Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Siyaset

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bizim güneyimizdeki terör örgütlerinin inlerine gelen silahlar kime karşı kullanılıyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “(ABD) Nasıl NATO’da paydaş ülkeyiz veya omuz omuza vermiş iki ülkeyiz ki bütün silahlar PKK’ya, YPG’ye, PYD’ye gönderiliyor. Bu silahlar kime karşı kullanılıyor? Yunanistan’dakileri ‘Rusya’ya karşı’ dediniz. Peki bizim güneyimizdeki terör örgütlerinin inlerine gelen bu silahlar, onlar kime karşı kullanılıyor? Onlar da Türkiye’ye karşı kullanılıyor” dedi.

Utku Şimşek
ANKARA-
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, NATO Liderler Zirvesi’ne katılmak amacıyla İspanya’nın Madrid şehrine hareket etmeden önce Ankara Esenboğa Havalimanı’nda açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Zirveden temel beklentimiz ittifak dayanışmasının koşulsuz biçimde ortaya konulmasıdır. Müttefiklerimizden, terörizmin tüm tür ve tezahürleri ile mücadelede ayrım yapmamalarını, bir müttefike yönelik tehdidin aslında NATO’nun geneline yönelik bir tehdit anlamına geldiğini görmelerini bekliyoruz. İsveç ve Finlandiya’nın üyelik başvurularının ardından yaşanan süreç tabiatıyla zirve bağlanımda öne çıkan konulardan biri olacaktır. Bu hususa dair yaklaşımımız artık herkesin malumudur. En başından beri Türkiye’nin hayati çıkarlarını tehdit eden PKK’nın ve PYD/YPG başta olmak üzere her türlü uzantısının bu ülkelerde rahatça hareket etmelerine mani olunmasına dair beklentimizi vurguluyoruz. Bu haklı tutumumuzu zirve vesilesi ile bir kere daha açıkça anlatacağım. İkili görüşmelerimde de bu konu gündemde olacak” ifadelerini kullandı.

“Bugün Madrid’e gittiğimizde İsveç Başbakanı ve Finlandiya Cumhurbaşkanı ile NATO Genel Sekreterinin de katılacağı bir dörtlü zirve gerçekleştireceğiz”

İspanya’nın başkenti Madrid’de gerçekleşecek olan NATO Liderler Zirvesi’nde İsveç Başbakanı, Finlandiya Cumhurbaşkanı ve NATO Genel Sekreteri ile dörtlü bir zirve gerçekleştirileceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün Madrid’e gittiğimizde İsveç Başbakanı ve Finlandiya Cumhurbaşkanı ile NATO Genel Sekreterinin de katılacağı bir dörtlü zirve gerçekleştireceğiz. NATO üyeliği çeşitli sorumlulukları da beraberinde getiriyor. İsveç ve Finlandiya NATO’ya üye olacaklarsa ittifakın 70 yıllık mensubu Türkiye’nin güvenlik endişelerini dikkate almak zorundalar. Bunun aksi düşünülemez” şeklinde konuştu.

“Biz NATO’nun 70 yıllık üyesiyiz ve Türkiye rastgele NATO’ya katılmış bir ülke değil”

İsveç ve Finlandiya konusunda NATO Liderler Zirvesi’nde nasıl bir tavır izlenileceğinin sorulması üzerine açıklamalarda bulunan Erdoğan, “Biz NATO’nun 70 yıllık üyesiyiz, Türkiye rastgele NATO’ya katılmış bir ülke değil. Bu sabah sayın Biden ile de bir görüşme yaptık. Bu akşam veya yarın tekrar bir araya gelme arzusunu ifade etti. Biz de olabilir dedik. Buluyorsunuz dün itibariyle gerek İbrahim Kalın beyi gerekse Sedat beyi Brüksel’e giderdik. Zaten ön görüşmeleri orada yaptılar. Gidince yapılan bu görüşmeleri de kendilerinden alacağız. Bu arada da biz dörtlü görüşmeyi Stoltenberg’in de riyasetinde tekrar yapacağız ve burada Finlandiya Cumhurbaşkanı, öbür taraftan İsveç Başbakanı ile birlikte bu dörtlü görüşmeyi yapıp, hangi noktaya geldiklerini göreceğiz. Biz kuru laf istemiyoruz. Biz netice istiyoruz. Artık orta sahada top çevirmekten bıktık. Şu an itibariyle bunlar laf üretiyorlar, konuşuyorlar, aynı günün akşamında İsveç devlet televizyonunda bakıyorsunuz bu terörist başlarından biri çıkmış orada söyleşi yapıyor. Bu söyleşide de bize veriyor veriştiriyor” diye konuştu.

