TBMM Genel Kurulu’nda, Ticaret Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı‘nın 2025 yılı bütçe teklifleri kabul edildi.
Aliekber METE
ANKARA-TBMM Genel Kurulu’nda, siyasi parti temsilcilerinin bütçe üzerine gerçekleştirdiği konuşmaların ardından Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Ticaret Bakanı Ömer Bolat, bakanlıkların 2025 yılı bütçesi üzerine açıklamalarda bulundu. Genel Kurul’da ilk sözü Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek aldı. Bakan Şimşek, uygulanan ekonomik politikalarla birlikte makrofinansal istikrarı güçlendiklerini belirterek, “Ayrıca ekonomide yeniden dengelenmeyi sağladık ve şoklara karşı dayanıklılığımızı artırdık. Burada, tabii ki cari açığın milli gelire oran olarak yüzde 5,5 civarından yüzde 1’in altına inmiş olması değerlidir. Uluslararası rezervlerimizi artırdık yani bir anlamda rezerv düşüklüğünü bir endişe kaynağı olmaktan çıkardık. Brüt rezervlerimiz 98,5 milyar dolardan 6 Aralık itibarıyla 159,4 milyar dolara çıktı. Swap hariç net rezervlerimiz yaklaşık 9 milyar dolar artışla 48,3 milyar dolara yükseldi. Tabii, burada argümanlardan bir tanesi bunun, ‘Carry trade’ üzerinden sağlandığı yönünde; bu doğru değil. Bu artışın üçte 2’sinden fazlası uzun vadeli, makul maliyetli dış kaynak, artı, Türkiye’deki portföy tercihlerinden kaynaklandı. Uluslararası tanıma göre rezerv yeterliliğini sağlamış durumdayız. Son bir buçuk yılda ülke risk primimiz 450 baz puandan fazla düştü. Aynı dönemde, gelişmekte olan ülkelerdeki risk primindeki düşüş bunun onda 1’idir. Bir program yoksa program başarılı bir şekilde uygulanmıyorsa bir ülkenin risk primi kendisine benzer ülkelerden nasıl oluyor da aynı dönemde 10 kattan fazla düşüyor diye sormak lazım” ifadelerini kullandı.

‘HAYAT PAHALILIĞINI KÖKTEN ÇÖZEREK KALICI REFAH ARTIŞINI SAĞLAMAK İSTİYORUZ’
Kur Korumalı Mevduat hesaplarının gerilediğini söyleyen Bakan Şimşek, TL’nin güçlenmeye devam ettiğini kaydetti. Bakan Şimşek, “Ekonomide tüm bu kazanımlar sayesinde makro temellerimizi sağlamlaştırdık. Böylece programımızın iki önemli hedefi için gerekli zemini oluşturduk. Birincisi, fiyat istikrarına ulaşmaktır yani hayat pahalılığı sorununu kökten çözerek kalıcı refah artışını sağlamak. Bu, birinci hedef, tabii ki, ikincisi, bütün bu kazanımları kalıcı hale getirmek için ülkemizin yapısal dönüşümünü hızlandırmaktır. Elbette bu programı uygularken küresel ekonomideki gelişmeleri de yakından takip ediyoruz çünkü etkileniyoruz. Küresel koşullar programın başında zorluydu çünkü geçen sene küresel faizler yüksekti, küresel ticaret artışındaki artış zayıftı ve ticaret ortaklarımızın büyümesi oldukça düşüktü. Ancak 2025 yılında küresel koşullar program açısından çok daha elverişli hale gelecek çünkü 2025’te ticaret ortaklarımızın büyüme performansının iyileşmesi bekleniyor. Bu yıl faiz indirimlerine başlayan gelişmiş ve gelişmekte olan ülke merkez bankalarının önümüzdeki dönemde de indirimlere devam etmesi yani küresel finansal koşulların daha elverişli olması bekleniyor. Emtia fiyatlarının düşük seyredeceği tahmin ediliyor. Bütün bunlar program açısından olumlu” diye konuştu.

