Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Siyaset

Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci: Cumhurbaşkanımızın duruşu ile tahıl krizi sorunu çözüldü

Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, “Cumhurbaşkanımızın ‘Biz ne Rusya ne Ukrayna, bunlar bizim için dost ve komşu ülkelerdir’ duruşu ile bu mesele çözüldü” dedi. Kirişci, ayrıca Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Venezuela’dan 1 metrekare dahi toprak almadığının altını çizdi.

Samet Doğru – Uğur Uslubaş
BURSA-
Tarım ve Orman Bakanı Bursa Vahit Kirişci, TİGEM Karacabey’de Türkiye Güvenilir Ürün Platformu tarafından ‘Tarım Varsa Hayat Vardır’ projesi çerçevesinde ‘Türkiye Tarım Stratejileri Toplantısı’na katıldı. Toplantı öncesi TİGEM’i gezen ve atları besleyen Kirişci, daha sonra açıklamalar yaparak, basın mensuplarının sorularını da yanıtladı.

Tarım ve Orman Bakanlığının kadro bakımından 5’inci büyük bakanlık olduğunu belirten Bakan Kirişci, “Bakanlığımızın 150 bin çalışanı var. Bu çalışanlar bakımından 5. sıradayız. Aslında gerek içeride gerek ülke dışında ihraç etmiş olduğumu ürünlerle bizim ilgi alanımızda hizmet alanımızda olan bütün toplum kesimlerini tüm insanları ilgilendiren geniş bir görev sahamız var. Bakanlık olarak 32 birimimiz var. Her biri birbirinden önemli alanlar. Gıda için üretim yapan bitkisel ve hayvansal su ürünleri başta olmak üzere o alandaki kurumlarımız var. Diğer taraftan orman var. Ormanın dışında devlet su işleri var. Devlet su işlerimiz bu ülkenin önemli şahsiyetlerinin görev aldığı Türkiye’nin belki de ekonomik olarak büyümesinde gelişmesinde önemli katkılar sağlayan gelişmelerin mimarı olan kurumdur. Orman teşkilatımız 183 yıllık mazimiz var. Cumhuriyetten eski geçmişi olan farklılık arz eden bir genel müdürlük var” dedi.

“Biz tarım ve gıdanın stratejik oluşunu keşke pandemi öncesi ve Rusya-Ukrayna savaşı gibi savaşlarla fark etmiyor olsaydık. Biz meslek insanları olarak bunun farkındaydık. Her vesile ile dile getirirdik. Teknoloji önemli. Tarım da teknolojiden yararlanıyor. Teknoloji bizleri doyurmuyor, varlığı yetmiyor. Cebimizde para olsa bile bazen istediklerimizi gıda gibi bazı ürünlere erişmekte güçlük çektiğimizi gördük. Gıda vazgeçilmez bir sektördür” diyerek sözlerini sürdüren Kirişci, “Gıda konusunda, dünyada bu yaşananlarla beraber yeni bir duruş sergilemeye başladı. Ülkeler daha milliyetçi, kapalı ekonomi ihracat yasakları, gündeme geldi. Kendi ihtiyaçlar temin noktasında daha saldırgan, kızgın politikalar izlemeye başladı. Bunu da biz de ve dünyada durum olarak ifade etmekte yarar var. Diğer taraftan Türkiye’nin tarımda belirli karakteristikleri olduğunu bilmemiz lazım. Nedir bu öncelik? Tarım camiası olarak Türkiye su zengini bir ülke değildir. Biz su zengini değiliz. Elimizde su kısıtlaması var” diye konuştu.