“Bir bakıyorsunuz 5 artı 4 tam 9 tane Amerikan üssü Yunanistan’da kuruluyor”

Yunanistan’da son dönemde hızlanan ve artarak devam eden Amerikan üslerine de değinen Erdoğan, “Bir bakıyorsunuz 5 artı 4 tam 9 tane Amerikan üssü Yunanistan’da kuruluyor. Peki bunu niye kurdunuz? Neye karşı kurdunuz? Verdikleri cevap şu, ‘Rusya’ya karşı kurduk’. Ne yaptınız Rusya’ya karşı kurdunuz da? İşiniz gücünüz S-400, S-400. S-400 aşağı, S-400 yukarı, hep laf. Bunları da sayın Biden ile bu akşam ya da yarın yapacağımız görüşmede dile getireceğiz. Ama unutmayalım ki biz Danimarka’da, Norveç’te hep bunları yaşadık. Her türlü terörist saldırıya uğradık ve bunlardan en ufak bir tavır görmedik. Bunları anlatacağız” şeklinde konuştu.

“Biliyorsunuz bu ara Amerika ile olan en önemli görüşmemiz F-16 meselesi idi”

NATO Liderler Zirvesi’nde ABD Başkanı Joe Biden ile gerçekleşmesi planlanan ikili görüşmede nelerin konuşulacağının sorulması üzerine cevap veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

“Biliyorsunuz bu ara Amerika ile olan en önemli görüşmemiz F-16 meselesi idi. F-16 meselesi de hala masada. Ortada yeni bir oyalama taktiği gidiyor. Geçenlerde Yunanistan Başbakanı davetlimdi. Kendisi ile İstanbul’da bir yemekli sohbetimiz oldu. ‘Bundan böyle artık biz görüşmelerimizi birebir yapalım, aramıza üçüncü kişileri sokmayalım’ diye mutabık kaldık. Aradan 2-3 hafta geçti, Amerika’ya gitti ve orada senatoda yaptığı konuşmada, saldırdığı yer neresi oldu? Yine Türkiye oldu. F-16 meselesi vesaire bunlar gündeme getirildi. Artık biz bunların iyice ne olduğunu ve kim olduğunu gayet iyi biliyoruz. Bize karşı 15 Temmuz hain darbe girişimini yapan FETÖ terör örgütünün en önemli sığınağı neresi oldu? Yunanistan oldu. Türkiye’den kaçanlar gerek Edirne’den gerek farklı yollardan hep nereyi tercih ettiler? Yunanistan’ı tercih ettiler. O dönemin başbakanı ile de görüştüm. Süratle ‘biz gerekli müdahaleyi yapacağız’ demesine rağmen, bu teröristleri el bebek gül bebek beslediler. Ondan sonra da Yunanistan üzerinden Avrupa’nın değişik ülkelerine uğurladılar. Bunları artık yutmuyoruz. Dolayısıyla Türkiye’ye karşı şahsiyetli bir duruş bekliyoruz. Şahsiyetli bir duruş göstermeyenlere karşı tavrımız bellidir. Türkiye’nin duruşundan taviz vermeyeceğiz.”

“İkili bir görüşmeyi benim Miçotakis ile yapmam mümkün değil”

NATO Liderler Zirvesi’nde Yunanistan Başbakanı Miçotakis’ten bir ikili görüşme talebi gelmesi durumunda cevabının ne olacağının sorulması üzerine Erdoğan, “İkili bir görüşmeyi benim Miçotakis ile yapmam mümkün değil. Bunu daha önce de açıkladım. Bizim Yunanistan ile bu yıl yapmamız gereken ne vardı? Bir defa Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantısı vardı. Biz bunu kaldırdık. Artık Yunanistan’la bizim aramızda Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey diye bir toplantı yapmamız mümkün değil. Bitti o iş. Şimdi bunu bitirmiş bir lider kalkıp da Miçotakis’in oradaki talebine ‘evet’ diyebilir mi? Hayır. Bitti o iş. O kapıyı kapattık. Bundan sonra kendilerine çeki düzen verecekler. Çeki düzen vermeleri halinde görüşmeleri hangi düzeyde yapacağız onu planlar yol haritamızı çizeriz” açıklamalarında bulundu.

