Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ’31 Mayıs Dünya Tütünsüz Günü’ kapsamında Vahdettin Köşkü’nde milli sporcular ve birçok farklı ülkeden çocuk ve gençlerle biraraya geldi. Tütün ürünlerinin toplum sağlığına zararları ve yarattığı çevresel kirlilik konusunda gençlerle sohbet eden Erdoğan, düşünce ve dileklerini de dinledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tütün ürünlerine karşı en etkili, en kararlı mücadeleyi yürüten hükümetler, bizim hükümetlerimizdir.” şeklinde konuştu, sigara bağımlılığıyla mücadele kapsamında önemli mesajlar verdi. 15 yaşındaki İngiliz genç Edward Smith’in İngiltere’de yürürlüğe giren ve 2009 sonrası doğumluların tütün ürünlerine erişimini engelleyen yasayla ilgili sözleri sonrasında konuşan Erdoğan, “Gerekirse, Birleşik Krallık ile irtibat kurarız” ifadesini kullandı. Erdoğan, “Elektronik sigarayla da bizim ülkemize değişik kanallarla girmenin mücadelesini çok veriyorlar. Bazı hepinizin de duyduğu bildiği markalar var, müsaade etmiyoruz, etmeyeceğiz.” dedi.
Melihcan ÇALIŞKAN İSTANBUL-Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ’31 Mayıs Dünya Tütünsüz Günü’ kapsamında Vahdettin Köşkü’nde düzenlenen programda, milli sporcular ve birçok farklı ülkeden çocuk ve gençlerle biraraya geldi. Erdoğan, tütün ürünlerinin toplum sağlığına zararları ve yarattığı çevresel kirlilik konusunda gençlerle sohbet etti. AK Parti İstanbul Milletvekili Müşerref Pervin Tuba Durgut da programda yer aldı. Gençlerin ve çocukların konu hakkındaki düşünce ve dileklerini de dinleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sigara bağımlılığıyla mücadele kapsamında önemli mesajlar verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan gençlerin sorularını cevaplandırmadan önce, açılış konuşması yaptı. Erdoğan, programa katılan gençlere tebrik ve teşekkürlerini de iletti.
“ÜLKEMİZDE HER YIL 85 BİN İNSANIMIZI TÜTÜN CANAVARINA KURBAN VERİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünya Tütünsüz Günü etkinliklerinin tütün mamullerinin zararlarına ilişkin farkındalığın artmasına katkı sağlamasını diliyorum. Bunun için de tabi, özellikle Tuba Kardeşime çok teşekkür ediyorum, bu konuda verdiği mücadele için. Milyarlarca dolarlık hacmiyle sigara endüstrisinin çocuklarımız başta olmak üzere toplumumuzun tüm kesimlerini hedef aldığını görüyoruz. Tütün endüstrisi yeni ürünlerle ve kanuni boşluklardan da faydalanarak insanların hayatı pahasına kazancına kazanç eklemektedir. Aslında rakamlar sorunun vardığı ürkütücü boyutları ortaya koyuyor. Dünyada her gün 20 bin kişi sigaradan kaynaklanan hastalıklar sebebiyle hayatını kaybediyor. Ülkemizde ise her yıl 85 bin insanımızı tütün canavarına kurban veriyoruz.” dedi.
“TÜTÜN DÜNYAMIZI DA KİRLETİYOR”
Erdoğan, “Tütün sadece insanı zehirlemiyor aynı zamanda dünyamızı da kirletiyor. Dünya genelindeki çocuk nüfusunun yaklaşık yarısı tütün dumanının kirlettiği havayı solumak zorunda kalıyor. Sigara dumanı 4 binden fazla toksik ve kanserojen madde içeriyor. Tütün ürünlerinin içindeki toksin ve diğer kanserojen maddeler havaya yayılarak içen kişinin yakınındakiler için kirli bir ortam oluşturmakta. Tütün kullanmadığı halde, tütüne maruz kalanların, yani pasif içicilerin durumu daha kötü, daha vahimdir. Sigaranın bütün bu zararlarına rağmen tütün endüstrisi büyümeye her yıl 700 milyar dolar kazanç sağlamaya devam ediyor.” ifadelerini kullandı.
