilmez haklarına ve istikbaline halel getirmemesi için çalışmayı sürdüreceğiz. Tüm bu yaşananlar Filistinliler arası birliğin tesisinin önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Bu amaca yönelik olarak tüm tarafların yapıcı tutum sergilemesin de büyük fayda görmekteyiz. Nihai amacımız adil ve kalıcı barışın tesisidir. 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin kurulmasını desteklemeye var gücümüzle devam edeceğiz. Bu ziyaretin Filistin halkı, Türkiye-Katar ilişkileri ve bölgemiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum” dedi.



Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.