Mısır, Süveyş Kanalı’ndaki deniz trafiğinin 6 gün boyunca durmasına neden olan “The Ever Given” isimli yük gemisinin yol açtığı zararın tazminatı konusunda geminin sahibi olan firma ile ön anlaşmaya vardı.
Geçtiğimiz mart ayında Süveyş Kanalı’ndaki deniz trafiğinin 6 gün durmasına neden olan “The Ever Given” adlı geminin sahibi firmayı temsil eden Londra merkezli hukuk firması Stan Marine, son birkaç hafta içinde Süveyş Kanalı’nın müzakere komitesi ile yapılan görüşmelerin ardından iki taraf arasında bir anlaşmaya varıldığı bildirildi. Hukuk firması tarafından yapılan yazılı açıklamada, taraflar arasında anlaşmanın en kısa sürede sonuçlandırılması için Süveyş Kanalı Kurumu (SCA) ile beraber çalışıldığı ve ardından geminin Mısır’dan ayrılması için gerekli adımların atılacağı belirtildi. Açıklamayı yapan İngiliz hukuk firması, Mısır’a ödenecek tazminat hakkında bilgi vermeyerek daha fazla ayrıntı yayınlanmayacağını ifade etti.
Denizcilik şirketlerinin Süveyş Kanalı’nı geçmeden önce kabul etmesi gereken standart şartlara göre, gemilerin kanalda sebep olacakları tüm masraf ve kayıplardan sorumlu olması şartlarına dayanarak Süveyş Kanalı İdaresi firmadan tazminat talebinde bulunmuştu. Süveyş Kanalı İdaresi Başkanı Usame Rabi, Süveyş’te karaya oturduktan yaklaşık 6 gün sonra, Mart ayında serbest bırakılan geminin sahibi firmadan 1 milyar dolar talep edileceğini belirtmişti.
The Ever Given isimli konteyner gemisi, 24 Mart’ta Süveyş Kanalı’nda kıyıya çarparak kaza yapmıştı. Geminin kaza yapmasında kum fırtınası ve kötü hava koşulları nedeniyle görüş mesafesinin düşmesinin etkili olduğu belirtilmişti.
Süveyş Kanalı’nda gerçekleşen kaza nedeniyle deniz trafiği 6 gün boyunca durmuş, bu nedenle petrol gibi önemli yakıt sevkiyatlarında da aksamalar yaşanmıştı. Ulaşımda aksamaların yaşandığı sırada Süveyş Kanalı’ndan geçmesi planlanan bazı gemilerin kanalın trafiğini beklemek yerine Afrika’nın ucuna doğru yöneldikleri ve bu nedenle Süveyş Kanalı’na gerekli ödemelerin yapılamadığı belirtilmişti. Süveyş Kanalı İdaresi, 6 gün süren çalışmaların ardından 29 Mart’ta kanalın deniz trafiğine açıldığını açıklamıştı.
Hollanda’da hükümet çöktü: Wilders koalisyondan çekildi
Aşırı sağcı lider Geert Wilders, partisinin koalisyondan çekildiğini duyurdu. Bu adım, 11 aydır görevde olan sağcı hükümetin çökmesine ve erken seçim ihtimalinin doğmasına yol açtı.
Hollanda’da aşırı sağcı Özgürlük Partisi (PVV) lideri Geert Wilders, partisinin hükümet koalisyonundan çekildiğini açıkladı. Bu gelişme, 11 aydır görevde olan sağcı hükümetin sona ermesine ve erken seçim olasılığının artmasına neden oldu. Wilders, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, “İltica planlarımıza imza atılmadı. Ana Hatlar Anlaşması’nda değişiklik yapılmadı. PVV olarak koalisyondan çekiliyoruz” ifadelerini kullandı.
PVV’nin koalisyondan ayrılma kararı, göç politikalarındaki anlaşmazlıkların bir sonucu olarak ortaya çıktı. Wilders, hükümet ortaklarının, partisinin göçmen kabulünü durdurma ve sınırları askeri güçle koruma gibi sert taleplerini reddetmesi üzerine desteğini çekme kararı aldı.
Koalisyon ortaklarından gelen tepkiler sert oldu. VVD lideri Dilan Yeşilgöz, Wilders’ın kararını “tam bir sorumsuzluk” olarak nitelendirerek, “Kendi egosunu ve çıkarını tercih ediyor” dedi. Çiftçi Vatandaş Hareketi (BBB) lideri Caroline van der Plas ise Wilders’ı “gerçekten çok kızgın” olmakla eleştirerek, “Tüm kozlar elindeydi ama bile isteye fişi çekti” şeklinde konuştu.