“TÜTÜN ÜRÜNLERİNE KARŞI EN ETKİLİ, EN KARARLI MÜCADELEYİ YÜRÜTEN HÜKÜMETLER, BİZİM HÜKÜMETLERİMİZDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şahsımın ilk gençlik yıllarından itibaren sigaraya karşı verdiği mücadeleyi aziz milletimiz çok iyi bilmektedir. Yakın çevremizden başlamak suretiyle tütün kullanan herkesi bu meretin zararlarına karşı açıkça uyardık. Varsa sigara paketlerine el koyduk. Onlardan bırakacaklarına dair söz aldık, üzerine ismini, tarihi ve bunları da Cumhurbaşkanlığı makamında özel olarak, adeta orada onlara özel makamlar ayırdık, oralarda teşhir ediyoruz. Düzenlediğimiz çeşitli etkinliklerle gençlerimizi sigara bağımlılığına karşı bilinçlendirmeye özen gösterdik. Kapalı mekanlarda sigara içme yasağından, para cezalarının artırılmasına ve yüksek vergi uygulamasına kadar çok önemli adımlar attık. Sağlık uyarılarının sigara paketleri üzerinde daha görünür ve etkili şekilde yer almasını sağladık. ‘Dumansız Hava Sahası’ ve ‘Havanı Koru’ kampanyalarıyla toplumsal farkındalığı artırmaya çalıştık. Tütün ürünlerine karşı en etkili, en kararlı mücadeleyi yürüten hükümetler, bizim hükümetlerimizdir” şeklinde konuştu. Erdoğan, “Tavizsiz tavrımız neticesinde ülkemizde sigara kullanımında az da olsa bir gerileme yaşandığını memnuniyetle müşahade ediyoruz. Bu sinsi tehlikeye karşı bütün vatandaşlarımızın tüm insanlığın teyakkuz halinde olması gerektiğine inanıyorum. İnşallah bundan sonra da mücadelemizi daha kararlı ve çok boyutlu bir şekilde sürdüreceğiz” dedi.
“SİGARA İZMARİTLERİ SU ALTINDA SİZLERİ CİDDİ MANADA RAHATSIZ EDİYORDUR
Erdoğan, Dünya Okyanus Günü’nü de işaret ettiği konuşmasında, sigara atıklarının deniz kirliliğinde büyük pay sahibi olduğunu söyleyen milli sporcu Şahika Ercümen’in konuşmasına da yanıt verdi. Erdoğan, “Sigara izmaritleri su altında sizleri, ciddi manada da rahatsız ediyordur. Maalesef, durum bu. Ben tabi, sizi özellikle tebrik ediyorum, çünkü bu sıfır atık konusunda gerçekten sporcularımız içerisinde ciddi bir mücadele verdiniz, bu mücadelede de bütün sporcu kardeşlerimize örnek oldunuz. Tüm milletim adına sizleri tebrik ediyorum” dedi. Erdoğan, İspanya’dan Stella isimli bir kız çocuğunun; İspanya’da uygulanmaya başlanan bir çevre düzenlemesiyle, tütün şirketlerinin sigara ve sigara izmaritlerinin yarattığı çevresel kirlilikten mesul tutulduğu, sigaraya dair atıkların toplanması ve atık tesislerine aktarılmasında aktif rol almalarının mecbur kılındığı bir yasal altyapı oluşturulduğunu anlattığı konuşmaya da yanıt verdi. Erdoğan, “İspanya’dan Sayın Sanchez’den bu kanun metnini isteyeceğim” dedi.
