HABER MERKEZİ – Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, TÜSİAD’ın açıklamalarına, “‘Çöktü’ diyerek feveran ettikleri, yıllardır tıkır tıkır işleyen rant düzenleridir. Siyasetçilere had bildirdikleri kibirli sistem çökmüştür. Hukukun kapsama alanı dışında tutulduğunuz eski Türkiye’yi özlüyor da olabilirsiniz ama yeni Türkiye’de haddinizi bileceksiniz” diye tepki gösterdi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dün partisinin Meclis grup toplantısında özetle şunları söyledi: “TÜSİAD’ın haddi ziyadesiyle aşan ve buram buram provakasyon kokan açıklamalarına geçmeden önce şu gerçeğin altını çizmek istiyorum; demokrasilerde hiçkimse eleştiriden azade değildir. Tutarlı, yapıcı, iyi niyetli olması halinde biz de eleştirilere hiçbir zaman kulağımızı tıkamadık ve tıkamayız. Bugün konuşan Türkiye diye bir olgudan bahsediliyorsa bunu mümkün hale getiren hiç şüphesiz AK Parti’dir, hükümetlerimizdir. Yasakların kalkmaması için mahkemeye koşanların bize demokrasi ve özgürlükler konusunda söyleyecek hiçbir sözü olamaz.TÜSİAD zihniyeti, siyasetin zayıf ve devletin onların tasallutu altında olduğu dönemlerin sembolüdür. 2002 öncesinde TÜSİAD zihniyetinin neye tekabül ettiğini çok iyi hatırlıyoruz. Bunlar eski Türkiye’de siyaseti de istedikleri gibi dizayn ediyorlardı. Çıkarlarına göre karar organlarını kontrol ediyor ve yönlendiriyorlardı. Gazete manşetleri vasıtasıyla iktidarlara ayar veriyorlardı. Biz işte buna ‘dur’ dedik.

İktidarlarımız döneminde, kişi başına gelir 3 bin 600 dolardan 15 bin doların üzerine çıktı. Eyy TÜSİAD, 3 bin 600’den 15 bin doların üzerine çıkan bir süreç var. İhracatımız 36 milyar dolardan 262 milyar doları buldu. Derslik sayımız 2002’de sadece 367 bindi, biz bunu 735 bine çıkardık. Hastane yatak sayımız 164 binden 270 bine ulaştı. 6 bin 100 kilometre olan bölünmüş yol uzunluğumuz 30 bine yaklaştı. Sosyal yardımlarla ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızın yanında olduk. Çıkarlarına dokunduklarımızın, rant musluklarını kestiklerimizin bel altı vuruşlarına ve operasyonlarına maruz kaldık. Bunların en başında TÜSİAD geliyordu.
TÜSİAD’ın Türkiye’de güven iklimini bozan örnekler olarak verdiği her konu hukukun, adaletin, savcıların, hâkimlerin yetki alanındadır. Hukuk devletine yürekten inananların safı; terör yardakçılarının, hırsızların, edep-adap tanımaz provokatörlerin, disiplinsizlerin, sanat dünyasını esir alan marjinallerin, yargı mensuplarını ve ailelerini tehdit eden kibir abidelerinin değil, hukuku uygulayanların yanı olmak zorundadır. Çöken TÜSİAD’ın iddia ettiği gibi sistem değil devletin zayıf, milletin fakir, bireylerin bezgin olduğu buna karşılık kendilerinin altın devirlerini yaşadığı dönemlere ilişkin hayalleridir. TÜSİAD buraya dikkat et; morali bozuk olan ülke değil, imtiyazla büyüdükleri devirlerin ardından devlet hazinesini istedikleri gibi paylaşamadıkları için iç sıkıntılar yaşayan TÜSİAD demirbaşlarıdır. Güven bunalımı yaşayan halkımız değil, sözünü ettikleri usulsüzlüklerin müsebbibi olan sadece para kazanma hırsıyla kuralsız iş yapmayı âdet edinen TÜSİAD zihniyetidir.

Erdoğan, TÜSİAD’a eleştirilerini şöyle sürdürdü: “Siyaset yapmaya çok hevesliyseniz ya parti kurarsınız ya da ağzınızdan çıkacak iki çift söze bakan muhalefet partilerinden birini seçersiniz. Kusura bakmayın, bu ülkeyi tekrar istikrarsızlık bataklığına sürüklemenize göz yummayız. Ürettiğiniz, çalıştığınız, ülkeye ve millete faydalı olduğunuz müddetçe 85 milyonun her bir ferdi gibi sizi de destekleriz. 22 yıllık iktidarlarımız boyunca Türkiye ekonomisine müspet katkı vermek istediğinizde ayrımcılık yapmadan hepinize destek olduk. Ama siyaset ve toplum mühendisliğine yeltendiğinizde de demokratik hukuk devleti çerçevesinde tüm gücümüzle buna direndik. Bundan sonra da aynı hassasiyetle hareket etmeyi sürdüreceğiz. Ne hak yiyen olacağız, ne de milletin hakkının, hukukunun, iradesinin gasp edilmesine rıza göstereceğiz. Başka ajandalar, başka gündemler peşinde koşanlara, başka senaryoların oyunculuğuna soyunanlara ‘rastgele’ demeyeceğimizin bilinmesini istiyorum.”