Yorum yapmak için tıklayın

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Siyaset

TBMM Başkanı Kurtulmuş: Dünya barışının kalbi Ortadoğu’dur

Mardin’de sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya gelen Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş, “Dünya barışının kalbi Ortadoğu’dur. Bu kilidi açan anahtar ise Filistin‘dir. Filistin’de barış ve huzur gerçekten sağlanmışsa dünya çapında barış olmuştur demektir” dedi.

Sadiye Alav
MARDİN-
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Mardin’de sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi. Kurtulmuş, yaptığı konuşmada, “Hemen yanıbaşımızda bölgede hem ülkeler arasındaki gerilim ve çatışma, hem de bu bölgede faaliyet gösteren terör grupları üzerinden ortaya çıkarılan bazı çatışmalar ve gerilimler bu bölgeye fevkalade hassas hale getirmiştir. Her şeyden evvel 6 ayı aşkın bir süredir İsrail’de hükümetin saldırgan tutumları Gazze halkına karşı yapılan insanlık suçları hepimizi derinden etkiliyor ve hepimizin kalbini buruk bir hale getiriyor. İşte biz Türkiye olarak başından itibaren başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere bütün kurum ve kuruluşlarımızla birlikte Gazze’nin masum ve mazlum halkının yanında yer aldık. Acilen ateşkesin sağlanması ve Gazze’ye insani yardımların götürülmesi için üzerimize düşen bütün sorumlulukları yerine getirmeye çalışıyoruz. Yine bu bölgede sorunun devam etmesi bölgede yeni sorunların da başlangıcı olabileceği ilk günden itibaren uluslararası bütün platformlarda bir uyarı olarak ortaya koyduk. Dünya barışın kapısı Ortadoğu‘dur. Bu kilidi açan anahtar ise Filistin‘dir. Filistin’de barış ve huzur gerçekten sağlanmışsa dünya çapında barış olmuştur demektir. Türkiye olarak diyoruz ki ateş daha fazla büyütmeden bu bölgedeki ateşi söndürmek ve Filistinlerin haklı davasında iki devlet bir çözüm esasıyla özgür ve bağımsız bir Filistin devletinin kuruluşunun yolunu açmaktır” dedi.

TBMM Başkanı Kurtulmuş, “Gücünden çekinilen bir Türkiye olmak mecburiyetindeyiz yoksa diğer bazı başka ülkelerin karşılaştığı gibi oradan oraya savrulma ihtimali çeşit çeşit yeni tehditlerle muhatap olma ihtimali mevcuttur. Bunun için diyoruz ki hep beraber Türkiye’de 85 milyon olarak ortak hedeflerimize yönelik Türkiye’yi her alanda güçlü ve büyük Türkiye yapabilmek için el ele verelim. Aramızdaki farklılıklarımızı ülkemizin güçlülüğü olarak kabul edip Türkiye’yi dünyada layık olduğu yere süratle ulaştıralım. Bunun için başta bölgede var olan halkın ve bölge halklarının düşmanları olan terör örgütlerine, milletimize birbirimize esenliğimize kasteden yerli ve yabancı kimseye fırsat vermeyelim. Bunun yolu birlikten ve beraberlikten kardeşlikten geçiyor. İşte Mardin bunun en güzel örneğidir. Ekonomisi güçlü, toplumsal yapısı güçlü, barışı ve kardeşliği güçlü, üniversitesi, sanayisi, yatırımcısı gençlerin eğitim alanındaki varlığı ve kabiliyetleri güçlü velhasıl hangi alana el atarsanız atın Türkiye’nin bütün diğer devletlerle yarışabilecek bir ülkedir. Mardin’in de bütün diğer şehirlerle yarışabileceği bir güce ulaşması temel hedefimiz olmalıdır. Bunun yolu tek tek 81 ilimizin kendi öncelikleri adımları atmasıdır. Mardin’in büyük potansiyelleri olan bir il olduğunu siz daha iyi biliyorsunuz. Mardin’in heba edeceği vakti yoktur, ihmal edeceği bir tek günü yoktur. Bunun için hepsini bir araya getirerek bu anlamda bu güzel şehri yeniden Türkiye’nin gözbebeği bir şehri haline getirmemiz gerekiyor. Üniversitesinden havaalanına ve bu anlamda yatırım yapan arkadaşlar buradalar. Mardin’i bir başkası gelip ayağa kaldıracak değil. Devlet olarak bizim size yapacağımız ve sizin yapmak istediğiniz alanların önünü açıp size omuz vermek, güç vermek ve hep beraber hedeflerimize yürümektir” dedi.

