Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Sağlık

Baba adaylarına uzman ürolog tavsiyesi

Üroloji Uzmanı Dr. Münir Ali Bilgehan, babalığın da tıpkı annelik gibi ciddiyetle hazırlanılması gereken bir dönem olduğunu belirterek baba adaylarına balık ve kırmızı etten yana zengin gıdalarla sağlıklı beslenmelerini, günde 7,5-8 saat uyumalarını, sigara ve alkolden olduğu gibi cep telefonu ve dizüstü bilgisayardan da uzak durmalarını önerdi.

Ali Furkan Çetiner
ESKİŞEHİR-
Acıbadem Eskişehir Hastanesi Üroloji Uzmanı Dr. Münir Ali Bilgehan, çocuk sahibi olmada yaşanan güçlüğün her geçen yıl arttığına dikkat çekti. Son 40 yıl içinde erkeklerin sperm sayısının yüzde 53 oranında azaldığını kaydeden Dr. Bilgehan, her 6 çiftten birinin çocuk sahibi olmak için üremeye yardımcı tedavi yöntemlerini kullanmak zorunda kaldığını söyledi.

Ülkemizde ise Sağlık Bakanlığı verilerine göre her yıl yaklaşık 2 milyon çiftin çocuk sahibi olmak için tıbbı yardım başvurusunda bulunduğunu aktaran Dr. Bilgehan “Düzensiz yaşam, yanlış beslenme ve stresli bir hayatla anne baba olma şansı zorlaşabiliyor. Gebelik süreci kadınla özleştiği için gebelik öncesi baba adayının rolü hep ikinci planda kaldı. Ürolojideki teşhis olanaklarının gelişmesiyle beraber erkeğin rolü de daha iyi anlaşılır oldu” dedi.

“Sperm sayısı azalıyor, sperm kalitesi düşüyor”

Erkeklerde kadınlar gibi menopoz süreci görülmediğini anımsatan Dr. Bilgehan bu nedenle her yaşta erkeğin baba olabilmesinin mümkün olduğunu belirterek, “Fakat çalışmalar gösteriyor ki 35 yaşını geçmiş bir erkeğin 25 yaşlarındaki bir erkeğe göre partnerini gebe bırakabilme şansı yüzde 50 azalıyor. Buradaki en büyük risk sperm sayısının azalması ile beraber sperm kalitesindeki düşüştür. Şayet böyle bir risk mevcutsa ve yakın tarihli bir gebelik düşünülmüyorsa ileride kullanmak üzere spermlerin dondurulması düşünülebilir” dedi.

“Dizüstü bilgisayar ve cep telefonları da tehlikeli”

Sıkı iç çamaşırlarının testiste ısı artışı meydana getireceği için spermlerin kalitesinde düşüşe neden olacağına dikkat çeken Dr. Bilgehan “Baba olmaya niyetlendiyseniz aynı şekilde sıcak banyo ve sauna da spermlerin sağlığı için risk teşkil etmekte. Ayrıca dizüstü bilgisayar ve cep telefonları da bu nedenle risk taşımakta. Bunlar sadece testislerin ısısını artırarak değil, yaydıkları elektromanyetik dalgalarla da etkili olabilmekte. Bunun yerine cep telefonlarını arka cepte taşımak ve diz üstü bilgisayarları mümkün olduğunca masada kullanmak zararı azaltabilir” diye konuştu.

“Günde 7,5-8 saat uyku gerekli”

Dr. Bilgehan, yapılan çalışmaların, günde 9 saatten fazla 6 saatten az uykunun sperm sayısını ciddi anlamda düşürdüğünü gösterdiğini kaydederek günlük 7,5-8 saat uykunun gerekli olduğunu dile getirdi.