“ELEKTRONİK SİGARAYLA ÜLKEMİZE GİRMENİN MÜCADELESİNİ ÇOK VERİYORLAR”
Erdoğan, elektronik sigaranın da orijinal sigara kadar zararlı olduğunu ifade eden, elektronik sigaraların zararları ve başta ergenler olmak üzere gençler arasındaki yayılımına dikkat çeken bir konuşma gerçekleştiren Dağıstan asıllı Japon genç Adem’in konuşması sonrasında elektronik sigara konusundaki düşüncelerini de açıkladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Elektronik sigarayla da bizim ülkemize değişik kanallarla girmenin mücadelesini çok veriyorlar. Kaçak yollardan da maalesef sızmalar oluyor ama bizim şu anda gümrükler bu konuda iyi bir mücadele veriyorlar. Bize farklı yollardan gelenler oluyor. Biz şu anda kadar buna müsaade etmedik. Bazı hepinizin de duyduğu bildiği markalar var, müsaade etmiyoruz, etmeyeceğiz. Çünkü, onun daha zararlı olduğunun tespitini de yaptık, çıkardık. Çünkü biz, insanımızı zehirlemeye asla müsaade edemeyiz bunun için de bu gayretin bu önlemlerin alındığı bir yapıyı inşa ediyoruz” dedi.(DHA)
Genel Kurul’da, Erdoğan’ın İsrail’e yönelik açıklamaları tartışmaya sebep oldu
TBMM Genel Kurulu‘nda, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, ‘Vadedilmiş topraklar hezeyanıyla hareket eden İsrail yönetiminin, Filistin ve Lübnan’dan sonra gözünü dikeceği yer bizim vatan topraklarımız olacaktır’ şeklindeki sözleri AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu ile CHP Grup Başkanvekili Murat Emir arasında tartışmaya neden oldu.
Ali Ekber METE ANKARA-TBMM Genel Kurulu, ‘Öğretmenlik Mesleği Kanunu’ teklifini görüşmek üzere Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ başkanlığında toplandı. Genel Kurul görüşmeleri esnasında AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu ile CHP Grup Başkanvekili Murat Emir arasında, ‘İsrail‘ tartışması yaşandı. Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, 28’inci Dönem 3’üncü Yasama Yılı açılışında söylediği, ‘Vadedilmiş topraklar hezeyanıyla hareket eden İsrail yönetiminin, Filistin ve Lübnan’dan sonra gözünü dikeceği yer bizim vatan topraklarımız olacaktır’ sözlerini hatırlatan Emir, “Bu, bizim açımızdan son derece önemli ve kaygı vericidir. Bu iddia doğru ise ki doğru olmadığını ummak isteriz, doğru ise Meclisimizin, bu çatının bu iddiayı tartışması, bakanlarımızın, Milli Savunma Bakanımızın ve Dışişleri Bakanımızın gelip burada Meclisimizi bilgilendirmesi şarttır. Çünkü eğer Türkiye’nin önünde böylesine yakıcı bir tehdit var ise ve bu tehdit böylesine yakınlaşmışsa yüce Meclis buna kayıtsız kalamaz, Meclisteki parlamenterler ve Meclisteki parti grupları bu konuyu mutlaka anlamak, tartışmak zorundadır” ifadelerini kullandı.
‘NETANYAHU İLE BU GERÇEĞİ BİLMEDEN Mİ GÖRÜŞTÜNÜZ?’
İsrail’in saldırgan ve katil bir devlet olduğunu belirten Emir, “Geçen eylül ayında Sayın Cumhurbaşkanımızın Netanyahu’yla şakalaştığını, görüştüğünü, kravat sohbeti yaptığını çok iyi anımsıyoruz hatta ekimde, kasımda Netanyahu Türkiye’ye gelecekti, sonrasında da Cumhurbaşkanımız İsrail’e gidecekti. Eğer böyleyse, böyle iş birliği yapılabiliyor ise yani bu 7 Ekim saldırısından önceki hesaplar bu ise nasıl oluyor da İsrail tarihsel köklerinden getirdiği gerekleri doğrultusunda Türkiye’ye saldırıyor? Eğer öyleyse siz, Eylül 2023’te Netanyahu’yla bu gerçeği bilmeden mi görüştünüz? Netanyahu’yla bilmeden mi şakalaştınız? Bu gerçeği bilmeden mi Netanyahu’yu Türkiye’ye davet ettiniz veya İsrail’e, Tel Aviv’e gitmeyi kabul ettiniz?” diye konuştu.
