Vizyon Kuyumcu
Connect with us

Çevre

Türkülere konu olan telli turnalar 17 yıl sonra ilk kez Türkiye’de yuva kurdu

Türkülere konu olan telli turnalar 17 yıl sonra ilk kez Türkiye’de yuva kurdu. Kuş fotoğrafçısı Engin Bıyıkoğlu tarafından yumurtlama ve yavrulama dönemi Amasya’da görüntülenen telli turnaların yuva sahası koruma altına alındı.

Çorum’da yaşayan doğa fotoğrafçısı Engin Bıyıkoğlu, 3 ay önce fotoğraf çekimleri için Amasya’ya gitti. Bıyıkoğlu, çekim yaptığı sırada Türkiye’nin önemli figürlerinden olan telli turnanın yumurta üzerine kuluçkaya yattığını fark etti. Yıllar sonra göç eden bir turnanın yuva kurduğunu gören Bıyıkoğlu, bu anı kayıt altına aldı.


Çekimin ardından Bıyıkoğlu, Doğa Koruma ve Milli Parklar yetkilileri ve kuş gözlemcileri ile irtibata geçip bilgi vermesi üzerine turnaların bulunduğu alan ekipler tarafından koruma altına alındı. O günden sonra bir daha izine rastlanmayan telli turnalar Bıyıkoğlu tarafından yavrusuyla birlikte tekrar görüntülendi. Türkiye’nin üreyen çok nadide türlerinden olan turnaların yavrusuyla birlikte kayıt alınması bu kuşların ülkede gelecek yıllarda tekrar yuva kurması noktasında umut verirken görüntüler bu alanda çalışma yapan herkesi heyecanlandırdı.


Uzun yıllar kuş fotoğrafçılığı ile ilgilendiğini bunun bir tutkuya dönüştüğünü belirten Engin Bıyıkoğlu, İHA muhabirine zamanının büyük bölümünü doğada kuş fotoğrafları çekerek geçirdiğini söyledi.
Türkiye’nin birçok bölgesinde o bölgenin dönemi, ayları ve göçlerine göre kuş türlerini gözlemlediklerinin anlatan Bıyıkoğlu, “Gittiğimiz bölgelerde kuşların fotoğraflarını çekmeye çalışıyoruz. Bundan büyük bir haz alıyoruz. Kuş fotoğrafçılığının yayılması için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Bir Çorumlu olarak yaşadığım şehrin göletlerindeki, ormanlarındaki birçok kuş türü arıyoruz. Gözlemler yapıyoruz ve bu alanda Çorumla ilgili envanter girmeye çalışıyoruz” dedi.

“Telli turnaların 17 yıldır ülkemizde üreme kaydı yok”

Telli turnaların uzun senelerdir ülkede üreme kaydı olmadığına dikkat çeken Bıyıkoğlu, “Uzun zamandır Amasya, Suluova bölgesine sık sık giderek gözlemler yapıyorum. Bundan 2.5 ay önce orada gözlem yaparken enteresan bir olayla karşılaştım. Bendeki kuş türleri listesinde olmayan telli turnayı gördüm. Çok sevindim. Telli turnaları göç esnasında görüyorduk. Ancak üzücü olan telli turnaların 17 yıldır ülkemizde üreme kaydı olmamasıydı. Turnayı kuluçkaya yatarken görünce bekledim. Dikkatlice bakınca yumurtayı gördüm. Bununla ilgili bakanlık nezdinde Doğa Koruma ve Milli Parklar, kuş bilimcileri, biyologlarla irtibata geçtik. Türkiye’de ilk kez 17 yıl sonra üreme kaydının olduğunu gördük. Bu çok olumlu ve mutlu bir haberdi. Turnaların önümüzdeki yıllarda da üreyebilmeleri için fotoğraf ve video çekimi yaptığım bölgenin koruma altına alınmasını sağladık” ifadelerini kullandı.

“Adına şarkılar yazılan turnayı ailesiyle birlikte görüntülemek mutlu edici bir olaydı”
Turnaları yavrusuyla birlikte görüntüledikten sonra yaşadığı duyguları anlatan Bıyıkoğlu, “Fotoğraf çektikten sonra turnaların akıbetini öğrenmek için birçok kez bölgeye gittim. Yavru yumurtadan çıkmış mıydı? Çıkmış ise uçabilmiş miydi? Karasal hayvanlara, avcılara ve yırtıcı kuşlara takılmadan üreme sürecinin tamamlanıp, tamamlanmadığını görmek için tekrar tekrar bölgeye gittim. Bir sürü kuş fotoğrafçısı, biyologlar ve kuş bilimciler de bölgeye gitti. Ama hiç kimse bir daha turnalara rastlamadı. Bu bizi çok üzdü. Morallerimizi bozdu. 5 gün önce eşimle beraber Amasya’ya gezmeye giderken bölgeye giderek tekrar bakmak istedim. Bir saatlik gözlemin ardından ayçiçeği tarlasının içerisinden erkek ve dişi birey ile yavru turnayı gördüm ve görüntülerini kaydettim.

