Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Çevre

Tıbbi ve aromatik bitkiler bahçesi örnek olacak

Bursa Uludağ Üniversitesi ve Mustafakemalpaşa Belediyesi’nin işbirliğinde hayata geçirilen ‘Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Bahçesi’ ilk yılın sonunda yüzleri güldürdü. Yaklaşık 20 çeşit bitki üretiminin yapıldığı proje Türkiye’ye örnek olacak.

Önceki yıl Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ahmet Saim Kılavuz ile Mustafakemalpaşa Belediye Başkanı Mehmet Kanar arasında imzalanan işbirliği protokol ile Mustafakemalpaşa Meslek Yüksekokulu uygulama bahçesinde kurulan tıbbi ve aromatik bitkiler örnek bahçesi, ilk ürünlerini vermeye başladı. Yaklaşık 1200 metrekarelik alanda yapılan uygulamanın önümüzdeki yıldan itibaren geliştirilmesi hedefleniyor.


Çalışmaların sonucunu yerinde görmek isteyen Mustafakemalpaşa Belediye Başkanı Mehmet Kanar, Meslek Yüksekokulu’nu ziyaret etti. Okul yöneticilerinden gelinen aşama hakkında bilgi alan Başkan Mehmet Kanar; “Gördüklerimiz bizleri memnun etti. Başta Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörümüz Sayın Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz olmak üzere meslek yüksekokulumuzun ve belediyemizin yöneticilerine katkılarından dolayı teşekkür ediyorum. İlçemiz adına özel bir projeyi daha hayata geçirmiş olduk. Burası hem bölgedeki çiftçilerimize örnek olacak hem de burada eğitim gören öğrencilerimiz için kıymetli bir uygulama alanı olarak hizmet verecek. Gelecek yıllarda çalışmaların genişletilerek ülke genelinde örnek alınacak bir proje haline dönüştürülebileceğine inanıyorum. Katkı koyan herkese gönülden teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.


Kaliteli üretimin merkezi olacak

Projehakkında bilgi veren Mustafakemalpaşa MYO Müdürü Prof. Dr. Mehmet Öz, genç ve girişimci çiftçiler için tıbbi ve aromatik bitkileri kapsayan örnek bir proje hazırlamak amacıyla ilçe belediyesi ile işbirliğine gittiklerini vurguladı. Yöre halkı için önemli bazı bitkilerin tanıtımını yapmak ve kaliteli üretimin ilkelerini ortaya koymak istediklerini aktaran Okul Müdürü Prof. Dr. Mehmet Öz; “Yüksekokulumuzda halen Tohumculuk Teknolojisi ve Organik Tarım programlarında kayıtlı 73 öğrenci bulunuyor. Ülkemizin değişik bölgelerinden ilçemize gelen bu öğrencilere son zamanlarda önemi gittikçe artan tıbbi ve aromatik bitkiler konusunda bu sayede uygulamalı eğitim verebiliyoruz.Geçtiğimiz akademik dönemde, COVID-19 pandemi koşullarında eğitim öğretim faaliyetlerinin online yapılmış olması bahçemizde uygulamalı eğitim imkanlarımızı kısıtlamış olsa da önümüzdeki güz döneminden itibaren buradaki çalışmalarımızı hızlandıracağız” diye konuştu.


