Nöbetçi Eczaneler
ONUR ERCAN YAZDI
Türkiye’de süperlig futbol kulüplerinin sistemik eksikleri her zaman kaosa giden yolu oluşturuyor.
Yıllardır bir türlü önüne geçilemeyen bir sıkıntı ve sebep-sonuç ilişkileri bir türlü masaya yatırılamıyor.
Türkiye’de eğitim kurumlarında hâlâ yeterince yer verilmeyen ama sahada ve yönetimde hayati önem taşıyan bazı konular var:
Etkili iletişim, portföy yönetimi, proses yönetimi, satış stratejisi, empati, stres yönetimi, hipnotik dil ve etik kurallar.
Peki bu başlıklar müfredatta yeterince yoksa hiç mi öğrenmeyeceğiz?
Hayır. Tam aksine, bu konular profesyonelliğin alfabesidir. Özellikle futbol gibi büyük kitleleri etkileyen, milyonların ilgisini çeken bir sektörde, bu beceriler olmazsa olmazdır.
TFF Başkanı’ndan MHK’ya, kulüp başkanlarından teknik direktörlere kadar herkes bu başlıkları “yemiş yutmuş” olmalıdır.
Barış Alper vakası bize bir kez daha gösterdi ki, kulüplerdeki yönetim sorunlarının büyük bölümü teknik değil, iletişim eksikliğinden kaynaklanıyor.
Futbol dünyasında herkes trafikte birer sürücüdür. Yol güzel olabilir ama ehliyetsiz sürücüler varsa kaza kaçınılmazdır. Ve her kaza, milyonlara mal olur.
Bu nedenle Süperlig kulüplerin bünyesinde mutlaka Prof düzeyinde şunlar yer almalıdır:
- Psikolog
- Sosyolog
- Nörolog
- Psikiyatrist
- Beslenme uzmanı
- Sporcu sağlığı için ortopedist ve sinir cerrahı olmalı.
Bu ekip, sadece genç yaşta milyon euroları kazanan futbolcunun sadece performansını değil, beraberinde kulübün iletişim kültürünü ve iç disiplinini yönetir.
Böyle bir profesyonel ekip olsaydı; belki Kerem Aktürkoğlu, Barış Alper Yılmaz’la ilgili kriz bu boyuta ulaşmazdı.
Kulüp başkanları her şeyi bilmek zorunda değil ama her şeyi koordine etmek zorundadır.
Delegasyon, enformasyon ve koordinasyon olmadan profesyonellik sadece sloganda kalır.
Kanayan yaranın teşhisi ortada, madem işimiz profesyonellik buyurun tedavisi de mümkün.
Ve unutmayalım: Profesyonellik, sadece milyon dolarlarla değil, eğitim ve bakış açısıyla başlar.
Onur Ercan