Bu gözlem bizi çok mutlu etti. Tekrar ilgili yerlerle iletişime geçtim. 3 ay o bölgede kaldıklarını, üremenin gerçekleştiği sürecin tamamlandığını görmek hepimizi mutlu etti. İlk üreme kaydını görüntülemek, o yumurtadan bir yavrunun çıkıp 2,5-3 ay beslenmesini tamamlayarak o hale gelmiş olmasını ve yavru turnayı ailesiyle birlikte tekrar fotoğrafını çekmem benim çok mutlu edici bir olaydı. Bu konuda kendimi çok şanslı hissediyorum. Bunun nedenleri var. Boş zamanlarımızın tamamını kuş gözlemine, kuş fotoğrafçılığına ayırıyor olmamız bunun en büyük etkenlerinden birisi. Telli turna malum adına şarkılar, türküler yapılmış çok kıymetli bir tür. Tekrar 17 yıl sonra üreme yapması ve bu sürecin başarıyla tamamlanmış olmasını müjdelemekten mutluyum” diye konuştu.

Muhammed Muttalip Yalçın

Çevre

Samsun’da elektrik trafoları şehri renklendirdi

YEDAŞ, Samsun Atakum sahilinde yer alan trafo duvarlarını resimlendirerek toplumsal konularda farkındalık yarattı.

SAMSUN-Samsun, Ordu, Çorum, Amasya ve Sinop illerinde yaklaşık 3 milyon aboneye elektrik dağıtım hizmeti veren Yeşilırmak Elektrik Dağıtım A.Ş. (YEDAŞ), üstlendiği toplumsal sosyal sorumluluk projeleri ile farkındalık yarattı. 2023 yılında başlatılan projede şu ana kadar toplamda 10 tane trafo duvarı, resimlerle renklendirildi. Resimlenen her bir trafo duvarında farklı mesajlar veren YEDAŞ, trafoları gören insanlar tarafından olumlu dönüşler aldı. Sahil boyunca sıralanan trafolar, kent estetiğine değer katarken bunun yanı sıra, toplumsal konularda da farkındalık oluşturdu.

Trafolar üzerine çizilen resimler YEDAŞ tarafından belirlenirken, resimler Samsunlu bir resim öğretmeni vasıtasıyla, trafolarda yerini aldı. Samsun’un önemli değerlerinden biri olan Samsunspor’un konu alınması ile başlayan projede, Cumhuriyet’in 100. yılı, hayvan hakları, kadın hakları, Dünya Engelliler Günü, Türkiye Kadın Milli Voleybol Takımı, trafik güvenliği, çevre temizliği gibi pek çok temaya yer verilirken Barış Manço, Selda Bağcan gibi değerli sanatçılar da resmedildi.

‘TOPLUMSAL FARKINDALIK YARATMAK İÇİN KAYNAKLARIMIZI EN İYİ ŞEKİLDE DEĞERLENDİRYORUZ’

YEDAŞ Genel Müdürü Yunus Emre Bilgi, “YEDAŞ olarak, temel sorumluluklarımızın yanı sıra toplumsal konularda da aktif rol almayı önemseyen bir şirketiz. Bu kapsamda her yıl toplumu ilgilendiren konularda sosyal sorumluluk projeleri geliştiriyoruz. Daha önceki yıllarda çevre temizliği, otizm farkındalığı, hayvan hakları gibi farklı konularda çalışmalarımız oldu. 2023 yılında başlattığımız “Trafoları Boyuyoruz” projesi ile ise bir adım daha ilerleyerek aynı anda farklı konularda mesajlar vermeye odaklandık. Trafoları resimlendirirken, özellikle sosyal olarak kalabalık olan bölgelerdeki trafoları tercih ettik, bu sayede daha fazla insana ulaşmayı hedefledik” dedi.

Projenin geri dönüşlerinin büyük bir motivasyon kaynağı olduğunu belirten Yunus Emre Bilgi gelecekte de benzer projeler geliştirmeyi planladıklarını belirtti. (DHA)

Okumaya devam et

Çevre

DAUM Müdürü Doç. Dr. Sümer, İzmir Fayı’na dikkat çekti

İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Deprem Araştırma ve Uygulama Merkez (DAUM) Müdürü Doç. Dr. Ökmen Sümer, İzmir’de 6’nın üzerinde deprem üretebilecek 25’e yakın fayın olduğunu belirtti. İzmir’in son büyük depremini 1688 yılında yaşadığını ifade eden Doç. Dr. Sümer, “Depremin hangi fayda olduğunu bilmiyoruz. Eğer İzmir Fayı’nın Balçova segmentinde ya da Pınarbaşı segmentiyle beraber meydana geldiyse, o zaman İzmir Fayı özelinde rahatız demektir. Eğer 1688 depremi, Uzunada Fayı’nda olduysa, İzmir Fayı’nın zamanı gelmiş demektir. Çünkü bu fayda tespit edilen son deprem, 1510 yıl önce, 178 yılında. Dolayısıyla İzmir Fayı’na dikkat edilmesi gerekiyor” dedi.