‘ENFLASYONU DÜŞÜRMEK İÇİN GEREKLİ ZEMİNİ OLUŞTURDUK’
Bakan Şimşek, yüksek ve kapsayıcı büyümenin sağlanması için tek haneli enflasyon rakamlarına ulaşılması gerektiğini vurgulayarak, “Yüksek enflasyon nedeniyle bozulan gelir dağılımını ancak fiyat istikrarıyla düzeltebiliriz. Uyguladığımız politikalar sayesinde kasım ayında yıllık enflasyon 2022 ve 2023 sonuna göre yaklaşık 18 puan düşmüştür. Bu yılın mayıs ayındaki zirve seviyesine göre de 28 puan gerilemiştir. Dezenflasyona yönelik politikalara daha geç tepki veren ve geriye dönük fiyatlamanın olduğu hizmetlerde enflasyon yüksek seyretmektedir. Diğer taraftan, mallarda ve temel mallarda yıllık enflasyon sırasıyla yüzde 39 ve yüzde 29 seviyesine inmiştir. Vatandaşlarımız müsterih olsun. Gıdadan dayanıklı mallara, eğitimden ulaştırmaya birçok alanda enflasyonda hissedilebilir bir yavaşlama başladı, 2025’te devam edecektir. Enflasyonu kalıcı olarak düşürmek için gerekli zemini oluşturduk. Çerçeve şekillendi. 2025 yılında 4 temel faktör nedeniyle enflasyon düşmeye devam edecek. Birincisi, para politikasının gecikmeli etkisi daha belirgin hale gelecek. İkincisi, bütçe açığını azaltarak kamu maliyesinin enflasyonla mücadeleye daha güçlü destek vermesini sağlayacağız. Üçüncü olarak, bütçe imkanları çerçevesinde bazı yönetilen ve yönlendirilen fiyatları enflasyon hedefiyle uyumlu bir şekilde belirleyeceğiz. Son olarak da gıda, konut ve enerji gibi temel alanlarda arzı artıracak proje ve reformlara hız vereceğiz” dedi.

‘ASGARİ ÜCRET ENLFASYONUN ÜZERİNDE SEYREDECEK’
Asgari ücret, emekli ve memur maaşlarında enflasyonun üzerinde iyileştirme yaptıklarını ifade eden Bakan Şimşek, “Bakın, 22 yılda en düşük memur maaşı reel olarak yüzde 231 artmış, dolar cinsinden 238 dolardan 1.127 dolara çıkmış. Asgari ücret reel olarak yüzde 206 artmış ve dolar cinsinden 112 dolardan 489 dolara çıkmış. Bakın, en düşük emekli aylığı ise reel olarak yüzde 529 artmış ve 40 dolardan 360 dolara çıkmış. Biz çalışanlarımızı enflasyona ezdirmedik, emeklilerimizi ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz ve bu programa başladığımızdan bu yana da değişmedi. Bakın, 2023 yılında enflasyon yüzde 64,8 değil mi? Bakın, 2023 yılında en düşük memur maaşı yüzde 142 artmış yani enflasyonun 2 katından fazla artmış. Asgari ücret yüzde 107 artmış, neredeyse 2 katı kadar artmış. En düşük emekli aylığı yüzde 114 artmış yani enflasyonun neredeyse 2 katı artmış. Gördüğünüz gibi, bütün bunlar enflasyonun 2 katı. Peki, 2024’te ne olmuş? 2024’te, bakın, enflasyon şu anda yüzde 47. Bu yıl en düşük memur maaşı artışı yüzde 78. Bakın, enflasyonun 1,7 katı. En düşük emekli aylığı yüzde 67 arttı, enflasyonunun 1,5 katı. Asgari ücret de muhtemelen enflasyonunun üzerinde seyredecek” ifadelerini kullandı. (DHA)