25 çeşit bitkinin üretimi yapılıyor

Oluşturulan örnek bahçede ilk yıl için ekimleri yaptıklarını söyleyen Prof. Dr. Mehmet Öz; “Her biri yaklaşık 20’şer metrekarelik alanlarda; başta salep ve lavanta olmak üzere, safran, kekik, biberiye, tıbbi nane, tıbbi papatya, mor reyhan, ada çayı, melisa, ak zambak, mor zambak, sarı kantaron, civan perçemi, süs ayçiçekleri, kimyon, kişniş, kudret narı, siyez buğdayı, azatlı biberi, bamya,kinoa, susam, aspirgibi tıbbi ve aromatik bitkilerimiz yer alıyor. Bu bitkilerin doğası gereği kimisi sonbaharda kimisi de ilkbaharda ekiliyor ya da dikiliyor. Yine bu bitkilerden bazıları tek yıllık bazıları ise çok yıllık oluyor. Bu yıl için hedeflerimize ulaştık. Önümüzdeki yıl ekim alanımızı genişleterek, elde ettiğimiz ürün miktarını da arttırmayı hedefliyoruz. Projemiz gerek ilçemizde gerek Bursa’mızda gerekse de ülke genelinde örnek teşkil ediyor. Destek veren herkese gönülden teşekkür ediyoruz” diye konuştu.
Proje Meslek Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Mehmet Öz başta olmak üzere Doç. Dr. Ahmet Turhan, Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Kunduracıoğlu ile Öğr. Gör. Emre Şenyiğit’in katkıları geliştirilmeye devam ediyor.

Mehmet Şensöz

Çevre

AKOM’dan sıcak hava ve nem uyarısı: 5-10 derece yüksek hissedilecek

AKOM’dan İstanbul başta olmak üzere ülkenin tamamına yakın bir bölümünde Afrika ve Basra kökenli sıcak hava dalgasının tehlikeli etkilerine yönelik uyarı yapıldı. İstanbul’da etkili olan sıcak hava dalgası nedeniyle sıcaklıkların 34-37 derece aralığında seyredeceği, yüksek nem oranları sebebiyle özellikle Kartal, Kadıköy, Florya ve Beylikdüzü gibi sahildeki ilçelerde sıcaklıkların 5-10 derece yüksek hissedilebileceği duyuruldu. Sıcak hava sebebiyle yaşlı, çocuk, hamileli ve astım ve kalp rahatsızlıkları bulunan vatandaşların dikkatli olması; özellikle öğle vakitlerinde güneş alan alanlardan uzak durulmasına dair uyarı yapıldı.

 Melihcan ÇALIŞKAN
İSTANBUL-İBB Afet İşleri Dairesi Başkanlığı, AKOM’dan yapılan açıklamada, İstanbul’da etkili olan sıcak hava dalgası nedeni ile sıcaklıkların 34-37 derece aralığında seyredeceği belirtildi. AKOM,yüksek nem oranları yüzde 50-yüzde 95 ile birlikte, özellikle Kartal, Kadıköy, Florya ve Beylikdüzü gibi güney sahillerinde sıcaklıkların ölçülenden 5-10 derece daha yüksek hissedilebileceği uyarısında bulundu.

“5-10 DERECE DAHA YÜKSEK HİSSEDİLEBİLİR”

İstanbul başta olmak üzere ülkenin tamamına yakın bölümünde Afrika ve Basra kökenli sıcak hava dalgaları etkili olmaya devam ediyor. AKOM verilerine göre, pazartesiye kadar İstanbul’da da etkili olması beklenen sıcak hava dalgası nedeniyle, sıcaklıkların 34-37 derece aralığında seyredeceği öngörülürken, yüzde 50 ile yüzde 95 arasında seyreden yüksek nem sebebiyle sıcaklık değerlerinin ölçülenden 5-10 derece daha yüksek hissedilebileceği belirtildi.

“AKOM GÜNEY SAHİLLERİNE DE DİKKAT ÇEKTİ”

AKOM’dan yapılan açıklamada, özellikle Kartal, Kadıköy, Florya ve Beylikdüzü gibi sıcaklık ve nem oranlarının en yüksek ölçüldüğü güney sahillerinde hissedilen sıcaklıkların 40 derece ve üzerindeki tehlikeli değerlere ulaşabileceğine dikkat çekildi. Bu nedenle öğle saatlerinde, yaşlılar, hamileler, çocuklar ve astım ve kalp yetmezliği gibi rahatsızlığı bulunan vatandaşlara güneşli ortamdan uzak durulması uyarısı yapıldı.