Bu gelişme, Hollanda’nın siyasi geleceğini belirsizleştirirken, ülkenin NATO zirvesine ev sahipliği yapacağı bir dönemde hükümetin istikrarı konusunda endişelere yol açtı.
Dubai merkezli gayrimenkul geliştiricisi Citi Developers, mimari inovasyonu yatırım fırsatlarıyla buluşturan projeleriyle, Türkiye pazarına adım atıyor. “Neo-lüks” kavramına getirdiği yenilikçi yorumla dikkat çeken marka, sürdürülebilirlik odaklı projeleriyle Orta Doğu ve Avrupa’da kısa sürede güçlü bir portföy oluşturdu. Citi Developers, 31 Mayıs – 1 Haziran 2025 tarihlerinde İstanbul’da düzenleyeceği özel etkinlikle Türk yatırımcılarla birebir temas kurmayı hedefliyor.
2023 yılında kurulan Citi Developers, 450 milyon metrekareyi aşan proje teslimiyle yüksek büyüme potansiyelini kanıtladı. Pasif mimari anlayışı, çevre dostu malzemeler ve enerji verimliliğine dayalı sistemlerle şekillenen yapılar; sadece estetik değil, aynı zamanda doğa dostu bir yaşam sunuyor.
Markanın öne çıkan projeleri arasında, Dubai Islands bölgesinde yer alan Arya ve Agua yer alıyor. Sahil manzaralı rezidanslar, kişisel robot teknolojisi, akıllı ev çözümleri, çatı terasları ve wellness alanlarıyla donatılan bu projeler, hem yaşam kalitesi hem de yatırım getirisi açısından dikkat çekiyor. Yıllık %7-9 kira getirisi ve inşaat sürecinde %20’yi aşan sermaye artışı beklentisiyle Arya ve Agua, 2027’nin son çeyreğinde teslim edilecek.
Arya ve Agua Türkiye’de İlk Kez Yatırımcılara Sunuluyor
Citi Developers şimdi de Türkiye pazarında yatırımcılara birebir ulaşmak için özel bir etkinlik düzenliyor. 31 Mayıs – 1 Haziran 2025 tarihlerinde Mandarin Oriental Bosphorus, İstanbul’da gerçekleştirilecek etkinlikte Arya ve Agua projeleri lansman fiyatlarıyla tanıtılacak.
Etkinlik kapsamında Türk yatırımcılara özel VIP ünite seçimi, esnek ödeme planları, tapu garantisi, oturma izni ve Altın Vize gibi ayrıcalıklar sunulacak. Tüm yatırım süreci, Dubai Arazi Departmanı güvencesindeki emanet hesap sistemiyle şeffaf ve güvenli bir yapıda yürütülüyor.
Citi Developers, sadece bir konut markası değil; yaşam tarzı, sürdürülebilirlik ve yüksek getiri potansiyelini bir araya getiren yeni nesil bir yatırım vizyonu sunuyor.
Orta Doğu’da yeni denge: Türkiye için kritik fırsat doğdu
AYHAN GONCA Batılı ülkelerin İsrail’e yönelik sertleşen tutumu, Türkiye’nin bölgesel rolünü güçlendirme potansiyeli taşıyor. Almanya’da yaşayan Türk siyaset bilimci Yasin Baş, ABD ve AB politikalarında yaşanan kırılmanın Türkiye için diplomatik bir fırsat penceresi açtığını söyledi.
Baş’a göre, İsrail’in Gazze’deki sivil kayıplara yol açan saldırıları, Batılı kamuoyunda ve hükümetlerde büyük tepki topladı. Özellikle ABD’de genç ve Arap kökenli seçmenlerin baskısı, Biden yönetimini İsrail’e koşulsuz desteği sorgulamaya itti. Baş, “İsrail, artık Batı için stratejik bir yük olarak görülmeye başladı” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “İsrail bir terör devletidir” çıkışı ve Türkiye’nin Güney Afrika’nın açtığı soykırım davasına verdiği destek, uluslararası kamuoyunda geniş yankı buldu. Baş, “Ankara, Batı’nın ikiyüzlülüğünü açıkça ifşa etti. Bu duruş, Türkiye’nin bölgesel liderliğini daha görünür kılıyor” ifadelerini kullandı.
İspanya Başbakanı Pedro Sanchez’in “Soykırımcı devletle ticaret yapmayız” açıklaması v The New York Times, BBC gibi medya kuruluşlarının İsrail’e yönelik eleştirileri de Batı’da İsrail’in yalnızlaştığını gösteren önemli işaretler oldu.
Baş’a göre, Türkiye bu süreci doğru okur ve etkili dış politika adımları atarsa, yalnızca Orta Doğu’daki denklemi etkilemekle kalmayacak, aynı zamanda küresel siyasette de daha güçlü bir aktör hâline gelebilecek.