Okumaya devam et

Siyaset

Dışişleri Bakanı Fidan: Netanyahu’nun iktidarda kalabilmek için bölgemizi bir savaşa sürüklemeye çalıştığı aşikardır

 Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Mohammed bin Abdulrahman Al-Thani ile düzenlediği ortak basın toplantısında, “Netanyahu’nun iktidarda kalabilmek için bölgemizi bir savaşa sürüklemeye çalıştığı aşikardır” ifadelerini kullanarak, “Biz bölge ülkeleri olarak üçüncü tarafların kendi çatışmalarını bu coğrafyaya taşımasını istemiyoruz” dedi.

DOHA-
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Katar’ın başkenti Doha’da temaslarına devam ediyor. Bakan Fidan, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Mohammed bin Abdulrahman Al-Thani ile bir araya geldi. Görüşmenin ardından Fidan ve Al-Thani ortak basın toplantısı düzenledi. Bakan Fidan, Al-Thani ile iki ülke arasındaki ilişkiler ve bölgesel konular açısından çok yoğun ve nitelikli bir koordinasyonu olduğunu belirterek, “Sürekli bölge meselelerini bir koordinasyon ve danışma içerisinde beraber götürmekteyiz” dedi.

Katar ve Türkiye arasındaki ilişkilerin son on yılda müstesna bir düzeye ulaştığına dikkat çeken Bakan Fidan, “İşbirliğimizin temelinde Sayın Cumhurbaşkanımız ile Katar Emiri Şeyh Tamim’in ortaya koyduğu kuvvetli irade bulunmaktadır. Yüksek Stratejik Komite’nin dokuzuncu toplantısını liderlerimizin başkanlığında biliyorsunuz geçtiğimiz aylarda Doha’da gerçekleştirmiştik. Bir sonraki toplantıyı bu yıl içinde inşallah Türkiye’de düzenleyeceğiz” dedi.

“Görüşmelerimizde askeri ve savunma sanayi alanındaki işbirliğimizi de görüştük”

Bugünkü görüşmelerde Türkiye ve Katar arasındaki ekonomik ve ticari işbirliğinin kapsamlı bir şekilde ele alındığını aktaran Bakan Fidan, “Kısa ve orta vadedeki hedefimiz olan 5 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşabileceğimize inanıyoruz. Keza yatırımlar, turizm ve enerji gibi alanlardaki mevcut işbirliğimizi daha da derinleştirme imkanlarını ele aldık. Ticaret ve Ekonomik Ortaklık Anlaşması geçtiğimiz şubat ayında bildiğiniz gibi Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından onaylanmıştı. Bunun ekonomik ve ticari ilişkilerimizde hedeflerimize ulaşmada önemli bir ivme oluşturacağını düşünüyoruz. Körfez İşbirliği Konseyi ve ülkemiz arasındaki Serbest Ticaret Anlaşması müzakerelerinin yeniden başlatılması kararı Katar’la ticaretimize de katkı sağlayacaktır. Körfez İşbirliği Konseyi ile kurumsal ilişkilerimizi güçlendirmek için Katar ve diğer üye ülkelerle birlikte çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Görüşmelerimizde askeri ve savunma sanayi alanındaki işbirliğimizi de görüştük. Doha’da bulunan Türk Katar Birleşik Müşterek Kuvvet Komutanlığımızın faaliyetlerini değerlendirme imkanımız oldu” dedi.

“Biz İsrail’in Gazze’de işlediği suçların bölgesel bir çatışmaya dönüşme riski barındırdığını baştan itibaren ifade etmiştik”

Bölgedeki son gelişmeleri de ele aldıklarını aktaran Bakan Fidan, “Biz İsrail’in Gazze’de işlediği suçların bölgesel bir çatışmaya dönüşme riski barındırdığını baştan itibaren ifade etmiştik. Tırmanma ve yayılma ihtimaline karşı uyarılarımızı yapmıştık. Geçtiğimiz hafta sonu yaşananlar, bölge dışı ülkelerin de dahil olduğu bir savaş ihtimalinin çok uzak olmadığını hepimize bir kez daha gösterdi. Bu risk maalesef hala devam etmekte. Olaylar başlamadan önce gerilimin nispeten kontrollü şekilde aşılması için yoğun bir çaba harcadık. Bazı görüşmelerimiz oldu. Bu çalışmalarımızı halen sürdürmekte ve itidal mesajlarımızı tüm ilgili taraflara iletmekteyiz. Bölge dışı güçlerin de gelişmelere soğukkanlı yaklaşması gerekmektedir. Biz bölge ülkeleri olarak üçüncü tarafların kendi çatışmalarını bu coğrafyaya taşımasını istemiyoruz” dedi.