“Aşırı yağ, şeker ve soyadan kaçının”

Özellikle bu süreçte balık tüketiminin altını çizen Dr. Bilgehan “Bunun yanında bol meyve, sebze, tahıl, fındık tüketimine ağırlık verilmeli. Kırmızı et içerdiği yoğun karnitin ile spermlerin enerji kaynağını oluşturur; ancak yoğun tüketilen ve ızgara dumanına maruz kalan kırmızı et spermler için zararlı etki gösterir. Ayrıca aşırı yağ, şeker, soya da özellikle kaçınılması gereken besinlerdir” dedi.

“Sigara ve alkolden mutlaka uzak durun”

Dr. Bilgehan, Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre tüp bebek tedavisi sırasında sigara kullanımında gebelik başarısının yüzde 40 olduğuna dikkat çekerek “Sigara içeriğindeki oksidan maddeler sperm sayısını ve hareketlerini düşürmekte. Sigara dumanına maruz kalınan pasif içicilik durumlarında da sperm sayısı düşmekte. Diğer yandan, aşırı alkol tüketimi ve alkol bağımlılığı da sperm kalitesini bozmasının yanı sıra testosteron hormonunu düşürüp iktidarsızlık nedeni olabilir” diye konuştu.

Sağlık

Tevfik Özlü: Türkiye’de yılda 15 bin kişi, başkasının dumanından ölüyor

Sigaranın Türkiye’de yol açtığı ölüm oranları hakkında istatistikler paylaşan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, “Ülkemizde her yıl aktif tütün içimine bağlı 100 bin, pasif içime bağlı ise 15 bin ölüm yaşanıyor. Tütüne bağlı ölümler trafik kazaları, yangınlar, cinayetler, AIDS, alkol, uyuşturucu ve intiharlara bağlı ölümlerin toplamından fazladır” dedi.

TRABZON-
Trabzon İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile Trabzon Yeşilay Şubesi’nin Trabzon Merkez Fen Lisesi’nde düzenlediği organizasyonda Medical Park Karadeniz Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, ‘Sigaranın Zararları’ hakkında bir söyleşi gerçekleştirdi.

“Ölümlerin yüzde 23’ü tütün nedeniyle oluyor”

Etkinlikte sigaranın sağlığa zararları ve sigara kullanımına bağlı ölüm oranları hakkında bilgilendirmede bulunan Prof. Dr. Tevfik Özlü, “Her 6 saniyede bir kişi sigara içtiği için ölüyor. Türkiye’de 15 yaş üzeri 16 milyon kişi tütün kullanıyor ve ölümlerin yüzde 23’ü tütüne bağlı. Türk erkeklerinin yüzde 31’i, kadınlarının ise yüzde 10’undan fazlası tütün yüzünden hayatını kaybediyor. Ülkemizde her yıl aktif içime bağlı 100 bin, pasif içime bağlı 15 bin ölüm yaşanıyor. Tütüne bağlı ölümler trafik kazaları, yangınlar, cinayetler, AIDS, alkol, uyuşturucu ve intiharlara bağlı ölümlerin toplamından fazladır” diye konuştu.

“Sigara içen kadınlarda KOAH gelişimi 40 kat fazla”

Aynı yoğunlukta sigaraya maruz kalan kadınlarda akciğer kanseri gelişme riskinin erkeklere göre daha fazla olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Özlü, “Sigara içen kadınlarda, içmeyenlere kıyasla KOAH gelişimi 40 kat fazla” açıklamasında bulundu. Prof. Dr. Özlü, sigarayı bırakmak isteyen kişilere şu önerilerde bulundu: “Kararlı olun, özgüveninizi yüksek tutun, bırakma nedenlerinizi iyi bilin ve sık hatırlayın, sigaralı çevrelerden uzak durun, sigarayı hatırlatacak eşyaları ortadan kaldırın, çay-kahve alışkanlığınızı kontrol edin, meşguliyet ve hobi edinin, spor ve egzersiz yapın, diyet yapın, bol sıvı alın, sigaraya ayırdığınız parayla kendinizi ödüllendirin, jer şey bir taneyle başlar, unutmayın.”