‘SİYONİZMİN HEDEFİ TÜRKİYE’DİR’
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir’in açıklamaları üzerine söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, “Sayın Cumhurbaşkanımızın 1 Ekim tarihinde Mecliste yapmış olduğu konuşma hakikatleri ifade eden manifesto niteliğindeki bir konuşmadır ve her satırı çok dikkatli bir şekilde hazmedilerek, hakikaten okunarak üzerinde tefekkür edilmelidir. Çok açık ve seçik bir şekilde; Netanyahu’nun, oğlunun, bakanlarının, İsrail’deki hahamların görüntüleri sosyal medyada bütün herkese açık enformatik anlamda elde edilebilecek neticelerdir. Siyonizm’in temel hedefi, Thedor Herzl’in ortaya koyduğu şekliyle önce İsrail Devletini kurmak, Filistin topraklarından sonra da bu İsrail Devleti’nin sınırlarını kendi tahrif ettikleri Tevrat’a dayandırmak suretiyle, hakikaten bir kehanetin gerçekleşmesi noktasında da Mısır’daki Nil Nehrinden Türkiye’deki Fırat Nehrine kadar arzı mevut olarak, vadedilmiş topraklar olarak büyük İsrail sınırlarını genişletmek ve böylece dünya hakimiyetini elde etmektir. Bakın, bu konuda İsrail askerleri kendi peçlerinde, omuzlarında taşıdığı armalarda bu vadedilmiş toprakları resmetmektedirler; Türkiye’yi de içine alan şekilde. Bu, bilinmeyen bir hadise değil, bütün dünyanın bildiği bir husustur, Siyonizmin hedefidir. Biz herkesle görüşürüz ama hakkı ve hakikati ortaya koyarız” dedi.
‘ASKERİ İŞ BİRLİĞİ YAPARKEN DE SİYONİZM VARDI’
AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu’na cevap vermek üzere söz alan Emir, “Sayın Akbaşoğlu, şimdi, sizi anlıyorum da anlaşmamız gereken veya sizin cevap vermeniz gereken yer şurası: Siyonizm 300- 500 yıllık bir mesele. Theodor Herzl 1880’li yıllarda bu kongreleri yaptı ve İsrail hayalini kurdu. Bu, daha geçen eylül ayında Netanyahu’yla sarmaş dolaştı. Yani sizin savaş tehlikesinden anladığınız o armalar, o resimler, hahamlarsa eyvah Türkiye Cumhuriyeti’ne. Ama Türkiye Cumhuriyeti’nin elinde bir istihbarat varsa bunu konuşalım, bu da ciddi bir iştir. Ama biz şunu görüyoruz: Ekonomi kötü, insanlar aç, insanlar yoksul, yargımız perişan, eğitimimiz çökmüş, sağlık sistemimiz çökmüş ama ‘Savaş tehlikesi var, hain İsrail, arkamda sıralanın.’ Biz sıcak siyasetin konusu yapılmasını kabul etmiyoruz. Sizin anlatmanız gereken, siz ticaret yaparken, askeri iş birliği yaparken Siyonizm de vardı, Herzl de vardı, o armalar da vardı” değerlendirmesinde bulundu.
Emir’in açıklamaları sürerken AK Parti Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta, “Daha neler, değil mi yani? Öyle bir tehlike yok mu Murat Bey? Siz PKK’yla iş birliği yapın, getirin. PKK’yla iş birliği yapın, getirin İsrail’i” şeklinde tepki göstermesinin ardından söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, “Şunu ifade edeyim: Çok açık ve seçik bir şekilde biz bütün herkesle görüşüp hakkı ve hakikati yüzlerine ikili görüşmelerde de çoklu platformlarda da ortaya koyan bir dış politika yaklaşımını sergileyerek geldik. Bunu Netanyahu’ya da ifade ettiğimiz söz konusudur. Bütün dünyaya da bu şekilde bir tutum ve davranış sergilediğimiz herkesin malumudur. Zaten o nedenle Sayın Erdoğan’ın aşağı düşürülmesi ve ‘Bütün muhalefeti desteklemek suretiyle Erdoğan’ı devirelim’ sözünün Biden tarafından söylenmesinin nedenleri nedir? Biden’a da bu hakikatlerin ikili görüşmelerde ortaya konmasıdır. Dolayısıyla görüşmek demek, onların sözlerinin tesirinde kalmak demek değil; tam tersine, onları etkileyerek, ‘Doğruda, barışta, iyide, güzelde gelin buluşalım’ çağrısıdır” ifadelerini kullandı.
