Dünyada “Göçmen İşçi” sayısı 165 milyonun üzerinde

Göç meselesinin özellikle son yıllarda küresel bir olgu olarak tüm dünyanın gündemini meşgul ettiği her sene milyonlarca insanın savaş, istikrarsızlık, terör, yoksulluk ve iklim değişikliğinin yol açtığı sıkıntılar sebebiyle doğdukları toprakları terk etmek zorunda kaldığına dikkat çekildi. İSTİHBARAT SERVİSİ – Birleşmiş Milletler Uluslararası Göç Örgütü’nün verilerine göre şu an dünya genelinde 281 milyondan fazla göçmen […]

Göç meselesinin özellikle son yıllarda küresel bir olgu olarak tüm dünyanın gündemini meşgul ettiği her sene milyonlarca insanın savaş, istikrarsızlık, terör, yoksulluk ve iklim değişikliğinin yol açtığı sıkıntılar sebebiyle doğdukları toprakları terk etmek zorunda kaldığına dikkat çekildi.

İSTİHBARAT SERVİSİ – Birleşmiş Milletler Uluslararası Göç Örgütü’nün verilerine göre şu an dünya genelinde 281 milyondan fazla göçmen var. Göçmen işçi sayısı ise 165 milyonun üzerinde. Son 3-4 yıldaki savaşların da etkisiyle mülteci sayısı 120 milyona dayandı. Yine veriler, her dakika en az 20 kişinin çatışma, zulüm ve terörden dolayı göç etmek mecburiyetinde kaldığını gösteriyor.

Dünya nüfusunun yüzde 3,6’sı bugün “göçmen” olarak hayatını sürdürmeye çalışıyor. Savaşlar bitmedikçe, krizler çözülmedikçe, iklim değişikliğinin etkisi daha da derinleştikçe, maalesef bu oranlar katlanarak artıyor. Bu süreçte, zaman zaman insan olarak insanları derinden sarsan pek çok manzarayla da karşılaşılıyor. Hemen her gün umut yolcularının ölümüyle sonuçlanan bir olayın, kazanın ve felaketin haberi veriliyor.. Son 10 yılda 72 binden fazla insan göç güzergahında hayatını kaybetti.

Göçmenlik konusunda, Suriye’deki çatışmalardan kaçarak Avrupa’ya sığınan binlerce çocuğun nerede olduğunun ve akıbetlerinin ne olduğunun halen ortaya çıkarılamadığını kaydeden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Nice masumun hayatı, organ ve fuhuş mafyası dahil suç örgütlerinin, insan tacirlerinin kanlı pençelerinde sönüp gitti. Burada şu tenakuzu da ifade etmek mecburiyetindeyim: İnsanları göçe mecbur eden çoğunlukla Batılı güçlerin politikaları olmasına rağmen, iş yük paylaşımına gelince, hiçbirini ortalıkla göremiyorsunuz. Dünyadaki her 100 mülteciden 75’ine, zengin devletler değil; düşük ve orta gelirli ülkeler ev sahipliği yapıyor. Suriye’deki zulümden kaçan insanların ezici çoğunluğu da biliyorsunuz, komşu ülkelere sığındı. İç savaş sebebiyle yerlerinden edilen 11 milyon Sudanlı’nın yine önemli bir kısmı komşu ülkelere göç etti. Myanmar’daki katliamlardan Orta Afrika bölgesindeki iç savaşlara kadar her yerde hep aynı manzarayla karşılaşıyoruz. Yani imkanları sınırlı ülkeler kapasitelerinin çok üzerinde yük alırken; Batılı ülkeler ya feveran ediyor ya da kabul ettikleri birkaç yüz mülteciyle insani trajedileri reklam malzemesi olarak kullanıyor.” dedi.

“Yakın Çevremizdeki İstikrarsızlıklardan Doğrudan Etkileniyoruz”

Türkiye’nin üç kıtanın kavşak noktasında yer alan bir ülke olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Asırlardır olduğu gibi bugün de doğu ile batı, kuzey ile güney arasında bir güç merkezi vazifesi görüyoruz. Dolayısıyla yakın çevremizdeki istikrarsızlıklardan doğrudan etkileniyoruz. Her ne kadar göç ve göçmen meselesiyle son dönemde yoğun bir şekilde yüzleşiyor olsak da aslında biz bu konunun yabancısı değiliz. Anadolu, tarih boyunca hep bir göçmen yurdu oldu.” diye konuştu.

Yaşadıkları yerlerde zulüm, baskı ve şiddet gören tüm mazlumların, güvenli liman olarak, daima Anadolu’yu, Türkiye topraklarını gördüğüne de dikkat çeken Erdoğan, şunları kaydetti:

“Engizisyondan kaçan Musevilerden Doğu Avrupa’daki Hristiyanlara, Kafkasya ve Balkanlardaki Müslüman kardeşlerimizden Nazi zulmünden kaçanlara kadar herkes, ülkemizin ve milletimizin kapısını çaldı. Bugün de bölgemizde kimin başı dara düşse, Allah’a hamdolsun, bir eman yurdu olarak, yönünü önce Türkiye’ye dönüyor. Açık söyleyeyim, bundan da yüksünmüyor, kesinlikle şikâyet etmiyoruz. Bilakis, mazlumun imdadına koşmayı, düşenin elinden tutmayı komşuluk ve insanlık görevimiz olarak telakki ediyoruz. Burada muhalefetin, abartılı rakamlarla sık sık istismar ettiği bir konuya da açıklık getirmek isterim. Ülkemizde muhalefetin, özellikle de insanlık düşmanı kimi faşist çevrelerin iddia ettiği gibi bir göçmen sayısı asla yoktur ve olmamıştır.”

Exit mobile version