Organizasyon sonrası İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Uygun ve Trabzon Yeşilay Şube Başkanı Av. Işıl Demir Güner katılımlarından dolayı Prof. Dr. Tevfik Özlü’ ye plaket takdim etti.

Okumaya devam et

Sağlık

Uzmanından kalp krizine karşı uyarı: Gençler biraz sakin, yaşlılar hareketli olsun

Son zamanlarda gençlerde kalp krizi geçirme oranında ufak da olsa artış gözlemlediklerini belirten Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Harun Arbatlı, gençlere uyarılarda bulundu. Prof. Dr. Arbatlı, “Gençler biraz sakin, yaşlılar hareketli olsun” dedi.

İSTANBUL-
10-16 Nisan Kalp Sağlığı Haftası kapsamında Ataköy Medicana Hastanesi, ‘Kalbiniz için Bilinçlenin’ seminerine ev sahipliği yaptı. Gazeteci Işıl ve Ekrem Açıkel’in moderatörlüğünde gerçekleştirilen etkinlikte; Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Harun Arbatlı ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Aydın Yıldırım kalp sağlığıyla ilgili tüm soruları cevapladı. Kalp hastalıkları belirtilerini anlatan Prof. Dr. Aydın Yıldırım bunların; göğüs ortasında, çenede, sol elin yüzük parmağında, sırtta ve midede yaşanan ağrılar olabileceğini, bunlara dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.

“Türkiye’de ‘kalp krizi’ ölüm sebebi arasında en başta”

Ölüm oranının en fazla kalp hastalıklarında görüldüğünü belirten Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Harun Arbatlı, “Erişkinlerdeki ölüm oranlarının yaklaşık 3’te biri kalp ve damar hastalıklarından oluyor. Bu yüzden ciddi bir toplum bilinci gerekmektedir. Çocukluk çağından itibaren kendimizi korumamız gereken bazı durumlar var. Bunlar yerine getirilirse toplum çok daha sağlıklı hale gelecek ve sağlık giderleri de azalarak refaha kavuşmuş toplum oluşacaktır. Türkiye’de ölüm sebebi arasında en başta kalp krizi gelmektedir. Kalp krizi; damar sertliği, şeker hastalığı, stres ve sigara faktörlerinin getirdiği hastalık grubudur. Çok basit kurallara uyarak bu faktörlerden korunmanız mümkün” açıklaması yaptı.

“Son zamanlarda kalp krizi geçirme oranlarında ciddi bir artış var”

Son zamanlarda kalp krizi geçirme oranlarında ciddi bir artış olduğuna da değinen Prof. Dr. Harun Arbatlı, “Bu hem toplumun yaşının ilerlemiş olmasından hem de içinde bulunduğu ekonomik koşullar dahil olmak üzere stresin artmasından da kaynaklanıyor. Ancak kalp krizinden ölme oranları ise bir o kadar azalmış durumda. Çünkü sağlık hizmetlerinde de belirli bir artış var. İnsanlar kalp krizi geçirdiklerini fark edip hastaneye ulaştıklarında bir şekilde anjiyosu, gerekirse bir stent işlemi yapılıyor. Gerekirse ilaç tedavisiyle rahatlatıp sonrasında da gerekli tedavileri düzenlenebiliyor. Bazen bunun içerisinde ameliyatlar da oluyor” dedi.

“Gençler biraz sakin, yaşlılar ise biraz daha hareketli olsun”

Prof. Dr. Harun Arbatlı, “Gençlerde kalp krizi geçirme oranında artış gözlemliyor gibiyiz. Bazı yanlış adımlardan kaynaklı sorunlar var. Genç yaşta kalp krizi geçirebiliyorlar. Dolayısıyla bir noktada; sakinliği, sükûneti koruyabilmek lazım. Bir şeyler yapma, kendilerini ispat etme çabası içinde oluyorlar. Ama bu, onlara geri dönüşü çok pahalıya patlayabiliyor. Gençlere biraz sakin olmalarını, yaşlılara ise biraz daha hareketli olmalarını öneriyoruz. Yani ortada buluşmaları daha güzel bir şey” şeklinde konuştu.