KADİR ÖZEN
İZMİR-Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkez (DAUM) Müdürü Doç. Dr. Ökmen Sümer, İzmir‘i etkileme olasılığı bulunan karada ve denizdeki fayların etkisiyle ilgili bilgi verdi. Son 20 yıllık sürece değinen Doç. Dr. Ökmen Sümer, “Sadece İzmir özelinde değil, Ege yani Türkiye’nin batı kıyılarında 2002 ve 2004’te başlayan bir süreç var. Gökova Körfezi’nde bir deprem fırtınasıyla başlayarak, 2017’de Bodrum’da sürüp 2020’de bildiğiniz gibi İzmir depremi ve 2022’de Buca depremleriyle kuzeye taşınan bir hareketlilik söz konusu. Bu da özellikle kuzeyde deprem beklediğimiz faylar üzerindeki stresin de artmasına neden oluyor. Bu durumdan her fay, eşit miktarda etkilenecek anlamına gelmiyor” diye konuştu.

‘İZMİR’DE 6’NIN ÜZERİNDE DEPREM ÜRETEBİLECEK 25’E YAKIN FAY VAR’

Dokuz Eylül Üniversitesi olarak, hangi fayların nasıl etkilendiğini yaptıkları çalışmalarla az çok ortaya çıkardıklarını vurgulayan Doç. Dr. Sümer, “Şimdi hangi faylar tehlikeli? Öncellikle ilk önce tehlikesiz olanlardan bahsedelim. İzmir’de 6’nın üzerinde deprem üretebilecek 25’e yakın fay var. Gülbahçe Fayı, Yağcılar Fayı, Tuzla Fayı’nın güney segmenti gibi faylar deprem üretmişler, tarihsel dönemlerde. Yani 1389, 1040 gibi, MS 47 gibi. En son 1992’de Doğan Bey’de yaşadığımız deprem gibi. 2005’te özellikle Gülbahçe’nin güneyinde yaşadığımız 5.9’luk depremler gibi. Bu faylarda deprem tekrarlama periyoduna baktığımızda rahat faylar olarak değerlendirebiliriz. Çünkü Ege’nin tamamına baktığımızda, buradaki fayların 1500 ila 2 bin yılda bir, 7’ye yakın bir deprem ürettiğini gösteriyor. Gülbahçe Fayı, Yağcılar Fayı, Tuzla Fayının güney segmentinde deprem olmuş, o nedenle orada çok büyük deprem riski beklemiyoruz” ifadelerini kullandı.

‘ÖNCE HAVZADA ÇALIŞMA YAPMAK GEREKİYOR’

Nelere dikkat edilmesi gerektiğini de anlatan Doç. Dr. Ökmen Sümer, “İki şey çok önemli. Deprem ne zaman ve ne büyüklüğünde olacak? Bu sorular önemli. Ama öncelikle deprem olsun olmasın ilk yapmamız gereken şey, deprem bilincini geliştirmek. Bunu ilköğretim seviyesinden itibaren yapmak. Yani sosyal sorumluluk projeleriyle halkımızı deprem konusunda eğitmemiz gerekiyor. Depremde nasıl davranacaklarını bilmeliler ki bu ikincisi ve en önemlisi. Özellikle yerel yönetimlere çok büyük bir sorumluluk düşüyor. Mikro bölgeleme çalışmaları önemli. Büyük alanlarda yapılacak yer bilimsel çalışmalar olmadan mikro bölgelemeye gitmek bizi geriletebilir. Yapılması gereken, önce büyük alanlardaki yer bilimsel verileri toparlamak. Havzaya bakacağız. Bilimsel verilerini çıkartacağız. Sonra bizim yönelebileceğimiz yerlerde mikro bölgeleme çalışmaları yapacağız. Yeni yer bilimsel verilerini oluşturmalıyız. Dolayısıyla Konak gibi özellikle Kaşıyaka ve Mavişehir gibi alanlarda bizim Bornova Havzası’nda yaptığımız gibi büyük alanlardaki yer bilimsel verilerin mutlaka elde edilmesi gerekiyor” diye konuştu.


Okumaya devam et

Çevre

Antakya ve Defne’de okullara ‘sağanak’ tatili

Hatay’ın merkez Antakya ve Defne ilçelerinde kuvvetli sağanak yağış nedeniyle tüm okulların 1 gün tatil edildiği açıklandı.

HATAY-Hatay Valiliği, kentte dün etkili olan, bugün de etkisini sürdürmesi beklenen kuvvetli sağanak nedeniyle merkez Antakya ve Defne ilçelerinde tüm okulların 1 gün tatil edildiğini duyurdu. Ayrıca 24 saat esasına uygun olarak tüm ekiplerin 315 araç ve 666 personel ile sahada hazır olunduğu bildirildi.(DHA)

Okumaya devam et

Trendler

KÜNYE
Copyright © 2021 O Haber Neydi - Tüm Hakları Mahfuzdur.