‘İSRAİL’İN HEDEFLERİNE ULAŞMASI MÜMKÜN OLMAYACAKTIR’
Akbaşoğlu, “Bu konuda çok açık ve seçik bir şekilde, İsrail’in hedeflerinden bahsediyoruz; İsrail bu hedefleri 1897’den beri ortaya koymuş, adım adım kendince bir noktaya gelmiş. Hedefleri budur ancak bu hedefleri biz hemen 15 Temmuz akabinde yaptığımız bütün o harekatlarla çöpe atmak suretiyle engelledik ve büyük İsrail’in oluşturulmasına ilişkin bütün atraksiyonların önüne geçtik. Heron’lar vesaireler sonuç itibarıyla yerini İHA, SİHA ve TİHA’lara, yerli yazılımlara, yerli savunma sanayisine bıraktı. Türkiye’nin yaptığı, Erdoğan’ın yaptığı budur ve bu konuda İsrail’in hedeflerine ulaşması da mümkün olmayacaktır ancak hedeflerini de bilmemiz, ona göre önlem almamız, iç tahkimatımızı sağlamlaştırmamız gerektiği çağrısını herkesin kabul etmesi ve ona göre davranması milli bütünlüğümüz açısından çok önem arz etmektedir. Meseleleri birbirine karıştırmamak gerekir, dünyanın bildiği hususları da bilmemezlikten gelmemek gerekir düşüncesindeyim” dedi.(DHA)
Cevdet Yılmaz: Afet anında kesintisiz iletişimi sağlamak için güçlü bir alt yapı kuruyoruz
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, DEİK Afetlerde Dijital Teknolojileri Rehberi Lansmanı ve Dijital Ekonomi İstişare Toplantısı’na katıldı. Burada bir konuşma yapan Yılmaz, “Özellikle Türksat 5A, 5B ve yakında devreye alınacak olan milli ve yerli uydumuz Türksat 6A uydusuyla afet anında kesintisiz iletişimi sağlamak için güçlü bir altyapı kuruyoruz. Akıllı şehir altyapılarını da afet yönetimimize entegre ediyoruz. Bulut Kent Bilgi Sistemi, afet sonrası hızlı değerlendirme yapmamıza ve kentlerdeki hasar tespit çalışmalarını daha kolay koordine etmemize olanak tanıyor” diye konuştu.
Kübra SONKAYA- Ömer HASAR İSTANBUL-Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Afetlerde Dijital Teknolojileri Rehberi Lansmanı ve Dijital Ekonomi İstişare Toplantısı, Sarıyer’de düzenlendi. Programda, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz‘ın yanı sıra, Afet ve Acil Durum Yönetimi (AFAD) Başkanı Okay Memiş, DEİK Başkanı Nail Olpak, DEİK Dijital Teknolojiler İş Konseyi Başkanı Erdem Erkul ile çok sayıda davetli katıldı. Toplantı, DEİK Dijital Teknolojiler İş Konseyi Başkanı Erdem Erkul’un “Afet Teknolojileri Rapor Sunumu” ile başladı.
Konuşmasında ülkemizin yaşadığı afetlere ve teknolojinin kullanımına değinen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Marmara Depremi’nden geçen yıl yaşadığımız büyük deprem felaketine, Antalya, Kastamonu ve Karadeniz’de yaşanan sellere kadar, bu acı deneyimler bize Türkiye’nin doğal afetlerle mücadelesinde güçlü ve hazırlıklı olması gerektiğini her seferinde hatırlatmaktadır. Türkiye’nin topografik özelliklerinin yanı sıra küresel iklim değişikliği, Türkiye’deki orman yangınlarının ve ani sel baskınlarının sıklığını artırmaktadır. Bu gerçekler ışığında, afetlere karşı daha dirençli bir Türkiye için, önlem almamız ve afet yönetiminde teknolojik yeniliklerden faydalanmamız son derece önemlidir. Doğal afetlerin kaçınılmaz olduğu bu coğrafyada, toplumu bilinçlendirmek ve afetlerin etkilerini en aza indirecek stratejiler geliştirmek, hepimizin ortak sorumluluğudur” dedi.