Bugün 23,4 milyon hektar tarım arazisinin olduğunu ve 8,5 milyon hektarı ekonomik olarak sulandığının altını çizen Bakan Kirişci, “Bu tarım arazi varlığımızla yine kendi değerlendirmemizi yine arazi değerlendirme yapmak gerektiğini vurgulamak isterim. Türkiye bir gibi ülkede bulunmuş olduğu coğrafyanın sorumluluklar var. Nüfus artış hızı belli. Nüfusta artış var. Türkiye’nin sahip olduğu potansiyelden ihracat yoluyla dışarıdaki insanlar bunda istifade eder mi diye çabamız var. Bir örnek vermek gerekirse, Türkiye’de 2002 yılında biz iktidara geldiğimizde 65 milyon nüfus vardı. Bugün 85 milyon. 20 milyon gibi önemli bir nüfus eklendi. 20 milyon nüfus ne anlam ifade ediyor? Avrupa başkenti Belçika’nın iki katı, Hollanda’nın 1.2 katı, Yunanistan 2 buçuk katı nüfus son 20 yılda nüfus üstüne nüfus ekledik. Bunu da dikkate alarak nüfusta da 20 yılda üçte bir artık. Her yıl ortalama 1 milyon nüfus eklendi. 5 milyon mülteciler, göç edenler var. Bunlara da ev sahipliği yapıyoruz. Ülkemizde 2002 yılında iktidar olunca 15 milyon misafir vardı. Bu pandemi öncesi 52 milyona kadar çıktı sonra bir miktar gerileme oldu. Şu anda tekrar o rakamlara doğru gidiyoruz” ifadelerini kullandı.

“Tarımda ihracat 30 milyar dolara dayandı”

Bakan Kirişci sözlerini şöyle sürdürdü: “Son olarak tarımla ilgili bunu ifade etmem gerekir. Bu sektörü ürettiklerini tüketen de bir nüfus var. Bu da ihracat oluyor. 2002’de 3,5 milyar dolar tarımda ihracat varken bugün 27-28 hatta 30 milyar dolarlara doğru dayandı. Buradan nereye gelmek istiyoruz. Türkiye tarımsal dış ticarette ihracatçı konumdadır. İthalatta elbette var. Net olarak ihracat konumdayız. Artan nüfusa rağmen, gelen misafirlere rağmen, turistlere rağmen, ihracat rakamları bunu söylüyor. Bizim sorumluluk bununla mı sınırlı geleceğe dönük olarak da mutlak suretle bazı çalışmaları süratle yapmaya devam etmemiz lazım. Cumhurbaşkanımız 2002 yılında önce Başbakan sonra Cumhurbaşkanı olarak bu sektöre verdiği desteği herkes biliyor. Geniş bir nüfusun başlangıçta yer aldığı bu süreçte bugün de azımsanmayacak üretim ve istihdam noktasında barındırıyoruz. Dolasıyla politikaların eksik yerleri olabilir. Temel yönler ve gelinen noktayı hepimiz görmeliyiz. Bir söylem var; ‘Kendi kendine yeten 7 ülkeden biriydik.’ Böyle bir kavram yok. Kendine yetmek noktasında neyi ele alıyorsunuz? Stratejik ürünler başka, meyve, sebzede başkadır. Global ekonomilerin hüküm sürdüğü bir dünyada bu ülkede tarımsal yeterlilik bakımdan bir değerlendirme olabilir ama mutlak yeterlilik söz konusu değildir. O zaman Amerika kendine yetmeyen ülke olarak tanımlanabilir. Stratejik ürünlerde ne kadar yetiyoruz ve bunu nasıl geliştirdiğimiz önemlidir.”

“2053’te nüfusun 105 milyon olması öngörülüyor”

Arazi varlığı dikkate almamız gerektiğini anlatan Kirişci, “Kesinlikle tarım alanlarının korunması geliştirilmesi ve verimlilik için bu alanlarda daha büyük çaba sarf etmeliyiz. Nüfus artış hızının 2053 yılında ülke nüfusun 105 milyon olacağı öngörülüyor. Turizmde birebir olan turizm varlığından söz ediliyor. 105 milyon da turist geldiğini düşünün 210 milyon. Bizim bu nüfusa bakıyor olmamız ve üretim yapıyor olmamız lazım. Biz bu üretimi tarlada bağda bahçede yapıyoruz. Ahırda, ağılda, kümeste yapıyoruz. Buraları korumamız lazım. Hayvancılık denildiğinde meralar çok önemlidir. Vazgeçilmezdir. Meralar belki genişlemez ama vasıfların iyileşmesi ve gelişmesi potansiyelin dikkate alınması önceliğimiz olmalıdır. Hayvancılık öyle gelişir 8.5 milyon sütten 23 milyon tona geldik. Bunu en iyi bilen şehirdeyiz” şeklinde konuştu.

