Türkiye’nin dünyaca ünlü önemli turizm merkezlerinden biri olan ve son yıllarda kaçak yapılaşma ile gündeme gelen Trabzon’un Çaykara ilçesindeki Uzungöl’ün eski görünümüne kavuşması için göl kıyısını çevreleyen hazine arazisi üzerindeki kaçak yapıların yıkımına 15 Eylül tarihinde başlanacak. Kötü görüntüye neden olan çoğu iş yeri 50’ye yakın yapıların yıkımı için turizm sezonunun bitmesi beklenecek.
Özel mülkiyetli araziler kamulaştırılırken, görüntü kirliliği ortadan kaldırılacak Uzungöl, beton ve yapı yoğunluğundan arındırılmış olacak. Trabzon’un Çaykara ilçesine bağlı doğal güzellikleri ile dünyaca ünlü olan Uzungöl’ün eski görünümüne kavuşması için çalışmalar sürüyor. Misafirlerini çam ağaçları ve yeşilin bin bir tonunu barındıran örtüsüyle karşılayan turizm merkezinin son yıllarda yoğun yapılaşma nedeniyle tepki çekmesi üzerine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Büyükşehir Belediyesi harekete geçmişti.
Göl eski halini alacak
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Uzungöl Turizmciler Derneği Başkan Yardımcısı Murat Akyüz, yapılacak yıkımlardan sonra yapılacak projeyle gölün eski görünümüne kavuşacağını söyledi. Akyüz “Uzungöl’de önümüzdeki Eylül ayının 15’inde, yıkılması düşünülen, kötü görüntü arz eden kıyı kenar ve kamu alanı üzerindeki yerlerle alakalı bir çalışma yapılacak. Belediye Başkanının en son beyanatı bu yönde. Eylül 15’nden sonra böyle bir çalışma var. Bize göre Uzungöl’ün siluetinde çok önemli bir değişiklikler olacak ve eski halini alma noktasına gelecek. Buradaki çarpık kötü yapılaşma ortadan kalkacak. Çadırlar, panayır ortadan kalkacak. Yapılması düşünülen yerler oraları. Yani vatandaşa fazla zarar vermeyecek, en azından Uzungöl’e ufak bir dokunuşla eski haline getirme çalışması yapılıyor” dedi.
Büyükşehir Belediyesi’nin Uzungöl’de örnek çalışmalara imza attığını kaydeden Akyüz “Yapmış olduğu çalışma en azından umutlarımızı artırdı. Yani Büyükşehir kendisi yaptı, kendisi çalıştırıyor. Eğer yapıpta bir başkasına kiraya verse üzülecektik ve sıkıntı yaşayacaktık. Bu konuda Büyükşehir Belediye Başkanına teşekkür ediyoruz. Kendileri yapıp kendileri çalıştırdıkları için. Çalıştıkları yerlere de uygun fiyatlarla çalıştırıyorlar o da çok önemli. Yani Uzungöl’ün imajına, Uzungöl’le alakalı kötü düşüncelere en azından engel teşkil eder diye düşünüyorum. Zaten Uzungöl’ün o kadar kötü bir görüntüsü yok. Şu anda Uzungöl’de yapılaşma, inşaat yok. Kötü görüntü ortadan kalktığı zaman zaten Uzungöl eski haline alacak” diye konuştu.
Uzungöl’e gezmeye gelen Hasan Korkmaz da Uzungöl’ün eski kartpostallık görüntüsünden eser kalmadığını belirterek “Ben doğanın bozulmamasından yanayım. İnsanların sosyal ihtiyaçlarını yada kişisel gidereceği yeme içme yerleri olması gerekiyor ancak çok betonlaşmaması gerekiyor. Bence bu doğanın görüntüsü bozulmaması gerekir. Şu andaki görüntüler uygun bir görüntü değil. Eski kartpostallardaki görüntüsünden eser kalmamış” şeklinde konuştu. İstanbul’dan bölgeyi gezmeye gelen Ertuğrul Akgül ise projeyi desteklediklerini ifade ederek “Yeni yapılacak olan projeye katılıyorum. Özümüze dönmemiz gerekiyor. Görüntü kirliliğinden kurtulmamız lazım. Verilen karar çok doğru bir karar. Bende bir vatandaş olarak destekliyorum” ifadelerini kullandı.
Kaçak yapılar yıkılmış, gerginlik yaşanmıştı
Yaklaşık bin 650 hektar alan üzerine kurulu, 1989 yılında milli park ilan edilen ve 2003 yılında da yaklaşık 30 bin hektara varan özel çevre koruma bölgesi ilan edilen Uzungöl, son yıllarda çarpık yapılaşmasıyla ön plana çıkması Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da dikkatinden kaçmamıştı. Uzungöl’ü tıpkı Rize’nin Ayder Yaylası gibi çarpık ve çirkin yapılaşmasından kötü bir örneği olarak gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, gereken tedbirlerin alınmasını istemiş, bunun üzerine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı harekete geçmişti. Gerekli incelemenin tamamlandığı Uzungöl’de bakanlık tarafından kaçak yapıların yıkımı için karar verilmiş, yıkım kararı bulunan 862 kaçak yapı sahibi, İmar Barışı’ndan yararlanmak için başvuru yapması üzerine imar barışına uygun olmadığı tespit edilen 112 yapıdan 17’si tıraşlanıp, kalan yapılar ise yıkılmıştı. 23 Aralık 2019 tarihinde gerçekleşen yıkımlarda vatandaşlar ve güvenlik güçleri arasında gerginlik yaşanmıştı.(Bekir Koca – Ozan Köse/iha)
Ege Denizi‘nde 00.30 ile 15.30 saatleri arasındaki 15 saatlik zaman dilimde büyüklükleri 1.7 ile 4.8 arasında değişen 89 deprem oldu.