“İSTANBUL’DA SICAKLIKLARIN MEVSİM NORMALLERİNİN ÜZERİNDE SEYRETMESİ BEKLENİYOR”

İstanbul’da hava sıcaklıklarının 22 Temmuz’a kadar mevsim normallerinin 4-7 derece üzerinde, 23 Temmuz – 5 Ağustos tarihleri orasında ise mevsim normalleri civarı ile 1-3 derece üzerinde seyretmesi bekleniyor. (DHA)

Okumaya devam et

Çevre

Orman yangınlarına karşı yapay zeka destekli erken uyarı sistemi geliştirdiler

Sivas Cumhuriyet Üniversitesi (SCÜ) Mühendislik Fakültesi Harita Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Önder Gürsoy ve öğrencisi İzzet Ersoy tarafından, İngilizce ismi ‘Forest Fire Danger Assessment System’ (FoFİDAS) olan ‘Orman Yangın Tehlikesi Değerlendirme Sistemi’ adlı yapay zeka destekli bir erken uyarı sistemi geliştirildi. FoFİDAS’ın yüzde 95 doğruluk payıyla çalıştığını belirten Doç. Dr. Önder Gürsoy, “Hem harita mühendisliğinin kullandığı coğrafi bilgi, uzaktan algılama teknolojilerini hem de yapay zeka ve derin öğrenme gibi yöntemleri bir araya getirerek bir yangın tehlike risk değerlendirme sistemi oluşturduk” dedi.

Alperen YILDIZ
SİVAS-SCÜ Mühendislik Fakültesi Harita Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Önder Gürsoy ve öğrencisi İzzet Ersoy, orman yangınlarının yol açtığı kayıplardan etkilenerek yangına müdahale süresini en aza indirmeyi amaçlayan FoFİDAS isimli yapay zeka destekli bir erken uyarı sistemi geliştirdi. İzzet Ersoy’un Doç. Dr. Önder Gürsoy danışmanlığında ve Dr. Öğretim Üyesi Emre Ünsal’ın yapay zeka desteğiyle yüksek lisans tezi olarak yayınlanan çalışması, yaklaşık 2,5 yıl süren hazırlık sonrasında hayata geçti. 

Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) ortamında kurulan sistem, makine öğrenmesi algoritması kullanılarak test edildi ve yüzde 95’lik doğruluk elde edildi. Önceki yıllarda yaşanan ve felaketle sonuçlanan yangınların büyük çoğunluğu, sistem tarafından oluşturulan haritalardaki yüksek ve çok yüksek riskli alanlarda kaldığı görüldü. Yükseklik, eğim, bakı, arazi örtüsü, ağaç kapalılığı, ağaç gelişme çağları, sıcaklık, nem, rüzgar hızı, yağış, yollara uzaklık, yerleşim yerlerine uzaklık ve tarım alanlarına uzaklık gibi 13 farklı parametreye ait bilgilerin işlenmesiyle çalışan sistem, bölgeye ait yangın risk haritasını oluşturuyor.

‘KAYIPLARI FELAKET BOYUTUNA ULAŞMADAN ENGELLEMİŞ OLACAKLAR’ 

Orman yangınlarından kaynaklanan zararları en aza indirmeyi hedeflediklerini belirten Doç. Dr. Önder Gürsoy, “Hem harita mühendisliğinin kullandığı coğrafi bilgi, uzaktan algılama teknolojilerini hem de yapay zeka ve derin öğrenme gibi yöntemleri bir araya getirerek bir yangın tehlike risk değerlendirme sistemi oluşturduk. Yangınla mücadele ekiplerinin basit, hızlı ve etkin şekilde kullanabileceği yaklaşık yüzde 90-95 doğrulukta veri sunan, bunu görsel olarak da bize sağlayan bir sistem oluşturduk. 