“Tarım kanunu düne kadar yoktu”

“Özellikle biz ne yapmak istiyoruz. Fotoğraf ortaya koyduk. Sektörün önemini ortaya koyduk. 210 milyonluk nüfusu ihracat artışını söyledik. O yıllara ait rakamları telaffuz etmek istemem. Yoğun çalışma gerekiyor. Son 20 yılda Türkiye’nin tarımının mevzuat açısının bir eksik noksan kalmadı” diyen Kirişci, “Ben mühendis olarak Tarım Komisyonu Başkanlığı dahil, önemli kanunları mevzuata kazandırdık. Türkiye’de tarım tarım diyerek dillerine dolayanların tarım kanunu düne kadar yoktu. Bu bizim dönemde çıktı. Tarım sigortası dünyada bile nadir ülkelerde uygulanan Türkiye’nin 65 yıllık özlemi olan bir uygulama TARSİM yürürlüğe girdi. 2005’te kanun çıktı, 2006 ilk poliçe kesildi. Üzerinden 16 yıl geçti 20 milyon poliçe kesildi. 8 grupta. Bunu neden söylüyorum sizin kendi üreticilerin faaliyetleri sürdürmesi için onların ihtiyacı olan sistemi sunmanız gerekiyor. Islahçı hakları kanunu çıktı. Fidan fide üretilmesi TİGEM misyonudur. Bu hususta 2002 yılında bizim kendimize yeterlilik yüzde 31’di şimdi yüzde 94’lere çıktı. İthal ediyoruz ama ihracatta var. Hedef tamamı yüzde 100’dür. Islahçı hakları kanunu ile bunlar oldu. Mevzuat ön açıcıdır. Mevzuat alanı genişletir. Lisanslı depoculuk bakliyat hububat gibi alanlarda son derece önemli çağdaş bir tarımcı entegrasyonu için olmazsa olmazıdır. Burada tarım kanuna özel bir atıfta bulunmak istiyorum. Bu tarım kanun aslında çerçeve kanundur. Sözleşme üretim bildiğimiz şeker pancarı şeker şirketleri ile o şekeri üreten sözleşmedir. Biz bununla yetinmedik. Sözleşmeli üretimi gündemin en üst sırasına koyduk. Şu anda çok sayıda tarımsal destekler var. 65 civarında tarımsal destek var. Ben bakan olarak bunları saymakta güçlük çekerim. Sadelik getirilmesi amacımızdır. Bugün üretici birlikleri var konseyler var. Ürün ve ürün grupları bazında hukuki açıdan tarım kanunu oluşturuyor. Tarımda da her alanda olduğu gibi dijitalleşme yaygınlaşması lazım. Orman yangınlarında dijitalleşmede yapay zeka ile ilgili çalışma ve uygulama var. Tarımda, hayvancılıkta da bu dijitalleşmeyi yaygınlaştıracağız. Türkiye 780 bin metrekareden oluşan bir ülke değildir. Bunun üzerine 462 bin metrekarede Mavi Vatanı koyduk. Artık Mavi Vatan’da da toprak gibi kara alan gibi orası da bizim” dedi.

“Sizin Venezuela’da ne işiniz var’ diyenlere Allah akıl, fikir versin”