Seza Nur ALPDÜNDAR İZMİR-Ege Denizi‘nde 28 Ocak itibarıyla yoğunlaşan sismik hareketlilik sonucunda bölgedeki deprem sayısı 400’ü geçti. Yunanistan’ın Santorini Adası’nın yaklaşık 25 kilometre kuzeydoğusunda yoğunlaşan, derinlikleri 5 ile 25 kilometre arasında değişen depremler Türkiye’de hissedilmese de tedirginliğe neden oldu. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) verilerine göre, bugün 00.30 ile 15.30 saatleri arasındaki 15 saatlik zaman dilimde en küçüğü 1.7 en büyüğü 4.8 olmak üzere toplam 89 deprem meydana geldi. (DHA)
Prof. Dr. Şengör: Depremde Marmara’da 7 metre tsunami dalgası olabilir
Prof. Dr. Celal Şengör, “Eğer bir yer kayması olursa merkezi havzada bu tsunami yaratabilir. Doğu Marmara’da bu hesaplandı büyük bir yer kayması muhtemel bir yer kayması olması neticesinde 7 metreye yakın tsunami dalgası olabilir diye Türk Hava Kuvvetleri’nin isteği üzerine böyle bir araştırma yapıldı. Hava Harp Okulu’nun bulunduğu yerde dalga yüksekliği 7 metreyi buluyor Yeşilköy’de” dedi.
Mehmet YİRUN-Şafak TAŞOYAR TEKİRDAĞ-Tekirdağ’ın Marmaraereğlisi İlçe Belediyesi ve İstanbul Yaşam Derneği iş birliğinde, ‘Beklenen İstanbul Depremi Marmaraereğlisi’ne Etkileri’ konulu konferans, Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. CHP Tekirdağ Milletvekili Nurten Yontar, Marmaraereğlisi Belediye Başkanı Mustafa Onur Bozkurter ve vatandaşların katıldığı konferansa konuşmacı olarak katılan jeolog Prof. Dr. Celal Şengör, depremle ilgili bilgiler verdi.
Slaytlar eşliğinde görsellerin izletilmesinin ardından konuşan Prof. Dr. Şengör, deprem konusunda gerçekçi olunmak zorunda olunduğunu söyledi. Şengör, “Kuzey Anadolu Fay Hattı, İstanbul’dan başlayıp, Marmaraereğlisi’ne kadar uzanıyor ve bu fayın hareketi, bölgedeki deprem riskini doğrudan etkiliyor. Maramaraereğlisi’nde 7,6 deprem bekleniyor. Dolayısıyla Marmarereğlisi topun ağzında. Bir yer kayması olup olmamasına bağlı. Eğer bir yer kayması olursa ki olabilir, merkezi havzada bu tsunami yaratabilir. Doğu Marmara’da bu hesaplandı büyük bir yer kayması muhtemel bir yer kayması olması neticesinde 7 metreye yakın tsunami dalgası olabilir diye Türk Hava Kuvvetleri’nin isteği üzerine böyle bir araştırma yapıldı. Hava Harp Okulu’nun bulunduğu yerde dalga yüksekliği 7 metreyi buluyor Yeşilköy’de” dedi.
‘GERÇEKÇİ OLMAK MECBURİYETİNDEYİZ’
Karanlık bir manzara çizdiğini söyleyen Şengör, “Ama gerçekçi olmak mecburiyetindeyiz. Her şey güllük gülistanlık deyip de kendimizi aldatıp yaşayamayız. İstanbul’da olacak felaketin düşünemiyorum. Korkunç olacak ve bunun için tedbir alınmadığından emin olun” dedi. (DHA)
Ocak ayında, dünyanın en sıcak ilk 27 günü yaşandı
İstanbul Teknik Üniversitesi’nden (İTÜ) iklim bilimci Prof. Dr. Barış Önol, 2025’in ilk 27 gününün, dünya genelinde kayıtlara geçen en sıcak ilk 27 gün olduğunu belirterek, “2025’in ilk ayı da küresel ölçekte ölçülmüş ‘en sıcak ocak‘ olma yolunda” dedi.
Mehmet ÇINAR ANTALYA-Dünyada ve Türkiye’de en sıcak yıl olarak kayıtlara geçen 2024’ün ardından 2025’in ilk verileri açıklandı. 2024, Türkiye’de son 53 yılın, dünyadaysa son 75 yıllık ölçüm tarihinin en sıcak yılı oldu. 2025 yılının ilk ayı, 2024’ü de geride bıraktı. İklim Değişikliği Enstitüsü’nün (Climate Change Institute) ölçümlerine göre, 2025 yılı ocak ayının ilk 27 günü, dünya genelinde kayıtlara geçen en sıcak ilk 27 gün olarak açıklandı. İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Barış Önol, “2025 yılının ilk 27 günü, dünya genelinde kayıtlara geçen en sıcak ilk 27 gün. 27’sine kadar ortalama, önceki rekor olan 2024’ün başlangıcından 0,11 derece daha sıcak. Artık Ocak 2025’in küresel olarak kayıtlardaki en sıcak ay olacağı kesin. Ancak İngiltere, güneye kayan jet akımı nedeniyle ocak ayı boyunca genel ortalamanın altında sıcaklıkların görüldüğü birkaç yerden biriydi. 2025’in ilk ayı da küresel ölçekte ölçülmüş ‘en sıcak ocak’ olma yolunda” diye konuştu. (DHA)