‘HEDEFİMİZ, KAMU VERİ ALANI PROJESİNİ 2025’E KADAR TAMAMLAMAK’
Yılmaz, bu alanda yürütülen projelerin 2025 yılına kadar tamamlanmasını hedeflediklerini vurgulayarak, “Erken uyarı sistemleri, robotik ve insansız keşif araçları (İHA), mobil enerji tedariği teknolojileri ve yapay zekâ destekli afet lojistiği gibi yenilikçi çözümler, afet öncesinde ve sonrasında etkili müdahale imkânı sağlayarak can kayıplarını ve maddi zararları en aza indirmeyi amaçlamaktadır. Bu ihtiyacı gözeterek, kamunun büyük veri yönetişim yapısını yeniden organize ediyoruz. Bu kapsamda en çok önem verdiğimiz projelerden biri Ulusal Yapay Zeka Stratejimizde ve 12. Kalkınma Planında yer alan Kamu Veri Alanı projesidir. Bu proje, yapay zekâ ve veri analitiği teknolojileriyle destekleniyor ve afet yönetimi açısından devrim niteliğinde bir yapı oluşturuyor. Bu projenin devreye girmesiyle afet öncesi alınacak önlemlerden, afet sonrası yapılacak iyileştirme çalışmalarına kadar her aşamada daha verimli ve hızlı kararlar alabileceğiz. Hedefimiz, bu projeyi 2025 yılına kadar tamamlayıp tüm kamu kurumlarını bu sisteme dâhil etmek. Öte yandan, Coğrafi Bilgi Sistemleri afet yönetimimizin ayrılmaz bir parçası haline geldi. Tam 631 katmanlı coğrafi veriyi kapsayan Türkiye Ulusal Coğrafi Bilgi Sistemi, depremden sele, yangından heyelana kadar her türlü afet senaryosunda, bu verileri tüm ilgili kurumlarla anlık olarak paylaşıyor. Böylece olaylara hızlı ve koordineli bir şekilde müdahale edebiliyoruz. Bir diğer önemli adımımız ise CBS Tabanlı Hasar Tahmin ve Karar Destek Analizi Sistemi. Bu proje, olası bir afette nerede ne tür hasarlar meydana gelebileceğini, hangi bölgelerde risklerin daha yüksek olduğunu önceden analiz ederek bizlere önemli uyarılar sunacak” şeklinde konuştu.(DHA)
TBMM Başkanı Kurtulmuş: Meclis’te kapalı oturum yapılabilir
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, “Nil’den Fırat’a bu paranoyak siyonist ideolojinin temel hedeflerinden birisi de Türkiye. Dolayısıyla Türkiye olarak, bizim Türk milletinin fevkalade uyanık olması ve buna karşı tedbirleri alması da bizim birliğimiz ve bekamız bakımından zorunludur. Bu çerçevede demokrasinin kalesi olan TBMM’de, bu konuyla ilgili toplantı yapılabilir” dedi.
Aliekber METE ANKARA-TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Kuzey Makedonya Meclis Başkanı Afrim Gaşhi ile Meclis’teki makamında bir araya geldi. Kurtulmuş, Türkiye ile Kuzey Makedonya arasında stratejik, tarihi ve kültürel iş birliği olduğunu belirterek, “Sayın Meclis Başkanı, seçildikten sonra ilk resmi ziyaretini Türkiye’ye yapmaktadır. Bu da Türkiye’ye verdiği değeri göstermesi bakımından fevkalade değerlidir. Ve ümit ediyorum, önümüzdeki dönemde bu ilişkilerimizi de artırarak sürdüreceğiz. Türkiye ile Makedonya, tarihi olarak, kültürel benzerlikleri ve iş birlikleri olan iki ülkedir. Türkiye’de çok sayıda Makedonya kökenli vatandaşımız vardır. Benzer şekilde Kuzey Makedonya’da fevkalade önemli bir Türk nüfusu vardır. Nüfus sıralamasında, etnik köken itibarıyla Makedonya Türkleri, 3’üncü sıradadır. Burada Makedonya asıllı vatandaşlarımız, orada da Türk asıllı Kuzey Makedonyalı vatandaşların varlığı aslında iki ülke arasındaki var olan kuvvetli iş birliğini artıracak en önemli gerekçelerden birisidir, sağlam bir köprüdür” ifadelerini kulandı.