Türkiye’nin her türlü kara, deniz, hava alanlarımızı korumaya devam edeceklerini belirten Bakan Kirişci, “Bunları korumak ve kollamak için savunma sanayi ürettik ve daha fazla üreteceğiz. Korumaya devam edeceğiz. Biraz daha ileriye gidiyoruz. Biz sizin gündemlerinizle kendi gündemimizi oluşturma devrini geride bıraktık. Hatta dünyanın gündemine de önemli çözümler ve önemli bir takım yaklaşımlar sergileyen global oyuncuyuz diyoruz. 2023 Cumhuriyetimizin 100 yılını geri kaldığı ve yeni 100 yılın başladığı 100 yılın ilk yılı olacak. Biz buna Türkiye 100 yılı adını veriyoruz Cumhurbaşkanımızın önderliğinde bu ortaya koyduğumuz vizyon bizim de tarım camiasını olarak altını doldurmamız gerekiyor. Bunu savunma sanayi yapıyor, dış işlerin de uluslararası ilişkilerinde yeterince yapılıyor, deyip bizim geri durmamızı kimse beklemesin. ‘Sizin Venezuela’da ne işiniz var’ diyenler var. Ben onlara Allah akıl, fikir ihsan eylesin diyorum. Onlara diyorum ki, müteahhitlik alanında dünyada Türkiye birinci sırada olmuşsa bu alandaki birikimini o ülkelerdeki yatırımlarını gerçekleştirerek, yatırımları yöneterek başarmıştır. ‘Bu ülkede daha yapılacak havaalanı, barajlar, tüneller yollar var ne işiniz var Sudan, Afganistan, Pakistan, Azerbaycan’da, Kazakistan, Arjantin, Şili’de diyebilir miyiz?’ Peki; Benim Adanalı soya üreticisi kardeşim Venezuelalı en iyi şartlarda 350 kilo dekardan verim alırken, eğer o benim üreticim 550 soyadan verim elde ediyorsa bu birikim bizim üreticimizde varsa, biz de bakanlık olarak şu kardeşimize rehberlik hizmetinden niye rahatsızlık duyuyorsunuz? Ama ben biliyorum. Cehaletten olana bir şey demem. Ama ihanetten olana sesleniyorum. Siz bu ülkenin refah ülkesi, gelişmiş ülkeler arasında yer almasını istemediğiniz için siz bu söylemleri yüksek sesle dile getiriyorsunuz. Türkiye Cumhuriyet Devleti’nin Venezuela’dan aldığı kendi hesabına aldığı 1 metrekare toprak yoktur. Kaldı ki o ülkenin mevzuatında da toprak ancak kiralanabiliyor. Biz devlet olarak kiralayan değil, kendi üreticimizin bilgisi oralara taşıyan, buna rehberlik hizmeti veren Tarım ve Orman Bakanı olacağız. Bu gerçekleştiği zaman, bunlar üreticinin yüzüne nasıl bakacaklar? Bu aziz millete ne diyecekler” ifadelerini kullandı.

Genel

CHP lideri Özel: 23 bin 900 öğretmenin atanması asla kabul edilemez

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, “Maalesef Milli Eğitim Bakanı 2024’te, 2023 yılında emekli olan kadar öğretmen atayacaklarını söyledi. Sayın Erdoğan da ‘Bir miktar atama yapacağız’ dedi, gençleri de çok üzdü. Bu rakam maalesef 23 bin 900’dür. 23 bin 900 öğretmenin atanması asla kabul edilemez” dedi.

Ömer Faruk Karataş
ANKARA-
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) gerçekleştirilen grup toplantısında konuştu. Konuşmasında gündeme dair değerlendirmelerde bulunan Özel, öğretmen atamalarının daha yüksek oranlarda yapılmasını ve atamalarda mülakatların kaldırılması gerektiğini söyledi. 1 Mayıs hakkında da konuşan Özel, Taksim Meydanı’na kefil olduklarını ve kutlamaların orada olması gerektiğini ifade etti.

“Anayasaya uymak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına, bağlayıcılığına uymakla olur”

Anayasa değişikliği konusunda öncelikle herkesin anayasaya uyması gerektiğini, sonrasında bu konuda değişiklik için destek verebileceklerini söyleyen Özel, “Türkiye Cumhuriyeti bir anayasa devletidir. Sahip çıktığımız maddelerin yanında elbette eleştirdiğimiz, değiştirilmesini istediğimiz maddeler olabilir. Ama bu ülkede eğer devlet olacaksa, yani insanların canı ve malı güvende olacaksa bu ülkede en üstteki cumhurbaşkanından en sade vatandaşa kadar herkes bu anayasaya bağlı olacak. Bir ülkede anayasanın işine gelen kısımlarını uygulayıp, oradan güç alıp, yetki alıp kullanıp, işine gelmeyen kısımlarını ihlal edersen bu hak bir kişide değil herkeste olur. Orada devlet ortadan kalkar, anayasal düzen ortadan kalkar ve keşmekeş olur, karmaşa olur. İşte o zaman beka sorunu olur. O yüzden bu ülkedeki en sade yurttaştan en yeni kamu görevlisine, en kıdemli devlet memurundan cumhurbaşkanına kadar herkesin bu anayasaya harfiyen öncelikle uyması gerekir. Anayasaya uymak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına, Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına, bağlayıcılığına uymakla olur” ifadelerini kullandı.