“Uluslararası hukuk herkes için bağlayıcıdır”

İran’ın İsrail’e 13 Nisan’da düzenlediği saldırıya değinen Bakan Fidan, “13 Nisan’da yaşananlar bizim için çok önemli dersler ortaya koymakta. Birinci olarak uluslararası hukuk herkes için bağlayıcıdır. Küresel düzeyde barışın ve istikrarın anahtarı uluslararası hukuka uyulmasıdır. İkinci olarak, Netanyahu’nun iktidarda kalabilmek için bölgemizi bir savaşa sürüklemeye çalıştığı aşikardır. Netanyahu’yu kayıtsız ve şartsız destekleyenler, tutumlarını acilen gözden geçirmek zorundadırlar. Üçüncüsü ve en önemlisi yaşanan olayların temelinde Gazze’de İsrail tarafından uygulanan şiddet ve zulüm yatmakta. Şu hususun altını çizmek istiyorum. Şu anda mağdur olan ne İsrail ne de İran’dır. Mağdur olan Gazze halkıdır. Hepimiz Gazze’de yaşanan felaketi sona erdirmek için daha fazla çaba harcamalıyız. İsrail’in Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2728 sayılı kararını ve Uluslararası Adalet Divanı’nın aldığı ihtiyati tedbirleri harfiyen uygulaması şarttır” dedi.

“ABD başta olmak üzere İsrail üzerinde etkisi olan ülkelerin ortak tutum sergilemeleri ve İsrail’e dur demeleri gerekmektedir”

Gazze Şeridi’nde bir an önce acil ve kalıcı ateşkes sağlanması gerektiğine vurgu yapan Bakan Fidan, “İnsani yardımlara izin verilmelidir. Sonrasında ise iki devletli çözümü hayata geçirmeye dönük adımları ivedilikle atmalıyız. Batılı ülkelerin İran karşısında tek bir ses olarak tepki vere bildiklerini gördük. Şimdi de aynı şekilde ABD başta olmak üzere İsrail üzerinde etkisi olan ülkelerin ortak tutum sergilemeleri ve İsrail’e dur demeleri gerekmektedir” dedi.

“Tüm bu yaşananlar Filistinliler arası birliğin tesisinin önemini bir kez daha ortaya koymuştur”

Türkiye’nin Katar’ın ateşkes için yürüttüğü çalışmaları desteklediğini belirten Bakan Fidan, “Kendilerine de canı gönülden teşekkür ediyoruz. Sürecin Filistin halkının vazgeçilmez haklarına ve istikbaline halel getirmemesi için çalışmayı sürdüreceğiz. Tüm bu yaşananlar Filistinliler arası birliğin tesisinin önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Bu amaca yönelik olarak tüm tarafların yapıcı tutum sergilemesin de büyük fayda görmekteyiz. Nihai amacımız adil ve kalıcı barışın tesisidir. 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin kurulmasını desteklemeye var gücümüzle devam edeceğiz. Bu ziyaretin Filistin halkı, Türkiye-Katar ilişkileri ve bölgemiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum” dedi.



Okumaya devam et

Siyaset

Dışişleri Bakanlığı’ndan Lübnan’daki Türk vatandaşları için seyahat uyarısı

Dışişleri Bakanlığı, İsrail-Filistin arasında yaşanan son gelişmeler neticesinde Lübnan’da bulunan Türk vatandaşlarına Nebatiyeh, Güney Lübnan, Bekaa ve Baalbek-Hermel vilayetlerine gitmemeleri uyarısında bulundu.

Oğuzhan Halil Özbek
ANKARA-
Dışişleri Bakanlığı, Lübnan’daki Türk vatandaşları için Nebatiyeh, Güney Lübnan, Bekaa ve Baalbek-Hermel şehirlerine seyahat uyarısı yaptı. Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, “Bölgemizdeki son gelişmelerin Lübnan’a yansımaları çerçevesinde Lübnan’da bulunan vatandaşlarımızın tedbirli olmaları ve zorunlu olmadıkça Nebatiyeh, Güney Lübnan, Bekaa ve Baalbek-Hermel vilayetlerine gitmemeleri tavsiye olunmaktadır. Gelişmelerin Bakanlığımızın ve Beyrut Büyükelçimizin resmi web sitelerinden ve sosyal medya hesaplarından takip edilmesi yararlı olacaktır. Acil durumlar için Beyrut Büyükelçiliğimize aşağıdaki telefonlardan ulaşılabilmektedir. ‘+961 3 944 904 / +961 70 622 012’” denildi.

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.