‘ÇOK KUTUPLU BİR DÜNYA DÜZENİ KURULMAKTADIR’
Türkiye ile Kuzey Makedonya arasında küresel ve bölgesel konularda ortak görüşlerin de olduğunu kaydeden Kurtulmuş, “Her şeyden evvel, önümüzdeki dönem, dünya siyasetinde yeni bir dönemin başlayacağını görüyoruz. Her alanda ve maalesef dünyanın birçok bölgesinde çatışmaların sürmekte olduğunu görüyoruz. Özellikle ABD’nin, Afganistan’dan çekilmesiyle birlikte başlayan süreç, dünyada yeni bir dönemin de kapılarını açmıştır. Bu sürecin çok sayıda özellikleri vardır; ama en belirgin özelliği çok kutuplu bir dünya düzeninin kurulmakta oluşudur. Bu dünyanın birçok yerinde, yeni güç dengelerinin, denklemlerin ve merkezlerini ortaya çıkarmaktadır. Hiç şüphesiz bu çerçevede, özellikle Türkiye’nin çevresindeki bölgelerin neredeyse tamamında önemli gerilimlerin yaşanmakta olduğu, maalesef güneyimizde çatışmaların ve birtakım saldırıların olduğunu görüyoruz. Türkiye olarak, çok kültürlü, etnik yapıların ve çok dilli bir yapıya sahip olan Balkan milletleri arasında dayanışmanın ve iş birliğinin artırılması, Balkanlarda, istikrarın ve uzlaşının temin edilmesi, Balkan ülkelerinin geneli ile ilişkileri sürdürmeliyiz. Özellikle bu saydığım özelliklere sahip önemli bir ülke olan Kuzey Makedonya’nın yanında, ümit ediyorum ki, bu çok kültürlü yapısının korunarak Balkanlarda bir istikrar örneği olması mümkün olsun” diye konuştu.
‘TÜRK MİLLETİ UYANIK OLMALIDIR’
Kurtulmuş, İsrail’in Gazze ve Lübnan’a gerçekleştirdiği saldırıların kural tanımadığını ve Netanyahu ile çetesinin Arz-ı Mevud planları doğrultusunda hareket ettiğini kaydetti. Kurtulmuş, “Bu çerçevede bütün insanlığın, İsrail’in saldırganlığını durdurabilmek için elinden geleni ortaya koyması gerekiyor. Sadece bölgesel bir sorun ya da bir halkın sorunu olmasından çok daha ötedir. Nil’den Fırat’a bu paranoyak siyonist ideolojinin temel hedeflerinden birisi de Türkiye. Dolayısıyla Türkiye olarak, bizim başından beri, yıllardır uyardığımız ve özellikle Gazze saldırılarından sonra çok net şekilde uyarılarımızı artırdığımız şekliyle; Türk milletinin fevkalade uyanık olması ve buna karşı tedbirleri alması da bizim birliğimiz ve bekamız bakımından zorunludur. Bu çerçevede demokrasinin kalesi olan TBMM’de, bu konuyla ilgili toplantı yapılabilir. Meclis’te grubu bulunan partilerle bu konuyu müzakere ederiz ve burada eğer uygun görülürse, uygun bir zamanlamayla, partilerimizin de katılımıyla Meclis’te ilgili bakan arkadaşlarımız gelirler. Burada, İsrail’in bölgedeki yayılmacı saldırgan politikalarını ve Türkiye’nin buna karşı geliştirebileceği tedbirler konusunda kapalı oturumda; ümit ediyorum bu görüşme yapılır. Bu sadece bir görüşme yapmak için değil, gerekli tedbirlerin alınabilmesi, milletvekilleri ve partilerin bu konudaki hassasiyetlerini daha da artırmaları için önemli olur kanaatindeyim” dedi.
Kuzey Makedonya Meclis Başkanı Afrim Gaşhi ise, Türkiye ile ilişkilerin tarihi ve köklü bir geçmişe dayandığını ve önümüzdeki dönemde ikili ilişkilerin daha da geliştirilebileceğini ifade etti.(DHA)