“1 Mayıs’ın kutlanmasına ve o meydanın boşalmasına kefaleti ben koyuyorum”

1 Mayıs kutlamaları için Taksim Meydanı’nın açılması gerektiğini söyleyen Özel, “Şimdi buradan karar alıcılara sesleniyorum. Var mısın? Ben kefilim, orada olacağım. İşçilerle birlikte, bir kişinin burnu kanamadan 1 Mayıs’ın kutlanmasına ve o meydanın boşalmasına kefaleti ben koyuyorum. Taksim’i 1 Mayıs’a açın, 31 Mart’ın mesajını aldığınızı anlatın. Açın, özgüvenli olduğunuzu gösterin. Ben 31 Mart’ın birinci partisinin genel başkanı olarak, son genel seçimlerin birinci partisinin genel başkanına diyorum ki ‘Elimizi uzatıyoruz, elimiz emekçinin elidir, elimiz barışır elidir, elimiz öz güvenin elidir. 1 Mayıs’ta Taksim’in kazanılması, bu ülkenin yeni iklimine hizmet edecektir.’ Emekçilerin elini havada bırakmayınız, elimizi havada bırakmayınız” ifadelerine yer verdi.

Okumaya devam et

Siyaset

Samsun Büyükşehir Belediye Meclisi Nisan ayı toplantısı

Samsun Büyükşehir Belediye Meclisi Nisan Ayı son Toplantısı’nda görüşülen 4 madde, karara bağlanarak onaylandı.

Erdi Demir
SAMSUN-
Büyükşehir Belediye Meclisi Nisan Ayı 2. Birleşimi, Samsun Büyükşehir Belediye Meclis Başkanvekili Nihat Soğuk başkanlığında Meclis Toplantı Salonu’nda yapıldı. 4 gündem maddesinin 1’i oy birliği ile 3’ü ise oy çokluğu ile kabul edilerek karara bağlandı.

Meclis gündem maddeleri arasında yer alan yatırım kapsamında Gülsan Sanayi Sitesi’nin kamulaştırılması için kullanılması planlanan 600 milyon TL (ana para) kredi kullanım yetkisi teklifi maddesi ile ‘güvence bedeli’ olarak kullanılmak kapsamında talep edilen 20 milyon TL gayrinakdi kredi kullanım maddeleri; CHP, İYİ Parti, BBP ve YRF meclis üyelerinin ‘hayır’ oylarına rağmen AK Parti ve MHP meclis üyelerinin ‘evet ‘ oylarıyla oy çokluğu ile kabul edilerek karara bağlandı.

Tekkeköy’deki 100 bin m2’lik arsa satışında oy çokluğu

Gündem maddeleri arasında yer alan “Samsun Büyükşehir Belediyesi’ne ait Tekkeköy’de bulunan 100 bin m2’lik arsa vasıflı taşınmazın, belediyenin hayata geçirmeyi planladığı projelere kaynak sağlaması amacıyla satışında encümene yetki verilmesi teklifi” maddesi de meclisten oy çokluğu ile geçti.

CHP, İYİ Parti, BBP ve YRF meclis üyeleri söz konusu teklifte satışa karşı çıkmadıklarını fakat satılan alana sanayi tesisi yapılmasının ilçedeki hava kirliliğine ve birçok konuda olumsuz etki edebileceğini belirterek, ‘ret’ oyu verdiler. Madde üzerinde oylamadan önce söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Recep Kemal Certel, “Söz konusu teklif, arsanın satışı için encümene yetki verilmesi teklifidir. Burası herkese açık ihale usulü ile satışa çıkacaktır. Burada bir yere hedeflenmiş, oranın alacağı şekilde bir algı doğru değildir. Buraya girmek isteyen, maddi durumu müsait olan çevrelerin de ihaleye girerek, buranın daha yüksek fiyata satılmasının önünü açabilirler. Madde üzerinde meclis üyelerinden birçok öneri geldi. Satışa çıkartılacak alanın konut alanına ya da başka bir ticari faaliyete çevrilmesi şeklinde ama burası sanayi alanı olan bir bölge. Samsun’da sanayi alanı olan bölge zaten yeterince yok. Hem azot hem de bakır fabrikasının olduğu bölgede sanayi imarlı bir yerin konuta çevrilmesi hem ekonomik değil, hem de sağlık açısından bir tereddütleri var ise o açıdan da doğru değil. Fabrikalara yakın olmayı kimse tercih etmeyecektir. Satış açısından da düşünülüyorsa rantabl olmayacaktır. Dolayısıyla burada belediyemize gelir getirmesi, faiz ödemelerinin yükselmemesi ve borçlanmanın azaltılması manasında bu tür yerlerin belediyemizin gelir kaynağı olarak kullanılması doğrudur” dedi.