Bir tehlikeyi fark ederseniz buna müdahale edeceğiniz zamanı da ayarlayabilirsiniz. Yangınla mücadele ekiplerinin daha çok odaklanacakları bölgeleri meteorolojik verilerle dinamik bir şekilde yapmaları da bu çalışmayla birlikte daha kolay olacaktır. Yangının çıkma potansiyelinin en fazla olduğu bölgelere ne kadar çok odaklanılırsa, hem yangını önleme hem de bir yangın oluşumunda hızlı bir şekilde müdahale ederek kayıpları felaket boyutuna ulaşmadan engellemiş olacaklar” diye konuştu.(DHA)




Okumaya devam et

Çevre

Çay bahçelerinde ‘pasif drenaj’ heyelanları tetikliyor

RİZE’de dik ve engebeli arazilerdeki çay bahçelerinde drenaj sistemlerinin aktif olmaması, heyelan potansiyelini artırıyor. Ormanların bilinçsizce çay bahçesine dönüştürülmesinin yanı sıra bakımsızlık nedeniyle tahrip olan drenaj sistemleri de heyelana davetiye çıkarıyor. Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nden (RTEÜ) Prof. Dr. Ayberk Kaya, “Yakın dönemde çaylık alana dönüştürülen sahaların birçoğunda bu sistem yok. Heyelan riskine karşı aktif drenaj sistemi, hayati önemdedir” dedi.

Mehmet Can PEÇE
Türkiye’nin en fazla yağış alan ili Rize’de; küresel iklim değişikliği kaynaklı artan lokal ve şiddetli yağışlar, eğimli arazi yapısı, yanlış yapılaşma, dere yatağındaki değişiklikler ve heyelan sahalarının tarım arazilerine dönüştürülmesinin yanı sıra ağaç kesimi de afetlere neden oluyor. Şiddetli yağışlarda, su tahliyesine yardımcı olması için bölgede özellikle çay bahçelerine kurulan drenaj sistemleri, olası heyelanların önüne geçilmesine etkin rol oynuyor. Kentte ilk çay tarımının yapıldığı yıllarda kurulan drenaj sistemlerinin zamanla bakımsızlık nedeniyle tahrip olması, heyelanlara davetiye çıkarıyor. Özellikle yaz aylarında kuraklık sonrası artan yağışlarla toprak tabakasının yumuşayıp, afet riski oluşturabileceğini belirten uzmanlar, su drenaj sistemlerinin aktif hale getirilerek yaygınlaştırılmasını öneriyor.

‘AKTİF DRENAJ SİSTEMİ, HAYATİ ÖNEMDEDİR’

Uyarılarda bulunan RTEÜ Heyelan Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ayberk Kaya, drenaj sistemlerinin birçok çay bahçesinde bulunmadığını, heyelanların önlenmesine drenaj sisteminin önemli olduğunu belirtti. Kaya, “1930’lu yıllarda başlayan çay tarımında; çay bahçesine dönüştürülen arazilerde, koruma amaçlı su tahliye kanalları uygulandı. Bu kanalların çoğu günümüzde aktif. Ancak yakın dönemde çaylık alana dönüştürülen sahaların birçoğunda bu sistem yok. Heyelan riskine karşı aktif drenaj sistemi, hayati önemdedir” dedi.

‘VATANDAŞLARIMIZ BİLİNÇLİ OLMALIDIR’

Kenar kazıları ve yol yapımının, sel ve heyelanlar konusunda etkin olabileceğini kaydeden Prof. Dr. Kaya, “Doğu Karadeniz’de dağınık yerleşim yeri hakim olduğu için vatandaşlarımız yol ve kenar kazısı yapmadan önce konusunda uzman kişilere danışmaları gerekmektedir. Heyelan açısından riskli orman arazilerinin bilinçsizce çay bahçesine dönüştürülmesi heyelan oluşumunu tetiklenmesine ciddi manada yol açmaktadır. Sel ve taşkın konusunda vatandaşlarımızın biraz daha bilinçli olmalıdır. Taşkın riski taşıyan derelere sürüklenebilecek malzemelerin dere kenarlarına depolanmaması gerekmektedir” diye konuştu. (DHA)

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.