“Kişiler eğitimle bu konuda bilinçlendirilmelidir”

Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Aydın Yıldırım ise “Türkiye’de insanlarımızın kalp sağlığı oranları iyi durumda değil. Obezite ve yüksek tansiyon dünyada yaygın. Ayrıca kalp damar hastalıklarından yaşanan ölümler, dünyada birinci sıralarda. Ülkemizde ise durum Avrupa ülkelerine göre biraz daha kötü. Hem obezite hem hipertansiyon açısından daha yüksek oranlarımız var. Bu mevcut durumumuzun daha iyileştirilmesi için yoğun bir eğitim programı veya halkın bilinçlendirilmesi gerekmektedir” dedi.

“30 dakika yürüyün, tuz tüketimini azaltın”

Prof. Dr. Aydın Yıldırım, “Özellikle Kovid sonrası insanların çalışma ortamlarının eve taşınması ve hareket aktivitelerinde düşüş olmasından sonra obezite ve hipertansiyon yoğun şekilde arttı. Bunlar aslında birbiriyle bağlantılı. Kilonuz arttıkça tansiyonunuz da yükseliyor. Pandemi bittikten sonra da dinamik, hareketli hayata geçilmesi bekleniyordu ancak maalesef bu konuda çok fazla ilerleme kaydedilmedi. Teknolojinin gelişmesi ve araçların kullanılması da hareketsiz yaşamı tetikliyor. Bundan dolayı kalp hastalıkları açısından kötüleşme var” açıklaması yaptı.
Gün içinde minimum 30 dakika yürüyüş veya aktivite yapılması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Yıldırım şu önerilerde bulundu:

“Bu olmadığı takdirde kilo artışı kaçınılmazdır. Beslenmede ise tuz tüketimi kısıtlanmalıdır. Akdeniz diyetine dönülmelidir. Stresten uzak durulmalı, kolesterol ve tarama testleri düzenli yapılmalıdır. Herkesin kalbine iyi bakması ve kontrol ettirmesi gerekir. Özellikle Türkiye’de büyük bir eksiklik olan koruyucu hekimliğin önemine değinmek istiyorum. Hastalandıktan sonra işlerin hem tedavisi hem de döneme ait zorlukları daha fazla. Öncelikli olarak hastalanmadan önlem almak gerekir.”

Okumaya devam et

Sağlık

Bayram tatili sonrası hastaneler doldu taştı

Samsun’da 9 günlük bayram tatilinin ardından hastanelerde yoğunluk yaşandı.

SAMSUN-
Ramazan Bayramı tatili, 14 Nisan Pazar günü sona erdi. Kamu kurumu çalışanları 15 Nisan Pazartesi günü mesaiye başladı. Mesainin başlamasıyla birlikte özellikle devlet hastanelerinin polikliniklerinde hasta yoğunluğu oluştu.

Randevularını bayram sonrasına alabilen vatandaşlar, 9 günlük resmi tatilin ardından ilk çalışma günü olan 15 Nisan Pazartesi günü, adeta hastanelere akın etti. Bazı vatandaşlar poliklinik ve hastane koridorlarında kendilerine sıranın gelmesini beklerken, bazıları ise hastane bahçesinde randevu saatini bekledi.

Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) tarafından hastalara gönderilen SMS’lerde, iptal edilmeyen randevulara gidilmemesi durumunda 15 gün boyunca randevusuna gidilmeyen klinikten randevu önceliğinin olmayacağı belirtiliyor. Ayrıca 1 gün önceden de randevuya gelip gelemeyeceği teyit ediliyor.

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.