Okumaya devam et

Siyaset

Yeniden Refah lideri Erbakan: İnancımızla, insanlığımızla, tarihi misyonumuzla bağdaşmayan bir tutumdan geri dönülmüş oldu

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, “Ticaret kısıtlamasıyla inancımızla, insanlığımızla, tarihi misyonumuzla bağdaşmayan bir tutumdan geri dönülmüş oldu. İktidarın geç de olsa İsrail’le yapılan ticareti sınırlı olsa da kısıtlaması, geç de olsa olumlu bir tavırdır” dedi.

Ahmet Umur Öztürk – İbrahim Berat Yılmaz
ANKARA-
TBMM’de basın toplantısı düzenleyen Erbakan, 31 Mart seçimlerinde partilerinin üçüncü parti olduğunu söyleyerek, “Şanlıurfa, Yozgat Belediyesi başta olmak üzere toplam il ve ilçelerle birlikte 62 belediye kazanmış durumdayız. Milli Görüş belediyeciliğini, ahlaklı belediyeciliği en etkili şekilde uygulayacaklar, milletimizin derdine yerelde derman olacaklar. Adil düzenin uygulamasını yerelde başlatacaklar. Yeniden Refah Partimiz kazandığı belediye başkanlıklarının yanında 20 ilde yüzde 10’un üzerinde, daha fazla ilde yüzde 7’nin üzerinde, 132 ilçede yüzde 20’nin, 210 ilçede yüzde 10’un üzerinde oy almıştır” ifadelerini kullandı.

Erbakan, İsrail ile ticarette 54 ürüne kısıtlama getirildiğini belirterek, “İhracatı yapılan ürünler İsrail’e de gidiyordu. Hükümet yetkilileri eleştiriler karşısında ‘İsrail ile ticareti özel sektör yapıyor’ diyorlardı. Cumhurbaşkanlığına bağlı Türkiye Varlık Fonu şirketi olan Eti Maden’in 21 ton borik asit ihracatı yaptığı ortaya çıktı. Ticaret kısıtlamasıyla inancımızla, insanlığımızla, tarihi misyonumuzla bağdaşmayan bir tutumdan geri dönülmüş oldu. İktidarın geç de olsa İsrail’le yapılan ticareti sınırlı olsa da kısıtlaması, geç de olsa olumlu bir tavırdır” dedi

“Türkiye’de belediyeler borçlu, merkezi yönetim borçlu, vatandaş borçlu”

Ekonomiye de değinen Erbakan, “Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre 2023 yılı sonu itibarıyla Türkiye’nin toplam borç stoku 499 milyar 886 milyon dolar. Bir senede 42 milyar dolar artmış. 2002 yılında da 130 milyar dolar, dört kat artmış. Bir yıldan kısa vadede ödemeniz gereken borç 180 milyar dolar. Gelişmiş ülkelerin borçları uzun vadeli ve sıfıra yakın. Türkiye’de belediyeler borçlu, merkezi yönetim borçlu, vatandaş borçlu. Ocak-mart döneminde bütçe 570 milyar açık verdi. 337 milyar borçlanma yapıldı” diye konuştu.

Erbakan, Cumhur İttifakı’nın içinde yer alıp almadıkları sorusu üzerine, “Gazze konusu, rant belediyeciliğinden Türkiye’nin kurtulması gerektiğini düşündüğümüz için biz Cumhur İttifakı içinde yer almadık” dedi.

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.